İlhan Söyler

Avcı iyi yolda

29 Mart 2013
EN son yazacağımı en baştan ifade edeyim:

- Kim ne derse desin, Abdullah Avcı iyi yolda. İyi yolda çünkü geleceği olan gençlerle iyi bir ekip oluşturma yolunda.
Oluşturduğu takıma örnek mi?
 DOĞUŞTAN YETENEKLİ: Arda Turan, Selçuk İnan.
 REKABETÇİLER: Alper Potuk ve Gökhan Gönül.
YARATICI VE HIZLI: Burak Yılmaz.
 GÜÇLÜ VE ÖZGÜR: Onur Kıvrak, Umut Bulut.
 TAKTİKSEL BİLGİYE AÇIK: Hasan Ali Kaldırım, Semih Kaya, Bekir İrtegün ve gurbetçiler.

Yazının Devamını Oku

'Ordu'lu gemi batıyor!

26 Mart 2013
Böyle bir demeç görmedim... Neymiş, "Ben yenilgiyi benimsemem, ben takımımı bir puana oynatmam, hep galip gelmeyi severim" diyor Hector Cuper....

Gel de gülme...
Haftalar oldu, Ordulunun yüzü gülmedi gitti...
Ordulular, hiçbir zaman kötü tezahürat yapmaya gitmedi, ama için için ağlıyorlar...
Şimdi önünde öyle bir maç var ki Sivasspor...
Rakip kendini rahatlatmak için yol arayıp duruyor, o yolu Orduspor karşısında bulup yola devam edecek.
Orduspor kendi sahasında kazanma duygusundan uzak bir ekip haline gelmiş kimsenin haberi yok....
Hector Cuper, takımını gol atacak bir yapıya getirecek futbol oynatmıyor, hata üstüne hata yapan oyuncular topluluğu yaratıldı...

Yazının Devamını Oku

Orduspor asansörü

18 Mart 2013
Bir takımın böylesine hızlı bir düşüş yaşamasına hayret ki ne hayret...

Sezon başında aldığı sonuçlarla zirvede yer alan Orduspor, böylesine yere doğru çakılmasını kimse anlayamadı... Yapılan yabancı transferlerin hepsi Orduspor formasına yakışmıyor Garcia adam bir var bir yok... Barral, golcü diye alındı ama rakip alana götürmek için motor takmak lazım... Stoper mevkiinde bir İniguez var, boylu poslu ama futboldan uzak. Umbides bir gol attı göklere çıkartıldı, sonrasında esamesi okunmuyor.

Yerliler ise başka bir alem... En başta da Hasan Kabze...Uzun zamandan beri bitirici vuruşlar yapamıyor, gol atmayı unutmuş. Kısaca Hasan'ın futboldan uzaklaştığı apaçık ortada...

Şamil, orta alanda ne zaman nereye top atacağını bilmekte zorluk çeken, Alman kökenli bu oyuncu. Yalnız  sert futbolu ile göze çarpıyor, o da çoğu kez takıma zarar veriyor... Bir tek kaptan Ali Çamdalı, hocası nereye isterse koyup oynatıyor. Takımın isteksiz oluşu artık onu da oyundan düşürüyor.  Orduspor  üç aydır hiç bir maçı güzel futbol oynayıp da kazanamıyor.

Bir takımın kazanma duygusu
Yardımlaşma,
Ekip olarak hayal gücünü kullanmak
Teknik beceri

Yazının Devamını Oku

Yelpaze gibi

18 Mart 2013
GALATASARAY, tam bir Şampiyonlar Ligi takımı gibi oynadı. Yaptığı her hamle önceden çalışılmış bir ustalık işiydi. Hücuma kalkarken bir yelpaze gibi açıldı.
Orta alanda Melo, Sneijder ve Selçuk, Drogba ve Burak ile öylesine uyumlu hareket ettiler ki, Kayseri savunması hareket dahi edemedi.
Peki neydi Galatasaray’ı farklı kılan:
1- Her zaman rakipten önce topa hamle ettiler ve oyundan düşürdüler.
2- İki kanadı da otoyol gibi kullanıp, rakibin dengesini bozdular.
3- Orta alan hem baskı yaptı hem de kazandığı topları mükemmel bir şekilde servis etti.
4- Sadece orta alan değil, tüm ekip oyuna aynı ritmle katkıda bulundu.
 Mourinho neyi not etti?
- NOT 1: Fatih Terim’in atak oyunu seven taktiğini
- NOT 2: Burak Yılmaz’ı ve onun patlama gücünü.
- NOT 3: G.Saray’ın iki ve üçüncü bölgesinin rakibe hata yaptırma özelliğini.
- NOT 4: Sneijder, Drogba ve Burak uyumunu.
 Eksikler nelerdi?
* Galatasaray, Kayseri önünde iyi oynadı ama zaafları da yok değildi?
- Riera hücuma çıkmayı seviyor ama savunması aksıyor.
- Gökhan ve Semih’in altı pasta hamle eksikliği.
- Ve Kayserispor’un 10 dakikalık futbolu karşısında sarsılması.
 Kırmızı kart doğru mu?
* Bobo’nun, Eboue’ye yaptığı hareket istem dışı, şaka yollu bir hareket gibi görünse de, (Bobo’nun, Eboue’ye sarılması da bunu gösteriyor?) kural kuraldır. Mete Kalkavan da bunu uyguladı.
Yazının Devamını Oku

Yolunuz açık olsun

13 Mart 2013
LİDERLER yol gösterir, insanları harekete geçiren en temel öğeler ise, duygu ve heyecanlarıdır.

G.Saray, golü yedi ama felsefesinden hiç uzaklaşmadı. Kazanma kültürü, bir topluma ait öğrenilmiş davranışların tümüdür, Terim eski kuşaklardan gelen zihin açıklığını öne sürdü ve deplasmanda da başarıya ulaştı.

SCHALKE’YE DERS VERDİLER

G.Saray’ın 2000 yılındaki her maçını izledim, yenilmez denilen takımları yendi, fazla goller attı. Fazlasını istediler, ama hedef belli idi, o hedefi de yakaladılar.  Şimdi de benzer yolda ilerliyorlar.
Herkesin avantajlı gördüğü Schalke’ye gereken dersi verdiler. 2-2’lik skora rağmen yılmayıp son dakikada sürpriz şekilde 3-2’yi de yakaladılar. G.Saray’a diyeceğim tek bir şey var; Yolun açık olsun!

OYUNA HÜKMETTİLER

Galatasaray’ın zorlu maçtaki oyun düzeninde şunlar öne çıktı...
1-Hızı istedikleri zaman, istedikleri gibi ayarladılar.

Yazının Devamını Oku

Yeni Emenike

11 Mart 2013
Pazar günü PTT 1. Lig'inde bir maç seyrettim, sanki Kayseri Kadir Has stadı değil de Avrupa'nın önemli bir stadında iki ünlü takım oynuyormuş gibiydi.

K. Erciyes liderliğe demir atmak, Samsunsunspor ise  dalgalardan kurtulup limanda kalma savaşı veriyordu.

Her iki takımında kazanma duygusu içinde olmalası, yarışmaya ayrı bir renk kattı.

Karşılaşma boyunca her oyuncu topa daha fazla hükmetme inancını taşıdı.

Böyle olunca da TV karşısında başka kanal izleme ihtiyaca hissetmedim.

Yazının Devamını Oku

Galatasaray'a sorular

9 Mart 2013
NEDEN televizyon başında maçı izleyenlere, ıstırap çektirildi?

- Neden Gençlerbirliği kendi alanına mahkum edilse de, hedefe gidilemedi?
- Neden Selçuk İnan gibi bir oyuncunun attığı toplar değerlendirilemedi?
- Gençlerbirliği’nin hata yapmasından neden yararlanılmadı?
- Bu kadar fırsat varken, forvetler bunu nasıl gole çeviremedi?

Aslan’ın isteği yoktu

Önemli olan kadro değil, sahadaki 11 futbolcunun ne yaptığıdır.
Evet Galatasaray birçok pozisyon buldu. Topları direkten döndü. Ama topa vuran her futbolcunun kazanma arzusu olmalı.

Yazının Devamını Oku

Kıskanç hakemler

7 Mart 2013
Manchester United - Real Madrid maçını yöneten hakem Cüneyt Çakır için bir çok eski hakem Çakır'ı övmek yerine yerden yere vurdu. Hakemliği bırakan hakemlerimizin bir geçmişine bakarsak, neler yaptığı ortada.
Mesleği bırakmadan önce, kimileri MHK başkanı oldu ve "Hakemleri savunurken, bir çok pozisyonlar için hakemin kararları doğru, bu kadar eleştirmek doğru olmuyor" diyorlardı...
Ama görevden ayrıldıkları zaman TV'lerde şimdi yorum yaparken, hiç de pozitif  olmuyor, hep negatif  olmadan geri kalmıyorlar.
Her meslekte olduğu gibi hakem camiasında da birbirlerini kıskananlar oluyor. Çünkü şimdi  hakem camiası Avrupa'ya açılmasını bildi.
Bunun nedenleri de bir çok hakemin aklı başında, çalışmaları düzenli ve genç ve dinamik kişilerden oluşmuş...
UEFA'da  hemen hemen bir çok hakemimizin yolu açık...
Bizim hakemlerimizi göreve çağırmaları onların  gözüne kaşına bakarak olmuyor, adeta didik didik  tarıyorlar ondan sonra görev veriyorlar.
Başarıdan başarıya koşan Cüneyt Çakır adeta el üstünde tutuluyor.
Manchester United, Real Madrid maçlarında TV'de bizlere göre izlediğimiz de bir çok hakemimiz ağır kararlar deyip duruyor, bir  başka perde arkasında UEFA  yukardan ayağı herkes verdiği kararlarda bir sıkıntı yok, diğer yandan da görevli olan efsane hakemlerden  Collina yerinde canlı olarak  izleyip  Çakır'ın verdiği kararlarından memnun olduğunu  söylüyor.
Bizimkiler ise TV geri, ileri al diyerek bir çok kez pozisyonları izliyorlar karar verirken bile   tam bir şey söyleyemiyorlar, kararlar ağırdır diyorlar.
Bizim toplumuzda bir her alanda bir  kıskançlık almış gidiyor. Hiç kimsede  doğru olan kelimeyi  kullanmak istemiyorlar. Şimdi Fırat Aydınus,  Halis Özkahya, Mete Kalkavan ve diğer hakemlerimiz mantar gibi ortaya çıktılarını görünce eskiler ağızlarını hiç bir şekilde olumlu kullanmaya itmiyorlar.
Bazı Teknik adamlar bile zamanı gelince, Avrupa hakemleri, bizimkilerden ders alsın" diyorlar ama ters bir karar kendilerine verildiğinde avazı çıktıkları kadar bağırıyorlar.
Futbol tam bir deniz   30 yıldan fazla  içindeyim  paçaları sıvadım ama hala  öğrenemedim...
Yazının Devamını Oku