Paylaş
Okullarla servis şirketleri arasındaki sözleşmeler incelenirken, personel listesinde adı bulunan 9 bin 408 şoförün de kayıtlarına baktı.
Katil çıktı...
Gaspçı çıktı...
Hırsız çıktı...
Tecavüzcü çıktı...
Çocuk istismarından sabıkalı olan bile çıktı...
9 bin 408 kişiden -halen hazırda aranmakta olan 15 kişi de dahil olmak üzere- 323’ü sabıkalıydı.
Çocukları okula götürüp getirsin diye emanet ettiğimiz kişilerden bahsediyoruz, hatırlatmış olayım...
ALPEREN NEDEN ÖLDÜ?
Okul servisleri konusuna yeniden bakma nedenimiz, İzmir’de yaşanan, yürek dağlayan, akıl almayacak türden bir felaket...
3 yaşındaki Alperen Sakin’in kreşin servis aracında unutularak, nefessiz kalarak hayatını kaybetmesi katlanılması güç bir acı. Ailesine sabır dilerim...
Alperen’in hayatını kaybetmesine bir dizi sorumsuzluğun yol açtığı ortada. Vicdanlarını dinleyerek olanı biteni anlatmaya karar veren öğretmenler hem personel eksikliğini hem de personelin eğitiminin yetersizliğini ortaya koyuyordu.
Alperen’e ilk müdahale için “bir eğitimleri olmadığından” ortaya atılan fikir üstüne su dökmek olmuş.
Soruşturma ilerledikçe bir başka “gerçeğe” daha ulaştık.
Alperen’in hayatını kaybettiği servis “korsan”dı, okul servisi olmak için izni, donanımı yoktu...
Şimdi konuya biraz daha yakından bakmayı önereceğim...
Alperen bir kazaya mı, yoksa herkesin kafasını çevirerek ortak olduğu bir cinayete mi kurban gitti, kararı siz verin...
İstanbul’da en kısa mesafe servis ücreti 1.611 TL olarak açıklandı.
KAZANÇLI(!) BİR SİSTEM
Asgari ücretlinin (1.404 TL) çocuğunu okula servisle yollama ihtimali çok fantastik, gerçekdışı, biliyorum... Ama çocuk başına minimum 1.600 TL orta/alt gelir grubu için her ihtimalde zorlayıcı.
Bu “zorlanma” karşısında alternatif çözüm yöntemleri çekici hale gelebiliyor.
Korsan servisler bu noktada devreye giriyor. Kimi zaman apartman görevlisi veya gönüllü bir emeklinin –elbette ücreti karşılığında- servisçiliğe soyunması şeklinde beliriyor bu “korsan servis” araçları.
Tanıdık biriyle çocuğu hem de daha ucuza okula yollamak elbette iyi bir fikirdir, saygı duyarım; ancak neticede eğitim almamış bir servis şoförüdür yine de...
Veya daha geniş bir “rant sisteminin” taşıyıcı kolonu olarak görüyoruz korsan servisleri.
Okullar ödenekleri az olduğu için, okul aile birlikleri anlaşmalar güzel olduğu için, veliler daha hesaplı olduğu için göz yumabiliyor denetimsizlikten rant sağanlara... Habertürk’ten Can Mete, İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri Odası’ndan Gökhan Özdemir ile konuşmuş.
8 BİN KORSAN VAR
İstanbul’da 8 bin korsan servis aracı bulunuyormuş...
Özellikle özel okulların ve kreşlerin bu “rüşvet ağı”na dur demeleri gerektiğini söylüyor Özdemir.
Devam ediyor, ayna tutuyor: “Bize gelen şikâyetler arasında en önemlisi korsanların okul aile birliğine ve okul yönetimine rüşvet vererek taşımacılık yapması. Okullar göz yumuyor, veliler göz yumuyor, yetkililer göz yumuyor. Üç kuruş kâr etmek için kurallar çiğneniyor. Şikâyetlere göre konuşursak İstanbul’daki servislerin en az yüzde 25-30’u korsan...”
İstanbul’da durum bu; İzmir’de, Ankara’da, Kütahya’da, Adana’da farklı olduğunu sanmam...
Emanet ettiğimiz adamın sabıkası var mı yok mu bakmıyoruz, bakması gerekenden hesap sormuyoruz, sistemi düzeltecek doğru dürüst akıl yürütemiyoruz.
Emanet ettiğimiz aracın, şoförün araç kullanmaya değil de çocukları emniyetle taşıma işine ehliyeti var mı yok mu bakmıyoruz. Bakması gerekenden hesap sormuyoruz vesaire vesaire...
Sonra Kayseri’de servis şoförü 15 yaşındaki öğrenciyi istismar ediyor şoka giriyoruz...
Sonra korsan serviste “unutulan” 3 yaşındaki Alperen hayatını kaybediyor yas tutuyoruz.
Dost acı söyler...
Sadece İstanbul’da 8 bin korsan servis var...
Korsan şebekesinden okul yönetimine, aile birliğinden velisine herkesin gözünün önünde oluyor bütün bunlar.
Girmemiz gereken “şey” şok değil, bir utanma krizi olabilir...
Paylaş