- Kim ne derse desin, Abdullah Avcı iyi yolda. İyi yolda çünkü geleceği olan gençlerle iyi bir ekip oluşturma yolunda.
Oluşturduğu takıma örnek mi?
DOĞUŞTAN YETENEKLİ: Arda Turan, Selçuk İnan.
REKABETÇİLER: Alper Potuk ve Gökhan Gönül.
YARATICI VE HIZLI: Burak Yılmaz.
GÜÇLÜ VE ÖZGÜR: Onur Kıvrak, Umut Bulut.
TAKTİKSEL BİLGİYE AÇIK: Hasan Ali Kaldırım, Semih Kaya, Bekir İrtegün ve gurbetçiler.
Gel de gülme...
Haftalar oldu, Ordulunun yüzü gülmedi gitti...
Ordulular, hiçbir zaman kötü tezahürat yapmaya gitmedi, ama için için ağlıyorlar...
Şimdi önünde öyle bir maç var ki Sivasspor...
Rakip kendini rahatlatmak için yol arayıp duruyor, o yolu Orduspor karşısında bulup yola devam edecek.
Orduspor kendi sahasında kazanma duygusundan uzak bir ekip haline gelmiş kimsenin haberi yok....
Hector Cuper, takımını gol atacak bir yapıya getirecek futbol oynatmıyor, hata üstüne hata yapan oyuncular topluluğu yaratıldı...
Sezon başında aldığı sonuçlarla zirvede yer alan Orduspor, böylesine yere doğru çakılmasını kimse anlayamadı... Yapılan yabancı transferlerin hepsi Orduspor formasına yakışmıyor Garcia adam bir var bir yok... Barral, golcü diye alındı ama rakip alana götürmek için motor takmak lazım... Stoper mevkiinde bir İniguez var, boylu poslu ama futboldan uzak. Umbides bir gol attı göklere çıkartıldı, sonrasında esamesi okunmuyor.
Yerliler ise başka bir alem... En başta da Hasan Kabze...Uzun zamandan beri bitirici vuruşlar yapamıyor, gol atmayı unutmuş. Kısaca Hasan'ın futboldan uzaklaştığı apaçık ortada...
Şamil, orta alanda ne zaman nereye top atacağını bilmekte zorluk çeken, Alman kökenli bu oyuncu. Yalnız sert futbolu ile göze çarpıyor, o da çoğu kez takıma zarar veriyor... Bir tek kaptan Ali Çamdalı, hocası nereye isterse koyup oynatıyor. Takımın isteksiz oluşu artık onu da oyundan düşürüyor. Orduspor üç aydır hiç bir maçı güzel futbol oynayıp da kazanamıyor.
Bir takımın kazanma duygusu
Yardımlaşma,
Ekip olarak hayal gücünü kullanmak
Teknik beceri
G.Saray, golü yedi ama felsefesinden hiç uzaklaşmadı. Kazanma kültürü, bir topluma ait öğrenilmiş davranışların tümüdür, Terim eski kuşaklardan gelen zihin açıklığını öne sürdü ve deplasmanda da başarıya ulaştı.
SCHALKE’YE DERS VERDİLER
G.Saray’ın 2000 yılındaki her maçını izledim, yenilmez denilen takımları yendi, fazla goller attı. Fazlasını istediler, ama hedef belli idi, o hedefi de yakaladılar. Şimdi de benzer yolda ilerliyorlar.
Herkesin avantajlı gördüğü Schalke’ye gereken dersi verdiler. 2-2’lik skora rağmen yılmayıp son dakikada sürpriz şekilde 3-2’yi de yakaladılar. G.Saray’a diyeceğim tek bir şey var; Yolun açık olsun!
OYUNA HÜKMETTİLER
Galatasaray’ın zorlu maçtaki oyun düzeninde şunlar öne çıktı...
1-Hızı istedikleri zaman, istedikleri gibi ayarladılar.
K. Erciyes liderliğe demir atmak, Samsunsunspor ise dalgalardan kurtulup limanda kalma savaşı veriyordu.
Her iki takımında kazanma duygusu içinde olmalası, yarışmaya ayrı bir renk kattı.
Karşılaşma boyunca her oyuncu topa daha fazla hükmetme inancını taşıdı.
Böyle olunca da TV karşısında başka kanal izleme ihtiyaca hissetmedim.
- Neden Gençlerbirliği kendi alanına mahkum edilse de, hedefe gidilemedi?
- Neden Selçuk İnan gibi bir oyuncunun attığı toplar değerlendirilemedi?
- Gençlerbirliği’nin hata yapmasından neden yararlanılmadı?
- Bu kadar fırsat varken, forvetler bunu nasıl gole çeviremedi?
Aslan’ın isteği yoktu
Önemli olan kadro değil, sahadaki 11 futbolcunun ne yaptığıdır.
Evet Galatasaray birçok pozisyon buldu. Topları direkten döndü. Ama topa vuran her futbolcunun kazanma arzusu olmalı.