Paylaş
Üç gün önce bir sonraki yazıda ele alacağım, sanat ve sporda iddialı Tekirdağ’daydım.
Hafta sonundan itibaren ise Hürriyet Keşfet ekibiyle Kayseri’de.
Gazetenin Kayseri’yi Keşfet ekinde bol bol okuyacaksınız ama bekleyemedim.
Bizi ağırlayan Kayseri Belediye Başkanı Mustafa Çelik, kamu ve özel yatırımlarla şehrin bölgede bir cazibe merkezi olduğunu belirtirken “Ne ki İstanbul’da, Ankara’da sokaktaki insana sorduğunuzda Kayseri en iyi bilinin ilk beş şehir arasında yok” diyor.
Bilinirlik ölçümü yaptırdıklarını vurgulayarak “Güzel şeyler yaptık ama duyuramadık” diyor.
Şehrin tanıtımı için yaklaşık altı ay önce Kayseri Tanıtım Grubu’nu kurduklarını anlatıyor.
Erciyes’teki 200 milyon Euro’luk tesislerle birlikte turizmde yol almaya başlayan Kayseri keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibi.
Kent tarihinden, arkeolojiye, gastronomiden, sanayideki öncü rolüne kadar sayısız zenginliğe sahip.
Kayseri deyince aklınıza ilk gelenler pastırma, mantı ve ticari zeka değil mi?
Bunlar buz dağının sadece minik bir bölümü.
Örneğin Kayserililerin ticari zekası nereden?
Mustafa Çelik hemen bağlantıyı kuruyor.
İLK TİCARİ ANLAŞMALAR
Merkeze 24 kilometre uzaklıktaki Kültepe’de ortaya çıkartılan çivi yazılı tabletler Asurluların büyük ticaret kolonilerini burada kurduklarını ortaya koymuş. 4 bin yıl öncesine dayanan tabletlerde, Asurlu tüccarların mektupları, tarihin ilk ticari anlaşmaları, senetler, mühürler var.
Kadınların da ticarette faal oldukları tabletlerden anlaşılıyor.
Yani ticaret bölgenin genlerinde.
Şimdi Abdullah Gül Üniversitesi kampüsü olan Sümer Bez Fabrikası modernleşme sürecindeki Türkiye’nin ilk dev sanayi kompleksi.
Sovyetler Birliği’nden alınan 8.5 milyon liralık krediyle 1935 yılında üretime başlamış. Dönemin ünlü mimarlarından Rus İvan Sergeyeviç Nikolayev tarafından tasarlanan bina vaktinde 900 bin metrelik bir alana yayılmış durumda.
Halka ucuz pamuklu kumaş üretmek için açılan fabrikada, işçi lojmanlarının yanı sıra çocuk kreşleri bile yapılmış. Cumhuriyet döneminin en önemli yapılardan birinin yıkılmaktan Dışişleri eski bakanlarından İsmail Cem sayesinde kurtulduğunu öğrendik. Avrupa’da temelleri 18. Yüzyıla dayanan sanayi girişimleri bugüne kadar devam ederken, Emre Arolat Mimarlık tarafından kampüse dönüştürülen eski Sümer Bez Fabrikası’nın kapılarını 1999 yılında kapatmış olması da ayrı bir konu.
Kayseri’ye yolu düşen tek yabancı Rus mimar olmamış.
KAYSERİ’NİN ÜNLÜLERİ
İlk belediye başkanlarından Emin Molu’nun, 1943’te Nazi yönetiminden kaçan Alman Şehircilik uzmanı Prof. Orsner’i Kayseri’ye davet etmiş.
Prof. Orsner’in, geniş caddelerle çizdiği şehrin ilk planı, Kayseri’nin bugüne kadar düzenli gelişmesinin nedeni.
Havalimanından Erciyes’teki kayak pistlerine 30 dakika zarfında ulaşmanın rahatlığı da bu düzenli yollar sayesinde.
Kayseri’nin ilklerine devam edersek, 1925 yılında Türkiye’nin ilk uçak fabrikasının kurulması Almanlarla ortaklık yapılmış. Almanlarla ortaklık bitince Amerikalılar devreye girmiş.
Yani Kayseri asla içine kapanmış bir şehir değil.
Hep bir arayış içerisinde olmuş, bir vizyon peşinde koşmuş.
Sabancı, Özilhan, Karamancı, Cıngıllıoğlu, Hisarcıklıoğlu gibi ekonominin önde gelen isimlerinin Kayserili olmaları tesadüf değil.
Mimar Sinan, İstanbul’a Dolmabahçe Sarayı, Ortaköy Cami, Beylerbeyi Sarayı ve sayısız değerler kazandıran Balyan ailesi, petrol satışlarından aldığı yüzde beşlik komisyon nedeniyle “Bay Yüzde Beş” diye bilinen Gülbenkyan da Kayserili.
Art Basel Miami Beach’teki Tasarım Fuarı’nda rastladığımız mücevher ustası Sevan Bıçakcı da öyle.
YÜZDE 20’Sİ ABRAAJ FONUNA SATILDI
Şehrin tarihini, sanayi geçmişini, ünlü isimlerini kapsayan ufuk turunda rehberimiz Belediye Başkanı Mustafa Çelik.
Mustafa Çelik elektronik mühendisi ve yazılım sektöründe önemli başarılara imza atmış İpek Bilgisayar şirketinin kurucusu.
Ayasofya, Topkapı, İstanbul Modern gibi müzelerdeki elektronik rehber sistemi İpek Bilgisayar’a ait.
İnternet üzerinden otobüs, uçak biletlerinin satışını yapan Biletal sitesini de kuran İpek Bilgisayar’ın yüzde 20’si geçenlerde Abraaj Fonu’na satılmış.
Özetle Kayseri’nin başarı öyküleri yüzyıllar öncesinden bu yana tükenmez.
Paylaş