Okullarla servis şirketleri arasındaki sözleşmeler incelenirken, personel listesinde adı bulunan 9 bin 408 şoförün de kayıtlarına baktı.
Katil çıktı...
Gaspçı çıktı...
Hırsız çıktı...
Tecavüzcü çıktı...
Çocuk istismarından sabıkalı olan bile çıktı...
9 bin 408 kişiden -halen hazırda aranmakta olan 15 kişi de dahil olmak üzere- 323’ü sabıkalıydı.
Çocukları okula götürüp getirsin diye emanet ettiğimiz kişilerden bahsediyoruz, hatırlatmış olayım...
2 haftadır ciddi hücum planı olmayan takımlarla oynadılar. Planı olan bir takıma karşı ne olacağı muamma. Hücumda heyecan yaratırken, defans zaafları var. Ama doğru bir yolda ilerliyorlar.
2.SORU: Geçen sezonlara göre G.Saray’daki fark ne?
BİRKAÇ sezondur kazansa bile heyecan yaratamayan, ruhunu kaybetmiş bir ekip vardı. Şimdiki G.Saray, taraftara, “Yenileceksen de böyle yenil, helal olsun” dedirtir.
3.SORU: Takımı başarıya ulaştıran temel isimler hangileri?
G.SARAY’ın yarattığı heyecan dalgasının bayrak ismi Gomis. Camiada uzun süredir beklenen heyecanı o tetikledi. Elbette Fernando ve Ndiaye de büyük katkı veriyor.
Haber dün medya organlarına “Deprem anıtına boyalı saldırı” başlığıyla yansıdı.
Ah bizim o yumuşacık hafızamız...
Ah bizim şoka dayanıklı unutkan bünyemiz...
“Vah be! Yuh be! Ne ayıp” diyerek okudu bu haberi de...
Oysa 2016’da da benzer bir haber okumuştuk, arşiv ortada...
Oysa 2015’te de benzer bir haber okumuştuk, arşiv ortada.
SENEYE YİNE TEMİZLERİZ
Yalova’daki deprem anıtının
Dünyalılar olarak, geçen yıl silahlanmak için tam bu kadar para harcamışız.
“Dünya savaşa, silah şirketleri kâra koşuyor” başlığıyla Cumhuriyet’te yayınlanan haber, “Northrop Grumman, Raytheon, Rockwell Collins, Boeing ve Lockheed Martin” gibi, silah üreticisi devlerin hisselerinde yüzde 20’lere varan yükseliş yaşandığını anlatıyordu “bu dönemde”...
Hangi dönemde?
Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde savaşların, iç savaşların körüklenmeye devam ettiği dönemde.
Hangi dönemde?
ABD ve Çin’in birbirlerine Kuzey Kore üzerinden efelendikleri, içinden ekonomik hassas dengelerin geçtiği bu itişmeyle dünyaya yeniden “Nükleer savaş tehdidi diye bir şey vardı di mi?” dedirttiği dönemde.
YENİ SAVAŞ ‘CİCİLERİ’
Savaşlar, körüklenmiş paranoya destekli silahlanma histerisi, daha fazla silah, daha modern silah, daha çok bomba, daha çok öldüren roket derken...
Ayağa kalkarak alkışlamak yeterli olmayacağı için amuda kalkarak alkışlamayı deneyeceğim; zor olacak elbette ama deneyeceğim bunu!
Sayın Hisarcıklıoğlu (vali ve oda başkanlarının da aynı zorluklarla mücadele ettiklerini ekleyerek) şöyle demiş:
“Millet (maaşlarını) çok zanneder ama gelip bir de Ankara’da onların yaşantılarını görün...”
Aah, ah!
Son olarak aylık 17 bin 500 TL maaş alıyor vekillerimiz.
Emeklilik maaşı da 8 bin 500 TL.
İki yıl görevden sonra emekli olmaya hakları var.
Çifte emeklilik hakkı? Niye olmasın? O da var tabii.
“Tarafsızlık” kısmını gülelim diye yazmadım, hemen gülmenize gerek yok, lütfen biraz ciddi olalım!
Yaklaşık 7 bin çalışanı vardır, güzel bir bütçesi vardır...
2016’da harcaması için kasasına milletçe 1 milyar 772 bin TL koymuştuk.
Çiğdem Toker, dün Cumhuriyet’te “‘Payitaht’ için tabletlere hücum” başlıklı yazısında rakamları ve durumu gayet güzel özetliyordu.
2016’daki o 1.77 milyar TL’nin 793.4 milyon TL’si elektrik payından, 962.1 milyon TL’si ise bandrolden gelmiş.
Personeline de 660 milyon TL ödemiş 2016’da. 2015’e göre personel azalmış ancak ödenen para artmış ki; elini tutacak halimiz yok; gönlünce harcamış işte.
DIŞ YAPIMLAR ŞAMPİYON
“Gönlünce harcamış”
Manzara ortada...
Maçtan önce yakalanan bıçaklar, palalar, çivili sopalar...
Maç sırasında sahaya atılan bıçak...
“İzmir Marşı”na “PKK dışarı” sloganıyla karşılık verilen akıllara ziyan bir ortam...
Maç sonu sahaya dalanlar...
Küfür, şiddet, safi gerginlik...
Hiçbirini daha önce görmemişliğimiz yok; beterini de gördük ne yazık ki ama ilk kez görmüşüz gibi davranmakta bir sonraki felakete kadar unutmakta zaten üstümüze yoktur.
ŞAKLABANLIK ŞAMPİYON
Harçlığını çıkarmak için simit satan hap kadar çocuğu dövüp tehdit ettikleri yetmemiş, utanmadan bir de cep telefonu marifetiyle “diğer çocuklara ibret olsun diye izletmek üzere” kaydetmiş beyzadeler...
Metroda enstrüman kutusunda bomba aranırken kelepçelenen ve “Müzisyenim lütfen ellerime vurmayın” demesine rağmen darp edildiğini söyleyen Gülşah Erol’un halini gördünüz mü?
Vilayet hemen açıklama yaptı “Asıl o saldırmıştır polis memurlarımıza, asıl o hakaret etmiştir...”
Gülşah Erol canlı izleme imkânı bulduğum pırıl pırıl bir müzik insanı; hem Türkiye’de hem de yurtdışında sevilen, saygı duyulan bir çellist.
Gülşah Erol olayı henüz tam olarak aydınlanmış değil; şu ana kadar Erol’un sosyal medyada yaşadıklarını anlattığı paylaşım, fotoğraflar, bir yolcunun çektiği video ve Vilayet tarafından yapılan karşı suçlama metni var elimizde.
Bugüne kadar “etrafına dehşet saçan çellist” görmüşlüğüm, duymuşluğum yok; ama “her dünyalı gibi” yetki alanını aşarak orantısız şiddet uygulayan güvenlik güçleri görüntü ve haberleriyle dolu zihin arşivim...
Haberin duyulmasının ardından milletçe benimsediğimiz ata sporumuz “Haydi İkiye Bölünüp Birbirimize Girelim” girdi devreye.