İlker Yasin

Güneş, Buz’u eritti

14 Mayıs 2018
BEŞ yıl kadar önce Fikret Orman, “Niang hiç gündemimizde yoktu. Devre arası, ‘Türkiye’yi istiyorum’ diye bir tweet attı ve uygun olduğu için alındı” demişti. Özellikle bugünün dünyasında transfer çok ciddiyet ister.

Beşiktaş artık o Beşiktaş değil. Ama daha yeni Lens’le, Love’la 4’er yıllık mukaveleler, Vida, Negredo ve Larin’le yapılan anlaşmalar, Beşiktaş’ın hedeflerine göre değil. Yeni sezon transferlerinde ince eleyip sık dokunmalı.

Devler Ligi şansını son maça taşımak isteyen Beşiktaş’la kümede kalma hesabını son maça bırakmak isteyen Osmanlı’nın maçında Güneş, Buz’u eritti. İlk yarı İrfan Buz dominanttı, 2. yarı Güneş ışığına ışık katıp Buz’u ateşin de ateşine attı.

EKSiKLERE RAĞMEN

- 5 savunmacıdan, 4’ü yok. Ortada Atiba, hücumda Q7 ve Negredo yok. Ligi 4. bitirirse Avrupa Ligi’ne 26 Temmuz’da ve 3. turdan başlayacak Beşiktaş’ın bu erken sezon açılışına ne Güneş, ne oyuncular, kimse razı olmayacak. Ama son hafta mucizeler olmazsa tablo bu...

İki takım da kazanmak istiyordu. Beşiktaş, Necip’i sol bek oynatarak, Lens ve Larin’i ilk 11’e koyarak Osmanlı’yı kontraya zorladı. Beşiktaş defansı arkasına iyi toplar atan Osmanlı, Medel’i 2 pozisyon hatasına zorlayınca, Serdar 2 gol attı.

Güneş 2. yarı uyandı. Necip’i ortaya, Lens’i defansın soluna, Pektemek ve Love’ı hücuma katarak galibiyet resmi çizdi. İkinci yarı bu değişikliklerle Oğuzhan’ın orta sahada, Lens’in savunmada ve Pektemek’in hücumdaki performansları arttı. Beşiktaş bu yılı 3 kupada yarışmanın baskısı ve stresle başa çıkamama sonunda kaybetti. Kırılma anı, Güneş’in Love’ı oyuna sokarken, Buz’un ise en tehditkâr oyuncusu Aminu’yu çıkarmasıydı. Osmanlı’nın işi artık mucizelere bağlı...

 

Yazının Devamını Oku

İyi günler çok yakında

11 Mayıs 2018
Türk futbolunda enteresan şeyler olmuyor. Her şey yoluna giriyor.

Hak eden kazanıyor. Sahada tamam, masada da yavaş yavaş her şey düzelecek. Ligde F.Bahçe sadece Akhisar’a iki maçta kaybetmiş ve kupa finaline psikolojik bir eziklikle gelmişti. Bir ilçe takımının ve Okan Buruk’un oyun hesapları ve motivasyonları muhteşemdi. Başta Okan Buruk olmak üzere tüm camiayı tebrik ediyorum. Yarı finalde G.Saray’ı, finalde F.Bahçe’yi yendiler, daha ne olsun? Türkiye Kupası finali, tribünlerin yarısı boş. Nerede bu seyirci? Akhisar taraftarı neden maça gelemez?

Maçtan önce, şu an Başakşehir Başkanı olan, Cumhurbaşkanlığı aile koruması içinde olan ve Kulüpler Birliği Başkanlığı yapmış Göksel Gümüşdağ’ın şu sözlerine şahit olduk: “Türk futbolunda son zamanlarda çok enteresan şeyler olmaya başladı”, “Futbolu kimler yönetiyor bilemem”, “Böyle adalet sağlanmaz...”

Başkan merak etmemeli, halen futbol kontrol altında. Tahkim’de Arda’ya ceza 16 maçtan 11’e, Mossoro’ya 5 maçtan 3’e düşer. Ve istediğiniz adalet tecelli eder.

İlk yarı Fernandao kenarda otururken ceza sahasına 20’ye yakın kenardan orta gelirken Soldado ve Giuliano’ya umut bağlamak, Caner ve Mustafa Yumlu’ya “Aman rahat oynayın” demekten başka bir şey değildi. Maça hızlı başlayan F.Bahçe ilk 20 dakikada 2-0’ı yakalamadıysa kaleci Fatih’i kutlamak gerekir.

İNANAN KAZANDI

- Akhisar ilk yarıyı üstün kapatırken 2. yarı giren Fernandao attığı gol ve kaçırdığı mutlak gollerle maça damga vurdu. F.Bahçe’nin 17. Akhisar’ın ilk finaliydi ama Buruk planıyla Kocaman’ın üstündeydi. F.Bahçe bu kupayı alacağına pek inanmamıştı. İnanan ve hak eden kazandı. Futbolumuzda iyi günler yakında...

MAÇIN ADAMI: MUSTAFA YUMLU

-

Yazının Devamını Oku

Güneş

8 Mayıs 2018
MAÇIN başında, içinde, sonunda Şenol Güneş’e büyük taraftar desteği vardı.

İki yıl üst üste takımı şampiyon yapan, Şampiyonlar Ligi’nde grubunu lider bitirip ülke puanına puan katan Güneş’in iki maçta silinebilecek biri olmadığını haykırdı tribünler.

Evrende iki yüz milyar civarında galaksi ve 10(21) (10.000.000.000.000.000.000.000) tane ‘Güneş’ varmış. Ama türk futbolunda gerçek anlamda sadece bir Güneş var. Şenol Güneş...

Kişiliği, eğitimciliği, felsefi yönütyle futbolumuzdaki değişimlere ve de yozlaşmaya en iyi bakanlardan biridir. “Bu dünyada küçük yeşler yoktur. Bakmsını bilen göz için her şeyin bir anlamı vardır” derler. Maç öncesi yayıncı kuruluşun sorusuna verdiği cevapta bakmasını bilen gözlere, gördüklerini değerlendiren bir tecrübeye sahip ve her şeyin farkında olduğunu çok güzel ifade etti.

Lider Galatasaray’ın 4, önündeki Fenerbahçe ve Başakşehir’in 1’er puan gerisinde olan Beşiktaş’ın hep kazanmaktan başka çaresi yok. Evinde her zamanki gibi paslı, rakip alanda oynayan ve futbolun içine artistiği de katan futbol anlayışını sürdürdü Beşiktaş. Quaresma liderliğinde ilk yarı iki muhteşem golle kapandı.

EL BOMBASI TOSICQuaresma’nın 32’de Tosic’e attırdığı golde yaptığı ortaya ve Adriano’nun müthiş şutuyla gelen gole şapka çıkarmamak mümkün değil. İlk yarı Beşiktaş kalesine sadece bir şut atan Kayserispor’da Sumudica’nın ligin ilk yarısında şişen balonu patlamış gibiydi. Beşiktaş savunmasının attığı goller ve yaptığı asistlerle (12 gol, 16 asist) gösterdiği performans ortada. Ancak o savunmada Tosic tam bir el bombası gibi. Dün takımını 10 kişi bırakması böyle bir tecrübeye yakışmadı doğrusu.

Seyirci git demeden Beşiktaş’ı bırakmayacağını ifade eden Şenol Güneş dün 100. maçında 67. galibiyetini aldı. Az şey değil... Eğer Cenk kalsaydı veya Love ve Negredo mazilerine yakışan golleri atmış olsaydı Beşiktaş’ın şampiyon olması işen bile değildi.

Şunu kabul edelim 3 kulvarda var olan Beşiktaş’ın yeni sezonda yaşlı kadrosunu gençleştirmesi, veteranları ve emeklileri göndermesi şart. Beşiktaş artık son 2 maçı kazanıp rakiplerinin ne yapacağını bekleyecek. Ama Güneş yola devam edecek.

MAÇIN ADAMI: MEDEL

Yazının Devamını Oku

Galatasaray şampiyon gibi...

30 Nisan 2018
TÜRK futbolunda yabancı resitali...

11 yabancı ile maça başlayan G.Saray ve 9 yabancılı Beşiktaş... Premier Lig’i, La Liga’yı kıskandıracak, kendini zengin zanneden bir ülkenin şampiyonluk hesapları yapan takımları... Başakşehir’in Ankara’daki galibiyeti şu demekti; G.Saray kazanırsa şampiyon olur, beraberlikte Başakşehir ligi zirvede bitirir. Sistem böyle kurgulanmış.

DUVARA ÇARPTI!

- Artık mucizeler olmaz ve G.Saray mevcut gücünü kullanırsa şampiyon olur. Bu andan sonra G.Saray da, Terim de bunu noktalayabilecek güçte. Terim’in takıma verdiği motivasyon ve maç maç oyun taktiklerini kimse inkar etmemeli. Beşiktaş stres oyununu seven ve kazanmaya odaklı oyun anlayışıyla elinden geleni yaptı ama Terim duvarına çarptı. Asist krallığına soyunurken gol atmayı unutan veya golün nasıl yapıldığını hatırlamayan Negredo, 20. dakikada Muslera ile karşı karşıya kaldığında golü bulsa belki de maça önde başlayan Beşiktaş için çok şey farklı olacaktı.

iÇLER ACISI...

- Ama temel kuralın, “Atamayana atarlar” olduğu bir futbol sisteminde 3 dakika sonra G.Saray atağında Rodrigues, Nagatomo ve son vuruşu yapan Fernando’yla top ağlara giderken Beşiktaş defansının hâli içler acısıydı. Dört savunmacı, aralarına giren Fernando’ya bakmaktan ziyade birbirlerine bakıyordu.

- Özbek’in oluşturduğu bu takım, Terim’in de Özbek tarafından ekibe dahil edilmesiyle şampiyonluğun en büyük favorisi. Ve bu saatten sonra kaybetmeyeceği inancındayım. Güneş’in dünkü performansı, F.Bahçe ile yarıda kalan kupa maçının verdiği negatif tabloyu dağıtamadığının göstergesi. Ve bu tabloyla geride kalan haftalarda yürümek, gelecek haftaya 4. sırada başlamak, Beşiktaş’ın Avrupa’ya gitme şansını da azaltabilir. Onun için kupa yarı finalindeki rövanş maçı oynamakla oynamamak arasında büyük önem arz ediyor.

- Fırat Aydınus, hakemliğe başladığı günden bu yana sergilediği performansın dün de aynını sergiledi.

Anlayan anlar...

Yazının Devamını Oku

Fatih Terim’in fendi

16 Nisan 2018
BİTİME daha beş hafta varken dünkü karşılaşmayı ‘şampiyonluk maçı’ olarak nitelemek, bu sezon nasıl bir ligin yaşandığını ve Anadolu takımlarının büyüklere kritik yenilgiler tattırdığını görmezden gelmek demektir.

Bu sezon, Fenerbahçe beraberliği dışında evindeki bütün maçları kazanmış, seyircisi önünde coşkulu, enerjik, güçlü ve amaca yönelik ataklar geliştiren Galatasaray dün şampiyonluk yolunda büyük bir adım attı ama ‘şampiyon’ demek için erken.

Abdullah Avcı’nın maça Arda ile başlaması, takımın oyun formatını negatif etkiledi. Tribünlerin tepkisini alan Arda ve Emre’nin, yanlarına Mahmut’u da alarak ilk yarıda hakemle oynamaları bir taktik anlayış değilse tecrübelerine hiç yakışmadı. Eğer Volkan Babacan çok kritik kurtarışlar yapmasa skor daha da farklı olur, Galatasaray 5-1 kaybettiği ilk maçın rövanşını belki de aynı skorla alırdı.

AVCI’NIN HESABI 1 PUANDIİlk yarısı daha kontrollü, ikinci yarıda risklerin alındığı, savunma arkasına sarkmaların çoğaldığı bir maçtı. Galatasaray’ın iki beki Mariano ve Nagatomo’nun, rakibin iki etkili kenar adamı Visca ve Elia’ya top göstermemesi Başakşehir’in tüm gol umutlarını bitirdi.

Başakşehir takımı ilk yarı korner kullanmadı. Galatasaray’ın agresif oyunu ve rakip alandaki baskısına rağmen Elia ve Visca gibi adamları sarı kırmızılı savunmasının arkasına kaçıramadı. Görünen oydu ki, Abdullah Avcı bu maçın hesabını 1 puan üzerine yapmıştı. Hızlı ve pas oyunu ile bilinen Başakşehir takımında Emre ve Arda dün el freni olurken, Donk’u Selçuk’un yerine oynatan Terim, maçı orta sahada da kazandı. Yalnız Terim’in sahanın en etkisiz Feghouli’ye 78 dakika dayanmasını anlamakta zorlandım.

Terim’in, ağır, dönüşleri zayıf ve oyun boyunu uzatan Maicon’un yerine çabuk ve ilk hamleleri iyi Denayer’i seçmesi ustalığının bir işaretiydi. 60’ıncı dakikada Mariano’nun taç çizgisinden içeri topla girerek, 22 metre civarından nefis bir sol ayak vuruşuyla golü bulması, 90 dakika daha çok isteyen, pozisyon bulan, gol arayan Galatasaray’ın hakkını alması demekti.

Terim dün akşam hem oyuncu seçimleri hem takım motivasyonu hem de taktik anlayışıyla Avcı’dan her bakımdan üstündü. Ama şu da bir gerçek bu ligde geride kalan her maç dünkü karşılaşma gibi bir final.

MAÇIN ADAMI: MARIANOBREZİLYALI, yine özgüvenini konuşturdu. Karşısındaki Elia’ya oynama fırsatı vermediği gibi, öne çıkışı ve çapraz koşularıyla Başakşehir savunmasını zorladı. Attığı harika gol de dünkü gayretinin meyvesi oldu.

Yazının Devamını Oku

Korku tünelinde

1 Nisan 2018
ÇOK zor bir maç oldu.

Beşiktaş, zorlanarak devam ediyor yoluna. Bu futbol, bu arzu, hırs ve heyecan hedefe götürmez siyah beyazlı ekibi. Son iki yılda Demba Ba, Mario Gomez, Aboubakar ve Cenk gibi golcülerin yerinde şimdi yeller esiyor. Negredo, Vagner Love sıradan, daha doğrusu veteran oyuncular. Devamlılıkları yok. Bir de Talisca sahne almasaydı çoktan lige havlu atmıştı Beşiktaş.

‘Peşinden gidecek cesaretin varsa bütün rüyalar gerçek olur’ özdeyişi, bütün Beşiktaşlılara Başakşehir maçından sonra hüsran yaşattı. Teknik ekipten, yedekten oyuna giren isime kadar tüm futbolcular şampiyon olma hedefini ve cesaretini kaybetmiş gibiydiler. Dün de Güneş’in deyimiyle hata yapma lüksü yoktu Beşiktaş’ın, yani kazanmalıydı.

TALISCA DEMEK GOL DEMEK

Quaresma, Medel, Adriano’nun yokluğunda Güneş, Lens’i de yedekler arasına koydu. Orta sahada Tolgay, Atiba, Oğuzhan gibi pas oyununu seven isimleri sahaya sürüp, kenarları iki bek Gökhan Gönül ve Caner’e bırakmak, istediği futbolu getirmedi Beşiktaş’a. Özellikle ikinci yarı riskleri alıp Beşiktaş’ın üstüne gelen Alanya defansının arkasında bıraktığı boşluklara Babel, Tolgay, Oğuzhan ve Atiba ile sarkamadı Beşiktaş. Aynı Başakşehir maçında olduğu gibi, arkaya dizilip rakibi üstüne çekmesi ve skor 1-0 iken rakibe direnç vermesi ‘şampiyonluk hesapları yapan bir takım felsefesine’ uygun değildi.

Negredo’nun yerine Lens’in oyuna girişi, Güneş’in skoru koruma düşüncesinin ürünüydü.

Şu bir gerçek; Talisca, gol demektir. Kopuk oynar, oyun içinde zaman zaman dalar, ama gerektiği yerde golünü de atar. Beşiktaş’ın kontrataktan gelen golünde Gökhan Gönül’ün ceza sahasına topsuz attığı depar defansı yanıltırken, Oğuzhan’ın muhteşem pasında Messivari bir vuruşla Talisca maçın kaderini tayin eden adam oldu.

Beşiktaş’ın, açıldığı günden beri Arena’da gol atmadığı lig maçı yok gibi. Şimdi Tolgay, Atiba, Oğuzhan ve Quaresma haftaya Göztepe maçında yok. Bunlar zor günler. Yaşam insana emeksiz hiçbir şey vermez. Üst üste iki şampiyonluğa ulaşırken Beşiktaş’ın verdiği harcadığı emek gerçek şu ki, bu yıl geçen yıllardan daha çok değil. Beşiktaş, korku tünelinde.

MAÇIN ADAMI: TALISCA

Yazının Devamını Oku

Hesap-kitap derbisi

18 Mart 2018
Karşılaşmanın hakkı beraberlikti. İki takım da kazanabilirdi ama bu skorla kazanan “Beraberlik de işimize gelir” diyen Fatih Terim ve G.Saray oldu. Kocaman içinse şampiyonluk planları kendi hesabının dışına taştı.

İKİ takımın yaklaşık 15 gol pozisyonu bulduğu, yüzde 100 5-6 pozisyonun değerlendirilemediği, 89. dakikada Maicon’un direkten dönen topunun maçın kaderini belirlediği bir oyundu. G.Saray istediğini aldı. Hesapları tutan Fatih Terim oldu. Aykut Kocaman için şampiyonluk planları kendi hesabının dışına taştı.

Jose Mourinho “Ben dünyanın en iyi antrenörü değilim ama benden iyisi de yok” derken megaloman tavrını ortaya koymuştu. Terim ve Kocaman da Türkiye’nin üst klasman teknik direktörleri.... Tam bir hesap-kitap, ‘tamam mı devam mı’ maçıydı. Terim planlarını kaybetmemek üzerine kurmuş, Fernandao’yu iki stoperi arasına yaklaştırarak F.Bahçe’nin göbekten gelen ataklarına set çekmişti. Ve de rakip alanda baskı yaparak kazanacağı toplarla atacağı gollerin hesabını yapmıştı. Bu şans maç içinde birkaç kez geldi. Kocaman ise psikolojik bir baskıyla rakibi sinirlendirmek ve sanki eksik bırakmak hesapları içindeydi.

MÜCADELE FUTBOLU

İlk yarı futbol kalitesi vasattı. Mücadele ve sert temas futbolu iki tarafı da yordu. Merkeze yığılan futbol iki takım için de alan sıkıntısı yaratırken, hesaplar baskıyla ve savunma hatalarıyla kazanılacak toplar ve bulunacak pozisyonları üzerineydi. İlk bölümde G.Saray Rodrigues ve Gomis’in şutlarıyla gole yaklaşırken F.Bahçe Soldado ve Mehmet Ekici’yle etkili olmaya çalıştı.

Maçın ikinci yarısı F.Bahçe için risklerin alınacağı, G.Saray için de ani hücumda açık alanların yakalanacağı bir dilimdi... Yüksek beklentilerin futbolcuları strese soktuğu herkesin malumu ama dün akşam şahsi becerileriyle oyuna renk ve zevk katacak futbolcular yoğun baskı altında savunma duvarına takıldılar. Maçın hakkı beraberlikti. İki takım da kazanabilirdi ama bu skorla kazanan “Beraberlik de işimize gelir” diyen Fatih Terim ve G.Saray oldu.

FATİH TERİM 19 YILLIK HASRETİ BİTİREBİLİRDİ AMA...

“Kaybederseniz hata benim. Kazanırsanız başarı sizin” felsefesindeki bir teknik adam Fatih Terim... 19 yıldır kazanamadığı Kadıköy’de Galatasaray dün akşam kazanabilirdi. Ama kaybedebilirdi de. Maç gitti-geldi. 80’de biraz geride kalsa ve ofsayta düşmese Fernandao, 81’de Giuliano topun dibine girse ve kaleye gönderse, 87’de Fernandao mutlak golü kaçırmasa Fenerbahçe maçın galibiydi. Ama son 15 dakikada oyundan düşen G.Saray’ın ani kontralarla F.Bahçe kalesinde galibiyet golü bulması işten bile değildi.

MAÇIN ADAMI: İKİ KALECİ

Yazının Devamını Oku

Haftaya yetmez

12 Mart 2018
FENERBAHÇE kırılgan bir takım mı? Kırılgan kelimesi; zarar gördüklerinde güçsüzleşen insanları, nesneleri, organizasyonları tanımlar.

F.Bahçe bir anlamda kırılgan, doğru. Ama aynı zamanda çetin ve esnek... İki haftada 6 puan kaybedip, liderin 6 puan gerisine düştüğünde bile gücünü yitirmeden, zararlara ve negatif duruma karşı koyabiliyorlar.

Şampiyonluk için, 'tamam veya devam' niteliğinde bir maçtı. Berabere kalsa dahi, haftaya çıkacağı G.Saray maçının pek kıymet-i harbiyesi olmayacaktı. Ama Fenerbahçe bu hâletiruhiyede başlamadı maça. Tekrar kaleye dönen ve futbolumuzda haksızlıklara direnen(!) tek kaptan kaleci Volkan, eğer 5. dakikada Boutaib ve 19'da Mina'nın gollük şutlarını kurtarmasa Fenerbahçe, Malatya'da dün şampiyonluğa havlu atardı.

VOLKAN 'DUR' DEDİ

İlk 25 dakikalık Malatya fırtınasını, Volkan'ın direnciyle atlattı Fenerbahçe. 34. dakikada klasik film vizyona girdi. Duran toplardan gol yeme hastalığı Malatya'da, gol atma ustalığı da Fenerbahçe'deydi. F.Bahçe iyi yaptığı işi yaptı, uzun adamları korner organizasyonu için rakip ceza sahasına çıkardı. Önce Topal ve finalde de Roman Neustadter işi bitirdi. F.Bahçe öne geçti.

İkinci yarı, Malatya için risklerin alındığı, Fenerbahçe için kontra fırsatlarının yaratıldığı bölüm oldu. Malatya, Fener kalesini ablukaya aldığı sırada bir kontrada Fernandao kaleciyle karşı karşıya topu direğe nişanlarken, aynı dakikada Adem'in kafa vuruşunda Volkan'ın yine sahne alışı ve beraberliğe 'dur' deyişi, maçın akışında etkili oldu.

HERKESİN İŞİ ZOR!

Oyunun sonlarına doğru saldıran Malatya'yı kırmak için Ekici ve Valbuena gibi yıldızlara bakmamak Kocaman'ın felsefesi. Alper ve Giuliano'dan iki gol adamı yarattığı uzatmalarda F.Bahçe, Alper'in asisti ve Giuliano'nun vuruşuyla golü buldu. Dünkü futbol, G.Saray maçı için F.Bahçe'ye yetmez.

F.Bahçe, taraftarın beklediği, daha doğrusu tarihin herkese ezberlettiği; atak, basan, gol arzusuyla yanan futbolu oynamadıkça kulüpte başkandan hocaya, futbolcudan malzemeciye herkesin işi çok zor.

Yazının Devamını Oku