Gazze’de bir Filistin devleti kurulmasını destekleyen ABD Başkanı Biden, “Netanyahu 50 yıllık iyi bir dostsun ama değişmelisin” dedi. Gazze’de kalıcı işgali savunan Netanyahu’dan cevap gecikmedi: “İsrail’in aynı hataları tekrarlamasına izin vermeyeceğim.” Peki, bugüne kadar aralarından su sızmayan iki sadık müttefik nasıl bu noktaya vardı? Bu tartışma Batı’nın İsrail desteğinin sonlanması anlamına gelebilir mi? Sordum.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu - ABD Başkanı Joe Biden
BIDEN’IN SON AÇIKLAMASI SOKAĞIN ZAFERİDİR
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı, Prof. Dr. Mehmet Akif Kireçci’yi aradım önce. Son sorudan başladım: İsrail’in ABD ile net şekilde ters düşmesi, Batı’nın İsrail desteğini bitireceği anlamına gelir mi? “Ümit ediyorum öyle olsun” yanıtını veriyor Prof. Dr. Kireçci ve ekliyor: “ABD başta batı devletlerinin çoğunun İsrail ile menfaat ilişkileri var. Dolayısıyla bugün ve daha önce de İsrail’e karşı tavır alma konusunda ciddi bir tereddüt vardı. O zaman ne oldu da şimdi ters düştüler dersen de derim ki bu sokağın zaferidir. ABD’de karar mekanizmalarına etki edebilecek, gayet sofistike bir eylem zinciri yürütülüyor. ABD’nin önde gelen kanaat önderleri, arka arkaya demokrat partiye oy vermeyeceklerini açıklıyor. Biden birçok anahtar eyalette Trump’a karşı oy kaybediyor. Bu desteğin devam etmesi halinde Demokratlar biliyor ki bir dahaki seçimlerde -Biden aday olsun ya da olmasın fark etmez- seçimi alamayabilirler. Yoksa Gazze’deki katliamın ve sivil kayıpların rahatsız edici boyutlara varması ABD’yi etkilemiş değil. Bugüne kadar umursamadılar ama ABD seçmeninin tepkisini umursuyorlar. Dolayısıyla iç siyaseti düşünerek ‘Frene bas’ diyorlar Netanyahu’ya.”
Mehmet Akif Kireçci
NETANYAHU’NUN GİDİŞİNE ŞAHİT OLACAK GİBİYİZ
Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger ise katıldığı CNN Türk yayınında, diyor ki: “ABD ile İsrail arasındaki bu restleşme bizi, ABD ile uyumlu çalışan başka bir koalisyon hükümetine ya da direkt sandığa götürebilir. Netanyahu’nun bu saatten sonra gidişine şahit olacağız bence. Zira Biden ile Netanyahu arasında gittikçe derinleşen bir fikir ayrılığına şahit oluyoruz, ki bu neredeyse hiç olmazdı. Netanyahu hükümeti bir meşruiyet yakaladığı düşüncesi ile ABD ve Batı’nın da desteği ile bölgedeki çatışmaları maksimum seviyeye taşıma derdinde. ABD ise her ne kadar Gazze’de yaşanan katliamın finansörü ve işlenen cürümlerin ortağı olsa da Amerikalıların tepkisi nedeniyle, ki bu tepki Beyaz Saray’ın neredeyse bahçesinde eylem düzenlemeye kadar vardı, şiddetin daha da fazla tırmanmasını istemiyor. Çünkü 2024’te seçim var ve Biden yeniden aday. Uluslararası arenadan da baskılar var. Dolayısıyla Batıda çözülme başladı, önümüzdeki süreçte de güçlenerek devam edecek.”
Tüm bu soruşturmalar akıllara bir soru daha getirdi: “İyi de ne kadar kazanıyor ki bu fenomenler?” Cevabını mal varlıklarına tedbir konan ve ABD’de tanesi 125 bin dolarlık (3.6 milyon TL) 10 evi olduğunu anlatan Eylül Öztürk verdi: “Sadece bir alışveriş sitesinden bir aylık kazancım 2 milyon lira.” “Bahsettiği kazancın vergisini verdi mi?”, “Ne kadarını verdi?”, “Daha en başında güzellik merkezi kurmak için harcadığı ana paranın kaynağı neydi?” gibi soruların elbette cevabını yetkililere verecektir ama tekrar etmekte fayda var. Sadece bir aylık geliri 2 milyon lira. Vay be! Akılları zorlayan bir rakam, değil mi? Hem sosyal medyanın reklam potansiyelini mercek altına aldım hem de psikiyatrist Doç. Dr. Veysi Çeri ile konuştum. Diyor ki: “Bu rakamları gören bir gencin bu saatten sonra okuyup, dirsek çürüteceğini düşünmüyorsun herhalde.” Buyurunuz.
Eylül Öztürk
INFLUENCERLAR YÜKSELİŞTE
Bağımsız danışmanlık şirketi Deloitte’in hazırladığı Türkiye’de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları Raporu’na göre 2023’ün ilk altı ayında TV- gazete, sosyal medya, radyo, açık hava dahil medya ve reklam yatırımları 45 milyar 290 milyon TL idi. Sektör 2022’ye göre yüzde 79.25 büyüdü. Pastadan en büyük payıysa dijital platformlar aldı. Yatırımlar geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 75.59 artarak toplam 24 milyar 710 milyon TL oldu.
TANITICI DEĞİL SATICILAR
Nefes kesen bir veri daha: Dijital medya reklamlarının yüzde 77’si mobil cihazlardan yani elimizdeki telefonlardan yapılırken, influencerlarla gerçekleştirilen kampanya, tanıtım ve içerik anlaşmalarının toplam hacmi de bir önceki yılın aynı dönemine göre 3 katın üzerinde büyüdü, 1 milyar 710 milyon TL’yi buldu. Bu demek oluyor ki reklamveren gözünü geleneksel medyadan ise dijital pazara ama en çok da sosyal medyaya çevirmiş durumda.
İncelemek isteyenlere raporun orijinal halini bırakayım: https://rd.org.tr/Assets/uploads/d173797f-58fd-4bf1-8fb6-196717d55a24.pdf
AYDA 1-2 MİLYON LİRA KAZANABİLİRLER AMA YA VERGİSİ
ÜÇ SORU ÜÇ YANIT
KAPI VİZESİ NEDİR15 yıldır Atina’da yaşayan, turizmci Mehmet Göktuğ İçten’i aradım. Ben sordum, o cevapladı:
1. Kapı vizesi nedir?
‘Hızlı vize’ diyebiliriz. Adı üzerinde sınır kapısında vize alınıyor. Yani vizeden muaf DEĞİLSİNİZ.
2. Normalde AB Schengen vizesi için birçok evrak topluyorsun. “KAPI” da olursa durum ne?
Bu yeni bir uygulama değil ki. 2012’de başladı. 2020’de pandemi patlak verince askıya alındı. O zamanlar 7 ada için geçerli idi. Şimdi 3 ada; Leros, Limni, Kalimnos daha eklendi. Şu an için hangi evrakların isteneceği net olmamakla beraber 2019’da istenen evraklar şunlardı:
80 yılı aşkın süredir mermer ihracatı yapan bir ailenin 3. kuşak yöneticisi. Her ne kadar kendisine “mermer ustası” dese de vizyonu ile bundan fazlası.
Zira daha dün kişisel gayretleri ile dünyanın 7 kıtasından 433 çeşit enstrümanı toplayarak kurduğu Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı içindeki İbrahim Alimoğlu Müzik Aletleri Müzesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığının Özel Ödülüne layık görüldü. Ödül hayli kıymetli ama bu, işin görünen yüzü.
Beni asıl etkileyense başka. Bugüne kadar gerek iş gerek gezmek için gittiği ülkelerden birbirinden farklı binlerce parça; yaklaşık 2 milyon yıllık yengeç fosilinden tutun Abdülhamid Han dönemi sancağına, Mustafa Kemal Atatürk’ün ıslak imzalı Nutku’na kadar toplayan Alimoğlu, tüm bu kıymetli parçaları ise ofisinde sergiliyor ve sadece özel misafirleri görebiliyor.
KEŞKE BİR MÜZEMİZ OLSA HALKIMIZ DA GÖRSE
Hafta
Bir, ehliyet kurslarında yeteri kadar eğitim verilmiyor mu? İki, trafikte hâlâ kadın- erkek sürücü ayrımı mı var?
Malatya’dan sosyal medyaya düşen ve çok konuşulan o fotoğraf.
Yeterli olmadığınızın, camınıza not asacak kadar farkında iseniz, neden gidip 2-3 hafta daha ekstra direksiyon eğitimi almıyor da trafiğe çıkıp, başkalarının hayatını tehlike atıyorsunuz, bu da üç.
CAN GÜVENLİĞİ DEĞİL PARA HESABI YAPILIYOR
“Yahu
KURTULUŞUN YOLU AKIL VE BİLİMİ KULLANMAKTAN GEÇER
BİLİM Akademisi Üyesi, Yerbilimci : “Merkez üssü Bursa Gemlik olan 5.1 ve 4.5 büyüklüğünde iki deprem de Kuzey Anadolu Fayı’nın güney kolunda oldu. İstanbul depreminin ise kuzey kolda olması bekleniyor. Yani bu deprem olası İstanbul depremini tetiklemez ancak bu demek değil ki tehlike yok!”
‘BANA BİR ŞEY OLMAZ’ DEME
“Artık şunu iyi anlamak gerek; Türkiye bir deprem ülkesidir. İstanbul’dan başka şehre taşınmak tehlikeyi azaltmaz. Bunu kabul etmek ve buna göre yeni yapılar üretmek, kentsel dönüşüm ve güçlendirmeyi acilen tamamlamak gerek. Yoksa dönüp dönüp aynı şeyi konuşmanın, ‘İstanbul depremi ne zaman olacak? Küçük depremler büyüğünü tetikler mi?’ diye sormanın hiçbir anlamı yok. Nerede fay var, hangi faylar kırıldı, hangileri hareket geçecek bunları zaten biliyoruz. Kocaman bir deprem haritamız var. Ama gel gör ki icraat az. Bunu sadece yerel yönetimler için söylemiyorum, halkımız da bunca yaşanmışlığa rağmen çok umursamaz. ‘Bana bir şey olmaz’ bakış açısı hâkim. Dere yatağına ev dikersen sel alır. Kıyıyı işgal eder, denizi doldurursan deniz taşar, su basar. Binaları güçlendirmezsen deprem yıkar. Bu kadar basit. Kurtuluşun yolu akıl ve bilimi kullanmaktan geçer.”
Prof. Dr. Cahit Helvacı
DENEYİMLERİMİZİ BİRİKİME ÇEVİRMEK GEREK UNUTMAK DEĞİL
BİLİM akademisi üyesi, yer bilimci Prof. Dr. Yücel Yılmaz
ENFLASYON İLE MÜCADELE İÇİN ‘TEK ZAM’ DA DİRETİLECEK
Bursa Uludağ Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim üyesi ve ALB Yatırım Baş Ekonomisti Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ın geçtiğimiz hafta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise dün yaptığı açıklama ile bu yıl asgari ücrete tek zam yapılacağının “neredeyse” kesinleştiğine dikkat çekiyor. Diyor ki: “Hükümet bu teklif ile gidecek, orası kesin. Peki, işçi bunu kabul edecek mi? Kuvvetle muhtemel etmeyecek. Hükümet ve işçi arasındaki pazarlık bu kez daha çetin geçecek. Son ana kadar net bir sonuç çıkmayacak gibi.”
GEÇEN SENE İKİYDİ ŞİMDİ NEDEN “TEK”
Peki, geçtiğimiz yıllarda iki yapılmışken neden şimdi “tek” zam? Doç. Dr. Eryılmaz bu durumu şöyle izah ediyor: “Hükümet diyor ki ‘Biz, artık enflasyon ile mücadele ediyoruz.’ Dolayısıyla asgari ücrete iki kez zam yapılması demek geçtiğimiz yıllara göre ‘yüklü’ bir ücret artışı anlamına gelir. Ki bu durum enflasyonu daha da tetikler. Çünkü ücret arttıkça yani gelir büyüdükçe özel tüketim de aynı derecede artıyor. Zaten Türkiye’de enflasyonu tetikleyen en önemli sebeplerinden biri de bu: Özel tüketimin güçlü olması. Bu konuda önlem alınmasına rağmen istenilen yavaşlama sağlanamadı. Tek zam talebinin bir temel nedeni de enflasyon ile mücadeledir.”
Filiz Eryılmaz
BEKLENENE GÖRE ZAM
Bugüne kadar geçmiş enflasyona bakılarak zam belirleniyordu. Bu kez gerçekleşen enflasyona göre değil beklenene göre belirlenecek. Bundan ne anlamalıyız?
FENOMENLERİN BİRBİRİ İLE SIKI BAĞLANTILARI VAR
Dilan ve Engin Polat’ın ‘Şampiyonlar Ligi’ etiketli fotoğrafındaki Eylül Öztürk ile başlayalım. 1986 Balıkesir doğumlu. Flemenkçe, İngilizce, Fransızca, Yunanca biliyor. Ailesi Belçika’da yaşayan Öztürk uluslararası bir tiyatro grubu ile çeşitli oyun ve müzikallerde rol aldı. Türkiye’de ise 2015’te yayınlanan “Benzemez Kimse Sana” yarışma programı ile ivme yakaladı, sunuculuk ve oyunculuk yaptı. Ancak en büyük çıkışını sosyal medyada yakaladı. 2017’de başörtülü arkadaşı Esma ile çektiği “Beraberken çok güçlüyüz” videosu 2 günde 1 buçuk milyon izlendi ve takipçi sayısı hızla arttı. Hakkında sadece ‘işinsanı’ olduğu bilgisi olan Kenan Özkan ile 2017’de evlendi. 2 çocukları var. Yaklaşık 1 yıldır Amerika’da yaşıyorlar. Öztürk ilk güzellik merkezini ise kendi adına, 2019’da İstanbul Ataşehir’de açtı.
ŞULEMSİLER TAYYARGİLLER
“Şulemsi” olarak tanınan Şule Kayatürk, 26 yaşında. 2013’ten beri sosyal medyada “içerik üreticisi”, “makyaj sanatçısı” olarak etkin. 50 kilo vermesi, boşandığı eşi Yasin ile Umre ziyaretinde çektikleri fotoğraf ile barıştıklarını duyurması ile ünlü. Önceleri ‘sıradan’ hayatlarını paylaşan Şule- Yasin Kayatürk de diğerleri gibi 2019 sonrası ‘bir anda’ zenginleşiyor. “Şulemsi”yi diğerlerinden ayıransa tıpkı Eylül Öztürk gibi kendi adını taşıyan güzellik merkezi olması.
DOKTORLUKTAN FENOMENLİĞE
Dr. Tayyar Öz ile hemşire eşi Özlem Öz’ün durumu ise bir tık daha farklı. 2022’de aile hayatlarını anlattıkları YouTube kanalı kuruyorlar. Kanalın başarısı ile İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu Dr. Tayyar Öz devletten istifa edip, eşi Özlem ile fenomenliğe soyunuyorlar. Alternatif tıp tavsiyeleri veren çiftin kendilerine ait markası var.
Güneş kreminden tutun tarhanaya kadar pek çok ürünü “doğal” etiketi ile pazarlıyorlar. Özlem Öz ile Dilan Polat arkadaş değil ancak