VEDALAR hep hüzünlüdür. En iyi şekli ile yaşanan veda bile burkar canları. Daum, Del Bosque, Rıza Çalımbay’ın ayrılışlarında hep bu hüzün yaşanmıştı.
Ama Atatürk Stadı’nda vedaya çıkan Tigana, milyon dolarlar harcattığı yönetim ve destekleyen taraftarlarının adeta canını aldı. Fransız gidiyor ama ardında enkaz bırakarak gelecek yıl için onarılması güç yara açarak.
Yönetim istediği takımı oluşturması için bir dediğini iki etmedi. Merkez bankası olsa batardı. Sergen’e alternatif olarak aldırdığı 7 milyon Euro’luk Delgado deplasman seçmekten oynamaya fırsat bulamadı. İki adımlık Bursa’ya gitmeyi reddetti. Kurduğu takımı kontrol edemedi. Küme düşmeye oynayan Erciyes karşısında alınan futbolsuz galibiyete sevinen Tigana ile ayrılacağını açıkladığı andan itibaren vedalaşılmalıydı. Çünkü Beşiktaş’ı katletti, ruhunu aldı.
Tigana, Bursa karşısında beraberliğe oynayacak bir kadro oluşturdu. Hazırlık maçında denemediği stoper İbrahim Kaş’ı ilk kez sağ kanatta deneyerek hezimeti hazırladı. Can Erdem’i yolda görse tanımaz. Kurtarıcı diye oyuna alıyor. Banka hesabını şişirdiği Beşiktaş Kulübü’nü her fırsatta aşağılayan Tigana’ya verilen şans menajer Ali Gültiken, Tayfur Havutçu ya da alt yapı menajeri Mehmet Ekşi ve ekibine verilseydi siyah beyazlı camia şimdi şampiyonluk hazırlıkları yapıyordu.
Huzur da kalmadı
Fransız teknik adam, Nobre’yi istedi (Hangi akla uyduysa.) golü unuttu. Koca sezon boyunca tarihi takım akıllarda kalan futbol oynamadı, gol atamadı, en iyi oyuncusu Runje oldu. Orta saha ve forvet durdu. Tigana, bu sezon takımı şampiyon yapmak için uğraşmadı. Son 5 maçın kasetlerini izleyin gözyaşı dökün. Medyaya verdiği demeçleri takip edin göreceksiniz sanki teknik adam değil kızılay görevlisi. Futbolu, sistemi değil insani yardım ajitasyonları ile gündem oluşturdu.
Beşiktaşlı, efsane kadrosu gibi sistemli oynamasını istiyor. Futbolseverlerin adını ezberlediği güçlü takım görmek istiyor. Tigana ise tam tersini yaptı. Önce takımı içini parçaladı, sonra da şampiyonluk umutlarını söküp attı. Bursasporlular, yatıp kalkıp dua etsin Tigana’ya. Kovduğu Sinan Kaloğlu, Henry gibi coştu golünü attı. Başkan Levent Kızıl’ın kötü gününde arkasında olduğu Engin İpekoğlu, yerli teknik adamın bütçesi az ve yüreği zengin bir takım oluşturacağını ispatladı. İsmail Güldüren, Beşiktaş forvetine nefes aldırmadı. Cumhur, muhteşemdi. Frasineanu, Ricardinho’nun aldığı paranın 3’te birine oynadı ama tekniği Brezilyalıyı yolda bıraktı. Beşiktaş bu mağlubiyet ile ikincilik şansını da zora soktu. Kısacası Beşiktaş’ta ne ruh kaldı ne de huzur!