SEZON başından bu yana Başkan Yıldırım Demirören ve yönetimi sadece bunu anlatmak istiyorlardı. "Beşiktaşlılık duruşu" derken, bu mücadeleyi kastediyorlardı. Rakip, açık açık olmasa da günlerdir Türkiye-İsviçre milli maçında çıkan olayları hatırlatıyordu.
Beşiktaş’ı baskı altına alma çabasıydı bu bir bakıma. Ama başta Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam olmak üzere futbolcular bir fair -play dersi verdiler. Şampiyonlar Ligi için Beşiktaş’ın önünde sadece 90 dakika kaldı. İnönü Stadı’nda oynanacak olan 90 dakika.
Şampiyonlar ligi ön eleme 2’nci turunda Sheriff gibi koşan takımdan sonra, Zürih gibi fizik ve teknik kapasitesi üstün ekip buldu Beşiktaş karşısında. Ama Sağlam’ın ekibi rakibine göre daha iyi takımdı.
Kaleci Hakan, İsviçre’deki performansı ile sadece Beşiktaş’ın değil, Milli Takım’ın değişmezi olacak. Kurtardığı iki net pozisyon var ki, tribünleri dolduranlar ayakta alkışladılar. Rüştü gibi genç bir panter daha doğdu Sağlam’ın ellerinde. İbrahim Toraman yine cesurca savaştı.
Yazık oldu
Fransız Cisse, karşılaşmada başrolü kaptı. Gelen atakları kesti, Ricardınho ile yaptıkları asistler takıma gol pozisyonu sağladı. Serdar Özkan, Tello’nun yokluğunda ilk yarı solda, ikinci yarıda sağ kanatta nefesi kesilinceye kadar koştu. Delgado yabancı olmadığı sahada attığı gol ile dikkat çekti.
Kaptan İbrahim Üzülmez performansının zirvesinde. Gökhan Zan ilk yarıda durdu, ikinci yarıda Toraman’ın takviyesi ile rakiplerin ataklarını savurdu. Bobo gol yollarında tetikte bekledi. Rakip Zürih atletizm maratonuna hazırlanmış gibi sahanın her yerinde koştu.
Galibiyeti o kadar hakettiler ki, son dakikada gelen gol için ne kadar üzülseler haklılar. Beşiktaş yine de tur için iyi bir skorla dönüyor. Raffael ile Cezar, Stahel rakibin dikkat edilecek isimleri. Bu isimlere adım attırmadan İnönü’de zafere koşacaklarına inanıyorum.