SEÇİM, geçim, memleket meseleleri, dış politika, entel saçmalıklar, açılımlar, kapanımlar ve daha bir sürü şey..
Konuştuğum insanların neredeyse tamamı, saatinin alarmını 13 Haziran sabahına kurmuş, tavşan uykusunda dönüp duruyor bir o yana, bir bu yana.. Böyle bir ortamda; öyle bir yazı yazmak istedim ki, konuyu atayım ortaya isteyen istediği sonucu çıkarsın.. Sınırsız esinlenme imkanı bir anlamda.. Konu: Kargalar.. İlk önce, çok değer verdiğim bir ağabeyimin kargalar hakkında anlattıklarını aktarayım..
İnsanoğlu en fazla 29 yıl yaşayanını tespit etmiş olsa da, biyolojik ömürlerinin 400 yıl olduğu iddia ediliyor.. 50-60 yaşına gelene kadar çiftleşmedikleri bir başka iddia.. Yaşadıkları sürece kin ve nefretlerini asla unutmuyorlar.. Bir diğer deyişle, gördüğünüz herhangi bir karganın 300 yıldan fazla bir zamandır aynı yerde dolanıyor olma ihtimali var.. Karganın kılavuzluğu ve tuvalet adabı ile ilgili atasözleri var.. Bunların dışında, besleseniz bile gözünüzü oyuyorlar.. Eskimoların ayrı bir saygı gösterdiği kuşa, yani kuzguna akrabalar.. Yavrusunu şahin gibi gören hayvanlar.. Antik Yunan ve Roma’da uzun hayatı sembolize ediyorlar.. Hatta ölüleri, ölüler diyarına onların taşıdığına dair mitolojik bir kayıt da var.. Van Gogh’un intihar etmeden önce çizdiği tablodaki kargalar ayrıca dikkat çekici..
La Fontanie öykülerinde, peyniri tilkiye kaptıran sersem/geveze rolünde oynuyorlar.. Alex Proyas’ın 1994 yapımı unutulmaz filmi.. The Crow.. İnsan zekasına en yakın hayvan olduğunu düşünenler var, belki de bu yüzden üstat bir hırsız olarak da kabul ediliyorlar.. Haydi şimdi etrafınızdaki kargalara bir bakın.. Hepsinin de ya yüzyıllık rezilliklere şahitliği, ya da yeni yetme rezilliklere esin kaynağı olmuşluğu var.. Sadece iddia elbette.. Rivayete göre, yeryüzünde işlenen ilk cinayetten sonra cesedin nasıl gömüleceğini gösteren bile onlar.. Kekliği taklit edeyim derken, kendi yürüyüşünü unutan kuşlar.. Doğrusu yanlışı bir yana.. Ne çok karga var..