İsmail Er

Gözyaşları ile bitti

26 Mayıs 2007
GEÇMİŞ yıllarda şerefli ikincilikte yönetimler değişirdi. "Seba gitsin, Ahmet Dursun" diye. Bir sürü insan kulübe servet kazandıran şahsiyete, inanılmaz küfürler etti. Tribünleri kırdı, yaktı yıktı. Beşiktaş son 4 yıldır şampiyonluktan uzaklaştı. İki yıldır alması gerekiyormuş gibi Türkiye Kupasına kimseyi yanaştırmadı! Milan-Liverpool ile final oynarken Beşiktaş-Erciyesspor’la karşılaştı. Değerler mi yoksa kulüpler mi eridi?

Önce kulübe hizmet edenler 16 yıllık başkan Süleyman Seba, tesisleri armağan eden Nevzat Demir ve 100. yılda şampiyonluk yaşatanlar tek tek unutuldu. Ya da unutturuldu. Tıpkı bu sezon gençleştirme söylemleri ile uyutulan Beşiktaş taraftarı gibi. Beşiktaş ilk kez buruktu. Geçmişte Kayseri değil, hangi deplasmana gitse konvoylarla, şampiyonluk marşları ile alkışlanan siyah beyazlı ekibi, bu kez güvenlik görevlileri karşıladı.

Runje’nin gazabı

Süper Lig’de Fenerbahçe ile yapılacak maç sonrası ayrılacağını açıklayan Tigana’nın bıraktığı enkazı düzeltmeye çalışan teknik direktör Tayfur Havutçu, deplasmana gelmek istemeyen kaleci Runje’nin gazabına uğradı. Rakip Kayseri’nin attığı her şut skora yansıdı. Serdar, Fahri, Ali Güneş, Nobre, İbrahim Üzülmez, Baki iyi niyetle savaşırken, sezon başından bu yana lidersiz oynamanın sancısını çekti.

Şampiyonlar Ligi kupasını kazanan Milan’ı izlediniz. Sahada gençlik rüzgarı değil 35 yaşını aşmış Pirlo, Kaladze, Maldini gibi uzmanlar esti. Gelecek vaadeden gençleri izlemeye meraklı olanlar Fulya’da yıldız ve PAF takımını izlemeli. Beşiktaş’ın hedefi şampiyon olmaktı, Şampiyonlar Ligi’ne kaldı. Beşiktaş teknik adamsız da çıksa ligi ikinci ya da üçüncü bitirir.

Kayseri’de ise cezalı olan Ertuğrul Sağlam’ın yerine saha içinde görev yapan teknik direktör Mutlu Topçu sistemi ve düşünceleriyle coştu. 90 dakika boyunca Mehmet Topuz, Gökhan ve İlhan’ın golleri, Ümit Aydın’ın ve İbrahim Akın’ın direkten dönen şutu akıllarda kaldı. Maçı izleyenler ise "Beşiktaş’ın gençleri, ileride iyi olacak" masalları anlatmaya başladı. Ama tarih Beşiktaş’ı mağlup olarak yazdı. Taraftar ise göz yaşları ile sezonu tamamladı. Yönetim Lucescu peşinde koşarken 100. yılda şampiyonluk yaşatan değerleri de değerlendirmeyi unutmamalı. Benden söylemesi.
Yazının Devamını Oku

Tayfur farkı

20 Mayıs 2007
BEŞİKTAŞLI yöneticiler, taraftarlar ve oyuncular sezon boyunca yaşadıkları güzellikleri içine sindirip, olumsuzlukları bir nefeste unutabilecekleri yepyeni umutlarla gelecek sezona merhaba demek için son kez İnönü Stadı’nda buluştular. İki hafta önce İnönü’de Fenerbahçe önünde kaybedilen şampiyonluk, Bursa karşısında yaşanan kabusun bıraktığı izler takımın performansını olumsuz etkilemesine rağmen el freni çekik unutulan forvet ve orta saha Tayfur Havutçu ile özgürlüğe kavuştu.

90 dakika boyunca 20’ye yakın gol pozisyonu üretilmesi bunun en güzel örneğini ortaya çıkarttı. Siyah beyazlılar sahaya kadroda olmaması gereken 4 oyuncu ile çıkmasına rağmen bireysel özellikleri olan oyuncular skor tabelasını değiştirdi.

Ders çıkarılmalı

Bobo
görevini yaparak galibiyet golüne imzasını atarken, Fenerbahçe maçında kendisini yedek kulübesinde tutan eski hocasına anlamlı mesaj verdi. Sergilenen pozisyon zenginliği ve futbol heyecanı İnönü’ye damgasını vurdu. Ankaraspor Teknik Direktörü Aykut Kocaman, Beşiktaş’ın yabancı ağırlıklı kadrosuna karşı ilk yarıda sadece bir yabancı hakkını kullanarak Türk futbolcusunun da yetenekli ve savaşçı olduğunu gösterdi.

Başkan Demirören ve yönetimi olumsuzlukları bir kenara bırakarak, gelecek sezonu düşünmeli, Türkiye değil Avrupa’da yarışacak üst düzey teknik adamı ve oyuncuları bir araya toparlayarak bu yıldan çok dersler çıkarmalı.
Yazının Devamını Oku

Ruhunu teslim etti

14 Mayıs 2007
VEDALAR hep hüzünlüdür. En iyi şekli ile yaşanan veda bile burkar canları. Daum, Del Bosque, Rıza Çalımbay’ın ayrılışlarında hep bu hüzün yaşanmıştı. Ama Atatürk Stadı’nda vedaya çıkan Tigana, milyon dolarlar harcattığı yönetim ve destekleyen taraftarlarının adeta canını aldı. Fransız gidiyor ama ardında enkaz bırakarak gelecek yıl için onarılması güç yara açarak.

Yönetim istediği takımı oluşturması için bir dediğini iki etmedi. Merkez bankası olsa batardı. Sergen’e alternatif olarak aldırdığı 7 milyon Euro’luk Delgado deplasman seçmekten oynamaya fırsat bulamadı. İki adımlık Bursa’ya gitmeyi reddetti. Kurduğu takımı kontrol edemedi. Küme düşmeye oynayan Erciyes karşısında alınan futbolsuz galibiyete sevinen Tigana ile ayrılacağını açıkladığı andan itibaren vedalaşılmalıydı. Çünkü Beşiktaş’ı katletti, ruhunu aldı.

Tigana, Bursa karşısında beraberliğe oynayacak bir kadro oluşturdu. Hazırlık maçında denemediği stoper İbrahim Kaş’ı ilk kez sağ kanatta deneyerek hezimeti hazırladı. Can Erdem’i yolda görse tanımaz. Kurtarıcı diye oyuna alıyor. Banka hesabını şişirdiği Beşiktaş Kulübü’nü her fırsatta aşağılayan Tigana’ya verilen şans menajer Ali Gültiken, Tayfur Havutçu ya da alt yapı menajeri Mehmet Ekşi ve ekibine verilseydi siyah beyazlı camia şimdi şampiyonluk hazırlıkları yapıyordu.

Huzur da kalmadı

Fransız teknik adam, Nobre’yi istedi (Hangi akla uyduysa.) golü unuttu. Koca sezon boyunca tarihi takım akıllarda kalan futbol oynamadı, gol atamadı, en iyi oyuncusu Runje oldu. Orta saha ve forvet durdu. Tigana, bu sezon takımı şampiyon yapmak için uğraşmadı. Son 5 maçın kasetlerini izleyin gözyaşı dökün. Medyaya verdiği demeçleri takip edin göreceksiniz sanki teknik adam değil kızılay görevlisi. Futbolu, sistemi değil insani yardım ajitasyonları ile gündem oluşturdu.

Beşiktaşlı, efsane kadrosu gibi sistemli oynamasını istiyor. Futbolseverlerin adını ezberlediği güçlü takım görmek istiyor. Tigana ise tam tersini yaptı. Önce takımı içini parçaladı, sonra da şampiyonluk umutlarını söküp attı. Bursasporlular, yatıp kalkıp dua etsin Tigana’ya. Kovduğu Sinan Kaloğlu, Henry gibi coştu golünü attı. Başkan Levent Kızıl’ın kötü gününde arkasında olduğu Engin İpekoğlu, yerli teknik adamın bütçesi az ve yüreği zengin bir takım oluşturacağını ispatladı. İsmail Güldüren, Beşiktaş forvetine nefes aldırmadı. Cumhur, muhteşemdi. Frasineanu, Ricardinho’nun aldığı paranın 3’te birine oynadı ama tekniği Brezilyalıyı yolda bıraktı. Beşiktaş bu mağlubiyet ile ikincilik şansını da zora soktu. Kısacası Beşiktaş’ta ne ruh kaldı ne de huzur!
Yazının Devamını Oku

Aysun ve Tigana

10 Mayıs 2007
SİNEMA, sahne sanatçısı gibi teknik adam ve futbolcuları da bedeli karşılığında şirketiniz için kullanabilirsiniz. Sürüyle örnek sıralayabilirim. Manken Aysun Kayacı içecek tanıtımında öpüşme sahnesi için 250 bin dolar aldı. Güzide Duran 1 milyon dolar, Doğa Bekleriz 500 bin YTL fiyat belirlemiş.

Ara sıra oynayan Delgado’nun fiyatı 5 milyon euro, Kezman’ın bonservisi ile maliyeti 35 trilyon. Mali’de doğma, sonradan Fransız olma Tigana’nın bedeli ise 1.5 milyon, primlerle birlikte 4 milyon 200 bin euro. Menajerlik büroları ve avukatları var.

Aysun, ürün pazarlıyor, Tigana ise pazarlayacağı ürünü çürüğe çıkartıp hurdalığa atıyor. Beğenmediği milyon dolarlık oyuncuyu kadro dışı bırakıyor. Ve başarısızlığını anlamış olacak ki, gideceğini Türkiye’de değil Fransız’da açıkladı. Başarısız olmuştu. Süper Lig’de, İnönü’de, Fenerbahçe’ye yenilmenin faturasını oyunculara yükleyen, Tigana’yı bedeli karşılığında, "Kulübe yararlı olsun, Beşiktaş’ı Dünya markası yapsın" göreve getiren yönetim sanırım pişman olmuştur.

Başarı sıfır

Sezon başı yönetime vaat ettikleri ile elde edilenlere bakıldığında başarı oranı sıfır. 45’nci Türkiye Kupası’nın ilk yarısında Beşiktaş rezil. Erciyes mücadele etti. Runje, oyun kurucu.. Düşünün artık.. 20 bin Beşiktaş taraftarı var deniliyor, Türkiye Kupası finalinde tribünler bomboş. Beşiktaş’ın çıtasını düşüren Fransız hoca aldığı para gibi, başarısızlığın hesabını vermeli. Tigana, tek doğru iş yaptı. O da ayrılma kararı alması. Ayrılmadan, bıraktığı tahribatın hesabı da sorulmalı. Amaç oyuncu yetiştirmekse onu alt yapıda Mehmet Ekşi ve ekibine bırakın.

Türkiye Kupası’nda final maçı oynanıyor, ama ikinci 45 dakikada sadece Lazarov bir kez pozisyona girebiliyor o kadar. Yani iki takımda ancak bu kadar kötü olabilir. Haydi, K.Erciyes’i anladım. ya Beşiktaş’a ne diyeceksiniz? Tigana gönderilmesini istediği İbrahim Akın’ı astronomik fiyata alınan Nobre’ye tercih ediyor. Erciyes’in adım atacak hali kalmıyor da Bobo golü atabiliyor.

Yoksa.. Yoksa kupada gidecekti az daha...
Yazının Devamını Oku

Tigana'nın ihaneti

6 Mayıs 2007
TEKNİK direktör Tigana, F.Bahçe maçına Beşiktaş oyuncusu olmayan 4 futbolcu ile başlayınca rakibine 3 puanı verdi. Takımın gol silahı Bobo ile, takımı ve kendisini kurtaran Sivas kahramanı İbrahim Akın’ı kulübeye hapsetti.

Beşiktaş, Türk Milli Takımı’nın 2008 Avrupa Şampiyonası Grup maçlarındaki futbolu ve kadrosu ile birebir benzerlik taşıyor. Teknik direktör Fatih Terim’li, Milli Takım grubunda lider, Beşiktaş da kötü futbola rağmen lider takipçisi. Beşiktaş’ın kasasını eline geçirerek yaptırdığı transferlerle boşalttıran, sistem taktik olarak hiçbir şey vermeyen Tigana, İnönü Stadı’nda zengin görüntüsü vererek, ağzına aldığı kürdanla dalga geçiyor. Siyah beyazlı kulüpten 1,5 yıl içinde 4 milyon Euro’yu aşan parayı cebine indiren Fransız, ülkesindeki medyaya "Benim parayla işim olmaz" derken futbolla da olmadığını söylemeyi unutmuş.

Ders almamış

Büyük maçlarda büyük futbolcular sahne alır. Tümer, Kezman, Edu, Lugano muhteşemdi. Tuncay, sakatlanmasaydı fark olurdu. Türkiye Kupası’ndaki karşılaşmalardan ders almayan Tigana, Bobo, İbrahim Akın, Fahri, Ali Tandoğan gibi önemli isimlere yedek kulübesinde pranga vurarak kendisine inanan yönetim ve taraftarlara adeta ihanet etmiştir. Kullanım tarihi geçmiş defans sistemini babam bile hatırlamıyor. Kaleci Cordoba’ya yapılan suçlamanın bin katını Tigana’ya yapmak gerek. Mağlubiyetin de bir haysiyeti olur. Takımdaki oyuncuları eleştirmeye gerek yok. Onları oynatan beyin tahrip olmuş. Beşiktaş’ı, İnönü Stadı’nda deplasman takımı gibi oynatan Tigana ülkesine dönmeyi çabuklaştırmalı. Beşiktaş için varını yoğunu ortaya koyan başkan Yıldırım Demirören ve yönetiminin yeni teknik adam arayışı için önünü açmalı. Bu sezon hangi Beşiktaşlı sergilenen oyundan zevk aldığını söyleyebilir. Hangi oyuncu belleklerde kalan hareketi ile anılıyor! Önceki akşam yayıncı kuruluşta, son 6 yıldaki Beşiktaş-F.Bahçe maçları nostalji olarak gösterildi. Beşiktaş’ın galibiyetlerinde, gollerinde ve asistlerinde Sergen’i izledim. Beşiktaş yönetimi ve Tigana da izlemiştir umarım. Sponsor peşinde koşarak yıldız aramaya gerek yok. 100’üncü yıl şampiyonluğu yaşatan Sergen hala yaşıyor, asist yapıyor, gol atıyor. Siz de bugün Eyüp Stadı’na gidin gözlerinizin pası silinsin. İyi izleyin. Koşarak futbol oynansaydı ülkede atlet kalmazdı.
Yazının Devamını Oku

Darbe yapıldı!

30 Nisan 2007
DEVLETİN zirvesinde yaşanan kavga, darbe olacak mı, olmayacak mı konuşulurken, Türk futbolu da her geçen gün tırmandırılan kargaşa ve kaos ortamı ile sarsılıyor. Başkent’te Cumhurbaşkanı kim olacak, Süper Lig’de şampiyonluğun en büyük adayı nasıl belirlenecek, soruları günlerdir manşetleri süslüyor. Beşiktaş, Sivas’ta 3 altın puanı alarak şampiyonluk darbesi için mesaj verdi. Darbenin kahramanı ise teknik direktör Tigana’nın sezon başından bu yana at gözlüğü takarak görmediği İbrahim Akın’dı.

Beşiktaş, teknik direktör Tigana’nın Fransız usulü sisteminde sürünüyor. Ne kontratak var, ne de şut. Geçmiş maçların fotokopisini izliyoruz! Maçın hakemi Cem Deda belki de, hayatının en kolay maçını yönetiyor. Sivasspor elindeki kısıtlı bütçe ile şampiyonluğa oynayan Beşiktaş’a karşı savaşıyor ve oynayarak astronomik paralar harcatan Tigana ile adeta dalga geçiyor. Geçen yıl Tigana, Fenerbahçe’ye 2 gol atan Sergen’e sarılırken, bu sezon da kritik deplasman Sivas’ta da sezon başından bu yana futbolundan çok atları ile ilgilenen İbrahim Akın’a koştu.

Sessiz çoğunluk

Beşiktaş’ta bu sezon vitrine hep kaleciler çıkıyor. Antalya maçında Murat, F.Bahçe ve Sivasspor maçında ise Runje kahramandı. Beşiktaş ilk yarıda Sivas kalesini bir tek Serdar ile yoklarken, ikinci yarıda 5 şut izledik. Sivasspor’un ise ilk yarı 2, ikinci yarıda 6 şutu siyah beyazlı kaleyi buldu. Ricardinho’nun şutu direkte patladı. Maçı izleyen yöneticiler ve taraftarlar maç bitiminde hayıflanıyordu "Çok kötü oynuyoruz." Ama kimse Tigana’nın adını ağzına almak istemiyor.

Kimse Burak Yılmaz’a kızmasın. Çocuk verilen görevi yerine getiriyor. İbrahim Toraman kaptan olarak çıktığı tüm maçları galibiyetle kapadı. Toraman koşuyor, savaşıyor ve oynuyor. 90 dakika boyunca kanatlardan bir tek atak 56’ncı dakikada gerçekleşti. İbrahim Üzülmez nefis orta yaptı, Tigana ortaya değil Üzülmez’e patladı. Tigana sağ ve sol kanatlardan nedense orta yapılmasını istemiyor. Şeref tribününde maçı izleyen Başkan Yıldırım Demirören ise sanırım, galibiyet şansını yeni doğan oğlu Cemal’e bağlıyordu. Fransız teknik adamın yetenekli teknik oyuculara yaptığı sistem işkencesinden herkes rahatsız oluyor. İbrahim Akın, Tigana’dan öylesine rahatsız olmuş ki, öfkesini Sivasspor kalesinden çıkartırken, aylardır kulübede beklemesine neden olan, top değil at peşinde koştuğunu söyleyen Fransız çalıştırıcıya meydan okuyordu. Unutmayın darbeyi bazen sessiz çoğunluk yapar. İşte İbrahim Akın o çoğunluktan biri.
Yazının Devamını Oku

Savaştılar...

27 Nisan 2007
120 dakika futbol maçı izliyorsunuz, ne keyif alıyor ne de mutlu oluyorsunuz. Fenerbahçe’de Tümer’in hırsına ve temposuna ayak uyduran, diğer oyuncular değil tribünlerdi. Zico’nun hafta ortasında takıma penaltı çalıştırdığı haberleri Brezilyalı teknik adamın bu maçtan ne kadar korktuğunun göstergesi idi. Beşiktaşlı futbolcular Tigana faktörüne rağmen savaştılar. 90 dakikada Fenerbahçe’nin beş gol pozisyonunu kurtaran Runje, sahanın kahramanları arasında yerini aldı. İbrahim Toraman açıkları kapattı, Nobre tur şansını tabelaya yazdı.

İki gün önce izlediğim Manchester United-Milan Şampiyonlar Ligi maçından sonra Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi bana Cankurtaran-Bayrampaşa amatör maçını hatırlattı.

Kişiliksiz ve dengesiz


Bu kadar kişiliksiz, sistemsiz ve dengesiz maç olur mu? Sahada futbol oynanıp oynanmadığını hakem Selçuk Dereli olmasaydı anlayamazdık. O da sıkılmış olacak ki, pozisyonlarda kendi düşüncesine göre düdük çaldı. Federasyonun kendisine verdiği kırmızı kartı, kızıl gömleğine sakladı.

Beşiktaş göze hoş gelen bir oyun sergilemedi ama yüksek fizik gücüne sahip Nobre, Bobo, Mustafa Doğan, Serdar Kurtuluş, İbrahim Toraman ve Mehmet Sedef, Fenerbahçe’nin aslarına nefes aldırmadı. PAF takımından gelen Mehmet Sedef’in büyük umutlarla transfer edilen Uğur Boral’a top göstermemesi bu transferin ne kadar isabetsiz yapıldığını gösterdi.

Futbolseverler, futbol izlemek istiyorsanız, takım ismi fark etmez, gidin 11-12 yaş grubu çocukların maçlarını seyredin. Çünkü futbolun bütün güzelliklerini ve saflığını sadece ve sadece onların maçlarında görebiliyorsunuz. Gidin onları izleyin ve destekleyin de hiç olmazsa Türk futbolunun geleceği kurtulsun.
Yazının Devamını Oku

Tigana'ya dava açın

22 Nisan 2007
ARKADAŞINIZ, eşiniz, sevgiliniz sizi aldatırsa ne yaparsınız? Konu bireysel olduğu için gerekeni yapar layık olduğu cezayı yapıştırırsınız. Geçmiş yıllarda Cordoba’nın aldattığını düşünen yönetim elinde kanıtı olmadan yargısız infaz yaptı. Runje, ihanetin en büyüğünü gerçekleştirdi. PFDK ağır ceza verdi. Tahkim hafifletti. Ama Beşiktaş takımının aldığı ihaneti kimse tartışmadı. Belki de içine attı. Takımı şampiyonluğa giderken ihanet eden Runje, kaçan da Kleberson’du. Arkadaşlarını yalnız bıraktı.

Tabii bu arada gizli ihaneti yani takıma kötü futbolu oynatan Tigana’yı da unutmamalı. Ne taktiği, ne de motivasyonu vardı Beşiktaş’ın. Hem tribünleri hem de cebini boşalttığı yöneticileri kahretti. İhanetin sonu gelmez... İnönü’de ihanet etmeyen ve asla terk etmeyen bir taraftar topluluğu ve mücadele eden 11 Beşiktaş formalı vardı. Tek kahraman ise Murat Şahin. Sağ baldırındaki bağların kopuk olmasına rağmen yüreğini ortaya koyarak kaleyi devraldı. Tek bacağı ile yaptığı kurtarışları 3 puanı kazandırdı.

Hangisi deplasman takımı

Biliyorum hata yapıyorum aslında. Bu maçı değil, Antalya maçı öncesi Kasımpaşa Stadı’nda, Trabzonspor’u 3-2 yenerek Türkiye Yıldızlar Şampiyonu olan Beşiktaş miniklerinin verdiği futbol lezzetini size anlatmalıydım. Belki Tigana’yı da a maça davet etmeliydim. Ama ne yaparsınız ki, bu maçı yazmalıyım. Kötü futbol serisi dün yine sürdü. Futbol adına bir şey yok. Kaptan İbrahim Toraman’ın terinin son damlasına kadar koşması, Ricardinho, Delgado’nun teknik şovları okadar. Baki’nin, Mustafa’nın, Burak’ın çırpınışlarına acıdım. Bir takım, teknik adam tarafından ancak bu kadar sabote edilir.

Deplasmanda oynayan Antalyaspor değil de Beşiktaş’tı. Beşiktaş Kulübü Başkanı Demirören’e her istediğini yaptıran Tigana bu takımı şampiyon yapamazsa tazminat davası açılmalı. Gerekçe basit; Yetenekli futbolculara oynattığı kötü futbol ve izleyenlere çektirdiği stres. Diğerlerini sonra açıklayacağım. Antalyaspor’da Suazo, İlyas, Şenol’un performansı alkışlandı. Teknik direktör Yılmaz Vural, futbol oynanması için tüm oyuncularına özgürlük tanıdı.

Tigana mı.. O kürdanıyla maç izledi...
Yazının Devamını Oku