Ve ısrarlıyım. Transfer etmiş olduğu veteranlardan, Gomis dışında şu anda oyuna etki eden oyuncu yok. Takımın tamamını defanstan ileri uca kadar değiştiren Tudor’un, istediği ve aldıramadığı hiçbir oyuncu yok. Başkan, yeni projeleri Riva’nın ihalesiyle sükse yapıyor. Takım sezona iyi başladı. Ama bu lig yarışı için birkaç notum var...
- Galatasaray’ın ilk 3 haftadaki dinamik oyun anlayışını tüm sezona yayması kolay değil. Gomis, Belhanda ve Ndiaye’nin düşeceği, sakatlanacağı zamanlar için alternatif oyun planının olduğunu düşünmüyorum.
- Bu 3 haftadaki görüntünün her geçen hafta çözüleceğini ve her rakibin dayanılmaz bir şekilde Galatasaray’ı bozacağını düşünüyorum.
MARIANO ETKiLiYDi
- Dün geceki oyun planında temel aktör Gomis’ti. Çok iyi beslenmediği anlarda bile tecrübesiyle gol pozisyonunu yaratan ve sonlandıran isimdi.
‘Galatasaray nasıl kazandı?’ sorusuna gelince... Sarı kırmızılılar öncelikle çok iyi kontra yapan Kasımpaşa’ya bu şansı vermedi. Evindeki muhteşem seyirci desteğiyle rakibinin psikolojisini ve oyun planlarını bozdu.
Dün, sağ bek Mariano Galatasaray’ın en etkili oyuncularından biri oldu.
BELHANDA NEREDE?
Fenerbahçe’nin bu kadro yapısı ve oyuncu kalitesiyle şampiyonluk yarışını götürmesi çok zor. Isla, Dirar, Soldado ve hatta methiyeler dizilen Giuliano, ya çok sıradan futbolcular ya uyum sorunu yaşıyor ya da hazır değiller. Bu kadroda Aatıf, hareketliliği, top taşıma, tutma ve adam eksiltme kabiliyetiyle ilk 11’in direkt oyuncusu olmalı.
Kjaer’in yeri doldurulamadı. Neustaedter ve Skrtel çok ağır. Adam kaçırıyor ve bireysel hatalar yapıyorlar. Neredeyse Fenerbahçe’nin bu sezon gol yemediği maç yok.
Orta saha, hızlı ve derinleme paslarla geçilemiyor. Fenerbahçe’nin atletik özelliklere sahip Emenike ve Sow gibi fuleli oyuncuları da yok artık. Soldado, Fernandao ve Van Persie’nin üçü de pivot ve statik santrforlar. Bu oyunculara Valbuena dışında kenardan orta yapacak oyuncu sayısı artırılmalı. Fenerbahçe Lens’i de çok arayacak gibi.
RUHU YOK
Dün Fenerbahçe’de asıl dikkatimi çeken olay şu; bu takımın heyecanı, ruhu yok. Sıradan bir takım görüntüsü veren Gençlerbirliği karşısında bile 55 dakika 1 kişi fazla oynamanın avantajını 2. yarıda kullanabildi.
21. dakikada Valbuena’nın nefis ortasında Halil İbrahim’in topu kendi kalesine göndermesi bir şansızlıktı ama 34. dakikada ceza sahasında Skrtel’in Ahmet İlhan’a ceza sahasında yaptığı kontrolsüz hareket bu kadar tecrübeli bir oyuncuya yakışmadı.
Pepe’nin Vodafone Park’taki imza günü için 6 bin kişi kuyruğa girerken, dün Fenerbahçe’nin maçını sadece 4 bin 267 seyirci izledi. Varın, siz düşünün gerisini.
MAÇIN ADAMI: AATIF
Sorun Kocaman sorunu değil. O teknik direktörlük kariyerni ispatladı. Sorun Fenerbahçe’nin takım yaratma operasyonunda. Valbuena dışında doğru transfer yok.
2.SORU: Bahsettiğiniz operasyondaki eksik hamle nerede?
Bu takımın bir Alex’i, bir Gökhan Gönül’ü, bir Caner’i hatta bir Kuyt’ı yok. Vardar gibi bir takım F.Bahçe’ye 2 gol atıyorsa bu kadronun masaya yatırılması lazım.
3.SORU: Kameni’nin performansını nasıl buldunuz?
KAMENİ’nin asıl sorunu Fenerbahçe’nin zayıf kadrosu.
Ne santrforu var ne doğru dürüst stoperi var, ne de orta alanda takımın lideri olacak beyin bir oyuncusu var.
Ben, bir takımın taraftarının kendi oyuncusunu ıslıklamasını yanlış buluyorum. O Volkan ki, Fenerbahçe’ye yıllarca başarıyla hizmet etti. Vardar’da Kameni’yi de gördük!..
2.SORU: F.Bahçe’nin son 3 maçta 6 gol yemesinin sebepleri?..
FENERbahçe daha takım olamadı. Aykut Kocaman Fenerbahçe’deki ikinci denemesinde de çok yavaş gidiyor. Kjaer’in satılması sarı lacivertliler adına büyük bir kayıp.
3.SORU: Trabzonspor şampiyonluk yarışına ortak olabilir mi?
ŞAMPİYONLUĞA oynayamaz çünkü inancı yok. Burak’ın oyundan çıkmasından sonra defansif bir hüviyete büründüler. F.Bahçe de kadrosu yetersiz olduğu için yarışta olamaz.
27-32 yaş ortalmasında bu mevsim başı paralar saçıldı. Şimdi saldıran, rakibin 1 olduğu yerde 2, 3 olan; enerjisi ve kazanma arzusu yüksek bir Galatasaray var iki haftadır.
Bunu 90 dakikaya yayabilirlerse çok daha iyi olacak. Ama dün akşam son 30 dakikada maç 3-3’e de gelebilirdi. Ünlü İngiliz menajer Terry Venables, “Futbol basit bir oyundur. Onu karmaşık hale getiren futbolculardır” der. Bizim ülkemizde bu karışık futbol çorbasını medyadan siyasete, yöneticiden hakeme kadar herkes karıştırıyor.
Dursun Özbek, büyük risk aldı, çok para harcadı. Bonservis bedelleri, kontrat süreleri, yıllık net bedeller hep tartışılacak. Şampiyonluk gelirse en haklı Dursun Özbek’tir. Gelmezse, suni olağan üstü divan kurulu toplantıları organize edilir.
KALİTELİ TAKIMA ZORLANIR
Savunmada Maicon, Fernando ve Serdar Aziz ile üçlü kalıp, orta göbkete Ndiaye’yi tutup 4-1-4-1 düzeninde rakibe sahanın her alanında baskı yapan sarı kırmızlı ekip, yarın klas ayakları ve defans arkasına derin paslar atan kaliteli takımlar karşısında çok zorlanabilir.
60. dakikadan sonra yorulmaya başlayan Galatasaray, enerjisini 90 dakikaya yaymak zorunda. Galatasaray’ın yorulduğu anlarda Serdar, skoru 3-1’e getirirken 69’de Regattin’in kaçırdığı gol maçın kralma anıydı. Tolga, Tudor’un kilit adamı. Defans ve ofans aksiyonlarında hep var olan, sol kanat ağırlıklı serbest dolaşan Tolga, iki haftadır golle buluşuyor ve kaçırıyor da.
1-Galatasaray’ın stoperleri Maicon ve Serdar Aziz, top kullanmada ve alan parsellemede güven vermiyor.
2-65 dakikalık oyunuyla
Ben Aykut kocaman’ın kişiliğinde Fenerbahçe’nin farklı bir yerde olacağını düşünüyordum. Bu oyuncu grubunu takım yapacak kişi olsa olsa Aykut Kocaman olur düşüncesindeydim. Ama günler geçiyor...
- Fenerbahçe daha takım olamamış. Ciddi uyum sorunları var.
- Veteran yıldızlar hayalet gibi.
- En iyisini yapabilecek olanlar en kötüsünü yapıyor.
- Fenerbahçe fizik olarak hazır değil.
- Bu takımın çok acil bir santrfora ihtiyacı var. (Soldado gibi emekli olmamış)
- Kjaer’i satanlar neyi sattıklarının farkında mı acaba?
VARDAR GEÇİLİR AMA...
Yöneticiler ise işi doğru yaparlar...
Galatasaray’da lider Dursun Özbek ve yönetici Tudor’un işlerini ne kadar doğru yaptıklarını zaman içinde göreceğiz. Çarşamba günü 20 üyenin imzasıyla Divan Kurulu olağanüstü toplantıyı yapacak. Nedeni, ‘yapılan bu transfer harcamalarının kaynağı olan para nereden geliyor ve niye bu kadar gidiyor’ soruları.
Osmanlıspor’da yılda 500 bin Euro alan Ndiaye nasıl olur da 9 milyon Euro bonservis ve yılda 2 milyon 850 bin Euro ücretle transfer edilir? Bu sorgulanacak.
Feghouli’ye 5 yıllık sözleşmeyle verilecek 25 milyon Euro tartışılacak. Yazmaya gerek yok, diğer transferleri... Böyle bir transfer politikası lideri (Dursun Özbek) nereye götürür? O belli. Ama takımları istedikleri hedeflere götürür mü, o meçhul.
RESİM ŞİMDİLİK İYİ
Galatasaray iyi başladı. Tudor taraftardan destek aldı. Belhanda ve Gomis geceye imza koydular.
Bu değerinin iki katına gelen yeni yıldızlar gol attırırlar, atarlar, Ama geçen yıl duran ve kenar toplardan 16 gol yiyen Galatasaray’da aynı sıkıntı devam ediyor.
Muslera
Pepe bir gol, bir direkten dönen topuyla Marcelo’dan daha çok gol atacağının sinyalini verdi. Babel ve Q7’nin ilk 11’deki yerleri artık garanti değil. Herkes, skor 2-0’ken ve de Lens’in oyuna girmesini beklerken Necip’in oyuna alınmasının mantığını anladı. Son iki yılın şampiyon kadrosunun oyun şablonu çözülmüştür. Güneş yeni dinamikler ve felsefeler getirmelidir artık.