Gözün, bütün vücuttaki en aktif kaslara sahip olduğunu biliyor muydunuz?
Peki ya, siz uyurken bile haraket ettiğini; korumanız, sakınmanız gereken en mühim duyu organınız olduğunu... Sağlığını ömür boyu korumak için bunlara dikkat
1. Göz doktoruna gidin: Düzenli yapılan, geniş kapsamlı göz kontrolleri görmenizi korumak adına çok önemli. Aile hekiminizle, ne zaman bir göz doktoruna gitmeniz gerektiğini konuşun çünkü diyabet gibi bazı hastalıklar sizi görme problemleriyle ilgili daha yüksek risk altına sokar. Ailedeki göz hastalıklarını gözden geçirerek bazı hastalıklara karşı daha fazla risk altında olup olmadığınıza karar verin. Gözlük kullanıyorsanız, göz doktorunuza yılda bir giderek reçetenizin güncel kalmasını sağlayın ve retina dekolmanı gibi sorunları tespit edin. Bulanıklık, sönüklük gibi görme değişiklikleri yaşıyorsanız, ne zaman olursa olsun hemen göz doktorunuzdan bir randevu almalı.
2. Sigarayı bırakın: Kalp ve akciğer sağlığını tehdit ettiğini zaten biliyorsunuz. Peki ya aynı zamanda katarakt ve optik sinir bozukluğu riskini artırdığını? Sigara kullanıyorsanız, bugünden bırakın.
3. Güneş gözlüğü takın: Güneşin zararlı ultraviyole ışınlarından korumak için güneş gözlüğü kullanmak şart. Hem UVA hem UVB türü radyasyona karşı koruyanları tercih edin. Koruyucu gözlük, deniz gözlüğü, kayak gözlüğü gibi, spor veya diğer aktiviteler esnasında gözünüzü olası yaralanmalara karşı koruyan gözlükleri de kullanma alışkanlığı edinin.
İnsanların çoğu yüzlerinde gördükleri her sivilceyi sıkar veya patlatır. Ancak yapmaktan kendinizi alıkoyamadığınız bu hareketler yüzünüzdeki ‘ölüm üçgeni’ diye adlandırdığımız bölgedeyse gerçekten tehlikeli olabilir.
‘Ölüm üçgeni’, ağız kenarlarınızdan burun köprünüze kadar olan bölgeye verilen isim. Bu bölgeye tüyler ürperten bu isim verilmiş çünkü üçgen içindeki kan damarları başın arka tarafında, beyne ait esas toplardamarlarla burada birleşiyor. Burada oluşacak bir enfeksiyon baş ağrısına, görüş kaybına, felçlere, bazen de ölümlere sebep olur. Bakteriler bu ölümcül üçgen bölgesine girmesiyse yüzünüze nasıl davrandığınızla alakalı.
Yüzünüz ile oynama alışkanlığınız varsa vereceğim tavsiyeleri dikkate alın. Burun ve dudak kıllarını cımbızla aldığınız, cildinizde oyuk açtığınız veya sivilceleri patlattığınız her sefer, oluşan yaralarda bakterilerin toplanması ve ölüm üçgenindeki kan dolaşımına karışmasına yol açarsınız. Benzer şekilde yüz yaraları, cerrahi kesikler ve diş etleri de enfeksiyon meydana getiren bölgeler haline gelebilir. Bunları önlemek için en iyi yol elbette hiç yapmamaktır.
Ölüm üçgeninden nasıl korunabiliriz?
• Her sabah rutin olarak neti pot denilen burun temizleyici ile burun kanallarınızı temizleyin.
Saat daha öğlen 1, şimdiden uykunuz var. Enerji depolamak için gidip kahve, şeker çikolata aldınız. Şimdi sakince onları bir kenara bırakın. Anlık çözümleri geçin, gerçek enerji depolarıyla tanışın
Ananas
C Vitamini deposu ananas, beyindeki noradrenalini harekete geçirerek yorgunlukla savaşmanıza yardımcı olur. “Noradrenalin nedir?” derseniz, sizi zinde ve enerjik tutmaya yardımcı olan savaş ya da kaç reaksiyonunda rol oynayan en önemli hormonlardan biridir.
Bugüne kadar vücudunuza iyi baktınız ve tüm işaretler her şeyin tam tıkırında olduğunu gösteriyor. Ancak unutmayın; kanser sizi hazırlıksız da yakalayabilir! Kaldı ki farkında olmadan kanser riskinizi artırabilecek bazı yanlışlar da yapıyor olabilirsiniz. Son araştırmalar kansere karşı kendinizi korumanın yeni yolları olduğunu söylüyor. İşte size yardımcı olabilecek bir rehber...
Yanlış 1: E vitamini takviyesi alıyorsunuz
E vitamini akciğer kanseri riskini azaltmasıyla bilinen bir antioksidandır. Ancak aşırı miktarda alındığında bir ANTİ-antioksidana dönüşebilir ve DNA’ya zarar vererek kanser gelişimine yol açabilir. Bu zamana kadar E Vitamini ateş basmalarını rahatlatması için öneriliyordu ancak yeni bulgular uzun vadeli kullanımın zararlı olabileceğini gösteriyor.
Doğrusu: E Vitamini için günlük önerilen değer 30 IU’dur (yaklaşık 20 mg). Bu da multivitamininiz dışında ekstradan E vitamini almanıza gerek olmadığını gösterir. Antepfıstığı en iyi gamma-tokoferol (E vitamini türü) kaynaklarından biridir. Günde bir-iki avuç fıstık yiyerek günlük ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.
Yanlış 2: Her gün farklı zamanlarda yemek yiyorsunuz
YUMURTA TÜKETİN
Hem güçlü bir protein kaynağı hem de ucuz. Birçok insan yumurtanın kan kolesterolü seviyesini artırdığını düşünüyor ancak bu doğru değil. Günde iki yumurta yemek günlük protein ihtiyacınızın yüzde 26’sını karşılar ancak günlük önerilen kalori miktarının yüzde 10’undan daha azını içerir. Bu yüzden yumurta kilo vermenize de yardımcı olabilir.
Öneri: Yarım düzine yumurtayı hafta başından haşlayın. Her gün bir tane tüketin.
KALP ATIŞ HIZINIZI HER GÜN KONTROL EDİN
Kalp atış hızınızı kontrol ederek kendinizi kalp krizi veya felç riskine karşı koruyabilirsiniz. Sayım işlemi çok basit: işaret ve ortaparmağınızı tam başparmağınızın altından, el bileği kemiğinize yerleştirin. 10 saniye boyunca atışları sayın. Bu sayıyı 6 ile çarparak dinlenme halindeki nabzınızı elde edersiniz. Yetişkinler için ortalaması dakikada 60-80 arasındadır.
Öneri:
Çilek: Çoğunlukla tarım ilacı kontrollerinin az yapıldığı ülkelerden ithal edilir. Bakılan çileklerin üzerindeki kalıntılarda 59 kadar tarım ilacı tespit edildi. Çileğin dışındaki çekirdekler çileğin tamamen temizlenmesini zorlaştırır. Çileği mevsiminde tüketin ve yerel olarak yetişen çilekleri tercih edin. Kir ve kimyasalları azaltmak için suyun altında yıkayarak temizlemeden önce çilekleri iki dakika suda bekletin.
Elma: Mantardan böceklere kadar birçok çeşit bitki zararlısını öldürmek için ilaçlanır. Yapılan araştırmalarda, elmaların üzerindeki kalıntılarda 42 değişik tarım ilacına rastlandı. Elmanın özellikle kirli olmasının bir diğer nedeni ise üreticilerin elmaya parlak görünmesi ve uzun yolculuklar sırasında daha uzun süre dayanması için mumlama işlemi uygulamasıdır. Çok parlak olan veya güzel ve taze kokması gerekirken balmumu gibi kokan elmaları almayın.
Ispanak: Rastlanan tarım ilacı sayısı 48. Ispanağa fazladan ilaç uygulanıyor çünkü yapraklar, yumurtalarını yaprağın arkasına bırakan yaprak galeri sineğinin verdiği zararlara karşı özellikle hassas. Ayrıca, yerde yetişen sebzelere uygulandığında bu ilaçlar toprağın üst kısmına sızarak bitkilere daha çok zarar verebilir. Daha güvenli ve ekonomik bir seçenek olan donmuş ıspanağı tercih edebilirsiniz.
Şeftali: Şeftalinin, ilaçları sünger gibi emen tüylü, ince kabuğundaysa 62 kadar tarım ilacı bulundu. Şeftaliyi suya tutup çabucak yıkamak yeterli değil. Bunun yerine yiyecekleri dezenfekte eden spreylerden kullanın.
Folik asit: Bu amino asidin kanda yüksek seviyede olması Alzheimer hastalığının gerilemesine yardımcı oluyor. Kıvırcık, lahana, ıspanak, börülce, kuru fasulye ve diğer baklagiller bu önemli besin bakımından zengin.
E vitamini: Güçlü antioksidan etkisi nedeniyle yağ içinde eriyebilen E vitamini, alzheimer hastalarında görülen plak büyümesiyle savaşmaya yardımcı oluyor. Badem ve fındık gibi yemişler, ay çekirdeği, yerelması ve zeytinyağı da bolca E vitamini içeriyor.
Omega-3: Bu yağ asitlerinin düşük seviyelerde olmasının hastalığı tetiklediği düşünülüyor. Somon ve sardalye gibi soğuk su balıkları ve keten yağı da omega-3’ler açısından zengin. Ceviz ve badem gibi birçok yemiş yüksek seviyede omega-3 ve E vitamini de içeriyor.
ALZHEİMER KARŞITI ISPANAK-CEVİZ-TURUNÇGİL SALATASI
1- 90’IN ALTINDA DİNLENME KALP ATIŞ HIZI
Nabzınızın bir dakikada ne kadar attığını ölçerek dinlenme durumundaki kalp atış hızınızı bulabilirsiniz. Bu rakam vücutta neler olup bittiğinin barometresidir. Daha yavaş bir dinlenme kalp atış hızı, kalbinizin daha güçlü olduğu anlamına gelir. Daha yüksek kalp atım hızı, kalbin aynı şeyleri yapmak için daha çok çalışması gerektiğini gösterir. Araştırmalara göre, dinlenme durumundaki kalp atış hızı 90’ın üzerindeki kadınların kalp krizinden ölme riski, yine dinlenir durumdaki kalp atış hızı 60’ın altındaki kadınlara oranla üç kat daha fazla... Kalbi güçlü tutmak için kalp kaslarını çalıştırmalısınız. Kardiyo antrenmanlarında maksimum kalp atış hızınızın yüzde 80’ine ulaşmayı hedeflemelisiniz. Maksimum kalp hızınızı, 220’den yaşınızı çıkartarak hesaplayabilirsiniz. Örneğin 30 yaşındaki bir kişinin hedefleyeceği kalp atış hızı 220-30=190. 190x0.8=152 olmalıdır. Haftada üç kere, 20 dakika boyunca bu kalp atış hızına ulaşmak kalbinizin güçlenmesine yardımcı olacaktır.
2- GÜNLÜK 1.5 GRAM SODYUM
Özellikle 50 yaşın üstündeyseniz, günde 1 çay kaşığından daha az tuz tüketmelisiniz. Biz ise ortalama olarak bu miktarın iki katından daha fazla tuz tüketiyoruz. Sodyum, kalbinize, böbreklerinize ve kan damarlarınıza zarar verir. Ayrıca kan basıncını yükselterek kalbin daha hızlı çalışmasına neden olur ve bu da kalp krizine yol açabilir.