26 Ağustos 2007
TEKNİK Direktörlerin maç sonlarında "Takım uyum sorunu yaşıyor. Yabancılar alışamadı. Sabredin çok iyi olacak" söylemleri gazete sayfalarını süsler. Başkan Yıldırım Demirören, göreve geldiği günden bu yana teknik direktörlerden çektiği kadar muhalefetten çekmedi. Güvendiği teknik adamın bir dediğini iki etmemek için elini cebinden çıkarmadı. Çünkü her gelen teknik adam, yeni bir şirket oluşumundaymış gibi milyon dolarlık transferler yaptırıyor.
Ertuğrul Sağlam’ın Demirören’e 8 yeni oyuncu karşılığında ödettiği fatura tam 50 trilyon. Avrupa’nın en lüks otellerinde kamplar ve primler buna dahil değil! Türkiye standartlarında 18 takımında sergilediği futbolu herkes biliyor. Milyon dolarlar harcandı ama teknik direktör Ertuğrul Sağlam’ı alt yapının yıldızı Batuhan Karadeniz kurtardı. Siyah beyazlı takımın yıldız takımında kaptanlıktan A takıma kadar inançla mücadele eden Batuhan, Sağlam’ın yönetime ödettiği 50 trilyonluk faturaya inat savaştı, koştu ve golünü atarken, isimsiz yabancılara ödenenlere adeta isyan ederken Türk futbolunun alt yapısındaki kaynağın fışkırdığını gösterdi. Geçmiş yıllarda Metin, Ali, Feyyaz, Sergen gibi starların kaynağı kurudu mu, diyenlere Batuhan en güzel yanıtı verdi.
Alt yapıya bakın
Gaziantep Kamil Ocak Stadı’nda alt yapının mimarları Halim Aydın, Mehmet Ekşi, Metin Uzun, Fikret Demiral haklı gururlarını seviçle haykırdılar. Israrla alınan Diatta yedek kulübesinde, Higuian tribünde. Gerçek Beşiktaş ruhu ise Batuhan ile son dakikalarda sahaya damgasını vurdu. 91’li Batuhan oyuna girinceye kadar sergilenen futbol içler acısıydı. 90’ncı dakikada atılan bu gol belki dea kötü futbolu unutturdu.
Beşiktaş’ın rakibi ile arasında fiyat farkı vardı, istenilen farkın futbol olmasıydı ama ne gezer. Beşiktaş’ın istikrar sembolleri Serdar Özkan ile İbrahim Toraman’dı. Koray hep yalnız kaldı. En zayıf halka Ricardinho olarak göründü.
Gaziantep kalecisi Ömer, harika bir performans sergilerken, ay yıldızlı forma için yeterli tecrübeye sahip olduğu mesajını verdi. Ekrem, Özgür, Volkan Nigris’in temposu alkışlandı. Harcanan para Türkiye’nin Beşiktaş’ın. İsyanım buna. Alınacak oyunca benimle birlikte saha kenarında değil yeşil çimler üzerinde koşmalı. Başkan Demirören ve yönetimi teknik adamların söylemlerine fazla kanmamalı. Onursal Başkan Süleyman Seba gibi alt yapıya bakışını değiştirmeli. Sahada ne lider var ne de oynayan, Şampiyonlar Ligi ön eleme üçüncü tur rövanş maçında Zürih çok farklı takım unutulmamalı!
Yazının Devamını Oku 20 Ağustos 2007
BEŞİKTAŞ Kulübünü yönetenlerde mi, yoksa yönetenlerin yetki verdiği teknik direktörlerde mi sorun var. Türkiye’de bence teknik direktörler, yerli yada yabancı fark etmiyor, kendilerini yönetenleri çok iyi kullanıyorlar. Takımın değerlerini hiçe sayarak, milyon dolarlık zararlara yol açıyorlar. Onursal Başkan Süleyman Seba’dan Serdar Bilgili ve Yıldırım Demirören’e kadar tüm yönetimler göreve getirdikleri teknik direktörlerin bir dediğini iki etmediler. Özellikle Demirören yönetimi, göreve getirdiği tüm teknik adamların istediğini takıma kazandırdı. Teknik adamlar Beşiktaş’ın yarışmacı takım olduğunu unutup deneme tahtası haline getirdiler.
Türkiye’de ilk üç teknik adamdan biri olan Ertuğrul Sağlam, Süper lig ve Avrupa Kupalarında her maça değişik kadro çıkartırken, herhalde oyuncularını tanımadığı için her karşılaşmada değişiklikler serisini sürdürüyor. İzlediğim antrenmanlarda ise futbolcuları hala yüksek tempolu koşturuyor. Siyah beyazlı oyuncular antrenman yorgunu, bitkin ve çaresiz. Özel istekle aldırdığı Diatta’yı nedendir bilinmez Sağlam yanında oturtuyor. Uyum sorunu varsa uydurulmalı! 5 milyon euro’ya Ülker’e aldırılan Sergen’in alternatifi Delgado yedek kulübesinde gözlemci görevi yapıyor.
Maliyet farkı
Kasımpaşa yöneticisi Suha Sıdal ile devre arasında karşılaştık. Golü atan Kasımpaşalı Askou 180 bin euro, yanında topu yükselmeye çalışan Edouard Cisse 3,5 milyon euro, golü yiyen Rüştü’nün ise 3 yıllık 4,5 milyon euro’ya mal olduğunu hatırlattı. Kasımpaşa Teknik Direktörü Kadir Özcan, takımını mücadeleci yapmış. Büyük takımlara karşı tek atakla tek gol atma formülünü bulmuş.
İkinci yarıda İbrahim Akın’ın oyuna girmesi ile hareket başladı. Beşiktaş’ın gol yollarındaki sorununu kaptan İbrahim Toraman giderdi. Serdar Özkan’ın ortasında Nobre’nin plasesi direkte patladı. Ardından Tello’nun ortasını Kasımpaşa defansı ile seyreden Nobre ve Burak’ın yanından sıyrılan Toraman attığı golle Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam’ın karizmasının çizilmesini önledi. Usta oyuncu Ricardinho sahne aldı. Serdar Kurtuluş’un pasını affetmedi ve tribünde sergilenen futboldan bitap düşen Yıldırım Demirören’i ayağa kaldıran gölünü attı. Unutulmasın her maç tek atakla gol bulan Kasımpaşa maçı gibi olmaz.
Yazının Devamını Oku 16 Ağustos 2007
SEZON başından bu yana Başkan Yıldırım Demirören ve yönetimi sadece bunu anlatmak istiyorlardı. "Beşiktaşlılık duruşu" derken, bu mücadeleyi kastediyorlardı. Rakip, açık açık olmasa da günlerdir Türkiye-İsviçre milli maçında çıkan olayları hatırlatıyordu. Beşiktaş’ı baskı altına alma çabasıydı bu bir bakıma. Ama başta Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam olmak üzere futbolcular bir fair -play dersi verdiler. Şampiyonlar Ligi için Beşiktaş’ın önünde sadece 90 dakika kaldı. İnönü Stadı’nda oynanacak olan 90 dakika.
Şampiyonlar ligi ön eleme 2’nci turunda Sheriff gibi koşan takımdan sonra, Zürih gibi fizik ve teknik kapasitesi üstün ekip buldu Beşiktaş karşısında. Ama Sağlam’ın ekibi rakibine göre daha iyi takımdı.
Kaleci Hakan, İsviçre’deki performansı ile sadece Beşiktaş’ın değil, Milli Takım’ın değişmezi olacak. Kurtardığı iki net pozisyon var ki, tribünleri dolduranlar ayakta alkışladılar. Rüştü gibi genç bir panter daha doğdu Sağlam’ın ellerinde. İbrahim Toraman yine cesurca savaştı.
Yazık oldu
Fransız Cisse, karşılaşmada başrolü kaptı. Gelen atakları kesti, Ricardınho ile yaptıkları asistler takıma gol pozisyonu sağladı. Serdar Özkan, Tello’nun yokluğunda ilk yarı solda, ikinci yarıda sağ kanatta nefesi kesilinceye kadar koştu. Delgado yabancı olmadığı sahada attığı gol ile dikkat çekti.
Kaptan İbrahim Üzülmez performansının zirvesinde. Gökhan Zan ilk yarıda durdu, ikinci yarıda Toraman’ın takviyesi ile rakiplerin ataklarını savurdu. Bobo gol yollarında tetikte bekledi. Rakip Zürih atletizm maratonuna hazırlanmış gibi sahanın her yerinde koştu.
Galibiyeti o kadar hakettiler ki, son dakikada gelen gol için ne kadar üzülseler haklılar. Beşiktaş yine de tur için iyi bir skorla dönüyor. Raffael ile Cezar, Stahel rakibin dikkat edilecek isimleri. Bu isimlere adım attırmadan İnönü’de zafere koşacaklarına inanıyorum.
Yazının Devamını Oku 9 Ağustos 2007
UEFA kriterleri diyerek ülkemizde mi kılı kırk yarıyorlar, yoksa böyle kulüplere toleranslı mı davranıyorlar bir türlü karar veremedim. Sheriff takımıyla maç yapacaksınız, stada ulaşmak için ne yol, ne havalimanı, ne otel var. Tiraspol’a 70 kilometre uzaklıktaki Kişinev’den yapılan yorucu yolculuktan sonra sahaya çıkan Beşiktaşlı oyunculardan üst düzey performans beklemek haksızlık olurdu. Sahaya çıktılar yürekleri ile mücadele ettiler.
Komünizmin kokusunu hala hissediyorsunuz. Tiraspol halkı 50-100 dolar arası maaşla ekonomik sıkıntılarını bir kenara bırakmış, ülkelerinin Avrupa’da mücadele eden tek takımları Sheriff için orkestraları ile tribünde şov yaptılar. Sovyetler Birliği dağılırken bir tümen askeri kendisine bağlayarak Tiraspol’u oluşturan Savcı Sheriff’in ekibi statta müthiş bir misafirperverlik gösterdi. Pon pon kızları ile Rusların ünlü Kalinka’sını çalarak gösteri yaptılar.
Tebrikler Sağlam
Sheriff ilk yarıda koşarak siyah beyazlılara nefes aldırmadı. Beşiktaş 10 kişi kalmış rakibi karşısında kazanmak için sistem değiştirdi. Koşan rakibe karşı gol yememeyi düşünen teknik direktör Ertuğrul Sağlam ikinci yarıda geçen yılın yıldızı Baki’yi defansa monte ederek 4-4-1’e dönen rakibinin kontrataklarını eritti.
Sağlam, Fenerbahçe ile yapılan Süper Kupa maçının gereksizliğini dile getirmişti ama o karşılaşma siyah beyazlı takımın Şampiyonlar Ligi ikinci tur ön eleme maçını kolay geçmesini sağladı. Çünkü oynadıkça birbirleri ile uyum sağlayan ekip oluştu. Fenerbahçe maçını angarya gibi görse de Sheriff maçında sahaya süreceği ilk 11’i belirlemesine neden oldu.
Tello uyum sağladı
Delgado forvet arkasında istikrarlı oynadı. Koray olumlu paslar çıkardı, güzel bir gol attı ve kondisyonunu arttırdı. İbrahim Toraman defansta tarih yazdı. İbrahim Üzülmez kaptanlığın hakkını verdi. Serdar Özkan ve Serdar Kurtuluş bu takımın demirbaşları. Kaleci Hakan, Rüştü’nün boşluğunu rahat doldurdu. Başkan Yıldırım Demirören yöneticileri Celal Kolot, Mario Berk, Halim Aydın, Bülent Deriş, Ertunç Soğancıoğlu ile ilk kez şeref tribününde keyifliydi. Maddi ve manevi her şeyini verdiği evlatları yine gözlerini yaşarttı. Çünkü onlar koşuyor, savaşıyor, oynuyor ve gol atıyor. Tebrikler Ertuğrul Sağlam ve ekibine.
Yazının Devamını Oku 2 Ağustos 2007
ERTUĞRUL Sağlam, ilk yarıda takımı tek forvet oynatmakla büyük hata yaptı. Devre arasında yedek kulübesinde oyuna alacağı tek oyuncu vardı. O da Batuhan’dı. Bobo, forvette tek başına bırakın koşmayı yürüyemedi bile. Tüm pozisyonları, tribünlerdekiler gibi izledi. Sağlam’ın tek olumlu yanı, Paf takımdan kadroya aldığı 4 genç oyuncuydu. Gençlerin lider ve tecrübeli isimler arasında ateşlendiği unutulmamalı.
İlk yarıda koşan, ancak pozisyona giremeyen, golü unutan bir Beşiktaş izledik. İbrahim Toraman, Serdar Kurtuluş ve Serdar Özkan sahanın en iyileri arasında yerlerini aldı. Cisse etkisiz, Tello’nun Portekiz Ligi’ndeki o meşhur gol paslarından eser yok. İbrahim Üzülmez ile ayrı mevkilerde oynuyorlarmışçasına uzaktılar. Ricardinho, kendi etrafında dönerken, takımı düşünmekten uzaktı. Delgado orta alanda sıkıştı kaldı. Gol asisti oluşturacağına, göz markajı yaptı.
Alkışlar Toraman’a
İkinci yarıda iş tecrübeli isimlere düştü. Defansta ve ofansta sahada basmadık yer bırakmayan İbrahim Toraman hem pres yaptı, hem de hücum gücünü çoğalttı. Büyük maçların lider oyuncusu olduğunu gösterdi. İbrahim Kaş ile uyum içersinde çalıştı. Attığı gol ise alkışlandı.
Sağlam, bu karşılaşmalardan önemli dersler çıkarmalı. Çünkü orta saha organizasyonu olmayan ve forveti ile yardımlaşmayan takımın rövanşta işi zor. Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi 2’nci ön elemenin averaj takımları arasında gösterilen Sheriff önünde bu kadar zorlanmamalı. Milyonlarca lira verilen alınan oyuncular böylesine futbol fakirliği içinde olmamalı. Koca 90 dakikada 1-0’lık skor ile yetinmesi şaka gibi! Sadece eski yöneticilerden Hüseyin Mican’ın gelecek görüp 5 yıllık sözleşme imzalattığı Serdar Özkan kazanıldı. Darısı yeni transferlerin başına...
Yazının Devamını Oku 21 Temmuz 2007
BEŞİKTAŞ dün sabah saat 10.00’da idman sahasındaydı. İki saat süren kondisyon ve taktik çalışmalarından sonra Dinamo Bükreş karşısına çıktı. Ertuğrul Sağlam, oyuncularının potansiyelini açığa çıkartmak, verimli olmalarını sağlamak için bilimsel ve fiziksel olarak uzun bir uğraş verdi. İlk olarak siyah beyazlı takımda sol kanatta İbrahim Üzülmez ve Tello ile sorun ortadan kalktı. Şilili hem Delgado hem de Üzülmez tarafından sürekli besleniyor. Defansta İbrahim Toraman sakatlanma pahasına savaşırken, kalitesini yükselterek sahada ayak basmadık yer bırakmadı.
Delgado bu sezon asist krallığının en büyük adayı. Çünkü futbolun amacı gol ise bunu oluşturacak isim konumundaki Arjantinli, özgür olduğu takdirde tribünlerdekilerin yanısıra sahadaki arkadaşlarına da keyif verecek. İbrahim Kaş, Gökhan Zan’ın en büyük rakibi. Hatta, milli takım için bile hazır olduğunu gösterdi. Ricardinho ve Cisse çok rahat. Futbolcu ya fiziğini ya da tekniğini konuşturmalı. Bu ikili sadece dekor görevi yaptı.
Sağ kanatta ilk yarıda görev yapan Serdar Özkan, bir iki maç daha şans verilmesi halinde güven kazanacak. Bobo gol atmış, atmamış umurunda değil. Forvette yalnız olduğu için sadece idman yaptı.
İnönü’de bakacağız
Hazırlık ve özel maçlar zaten risksiz ve silik olur. İkinci yarıda yorgun düşen Beşiktaş’ı hezimetten Rüştü kurtardı. Beşiktaş’ın yeni kadrosu ve oyuncuları hakkında fikir sahibi olmak için İnönü Stadı’ndaki maçlara bakmalıyız. 30 bin taraftarın önünde ve bunun stresinde oynanacak maçlar ilerisi için önemlidir. Yönetim parasını boşa harcamamalı stoper değil, forvete rotayı çevirmeli. Sağlam, takımın eksik yanını herkesten daha iyi biliyor. Bu nedenle kadronun zayıf yönlerine hükmetmek zorunda.
Avusturya kampındaki gözlemlerimizin özeti şu: Tüm oyuncular sabah, öğle ve akşam olmak üzere kondisyon yükleyip, fizik güçlerini arttırdı. Katıldıkları turnuvada ise ağır çalışma temposuna rağmen teknik ve taktik yerine, formayı kaptırmama savaşı yaptılar. Tıpkı geçen yıl olduğu gibi.
Yazının Devamını Oku 19 Temmuz 2007
BEŞİKTAŞ Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, sezon öncesi yeni transferler ile diğer oyuncuları kaynaştırmak, onları omuz omuza mücadele ettirmek, savaştırmak ve takıma kazandırmak için hepsine fırsat tanıyıp, değerlendiriyor. Görev verdiği oyuncuların hepsi de mevkilerinin en iyileri. Fakat futbol ne zaman ne olacağı belli olmayan, ne poker oyunu ne de herhangi bir kumar. Gücünüz, tekniğiniz, zekanız ve starınız varsa yeşil zeminde kazanırsınız. Beşiktaş yarışmacı takım olduğu için Şampiyonlar Ligi, Süper Lig ve Türkiye Kupası’nda zirveye oynayacak.
Ertuğrul Sağlam göreve geldiği günden bu yana birlik beraberlik ve arkadaşlığı ön planda tuttuklarını belirtiyor. Parasını kuruşu kuruşuna alan futbolcu zaten birlik ve beraberliği en üst düzeyde tutar, hatta fazlasını bile verir.
Beşiktaş söylemlerle değil sahadaki skorları ile konuşmalı. Resmi maçlarda sahaya çıktığınız zaman kazanma olasılığınız olduğundan elinizdeki en iyi oyuncuları ortaya çıkarmak zorundasınız. Yapılacak taktikler çok önemli. Futbolda şansa güvenildiğinde bir gün şansın da kaybolacağı bilinmeli.
Sağlam, geçen yıl Süper Lig’de hedefi olmayan Kayserispor’da bunu gerçekleştirdi. Başarılı mı, değil mi kamuoyu yanıtlasın. Büyük takımlar büyük düşünür. Büyük oyuncuları olur. Bugün büyük takımların büyük oyuncularının formalarının, onların kaşının ve saçının güzelliğinden değil, futbol tekniğinden satıldığı unutulmasın.
Beşiktaş’ta 90 dakika akıllarda kalan kaleci Hakan’ın kurtarışları ve ilk yarıda Delgado, ikinci yarıda da Aydın Karabulut’un şovunun yanısıra Serdar Kurtuluş ve Gökhan Güleç’in inanılmaz hırsıydı. Onlarca para verilen oyuncular sahada gezinirken Beşiktaş alt yapısından yetişen ve para değil formayı düşünen Batuhan, final golünü atarken önemli mesajlar verdi: "Beşiktaş değerleri ve alt yapıdan yetiştirdikleri ile zirveye çıkar".
Teknik direktörün, Batuhan’ın golünden sonra alt yapıya daha Sağlam bakacağını umuyorum. Aksi taktirde hüsran kaçınılmaz.
Yazının Devamını Oku 16 Temmuz 2007
ŞAMPİYONLAR Ligi’nde, Süper Lig’de lider olmak kolay değil. Beşiktaş’ın liderlik saltanatının devamı için, saha dışı değil saha içinde de lider oyunculara ihtiyaç var. Bu boşluğu doldurması için getirilen Ricardinho hırslı ama liderlikten uzak. Bakın, Barcelona, Manchester United, Real Madrid, Fenerbahçe, Galatasaray gibi takımlara hepsinde lider var. Bu oyuncular hem forma sattırıyor hem de takımlarını sırtlıyorlar. Beşiktaşlılar ise liderlerini mumla arıyorlar. Takım oyunu masalları değil, saha içinde takım arkadaşlarını coşturacak ve tribünlerini heyecanlandıracak lider şart. Lideri olmayan takımlar ne mi yapıyor? Sportif başarıdan uzak yaşıyor. Olan, yine umut vaadedilen taraftarlara oluyor.
Solda sorun yok
Tigana dönemindeki Beşiktaş’ta ne arkadaşlık ne de olumlu hava vardı. Takımdaki bu eksikleri bilerek görev kabul eden Ertuğrul Sağlam, kısa sürede futbolcuları birbirleriyle kaynaştırdı ve başarı için gereken motivasyonu sağladı. Bir haftadır Avusturya Alpleri’nin eteğinde kondisyon depolayan siyah beyazlılar, yorgun olmalarına rağmen oldukça iyi mücadele etti.
Maçın ilk yarısında iki kez Beşiktaş kalesine gelen Hamburg, bir gol buldu. Sanogo’nun attığı golde bütün suçu, rakibe fiziki markaj yerine göz markajı yapan Gökhan Zan ve İbrahim Toraman’ı yüklememeliyiz. Çünkü, Sanogo orta alandan başlayan atakta elini kolunu sallaya sallaya skor tabelasını değiştirdi. İkinci yarıda Tello, 20 saatlik uçak yolculuğunu bile bahane etmeden formasını giydi ve şovunu yaptı. Yeni sezonda Tello-İbrahim Üzülmez ikilisi sol kanatta sorun yaşatmaz. Ancak sağ kanat tam bir hayal kırıklığı. Mehmet Yozgatlı fizikli ama yetersiz.
Yazının Devamını Oku