RENKLİLER
Sabri (Galatasaray): Öyle bir çıkış yaptı ki izleyenleri hayran bıraktı. Kendisi de giydiği formayı özlemiş olacak ki, onu terinin son damlasına kadar ıslattı.
Burak (Galatasaray): Kısa süreli de olsa kulübede oturmak kendisini rahatsız etmiş olmalı ki fırtına gibi oyuna başladı. Attığı gollerle de adeta 'Siz kimi alırsanız alın ben buradayım, formayı da bırakmam' mesajı verdi.
Aatif (Sivasspor): Öyle bir enerjiyle oynadı ki sahada ayak basmadık yer bırakmadı. O yorulmadı kendisini tutmak isteyen Trabzonsporlu oyuncular yoruldu. Rakip oyuncular her pozisyonda ondan bir adım gerideydi.
Milyon Euro’luk Hollandalı, Galatasaray’a uyum sürecini aşabilmiş mi? Şimdilik hayır... Peki ya Eboue’nin Afrika Kupası’na gitmesiyle sağ bekte formayı kapan Sabri? Tam bir kaptan gibi gemisini yönlendirmesi, canla başla mücadelesi takdire şayandı dün gece... Hele bir de rakip kaleye attığı şut vardı ki, gol olsa jeneriklere girerdi. Herkes Sneijder’in neler yapacağını merak ederken, bir anda Sabri sahne aldı.
Amrabat kendini hatırladı
BURAK’tan ilk darbeyi yiyen Antalya-spor, bir anda şaşkına döndü. Söz konusu Galatasaray’sa, her futbolcunun forma için savaşması gerekir. Burak da, bunun farkına varmış ve belli ki çok daha fazla çalışıp yeniden hocasının gözüne girmiş. Burak Yılmaz dün iyi futbolunu iki de güzel golle süsledi. Ama burada uzun zamandır derin bir uykuda olan Amrabat’ın uyanışına da dikkat çekmemek olmaz. Faslı futbolcu, forvet hattını çok iyi paslarla besledi ve epey bir zaman sonra sahada olduğunu hatırlattı.
Avantaj: Fatih Terim
SNEIJDER’in yavaş yavaş uyum sağladığı takıma, Drogba da takviye edilince neler olacak bekleyip göreceğiz. Burada asıl önemli olan, Galatasaray’ın pek çok ‘generalin’ varlığında, daha fazla ‘askere’ ihtiyaç duyup duymayacağı... Sarı kırmızılı ekibin, ‘problem’ gibi görünen bu yaklaşımlardaki en ciddi güvencesi ise teknik direktör Fatih Terim’in yüksek potansiyel ve tecrübesi...
Son olarak Antalyaspor için de bir parantez açmak gerekiyor. Akdeniz ekibi, devre arasından sonra ilk yarıdaki performansından çok uzak. Böyle devam ettikleri taktirde daha ne kadar zirve potasında kalabilirler, işte bu tam bir muamma...
Şu anda Fatih Terim'in saha içi asistanlığını yapan Ümit Davala takıma yeni transfer olmuştu. Ümit ile idman sonrasında yaptığım roportaj sırasında, Terim "Sen hangi gençle konuşacağını biliyorsun" diye bana takılmıştı.
Fatih Terim, o zaman basınla daha yakındı ve sohbet etmeyi severdi. Bir akşam oturduğumuzda konumuz neden Türkiye'de futbolcunun tam anlamıyla yetişmediğiydi:
Fatih Terim'in bu konuda adeta kendini yiyiyordu. "Arkadaş, ülkemizin nüfusunun her yerinde mantar gibi gençler var. Ufak nüfuslu ülkeler patır patır oyuncu ihraç ediyor da biz neden edemiyoruz? Ülkemizin her yerini taramak gerek. Bilinmeyen ne gibi cevherler var, biz mi bulamıyoruz yoksa bu işi arka plana mı atıyoruz?" demişti.
Terim'in bu sözleri biryerlere yangın gibi gitmişti. Kendi de bu işi koşturmak istedi ancak, bir yerde ligde hedef, diğer yandan da UEFA kupasını almayı kafasına koymuştu.
Fatih Terim, önceki gün o zamanlar yapmak istediğini, açık açık dile getirdi. Doğru bir hareketti, çünkü alt yapılar istenilen yolda değildi. Oyuncu çıkarmak, 'İğne ile kuyu kazmak' gibiydi.
Bundan böyle, sabırlı çalışmalarla çok güç de olsa ağır yürüyen işi hızlandırmak için Fatih Terim kollarını sıvadı...
Terim, bu işe el atarken herşeyi düşünmüş. Gençlerin sigortalı olması, bilimsel testler, elit sporcular yetiştirme hedefi, bu topluluktaki görevli antrenörlerin daha iyi gelişmeleri için seminerlere gönderme, gençlere kamplar düzenlemek gibi geniş kapsamlı bir eğitim süresince yayılacak uzun soluklu bir çalışma süreci...
Söz ettiğim yer savunma.
Gelin dünkü maçta G.Saray’ın savunmasına bir göz atalım.
1-Rakibe baskı ve rakiple aradaki mesafa uygulaması SIFIR
2-Semih ve Dany senkronize hareket edemiyor. Biri ilerideyse, diğeri geride.
3-Rakip hücuma kalktığı zaman, kanatlarda görev yapanlar da dahil hiç kimse geriye kendi alanına gelemiyor.
4-Dany ve Semih, rakip tek adamla geldiğinde bile birlikte hareket edip rakibi karşılayamıyor.
Örnek mi?
Kurulduğundan bugüne kadar bu hep istasyonlar değişti, binen, inen derken birçok başkan geldi geçti...
Her gelen başkan kendine göre işler yaptı, hata zincirleri birbirini takip etti. Haluk Ulusoy zamanında futbolun hep içinde olan teknik adam yetiştirmekten, futbolu kalkındırmak için bir çok yeniliklere imza atan biri vardı, O da Rahmetli Gündüz Tekin Onay'dı...
Antrenörlerin vizyonlarını geliştirmek için birçok hoca onun tezgahından geçti...
Aykut Kocaman, Mehmet Özzdilek, Ersun Yenal, Şenol Güneş, Hikmet Karaman, Ünal Karaman, Ziya Doğan ve Rıza Çalımbay, Giray Bulak ve Tolunay Kafkas gibi isimler hala sahnedeler....
Bu teknik adamlar antrenörlük lisanslarını aldıkları zaman söylediği bir tek söz vsöyledi," Gelecek; sizin beyninizde"
Şimdi baktığımızda her teknik adam sıra bekler hale geldi... Her gelen federasyon başkanı kendi adamlarını yanına aldı...
Burada antrenörler yüklü para alıyorlar. Alsınlar tamam, hakkını da vermeleri gerekir.
Beşiktaş ile arasındaki en büyük fark sahip olduğu kaliteli oyuncuların fazlalığıydı.
Bu kalitenin sonuç getirmesi için çok iyi mücadelesi etmesi gerekiyordu.
Maç başlar başlamaz da o mücadeleyi sahaya yansıtmaya başladı.
Beşiktaş ise en büyük özelliğini, yani mücadeleci yanını sanki kenarda bırakmıştı. G.Saray golü bulunca 10-15 dakika daha o direnci yaydı sahaya sahaya.
Ama sonra sanki tükendi.
Rölantiye bağladı oyunu. İlk yarının sonunda 2. gol de gelince iyice rahatladı.
* * *
Hayır ikinci yarıyı anlatmayacağım size.
Emre Çolak da, “Artık ben büyüdüm” deyip işi gevşetti. Önce hatlar arasındaki bağlantı her açıdan koptu. Takımın beyni Selçuk, sol kanat yerine sağı kullanmakta zorluk çekmedi.
Kasımpaşa defansını çözmek için çabalayan Selçuk İnan, sağ kanadı tercih etmekle iyi mi etti? Evet... Çünkü Kasımpaşa bu bölgede açık veriyordu. Sabri ilk atakta açığı buldu, rahat bir şekilde topu kullandı ama Elmander golü atamadı. Aynı sahneyi Selçuk İnan ve Sabri ortaya koyduğunda, Elmander zoru başarıp, fileleri sarstı.
Her yerde arıza
Ama dün gece, Galatasaray’ın oyun kalıbı iyi değildi. Defans, orta alan ve sol kanat tamamen arıza verdi. Riera, Viudez ile uğraşmaktan bir hal oldu. Aslında oyunun hakimi Kasımpaşa’ydı. Defansta Dany, iki kritik pozisyonu anında kesti ama oyun düzeni bir yerde arıza çıkacağını gösteriyordu.
Ve çıktı...
Orta alanda yapılan yanlış bir alışveriş, pahalıya mal oldu. Galatasaray defansı, rakibe boşluk yarattı. Oyunun ikinci sahnesinde, ‘Bazı şeyleri başaracaklar’ diye beklendi. Ama yine olmadı.
Bilinçsiz ataklar
Galatasaray’da Hamit yokları oynadı. Terim değişim yaptı. Aydın’ı oyuna aldı ama istediğini yine başaramadı. Defansın açık vereceği belli oluyordu, verdi de... Sahanın yıldızı Viudez, öyle bir top kazandı ki, golü atacağını daha orada belli etti.
Dillerden düşmeyen şarkıya dönen Sneijder ve 21 Aralık Maya Kıyameti. Kİmileri Maya takvimine inandı kimileri ise aldırış etmedi ama yineden gündemimizi meşgul etmeyi başardı...
Şimdi ise spor düşkünü olduğumuz için Galatasaray'ın transfer etmek istediği bir Sneijder var... Geldimi, gelecek mi bugün, yarın bir kargaşadır aldı başını gidiyor.
Fubolcunun eşi deYolanthe sahne de;"Ben bilmem kocam ve tanrı bilir" diyor...
Galatasaray'lı yönetici Refik Erkan "yüzde 95 bitti, hiç sorunumuz yok. Ailesi ile değerlendirme yapıyor" şeklinde beyanlarda bulundu.
Başka bir yönetici Semih Haznedaroğlu ise "Sneijder gelmeyecek" diyenlerden.
Bir yerde yapılan bir haber, "Sneıjder saat gece 01:30'da havalanına inecek"