Geçtiğimiz hafta, ‘mış’ ve ‘muş’ eklerine ağırlık vererek, eğlenceli bir yazı yazdım. Doğrusunu isterseniz, eğlenmiştim de..
Olayın özeti şuydu:
Çayyolu Park Caddesi’nde bulunan Atabilge Sitesi, buradaki restoranlardan rahatsızdı ve hukuki bir mücadele başlatmıştı.
Belediye de Atabilge Sitesi’nin içindeki yüzme havuzu ve içkili lokali, yasal şartları taşımadığı gerekçesi ile incelemeye almıştı.
Yani..
Hukuğa başvuranların, kendilerinin hukuksuz olduğu iddia ediliyordu.
Komikti..
Yazının ardından bu konuda, tanımadığım iki kişiden, iki ayrı e-posta aldım.
Birisi, anladığım kadarı ile Atabilge Sitesi’nin Park Caddesi ile mücadelesinde aktif rol alan Tuğrul Turhan’dan geliyordu.
Tuğrul Bey, son derece zarif bir şekilde Park Caddesi esnafından sadece Atabilge Sitesi’nin değil çevredeki bütün sitelerin rahatsız olduğunu anlatıyor ve Yenimahalle Belediyesi’ni ağır bir dille suçluyordu.
İkinci yazı ise bir başka Atabilge Sitesi sakini olan Yıldırım Yılmazoğlu’ndan geldi.
Yıldırım Bey, içinde kendisi ile ilgili tek bir kelime ya da ima bile geçmeyen yazımı ‘tekzip’ ediyordu.
‘Sözde tekzip’, “Belediye Atabilge Sitesi’nin havuzunu ve lokalini kendi kendine değil, beni orada dövdükleri için, benim şikayetim ile incelemeye aldı” şeklinde özetlenebilir.
Teferruatı gereksiz..
Yıldırım Bey, “Amacım belediyeye avukatlık yapmak değil” diyor, ama ‘bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü’ misali, durduk yerde avukatlık yapıyordu.
Yedi yıldır engelli olduğunu ve tekerlekli sandalyeye mahkum olduğunu anlatan Yıldırım Bey’le daha sonra telefonla da görüştük. Daha ilginç bir şey söyledi. Diğer e-posta’yı gönderen komşusu Tuğrul Turhan Bey, siteye ilk taşındığında engelli olduğu için Yıldırım Bey’in havuza girişini yasaklamak için de mücadele etmişti.
Başka başka ne tuhaflıklar ortaya çıkacak diye beklerken, Yıldırım Bey’in önümde duran yazısında en tuhaf şeye takıldı gözlerim..
Buna göre, yaklaşık 10 yaşında olan Atabilge Sitesi’nin yüzme havuzu ile içkili lokali, imar planlarında ‘süs havuzu’ olarak görünüyordu.
Devlete ‘süs havuzu’ yaptım diyen site, kimselere haber ve bilgi vermeden ‘yüzme havuzu ve lokal’ işletiyordu.
Hatta yarı olimpik bir yüzme havuzu demek bile mümkündü.
Yenimahalle Belediyesi’nin önceki yönetimleri buna nasıl göz yumdu..?
Maliye Bakanlığı kaçak bir ticari işletmeyi nasıl vergilendirdi..?
Standardı hayli yüksek bir yüzme havuzunun Sağlık Bakanlığı ya da diğer ilgili sıhhi kurumlar tarafından izni nasıl verildi, denetimi nasıl yapıldı..?
Anlayacağınız, bu işler çok karıştı..
Park Caddesi’nin verdiği rahatsızlık bir tarafa, Çayyolu’nun en lüks ve gözde sitelerinden birisi olan Atabilge Sitesi’nin verdiği vicdani ve hukuki rahatsızlığa içtenlikle üzüldüm.
Kulaç kulaç utanç..
En tarihi belediyeBugün doğacak çocuğa verilecek isimler, hava durumu, yemek tarifleri, özlü sözler..
Saatli Maarif Takvimi’ne ve ona gönül verenlere her zaman sempati duydum..
Bizden iki kuşak öncesinin en önemli rehberlerinden birisidir.
Bu yüzden Anadolu Ajansı’nın her hafta başında abonelerine gönderdiği ‘Haftanın Tarihine Bakış’ derlemesini de zevkle okurum. Bir nevi Saatli Maarif Takvimi geleneğidir çünkü..
Bakın bu hafta tarihte, Anadolu Ajansı’na göre yaşanan bazı önemli olaylar hangileriymiş..
27 Haziran 1363: Türk devletinde ilk düzenli ordu kuruldu.
28 Haziran 1914: Avusturya tahtının veliahdı Arşidük Franz Ferdinand ve eşi Hohenburg Düşesi, 19 yaşındaki Sırp milliyetçisi Gavrilo Princip tarafından Saraybosna’da öldürüldü. Avusturya, bu olayı gerekçe göstererek Sırbistan’a savaş ilan etti ve I. Dünya Savaşı başladı.
29 Haziran 1995: Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi, “Hitit Güneşi” amblemini değiştirdi.
30 Haziran 1913: II. Balkan Savaşı başladı.
1 Temmuz 1839: Padişah II. Mahmut öldü; yerine Sultan Abdülmecit geçti.
2 Temmuz 1556: Fransız astrolog, fizikçi ve kahin Nostradamus öldü.
3 Temmuz 1462: Midilli Adası, Osmanlı ordusu tarafından fethedildi.
Başkanımız Melih Gökçek’in Ankara amblemini 1995 yılında değiştirmesinin, tarih şeridinde yanyana anıldığı olaylara bakar mısınız..?
Fransız kahin Nostradamus ile birlikte tarihe geçmiş bir belediyemiz var..
Hatta ilk Türk ordusu, Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması, İkinci Balkan Savaşı, Abdülmecit’in tahta oturması, Midilli Adası’nın Osmanlı tarafından fethi..
Gurur duymalıyız..
Ne tarih yazmışız ama..?