Merhaba Güzin Abla, ben 23 yaşındayım. Yaklaşık 6 aydır bir sevgilim var ve onu çok seviyorum. Ama ondan önce ailemin baskısıyla görücü usulü biriyle nişanladım.
Ben o genci hiç sevmedim, o genç de bunu anladı ve nişan atıldı.
Bu kez de beni ‘nişan attın, artık kimse seninle evlenmez’ psikolojisine soktular. Bir yıl kendimi her şeye kapattım, hiç kimseyle görüşmedim.
Sonunda hayatıma biri girdi ve çok seviyoruz birbirimizi, ama ben bu nişan olayını söyleyemiyorum.
İlk başta sorduğunda anlatamadım ve zaman geçtikçe, söylemek daha da zorlaştı. Ve şimdi benimle hemen evlenmek istiyor.
Yarın öbür gün ailemin içine girdiğinde öğrenecek ve o zaman daha kötü olacak...
Ben söylesem daha iyi mi olur? Ama ben bunu söylediğimde beni bırakır mı, şimdi bunu düşünmekten uyuyamıyorum, yemek yiyemiyorum. Çok mutsuzum Güzin Abla.
Merhaba Güzin Abla, 3 yıllık bir evliyim. Karım yabancı uyruklu, bir de kızımız var...
Ben vardiyalı çalışıyorum. Eşim işteyken kızıma ben, ben işteyken eşim bakıyor. Son zamanlarda aramız iyi değildi. Eşim sosyal medyada eskiye göre daha aktif olmuştu, ben durumu anlayıp ona uyarılarda bulundum. “Artık benimle fotoğraflar koymuyorsun, bekâr bir kadın gibi pozlar veriyorsun” diye.
Başkaları tarafından beğenilmek istediğini fark ettim. “Beni baskı altına alma” dedi. Ben de onu kendi haline bıraktım. Bana eskisi gibi yakın değildi, aksine garip davranıyordu.
Böyle olmasının nedenini, uzun süredir ailesini görememesine bağlıyor, fazla da üstelemiyordum.
Ama ne yazık ki ülkesinin biletleri çok pahalı olduğu için yakın zamanda ailesini gidip görmesi zor görünüyordu.
Birkaç gün önce bana konuşmak istediğini söyledi, bir anda ağlamaya başladı. “Ağlama, anlat ne oldu” dedim.
“Hatırlıyor musun ben ülkemde yaşadığım bir olayı anlatmıştım sana, şimdi aynısı oldu ve hiçbir şey yapamadım” dedi.
Merhaba Güzin Abla, 5 yıllık evli bir kadınım, iki çocuk annesiyim. Çalışıyorum. Eşimin işinden dolayı iki çocuğumuzu tek başıma büyütüyorum sayılır.
Bazen eşimin üstüne çok gidiyorum, “Çocuklar seni özlüyor, bizimle zaman geçir” diye. Bazen de anlamaya çalışıp serbest bırakıyorum...
Ama hep yorgun olduğunu söylüyor ve telefonu alıp koltuğa uzanıyor. Bize çoğu konuda faydası olmuyor.
Yine de “Evin reisi benim, ben ne dersem o olacak” diyor.
Bir şey söyleyecek olsam “Sen benim gibi adamı öp de başının üstüne koy, ne kocalar var ama senin gibisi çok” diye karşılık veriyor.
Artık birbirimize tahammülümüz kalmadı. Sürekli çocukların önünde kavga etmekten bıktım.
Bir de kocam sürekli sinirli, her şeye bağırıp herkese küfür ediyor.
Merhaba Güzin Abla, ben 18 yaşındayım. Ailem son derece tutucu. Benim hoşlandığım bir genç var. Onunla gece mesajlaşırken uyuyakalmışım ve ablam yazışmalarımızı okumuş. Herhangi bir ileri düzeyde mesaj yoktu aslında. Beni uyandırdı ve hakaretler etti, ‘el alemin çocuğuyla nasıl konuşursun’ gibisinden tonla laf söyledi.
Erkek arkadaşımla iletişim kurduğum sosyal medya hesaplarımı kapattı, tabletimi elimden aldı ve telefonumu da düzenli olarak kontrol etmeye başladı.
Erkek arkadaşımın numarasını kendi telefonuna kaydettiğini gördüm ve bir sabah numarayı oradan silmek için telefonunu gizlice aldım. Onu kıracak bir şey yazmasını istemedim.
Galeride numarayı ekran görüntüsü almıştı ve o resmi de sildim. Galeride resim silinince çöp kutusuna gidiyor.
Oradan da silmek için çöp kutusunu açtım ve ne göreyim...
Ablamın onlarca çıplak fotoğrafı vardı. Bu fotoğraflarla ne yapıyor, derken bir adamla çektirdiği çıplak fotoğrafları buldum... Bu adam, ablamın okuduğu fakültede çalışıyormuş. Ablam 22 yaşında, adam ise 50 yaşında. Aklım almıyor, elim ayağım titriyor, gözlerim dolu dolu...
Ablamla konuşmak istedim ama KPSS’ye hazırlanıyor, motivasyonu bozulmasın diye bir şey söyleyemedim.
Anneme anlatsam annem kalpten gider, zaten rahatsız. Babama söylesem hepimizi ciddi ciddi öldürür. Abim de babamdan hallice...
Almanya’da yaşayan, 47 yaşında boşanmış bir erkeğim. Bundan 13 ay önce Instagram’da benden 2 yaş büyük bir kadınla tanıştım. İlk arayan o oldu. Sohbet etti ve neredeyse her gün telefonlaşmaya başladık. O bana fotoğrafını gönderiyordu, ben de ona.
Evli olduğunu söyledi. İlk başta umursamadım. Hollanda’da yaşıyor ve bana 160 kilometre uzaklıkta.
İlk buluşmamızda evime geldi.
“Kocamı seviyorum” dedi ama benimle görüşmeye, beraber olmaya devam etti.
Geçtiğimiz ağustos ayında ona bağlandığımı anladım. Elimde olmadan kıskançlık başladı.
O eşiyle tatile gitti, kıskanıyordum. Bana “Eşim yanında yazma, arama” diyordu. Eşi bir gün telefonunu karıştırmış ve aramaları görmüş.
Öylesine bir arkadaşı olduğumu söylemiş ve kimseyi aramayacağına dair yemin etmiş. Beni de aramadı.
Hep erkeklerin kadınlara vermiş olduğu zararlardan bahsediyorsunuz da... Kadınların erkeklere yapmış oldukları tahribatlar yok mu?
Hep erkekler mi suçlu, kadınlar mı mağdur? Bunun tersi de olabileceğini hiç söylemiyorsunuz...
Mesela ben 14 yaşımda, ortaokula giderken bile karşı cinsi ne bilir, ne ilgilenirdim.
Rahmetli babam, “Beni okutmadılar. Seni en yüksek okullarda okutacağım. Mümkün olursa seni Amerika’da bile okuturum” diye üzerime titrerdi.
Ankara’nın tanınmış bir mahallesine taşınan o fettan kız, liseye başladığım ilk yıl ne yapıp edip beni kendisine âşık etti.
Kara sevdaya tutulmama sebep oldu. Ondan sonra hayatım kaydı.
Bir türlü liseyi bitiremeden okuldan ayrıldım.
Sevgili Güzin Ablacığım, ben Almanya’da doğup büyüdüm...
28 yaşında, güzel, aklı başında bir mühendisim. Kısa bir süre önce internet üzerinden bir beyle tanıştım, kendisi TikTok fenomeni, aşırı tatlı ve sempatik. 31 yaşında, ayrıca bir firmada çalışıyor.
O, bir gün sosyal medyada canlı yayın yaparken ben de izleyici olarak yayına katılmıştım, derken yazışmaya başladık.
İlk yazışmaya başladığımızda direkt numaramı istedi, daha sonra da beni aradı. Saatlerce konuştuk, güldük eğlendik. Bana sürekli iltifatlarda bulunuyordu, ‘çok güzelsin’, ‘çok zekisin’ diye...
Haftalarca görüntülü konuştuk. Sonra bir gün buluşmayı teklif etti, ‘tamam’ dedim. Ancak Covid oldu ve iki hafta evde yattı. Ondan sonraki hafta buluşacaktık ama bu sefer de ben Covid oldum.
Ben iyileşince bir sonraki hafta cuma günü için sözleştik. Salı günü ona ulaşamadım... Çarşamba yazıyorum, ses yok. Perşembe yine yok... Cuma oldu ben yine de umutla hazırlandım.
Elbet yazar dedim ama ses yok... Kalbim çok ağrıyor bunları yazarken o halimi düşününce...
Günler sonra tekrar yazdı bana. Bir de beni suçladı. Ailevi sorunlar yaşadığını, ona anlayış göstermediğimi, bencil biri olduğumu söyledi... Özür diledim, o ise bana sitem etmeye devam etti. Bir hafta sonra aradı, hiçbir şey yokmuş gibi konuşmaya başladı ve ‘sonra ararım’ diye kapattı ama aramadı...
32 yaşındayım, kız arkadaşım ise 24’ünde. İş güvenliği uzmanıyım ve doğal olarak her daim sahadayım. İş yerindeki tek erkek benim. Çalışma arkadaşlarım kadınlardan oluşuyor.
Çalışma alanına giderken doğal olarak yanımda kadınlar bulunuyor.
Evli olanlar hakkında hiçbir zaman sorun yaşamadık ama bekar biri yanımdaysa kız arkadaşımın hemen yüzü asılıyor. Bana o günü zehir ediyor.
Defalarca karşıma alıp konuştum. “Ben keyif için gitmiyorum bir yere, işim bu” dedim ama anlamadı. Ben de sonunda ayrıldım. Çok uğraştı barışmak için... Değiştiğini, bütün hatalarının farkında olduğunu söyledi. Bir ay sonra barıştım. 2 ay güzel gitti.
Ama yeni işe alınan bekar bir kadın nedeniyle yeniden ortalık karıştı.
Bana “Ben sana güveniyorum ama kadınlara güvenmiyorum” dedi ve bu sözler benim çok ağırıma gitti.
Çünkü sevgilim, benim aklımın çelinebileceğini düşünüyordu.
Bana güvenmediğini düşündüğümü, bana güvenmiyorsa ayrılmamız gerektiğini söyledim.