Paylaş
Şu anda Fatih Terim'in saha içi asistanlığını yapan Ümit Davala takıma yeni transfer olmuştu. Ümit ile idman sonrasında yaptığım roportaj sırasında, Terim "Sen hangi gençle konuşacağını biliyorsun" diye bana takılmıştı.
Fatih Terim, o zaman basınla daha yakındı ve sohbet etmeyi severdi. Bir akşam oturduğumuzda konumuz neden Türkiye'de futbolcunun tam anlamıyla yetişmediğiydi:
Fatih Terim'in bu konuda adeta kendini yiyiyordu. "Arkadaş, ülkemizin nüfusunun her yerinde mantar gibi gençler var. Ufak nüfuslu ülkeler patır patır oyuncu ihraç ediyor da biz neden edemiyoruz? Ülkemizin her yerini taramak gerek. Bilinmeyen ne gibi cevherler var, biz mi bulamıyoruz yoksa bu işi arka plana mı atıyoruz?" demişti.
Terim'in bu sözleri biryerlere yangın gibi gitmişti. Kendi de bu işi koşturmak istedi ancak, bir yerde ligde hedef, diğer yandan da UEFA kupasını almayı kafasına koymuştu.
Fatih Terim, önceki gün o zamanlar yapmak istediğini, açık açık dile getirdi. Doğru bir hareketti, çünkü alt yapılar istenilen yolda değildi. Oyuncu çıkarmak, 'İğne ile kuyu kazmak' gibiydi.
Bundan böyle, sabırlı çalışmalarla çok güç de olsa ağır yürüyen işi hızlandırmak için Fatih Terim kollarını sıvadı...
Terim, bu işe el atarken herşeyi düşünmüş. Gençlerin sigortalı olması, bilimsel testler, elit sporcular yetiştirme hedefi, bu topluluktaki görevli antrenörlerin daha iyi gelişmeleri için seminerlere gönderme, gençlere kamplar düzenlemek gibi geniş kapsamlı bir eğitim süresince yayılacak uzun soluklu bir çalışma süreci...
Terim bunu kafasına koydu mu, gerisinin geleceği kesin. Yeter ki güvendiği insanlar üzerlerine düşen görevleri layıkıyla yapsın. Artık yeter. Üst düzey oyuncular, isim sahibi yetenekler, doğuştan mı futbolcu oluyor? Bu tarz bir yapılanma uzun süredir gerekliydi. Kaliteli sporcuların yetişmeme nedeni, öğreticilerin mentalitesinden kaynaklıydı. Bakalım Terim'in sistemi başarılı olacak mı?
Paylaş