Hakan Ünsal

Yerli zamanı...

2 Nisan 2014
MANCINI, son dönemde alınan kötü sonuçlar ve uçup giden şampiyonluk hayalleri sonrası dağıldı.

Maç sonrası basın toplantılarındaki agresif hali bu kaybedişin yansıması. İşin kötü tarafı, kariyerli bir teknik adamın sorumluluğu kendi üstüne almaktan kaçıp, başka yerlere servis etmesi. En önemli argümanı da takımı kendisinin kurmadığı.
Tamam bu takım senin değil ama senin eserin. Bu takımı sen kurmadın ama kurguladın. Evet,dediğin gibi ligin 6. haftasında Galatasaray’ın başına geldiğinde takım iyi durumda değildi. Ama ligin ikinci yarısı başlarken, Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkmış, Türkiye Kupası’nın en büyük favorisi olmuş, Fenerbahçe’yi yakalamış ve şampiyonluğu dillendirilir hale gelmişti. Ki bu gelişmeyi ve olumlu durumu birçok kişi gibi Mancini’ye mal ettik.
E işler iyiyken bu takım senindi de, herşey tersine dönünce mi takımı sen kurmamış oldun?
Bunu Şampiyonlar Liginde gruptan çıkınca, Türkiye Kupası’nda tek favori oldunca ve Fenerbahçe’yi yakalayınca söyleseydin hiç kimsenin diyecek tek lafı olmazdı ama şimdi ne söylersen boş.
Şimdi söylem değil, eylem zamanı. Camia, tamamen derbi maça kilitlenmiş ve kazanmayı yani icraat bekliyor. Ama benim beklentim ne Mancini, ne Drogba, ne de Sneijder’den.
Galatasaray derbiyi kazanacaksa bunu yerli patenti ile yapar. Bu maç kaybedildiği zaman en çok sıkıntısını yaşayacak ama kazanılırsa en az sefasını sürecek olan, mağlubiyette en çok tepki görecek ama kazanılırsa ikinci plana itilecek olan, kayıp halini derinden ve en acıtıcı hali ile yaşayacak ama kazandığı zaman bunu olgun karşılayacak olan, yenilirse tek sorumlu kazanırsa ‘işi bu’ olacak olan yerli oyuncular devreye girmeli ve kendi göbeğini kendileri kesmeli.

SORUMLULUK ALMALILAR

Bu büyük derbiyi oynayan, izleyen ve yönetenler dahi bilir ki bu maçlarda oyuncuyu konsantre etmeye gerek yoktur. Selçuk, Burak, Sabri, Semih, Hakan, Yekta ile Gökhan bu maçın getiri ve götürülerini iyi bilen oyuncular. Bu oyuncular oynamasa dahi derbiyi iyi anlatıp sorumluluk almalı. Gerçek kazanan onlar olmayacak ama kaybeden onlar olacak. Çünki,kayıp yaşanırsa Mancini, “Bu takım benim değil” bile diyebilir.

Yazının Devamını Oku

Mancinizm

31 Mart 2014
DEPLASMAN bir takım için hiç bu kadar zulüm olmamıştır.

Aslında bu kadar kayıptan sonra, gidişatı değiştirecek hamleler ve duruşlar ortaya çıkar diye beklenir. Son yazımın bitiş bölümüne “Galatasaraylı futbolcular bu duruma yeter demeli” diye yazmıştım. Çünkü bu işi değiştirecek yegane karakter onlardı. Çünkü, Mancini’den durumu iyi hale çevirmek için birşeyler beklemek şöyle dursun olanı daha kötü hale getirmese yeter. Hangi maçta kimi oynatacağı belli olmayan bir hocanın takımı da nerede, ne oynayacağını bilemez.
Konyaspor maçına tadımlık Eboue hamlesi ile başlayan Mancini, asıl tatlı sürprizi ikinci yarıya sakladı. Anlaşılır gibi değil. Deplasmanda, tarihe geçecek kötü sonuçlar alan bir takımın hocasının bu durumu normal karşılayacak şekilde rahat olması daha da garip. Maçın ikinci yarısında, takım baskı kurmuş ve rakip alanda oynuyorken, gol bulmaya yakınken ve gole ihtiyacın varken Umut’u çıkarıp “Küçük Drogba” etkisi yaşatmak Mancini’ye has bir durum. Yaptığı geç kalmış değişiklikler, almadığı riskler, yapamadığı ve anlaması mümkün olmayan son dakika Ontivero değişikliği Mancinizm yansımasıdır. Galiba Ontivero’yu oyunu soğutmak için almak istedi.

BUNLAR NE Kİ...
Mancinizm, en önemli maçlara olmayacak 11 ile çıkmaktır.
Mancinizm, en kritik anlar olmayacak oyuncuları çıkarmaktır.
Mancinizm, işler kötü gidince problemi başkasında aramaktır.

Yazının Devamını Oku

Dur diyebilmek...

26 Mart 2014
GALATASARAY’ı üzerinde dolaşan kara bulutlardan kurtarıp, yeni bir başlangıç yapmasını sağlayacak yine Bursaspor mu olacaktı?

Lig maçındaki farklı skorun bir benzerinin olması, değişen şartlar itibarıyla pek mümkün gözükmüyordu. Daum gitmiş, kadroda değişimler olmuş ve ilk maçın dersi alınmış gözüküyordu. Dahası sarı kırmızılı oyuncuların morali dip yapmış ve formsuz bir dönem geçiriliyor. Tabii Mancini de boş durmadı ve yine güzel bir sürprizle unutulan Burdisso’yu sahneye attı. Normal olarak da yine kendi yanlışını itiraf gibi oyundan aldı. Semih’siz bu takımın defansının ayakta kalamayacağını ne zaman anlayacak acaba Mancini?.
Bu moralsiz durum, Galatasaray’ın maça başlangıcını ve doğal olarak bakışını etkilemişti. Bu yüzden kolay ve fazla pozisyon verdi Galatasaray. Ama bir o kadar da kolay pozisyon ve goller de buldu. Hem de hiç zorlanmadan. İlk yarının kısa özeti bol bulup atamayanla az bulup atanın maçıydı.

UÇAK DÜŞÜYOR

İLK yarıda gelen iki gol Galatasaraylı oyuncuları hem seyirci baskısından hem de oyun stresinden kurtardı derken ilk yarıda yenilmeyen golün hemen ikinci yarının başında gelmesi yine işi başa sardı. Bursaspor’un rahat ve stressiz oyunu ilerleyen dakikalarda Galatasaray’a baskı olarak yansıyınca Cimbom kaçınılmaz sona doğru koşusunu yaptı.
Galatasaray’ın düştüğü pozisyon hakikaten içinden çıkılması zor bir durum. İşler ters gitmeye başlamışsa iki şeye ihtiyacınız vardır. İlki şans. İkincisi karakterli oyuncular. Galatasaray’da dün bunların ikisi de yoktu.

BİRLİKTE GÖRECEĞİZ

SNEİJDER-Melo-Selçuk ve Burak sorumluluk almalı ve öne çıkma cesaretini göstermeliler. Galatasaray şiddetli bir türbulansa girdi ve çıkması zor gözüküyor. Çıksa bile ciddi hasarlar alacağı ortada. GS905 sefer sayılı bu uçak aşağıya tek parça mı iner mi, yoksa dağılıp düşer mi, göreceğiz.

Yazının Devamını Oku

Kayıp kimlik

23 Mart 2014
SALI akşamı Chelsea karşısındaki ‘’Unutulmaz’’ performans anlaşılan taraftarı da etkilemiş olmalı ki takımına kızan Galatasaray seyircisi maça ilgi göstermedi.

Arena’nın boş kalması tabii ki sadece Chelsea maçı ile açıklanacak bir durum değil. Asıl sorun taraftarın, takımın sezon sonunda Şampiyon olamayacağına olan inancında. Çünkü, Arena’da kandıran Galatasaray deplasmanlarda gerçeklerle yüzleşiyordu ve dahası taraftarına şok yaşatıyordu. Fakat bu sefer değişik bişeyler vardı. ‘’Chelsea Seyahati’’, Galatasaraylı oyuncuların da morali bozmuş ve etkilemişti. Maça başlangıç, oyundaki reaksiyon, istek ve tempo adeta Arena’yı deplasmana çevirmişti. İlk yarıda tek pozisyona giren ve pozisyon veren Galatasaray için söylenecek tek şey, kimliğini kaybetmiş olmasıydı.

PANDORA MANCİNİ

MANCİNİ’yi anlamak diye bir kitap yazılsa, içeriğine de görüşler alınsa, Mourinho dahil kimse ne söyleyeceğini bilemez. Kötü kaybedilen ve moral çöküşünün yaşandığı maçlardan sonra birkaç oyuncu değiştirirerek suni tenefüs yapmaya çalışmaktansa, kilit oyuncuları maça motive etmeye çalışmak daha etkilidir. Fakat, oyuncuların durumundan anlaşılan o ki asıl motivasyona ihtiyacı olan Mancini. Hadi Chelsea deplasmanını anladık da Arena’da ikinci bir Chelsea performansı neyin nesi sorarlar Mancini’ye. O zaman ikinciliği kabullenmiş, sezonu Türkiye Kupası ve direkt Şampiyonlar Ligi’ne gitme ile bitirme hesapları yapan ve yeterli gören bir anlayış var karşımızda. İyi de bu oyunla ne Türkiye Kupası ne de ikincilik garanti. Lig, bir anda elinde birşey kalmadan biterse, ne Mancini ne de Ünal Aysal kalır.

F.BAHÇE’Yİ YENEMEMEK

ARTIK Galatasaray için kötü günler geliyor. Oyuncuları, Mancini’yi ve yönetimi kurtaracak tek maç kaldı. Fenerbahçe derbisi sonrası yeni hoca, yeni yönetim ve yeni takıma geçiş yapılabilir. Çünkü şu andaki durum bile kötüyken derbiyi kazanamamanın sonuçları ağır olur.

Yazının Devamını Oku

Teslimiyet

19 Mart 2014
DAHA maçın bu kadar başında, en basit hücum prensibi ile gol yemeyi olsa olsa bu defans becerir.

Hiç mi konsantre değildiniz ki böyle kolay ve ezber bir gol yediniz? Stoper ile sol bek arasına yapılan bir koşu sonundan verilen bir pas ve basit bir gol. Öyle ki, Eto’o vuruş yapmadan önce yan hakeme “Ofsayt var mı” diye bakıp vuracak kadar rahat. Telles hücum yönü iyi bir oyuncu ama özellikle önceliği gol yememek üzerine kurulu maçlarda ilk işini unutmamalı ve önce defans yapmalı. Kaldı ki Mourinho, bu açığı maç boyunca iyi kullandı. Olabilecek en kötü senaryo çok erken gerçekleşti ve zaten kendi evinde avantajlı olan Chelsea maçı 4. dakikada bitirdi.

BİRAZ DİRENÇ

CHELSEA bu kolay golün morali ve rahatlığı ile hiç dirençle karşılaşmadan Galatasaray kalesine gelmeye başladı. Burada sorun erken gol yenilmiş olması kadar, takımı bu çöküşten çıkaracak bir durumun ya da oyuncunun ortaya çıkmamış olması, aynı zamanda. Tabi hemen akla Melo geliyor ama o da çok erken kart görerek kendi işini bitirdi. Drogba-Sneijder’in, karşısında kaliteli defans yapan oyuncular ve deplasman olunca etkilerinin ne denli düştüğü bilinen bir gerçek. O zaman geriye ne kalıyor?. Parçalı ve arma. Ben, Galatasaraylı oyuncuların en azından üzerindeki formaya yakışır mücadele etmesini beklerdim.

SAHADA OLMAYAN

FARK yemekten korkan Mancini zaten turu kaybettiğini kabul ettiğini ilan ederek Melo’yu iki stoperin arasına koydu. 5 defans oyuncusu ile oynayan G.Saray’da değişen hiçbirşey olmadı ve Chelsea yine istediği gibi geldi ve pozisyona girdi. Bu ofsayt taktiğini kim verdi? Chelseali oyuncular için en rahat pozisyona girme şekliydi bu ofsayt taktiği. Sadece bu olsa hadi neyse ama sahada olmayan;
YÜREKLİ OYUN: Galatasaray kaybettiği maçlarda bile rakibine acı çektiren bir takımdı. Dün yürekli oynayarak fark yeseler bu kadar ezilmezdi Galatasaray.
İYİ PERFORMANS: Oyuncular, hem bireysel hem de takım olarak çok kötüydü. Elle gösterilecek tek oyuncu yoktu.

Yazının Devamını Oku

Mancini isterse...

18 Mart 2014
GALATASARAY, lig yarışında özellikle deplasmanda aldığı sonuçlar itibarı ile şampiyonluk hedefinden uzaklaştı.

Deplasman maçlarında ortaya konulan performansın şaşırtıcı boyuta ulaşmasının sebebi, takımın iç sahayı ‘yıkılmaz kale’ haline çeviren oyunu...Galatasaray için bu sezon Arena ve deplasman performansları paralel oldu. Şampiyonlar Ligi’nde, bu avantaj ve dezavantajı barındıran durumu olumlu kullanma şansını Mancini’nin tercihleri nedeniyle yitirdi sarı kırmızılılar...
Arena’daki ilk maç öncesi yapılan tercih hataları ve sonrasında oyunun gelişimi açıkca gösterdi ki; Mancini normal olanı yapsa, Galatasaray maçı kazanabilirdi. Fakat yapılan bu hatalardan ders almak ve Stamford Bridge’deki stratejiyi buna göre kurgulamak çok daha önemli hale geldi.

MOURINHO YENİLMEZLİĞİ

MANCINI’nin hatası yanlış kadro seçimiydi ve bu hatasını maç içinde telafi ederek geri dönmeyi başardı. Dolayısıyla bu saatten sonra kadro tercihinde bir yanlışlık olacağını beklememek lazım. Eğer yine de böyle enteresan tercihler yaparsa bu, var olan şansı ve turu hediye anlamı taşır. Bu seçim, Mancini ve Galatasaray’ın inisiyatifinde olan bir durum... Geriye, Galatasaray’ın elinde olmayan bir Mourinho yenilmezliği kalıyor.

HATAYI BEKLEYECEK

CHELSEA her ne kadar Premier Lig’de zirvede yer alsa da bu konumunun oyununu oynamıyor. Eto’o ile yaşanan sıkıntıya bir de Aston Villa mağlubiyeti eklenince moraller bozuldu. Fakat Mourinho içeride bir şekilde yenilmemeyi beceriyor. Oyun kurgusu ve oyuncu seçimleri, Chelsea’yi zor gol yiyen ve kolay kaybetmeyen bir takım haline çevirmiş durumda... Bunların ışığında asıl sorun ise Chelsea’nin ikinci maça istediği sonucu almış olarak çıkıyor olması...
Maçın bütün stratejisi bunun üzerine kurulu olacak. Ben Mourinho’nun, Galatasaray’ın üstüne risk alacak derecede baskı ile geleceğini düşünmüyorum. Çünkü, bu tarz sonuç odaklı oyunları defalarca oynamış ve iyi bilen bir teknik adam... Yine Galatasaray’ın risk almasını ve hata yapmasını bekleyecektir.

JUVE MAÇINDAKİ GİBİ

Yazının Devamını Oku

Aslan Kral hikayesi

15 Mart 2014
BİR varmış bir yokmuş... Evvel zaman içinde...

Kudretli mi kudretli bir Aslan varmış...
Bu Aslan o kadar kudretli, o kadar dirayetliymiş ki...
Ormanında ondan başka kimse konuşamazmış...
Ormanına gelen herkes onun istediğini yapmak ve kurala uymak zorundaymış.
Ormanı çevreleyen ağaçlar o kadar sık ve güçlüymüş ki gelen herkes etkilenirmiş.
Aslan’ın bir de adamları varmış...
Fil Dişli Dev, Uçan Cüce ve Yılmaz Savaşçı...Bu üçü ormanda Aslan’ın hakimiyetini sağlarmış...

Yazının Devamını Oku

Gol festivali

9 Mart 2014
BU Mancini enteresan bir teknik adam. Bazen öyle seçimler yapıyor ki, sadece oyuncular ve biz şaşırmakla kalmıyoruz, rakipler bile garip karşılıyor.

Bazı oyuncular için iyi oynamak tehlikeli bir durum oluyor. Öyle ki,çok iyi oynayan Eboue birkaç hafta ortadan kayboluyor ama hiç beklenmedik maçta formayı alıyor. Hiç olmayacak maçta Hajroviç sahaya çıkıyor ama bir daha görene aşkolsun. Sabri meselesi tamamen garip. Üst üste iyi maçlar çıkaran Sabri birden buhar olup kayboluyor. Gerçi Sabri’nin buharlaşmasının sebebi kontratındaki “30 maç oynarsa sözleşme uzar” maddesi olsa gerek.

DROGBA YERE SERDİ

G.SARAY artık “Arena Klasiği” haline gelen ve uzun süre devam edecek gibi gözüken bir iç saha maçı kazandı. Belki de Arena’da oynadığı en rahat maçlardan biriydi. Rakibi maçtan koparan Drogba’nın kafa şutu oldu. Efsane dinlenmiş ve yenilenmiş hali ile çok etkili oynadı. Maçın her bölümünde iyi işlerin hepsinin merkezinde olan Drogba, kafalardaki oluşan kötü imajı da silip attı.
Sneijder ile Telles’in çok kısa bir süredir beraber oynamasına rağmen uyumu dikkat çekici olmanın ötesinde etkili de olmaya başladı. Bunun iki önemli sebebi var.
1-Telles’in ofansif yönünün iyi ve deneyen bir oyuncu olması.
2-Bindirmelerinde direkt sonuca yönelik koşular yapması.
Telles’in attığı, golle sonuçlanan koşularının bundan önce çok benzerlerini gördük. Sneijder’in elini rahatlatan ve alternatif oluşturan koşuları ile Telles kuvvetlendikten sonra daha iyi işler yapacak.

ÇOK ŞEY KAÇIRDILAR

Yazının Devamını Oku