Sevgili Güzin Abla, lise mezunu, çalışan, boşanmış bir kadınım. Yarıyıl tatili nedeniyle bir süre için evde baş başa yaşamak zorunda kaldığım iki erkek evladım var. Biri lise bir, diğeri ise ortaokul ikinci sınıfta. İster istemez düşünüyorum, “Onların problemleriyle nasıl başa çıkacağım, onlara nasıl yaklaşacağım, bana yüreklerini açmalarını nasıl sağlayacağım?”
İkisinin de karneleri iç açıcı değil. Ancak bu konudan ziyade evlatlarımla aramdaki sorunları önemsiyorum. Siz birçok konuda insanlara yardımcı oluyorsunuz, onları rahatlatmaya çalışıyorsunuz, belki bana da bir çözüm bulursunuz.
Kısacası onların ergenlik sorunlarıyla nasıl başa çıkacağımı bilemiyorum. Çünkü biri ne kadar içine kapanıksa, diğeri de o kadar söz dinlemez ve saygısız.
Biri yaklaşmaya çalışmaya çalıştığımda hemen sessizliğe bürünüyor; diğeriyse ters bir tavır takınıp kapıyı vurup çıkıp gidiyor.
Yalnız bir anneyim, eşim yıllar önce bizi bırakıp gitti. Almanya’da kendine yeni bir hayat kurdu.
Orada evlendi. Bize zaman zaman maddi açıdan destek olsa da bu yeterli değil. Oğullarımın başında bir erkek olmayışı, bir otorite eksikliği oluşturuyor.
Bu yüzden onları düzgün bir şekilde eğitip yetiştiremedim, çok üzülüyorum. Bu konuda bana bir yardımda bulunabilir misiniz?
◊
Sevgili Güzin Abla, Türkiye’nin psikoloğu gibisiniz. Varlığınızı bilmek güzel, insana güven veriyor. Artık derdimi sizinle paylaşabilirim. İnsanoğlunun en büyük dertlerinden biri sevgi ama israf ediliyor. Maalesef dinimiz israfa, “Haram” dese de israfa çok müsaitiz, güzel olan şeyleri yok etmekte üstümüze yok.
Ellerini tuttukça içinde kelebeklerin pır pır uçtuğunu hissedeceğin birini buluyorsun, kendini hiç olmadığın kadar güvende hissediyorsun. Ama bir anda, bir gece tek mesajıyla yıkılırsın. Karşı tarafsa “Cevap verme tenezzülünde bulunmadı” diye yorumlar. Halbuki kuyruğu dik tutma çabası içindesinizdir.
Ciğerinizin parçalandığını hissedersin. Sonra kaybedeceğini tamamen anlayacağın an resmen balık ağa takıldığında çırpınır ya, aynen onun gibi çırpınırsın. Ben de öleceğimi bile bile çırpındım. Bu çırpınışlara cevaplar; “Ben senin kırılmanı istemiyordum, sen aslında iyi birisin, ben sana layık değildim. Adapte olamadım, gelecek göremedim” oldu.
Gelecekten kastın ne? Cevap ise “Evlilik değil, devam edersek karmaşık hal alır, devam etmek, kalpsizlik.” Benimle huzurlu olduğunu söylemesine rağmen daha ne bekliyordu?
Vicdanım temiz, alnım ak ve ben sevmekten başka bir şey yapmadım. Ayaktaki küçük serçe parmağındaki nasır gibiyim. Bilim adamları küçük serçe parmağın işlevini araştırmış; “Oraya buraya çarptığında ağrıdan başka bir şeye yarıyor mu?” diye.
Ben orada çıkan nasır haline geldim, kimse değmeyince acımıyor artık. Ben düğüm çözmede iyiydim ama bu defa çözemedim.
◊ Rumuz: Albatros
YANIT
Merhaba Güzin Abla, bir süreden beri bir kızla konuşuyordum. Ona bağlandım, hatta evlenmeyi de düşündüm. Oysa kız evliymiş hatta evleneli 1-2 yıl olmuş ama söylemedi. Şüphelenip sorduğumda da “Hayır evli değilim” deyip, kimliğinin fotoğrafını attı. Gerçekten de bekâr yazıyordu; inandım.
Yılbaşı gecesi şans eseri evli olduğunu öğrendim. Öğrenir öğrenmez de kocasını bulup konuştum. Ama fayda etmedi, sandığım gibi bir tepki göstermedi. Daha sonra Ağrı’da yaşayan babasıyla konuştum. Söylediklerim onları nedense hiç etkilemedi.
Kız Van’da yaşıyordu bense Ankara’da. Kızla arada bir görüşüyorduk. Bu nasıl bir şey anlayamadım. Ne yapmalıyım? 3-4 gündür uyku uyuyamıyorum. Erkenden kalkıyorum, kaç zamandır da bu böyle devam ediyor. Uykunun dışında yemek de yiyemiyorum. Az bir şey atıştırdığımda midem bulanıyor. Nasıl baş edeceğim ben bu durumla? Lütfen yardım edin.
◊ Rumuz: Sensiz olmaz
YANIT
Sevgili oğlum, mektubunun satır aralarını okumaya çalışarak, neredeyse ilişkinizin durumunu keşfetmeyi başardım sanıyorum.
Bu “Seviyorum, bağlandım, evlenmeyi düşünüyordum” dediğin genç hanımla sadece internet üzerinden yazışarak, telefonlaşarak görüşüyordun herhalde, değil mi?
28 yaşında bir kadınım. Aşkla tanışmam geç ve güç oldu. Üniversiteden bir arkadaşıma âşık oldum ve bu itirafı ona 3 yıl sonra söyleyebildim. Elbette bu geç gelen itirafım reddedildi. Ama yakın olduğumuz için onunla arkadaşlığıma son veremedim. Bu yüzden sayamadığım kez reddedilmiş olmama rağmen onunla görüşmeye devam ettim.
Ancak sorun şu ki bu arkadaşım önceleri hislerimi kabul edemese de şimdi beni anladığını ama benim kadar derin hislere sahip olmadığını söylüyor.
Ben onunla olmak isterken, o duygularından emin olamıyor. Ciddi bir ilişkiye hazır değil, fakat benimle vakit geçirmekten hoşlandığına eminim.
Yıllar boyu süren bu meselede onun korkuları halen devam ediyor. Aslında ben de ciddiyet konusunda şüpheliyim ve kendime güvenemiyorum. İstediğim sadece onunla olmak ve bir sevgiyi paylaşmaktı. Ancak onun başka kadınlarla görüştüğünü duyduğumda ya da gördüğümde aramızda bir şey olmasa da üzüntüme engel olamıyorum.
Fark etmeden onun aşkını isterken buluyorum kendimi. Bu konuda onu aşkıma inandırmak için de elimden geleni yaptım. Çok karmaşık hale gelen bu ilişki beni hem üzüyor hem de çok sevindiriyor. Sence ondan vazgeçmeli mi yoksa emek verdiğim bu sevgiyi sürdürmeli miyim?
Rumuz: Veritaserum
YANIT
Sevgili kızım, yazı tarzın, ifaden kişiliğin hakkında bana oldukça olumlu mesajlar verdi. Gerçekten saçma sapan bir aşka kapılmış ve bu aşkı bir ömür boyu umutsuzca sürüklemeye devam eden biri gibi görünmüyorsun bana. Ancak mektubunu okudukça şaşırmadım değil.
Güzin Abla, burada birçok tavsiyeni okumuşluğum var; bir gün benim de size başvuracağım aklıma gelmezdi. 32 yaşındayım, kendi ayakları üzerinde duran bir kadınım.
Eski sevgilimle yaklaşık bir sene önce tanıştık. İlişki içinde birçok kez gel gitlerimiz oldu. Ondan hamile kaldım, ikimiz de istemiyorduk, ama oldu.
Ailevi nedenlerden dolayı yurt dışına gitti. Hamile olduğumu da bu seyahati sırasında öğrendi.
Döner dönmez bana destek olur, bunun altından beraber kalkarız diye düşünüyordum. Ama o Türkiye’ye gelince hemen futbol izlemeye gitti. Ve ben bebeğimi kaybettim.
Beni o halde yalnız bırakmasını affedemeyerek kendisinden ayrıldım. Kendisinden ayrılmak istediğimi söylediğimde hakaret etti sonra onu affetmemi istedi.
Haftalar süren uğraşlardan sonra onu affettim ve tekrar bir araya geldik. Sonra tekrar kavga etmeye başladık, hakaret etmeye başladı ve ilişkimizi tamamen bitirdim. 4 aydır ayrıyız ve bu 4 ay boyunca çoğu kez geri dönmek istedi. Hatalarını anladığını, değiştiğini söyledi. Benden son bir şans istiyor. Ona tekrar nasıl güvenebilirim bilmiyorum.
Hata bende de var, çok ileri gittim ve birçok isteğine “Evet” dedim.
Güzin Abla, büyük bir şok yaşıyorum.
Eşimle 2016 yılında birbirimizi severek evlendik
Aramızda hiçbir zaman ciddi bir sürtüşme olmadı.
Eşimin maddi durumu da iyidir. Her şeyin yolunda gittiğini düşünürken , eşim 2017 yılında beni aldatmaya başladı, hem de evli bir kadınla… Üstelik kadının kocası da benimle iletişime geçti; “Kocan yuvamı yıkıyor” dedi. Ne diyeceğimi şaşırdım. Ardından eşimin telefonunu karıştırdım ve tanımadığım bir kadının birkaç kez mesaj attığını gördüm. Hem de karşılıklı mesajlaşmalardı.
Hatta kadının bir gece önce sabaha karşı saat 3’te, “Geliyor musun? Hadi bekliyorum” yazdığını gördüm. Şimdi ise ne yapacağımı bilemiyorum. Bunu eşimin yüzüne söylemeli miyim? Bu durumda boşanmalı mıyım?
Henüz çocuğumuz yok, böyle bir adamdan çocuk yapılır mı? Yoksa o kadının kocasını arayıp birlikte bir komplo mu kurmalıyız?
Yoksa ben kadını arayıp, kocasının beni aradığını, her şeyden haberim olduğunu söylemeli miyim? Eşimi de aynı şekilde o kadının kocasının her şeyi bildiğini söyleyerek, korkutmalı mıyım? Çok çaresizim ablacığım, lütfen bana yardım et. ◊ Rumuz: Bu nasıl ihanet
YANIT
Merhabalar Güzin Abla, iki çocuk annesiyim. Yaklaşık bir senedir eşimden ayrıyım.
Ayrıldığım eşimi seviyorum, onun da beni sevdiğini biliyorum. Fakat bitmek bilmeyen kavgalardan, onun alışılagelmiş hatalarından bıktım.
Üstüne üstlük ailesinin de her konuda onun tarafını tutmasından bunaldım. Yaşadığım yerde kimsem yok, ailem memlekette. Gurbette iki çocukla, bir senedir kadınların kaldığı sığınma evindeyim.
Başlarda hâlâ bir şeyleri başaracağım ümidini taşıyordum.
Şimdi ise kendimi bitmiş, tükenmiş hissediyorum.
“Bana ne iyi gelir?” diye düşünürken internetten bir erkekle iletişim kurdum.
Sonradan evli olduğunu söyledi, ne diyeceğimi bilmedim.
Güzin Abla, 4 yıl önce bir gençle tanıştım. Arkadaşlığımız ilerledikçe evlilik planları yapmaya başladık. Ama ailelerimiz arasında ciddi farklar vardı.
Benim ailem beni özgür, ayakları yere basan, modern bir genç kız olarak yetiştirdi. O nedenle onların üzerimde kurmaya çalıştığı baskıyı kabul etmem mümkün değildi.
Sevdiğim gencin evlenmemiz için öne sürdüğü şart ise çok daha farklıydı. Bana “Eğer kilo vermezsen, evlenemeyiz” dedi. Çok kırıldım.
Evet, gerçekten 7-8 kilo fazlalığım var. Ama verilmeyecek gibi değil ki... Üstelik çevresi tarafından beğenilen bir genç kızım.
İnadına kilo vermekten vazgeçtim. O ise kilo veremezsem ileride özellikle de çocuğumuz olduktan sonra daha fazla kilo alacağımı ve bu durumun cinsel hayatımızı bitireceğini söyleyip durdu. Bu beni çok yıprattı.
Evliliğe artık sıcak bakmıyorum. Eskiden çok neşeli bir insandım. Ama şimdi mutsuzum.
Biz cinsel birliktelik de yaşıyorduk. Ama bu tavrı beni çok soğuttu, ona yaklaşamaz oldum. Bu yüzden de tartışmalar başladı aramızda. Sonunda ayrıldık.