İlker Yasin

Su gibi ol dostum

4 Mart 2018
DAHA ligin ilk yarısı bitmeden “Düştük” diyen aciz yöneticilerin, devre arasında takımın ilk 11’ini yollayıp gelecek sezonun kadrosunu kurduğunu sananların eseridir bu takım.

Türkiye’nin en büyük ve en güçlü firmalarından Demir Çelik’in ismini verdiği takımı bu hale getirmeye kimsenin hakkı yok.

Dünkü maçın teknik analizini yapmaya, Galatasaray’ı göklere çıkarmaya gerek yok. Deplasmanda ilk 18 dakikada 3-0, ilk devrede 6-0 yapan Galatasaray’ın her oyuncusunu mükemmel, taktiğini harika, teknik yönetimini olağanüstü kabul edebiliriz ama sadece dün akşam için... Deplasmanlarda 6 yenilgi alan ligin zirvesindeki bir takım ‘odaklanmış zihin’ ligin en dibinde olanı da ‘gezinen zihin’ yapısıyla başladı maça.

LİGİ BIRAKMIŞLAR

Süper Lig’i bırakmış, bütün futbol disiplinlerinden uzaklaşmış, adeta Galatasaray’ı yenmek üzere sahaya çıkmış, kafasına göre oynayan futbolcu grubunu şampiyonluk hesapları yapan Galatasaray’ın dağıtması çok zor olmazdı elbette.

Gomis dün akşam attığı 4 ve toplamda ulaştığı 24 golle adeta ligde gol krallığını ilan etti. Beklerde Mariano, Nagatomo, kanatlarda Rodrigues ve Feghouli ve de Belhanda, bir de tabii ki Gomis’in büyük şovları Galatasaray’a tarihi bir galibiyet getirdi.

7 gol atıp, 8 mutlak golü kaçıran Galatasaray’ın ‘akışa kapılıp’ yaptığı işin tamamıyla bir parçası olması bana Bruce Lee’nin bir sözünü hatırlattı; “Su gibi ol dostum.” Konya maçında da bu performans devam ederse Galatasaray bu ligin en büyük şampiyonluk adayıdır.

MAÇIN ADAMI: GOMIS

Bu karşılaşmada bir yıldız aramak yanlış olur. Ancak bir kişi yıldız olacaksa son 2 haftaya 7 gol sığdıran

Yazının Devamını Oku

Haftaya bu futbol yetmez

18 Şubat 2018
BU maçın deplasmanda kazanılan Başakşehir karşılaşmasından daha kolay olacağını tahmin ediyordu herkes. Skor olarak, evet. Fenerbahçe 3 gollü galibiyetine rağmen özellikle ilk  yarı şampiyonluğun en büyük 3 adayından biri gibi oynamadı.

- İlk yarının bitimine 7 dakika kala Alanya’nın 8 şutundan 4 tanesi kaleyi bulmuş ve Kameni iki mutlak golü önlemişti. Bu sürede Fenerbahçe sadece iki şut atmış ve bunların ikisini de gol yapmıştı.

- Oyun kalitesiyle ilk yarı denkti ve skor 2-2 olmalıydı. İkinci yarıya 2-0 yenik başlayan Alanyaspor, Fenerbahçe gibi ofansif oynamaya, rakip sahada kalmaya ve gol aramaya başlayınca kendi kalesinde de birçok gol pozisyonları verdi. İlk yarıdan daha farklı bir Fenerbahçe görüntüsü ortaya çıktı. Sarı lacivertlilerin daha aktif ve zevk veren futbola dönmesinde Alanyaspor’un da açık futbolunun etkisi vardı.

ALAN VE ZAMAN

- Futbolda alan ve zaman değerli... Kazanma hırsı tam olan Fenerbahçe kendi sahasından ayağa paslı ve hızlı gelişlerle rakip kaleye çabuk gitti. Özellikle sağ kanatta agresif, ileri geri koşan Aatıf ve hemen arkasında maçın kaderine etki eden isimlerden Isla, serbest oynayan kreatif Valbuena ve kaleci Kameni takımın en iyileriydi.

- Fenerbahçe’nin ikinci golünde ofsayt vardı. 51. dakikada Fernandao’nun vuruşunda gol çizgisini geçip yere vurarak falso alan ve dışarı çıkan topun kararı bence kesinlikle gol olmalıydı.

VALBUENA OLMALI

- Hatırlayanlar vardır, iki sezon önce Fenerbahçe kadrosunda bekler Gökhan-Caner, stoperler Alves-Kjaer-Kadlec, orta sahada Diego-Meireles, hücumda Volkan Şen-Nani-Robin van Persie vardı... Şimdi bunlar yoklar. Volkan, Mehmet Topal, Josef de Souza ve Fernandao hala takımda ama bu kadro, iki yıl önceki kadrodan iyi değil. Ancak hocaları Aykut Kocaman, daha gerçekçi. Bence Valbuena, Beşiktaş maçında ilk 11’de oynamalı. Neustadter-Neto ikilisi güven vermiyor. Skrtel bir an önce bu takıma dönmeli.

-

Yazının Devamını Oku

Terim’in ikramı

5 Şubat 2018
MAÇI Terim mi kaybetti, yoksa Samet Aybaba mı kazandı?

Kazanmak için daha doğru karar veren ve oyuncularını iyi motive eden Aybaba ve Sivas’ın hakkıydı bu maç. Ama 89’da Sinan Gümüş’ün kaleciyi geçip ağlara gitmekte olan topunu gol çizgisinden çıkaran Medjani 3 puanı Sivas’a getiren isimdi. Orta sahanın başlangıç noktasında, defans önündeki iki liberoyu Tolga ve Donk’tan seçmek, ligde rakip ceza sahasına en çok giden takım olan G.Saray için el freni demekti. Bu iki isim, bozan oyuncular. Temel amaç topa sahip olmak, pasla yorup sonra vurmak ama Donk ve Tolga ile oynamak, önündeki Rodrigues, Yasin ve Feghouli’nin etkisini en aşağı indirmek demekti. Ve de öyle oldu. Terim gibi bir usta ne der bu hususta bilemem ama oyunu özellikle ilk yarıda iyi okuyan ve istediğini alan Aybaba idi.

KiLiT iSiM HAKAN

Hakan Arslan, Sivas’ın kilit ismiydi. Savunmada Medjani ve hücum noktasında Rybalka ve Bifouma ile kurduğu pas trafiği Galatasaray’a zor anlar yaşattı. Galatasaray’ın kreatif hamlelerinin tümünü Feghouli’nin sırtına bindirmek, Selçuk İnan ve Belhanda’yı ikinci yarıya başlarken bile düşünmemek doğrusu biraz garipti. Ve Galatasaray ikinci golü yedikten sonra Tolga’yı çıkarıp Eren’i oyuna almak artık köprüleri atmak demekti. Ya fark yeriz, ya eşitleriz veya yeneriz...

70-80 arası bulduğu net pozisyonları 2-0 önde olmanın güveni ve laçkalığı içinde değerlendiremeyen Sivas, 78’de Derdiyok’un golünden sonra şoka girdi. Bütün riskleri alan G.Saray, Belhanda ve Sinan ile birlikte net pozisyonlar buldu, kazanması işten bile değildi.

G.Saray, Nagatomo’nun gelişinin artısını pek fark etmeyecek ama Ndiaye’nin gidişinin sancısını, özellikle Fernando’nun yokluğunda çok hissedecek. Dün maçı Terim kaybetti. Terim’in ikramını geri çevirmeyen Aybaba, Başakşehir ve Beşiktaş’tan sonra Galatasaray’ı da eli boş gönderdi.

MAÇIN ADAMI: HAKAN ARSLAN

ORTA alanda defans ile hücum arasındaki pas trafiğini organize ederek ve takımın oyun içerisindeki hamlelerine ve motivasyonuna destek vererek maçın adamı olmayı hak etti.

Yazının Devamını Oku

Talisca ve Oğuzhan’ı çıkarırsan... Yaşlı!

27 Ocak 2018
DOLMABAHÇE’de Quaresma’nın karşısına, sol ayaksız sol bek Veysel’i koymak ve 25 dakikada 2-0 geriye düşmek maçı kaybetmek için yeterli bir sebep. Quaresma’nın sağdan iki nefis ortasına Talisca kafayla iki güzel gol atarak maçı erken bitirdi.

Negredo daha şahsiyetli bir top oynasa skor ilk yarıda daha da farklı olabilirdi. 1970’lerde  Don Howe, ‘Super MacMalcolm Macdonald’ı defansı kenarlara götürüp yanıltacak koşular yapmaya ikna etti. Super Mac sordu, “Böyle nasıl gol atacağım?” Bunu Cenk yaptı, Aboubakar yaptı ama Negredo özgüvenini kaybetmiş. Kenarlara gitmeyerek, geri gelmeyerek Oğuzhan’a, Babel’e, Atiba’ya pozisyon yaratamadığı gibi ceza sahasında korkak. Love, formayı Negredo’ya vermez.

DAĞINIK BEŞiKTAŞ

- Beşiktaş ilk 11’inin yaş ortalaması 31... 34 yaşında 3, 33’lük yine 3 oyuncu var. Talisca ve Oğuzhan dışında bütün oyuncular 30’un üstünde. Geniş alanda oynayan Beşiktaş’ın topa sahip olması, atak sonlandırması, kolay top kaybetmemesi ve kontra yememesi şart. Dün 40. dakikadan sonra başlayan Beşiktaş dağınıklığının ilk sebebi yaşlı kadro. Talisca ve Negredo’nun oyundan çıkmasıyla kontratak takımına dönen takımda pas hataları Trezeguet ile Kasımpaşa golünü getirdi. 2. yarı Kasımpaşa kora kor mücadele etti.

BiRKAÇ NOT:

Babel bir profesyonel. Bu kadar kolay sarı kart görmemeli.

- Vagner Love çok acil hazır olmalı.

- Onca yeteneğine rağmen Oğuzhan’ın neden üstüne koyamadığına yönetim el oymalı.

-

Yazının Devamını Oku

İskelet yok gövde ayakta

23 Ocak 2018
ÖNCE yeni başkan Mustafa Cengiz’i tebrik ederim. Önündeki dört ayda öyle şeyler yapmalı ki, mayısta genel kurul “Bizi bırakma başkan” demeli.

Murphy Yasaları “Doğru kararlar tecrübenin ürünüdür, tecrübe ise yanlış kararların ürünüdür” demektedir. Dursun Özbek seçim kararı aldığı gün ile seçimin yapıldığı gün arası geçen zamanda kaybetti başkanlığı. Camiaya hayırlı olsun.

İlk yarı Galatasaray’ın ikinci yarı Kayseri’nin daha egemen olduğu bir maçtı. Kayserispor da kazanabilirdi maçı. Takım omurgasının dörtte üçü yok, kaleci Muslera var ama omurganın temel halkaları stoper Maicon, orta göbekte Fernando ve santrfor Gomis yok. Terim dünkü oyunun taktiğini kendi kafasına göre değil, oynatacağı oyuncuların becerisine göre yapması gerektiğini biliyordu kuşkusuz. İki hızlı ve çabuk adam, Rodrigues ve Yasin hücumda kenarlarda. Ama asıl kilit Mariano. Sağ açık pozisyonunda Rodrigues’in arkasına yaslanıp onu içe atarak ve Derdiyok’u unutturarak G.Saray’ın maçı 2-0’a getirmesindeki en önemli isimdi.

TEK İSİM GOMIS

- Günümüz santrfor tipi Gomis’tir. Sürekli hareket ederek savunmayı taşıyan, arkadan gelen arkadaşlarına gol yolu açan bir santrfor. Ağır Belhanda yerine Feghouli tercihi doğruydu. Selçuk bugünkü gücüyle 45 dakikalık bir oyuncu. Fırtına gibi başlayan G.Saray Kayseri’yi şaşırttı. İkinci yarı Kayseri’nin dominant olduğu ama ev sahibi kadar G.Saray’ın da gol şansı bulduğu bir maç oldu. Umut’un golüyle direnç kazanan Kayseri’nin mutlak gollerini Muslera kurtardı. Bu Taffarel’in gelişi belli ki Muslera’ya yaradı. Terim’in 2-1’den sonra yatığı değişiklikler faydalı oldu ve defans güvenliğini kaybeden Kayseri kalesinde Sinan 2 pozisyonu kaçırdıktan sonra Rodrigues perdeyi kapattı. Eren iki gol atmasına rağmen G.Saray’ın birinci santrforu Gomis’dir. 1880-1940 arası futbolu çakılı santrforu görünümündeki Eren’in bugünkü oyun düzeninde G.Saray’a katacağı fazla bir şey yok.

MAÇIN ADAMI: MUSLERA

Çok kişi Rodrigues der ama ben Muslera diyeceğim. Mendes ve Sapunaru’nun şutlarında iki mucizevi kurtarış yaparak Kayseri’ye beraberlik şansı vermedi ve maçın adamı oldu.

Yazının Devamını Oku

İki kaleci ve Burak

22 Ocak 2018
Agresifliğini olumlu kullanan oyuncuya her teknik direktörün ihtiyacı vardır.

Zaman zaman diğer oyuncular da bundan yararlanır ama kümede kalma mücadelesi yapan takımın kaptanıysanız ve 34 yaşın tecrübesine sahipseniz kontrollü olmak ve meslek sorumluluğuyla oynamak zorundasınız. 18. dakikada Ali Turan, Abdülkadir’e yaptığı hareketle kırmızı kart görmese dün Konyaspor kazanırdı. Eğer Trabzon kalecisi Onur, Ömer Ali’nin iki ve Vedat’ın bir olmak üzere üç mutlak golü önlemese Konya zaten kazanmıştı.

Aynı kaleci Onur, Orkan’ın 90+4’teki frikiğinde topu kendi kalesine tokatlamasa maçı Trabzon kazanırdı. Konya kaleci Serkan, Ömer Ali ve takım ruhuyla oynarken Trabzon’da Abdülkadir dışında, “Kazanmalıyız” diyen kimse yoktu. Son iki lig maçında 4 puan kaybeden Trabzon’un bu arzusuz oyuncu kadrosuyla şampiyonluk yarışında olması mümkün değil. Neredeyse 80 dakika 10 kişi oynayan Konya’ya karşı gol yemeden kendine gelemiyorsan orta alanda pas oyununda zorlanıyor ve savunma göbeğinde sürekli açıklar veriyorsan bu yarışta olamazsın.

Konyaspor yenilmemek için mükemmel bir direnç gösterdi. Takıma Mehmet Özdilek’in eli değmiş. Penaltı kararı doğru. İkinci Trabzonspor golünde Burak Yılmaz çıkışta ofsayt. Trabzon’un zor günler bekliyor...

Yazının Devamını Oku

Her seri biter

25 Aralık 2017
Üst üste 5 maçını kazanan Trabzonspor, Karabük’te seriyi sürdüremedi.

Üst üste sekiz maçını kaybeden Karabükspor ise dün yenilgi serisini bitirdi. Hani hep deriz ya, “Ümitlerimizi biz belirleriz” diye, Karabükspor da kaybedeceği Trabzon maçıyla bu ligde kalamayacağını biliyordu. Büyük ümit kazanmaktı, az ümit ise kaybetmemek.

BU OYUN YETMEZ

9 hafta önce 9 puanla küme düşme hattının 2 basamak üstünde yer alan Trabzonspor, şampiyonluk hesaplarını Rıza Çalımbay yönetiminde topladığı 20 puanla yapmaya başlamadı. Kasım ve Aralık aylarında G.Saray ve Beşiktaş 9’ar puan kaybetmese Trabzonspor Çalımbay’ın sihirli değneğine rağmen zirvenin çok gerisinde olacaktı. Bu oyun Trabzonspor’u yarışın içinde tutamaz. Çalımbay’ın geldiği günden bu yana en dağınık, pas yapamayan yardımlaşması en az ve en pasif maçı oynadı bordo mavili ekip. Onazi, Yusuf, Okay ve Olcan pas yapmayı, yardımlaşmayı bir anda nasıl unuturlar? Trabzonspor maçı kontrol edemedi, orta sahayı tutamadı, oyuna hükmedemedi.

Trabzonspor dünkü oyununun hakkını yani 1 puanı kazandı. Karabükspor’a bu kadar gol fırsatı vermek Durica ve Uğur’un yokluğuna bağlanamaz. Yatabare gününde olsa skor daha farklı olurdu. Bu son maçta Trabzonspor’da başta Yusuf olmak üzere orta alan oyuncularının büyük düşüşü bir kez daha gözlendi. Kaleci Onur’un yediği golde büyük hatası vardı. 90+5’te Sosa’nın serbest vuruşunda top gol çizgisini geçmemişti.

 

MAÇIN ADAMI: YATABARE

 

Girdiği pozisyonlar ve attığı golle eski takımına karşı

Yazının Devamını Oku

Korkusuna mahpus

3 Aralık 2017
KORKTUĞUNUZU rakibinize hissettirdiğinizde, zirveyi tutan büyük bir takım gibi oynamadığınızda Bay Tudor, böyle skorlara her zaman hazır olmalısınız.

Takım zaten büyük maç kazanamamanın psikolojik baskısı altında iken siz bir lider olarak öne çıkacak, G.Saray'a tarihine yakışan, korkmaz, kazanmak isteyen bir futbol oynatacaksınız. İlk yarıda yüzde 65 topu rakibe vererek, Beşiktaş'ı kendi sahanda karşılayarak korkuna saygı duyuyorsun.

Peki neden cesaretin yok? Madem tedbirli olacaksın, kontrataklarla gol arayacaksın, neden Yasin'le değil de Feghouli ile başlıyorsun?

GALATASARAY'IN LİDERİ KİM?

Sayın Tudor bilmelisin ki, Belhanda ve Feghouli'nin eski günlerindeki sermayeleri, bugün G.Saray'da ticaret yapmaya yetmez. G.Saray'ın takım lideri kim? Belhanda, Feghouli, Selçuk, Fernando... Kim? "İlk 6 haftanın takımı nerede" diyenlere cevabım, "Tudor'un korkusuna mahpus kaldı" olacak. Rahmetli üstat İslam Çupi, "Maçı ikinci yarıda ters yüz eden herhalde bit pazarındaki Eftal Efendi'nin elleri değildi" diye yazmıştı bir tarihte...

39'da Oğuzhan'ın düşürülmesiyle mutlak bir penaltısı verilmeyen pozisyon fakiri Beşiktaş, ikinci yarının başında Muslera'nın ikramında Cenk'le maçın kaderini değiştirdi.

61-69. dakikalar arasında 5 net gol pozisyonunu değerlendiremeyen Beşiktaş, Tosic'le skoru garantiye aldı ve Galatasaray'ı sürklase etti.

TARİHİ BİR HEZİMETTEN KURTULDULAR...

BEŞİKTAŞ

Yazının Devamını Oku