‘Bu yaz Komşi’deyiz’ mesajına Türk turizmcilerden cevap: Elmalarla armutlar toplanmaz

ÜÇ SORU ÜÇ YANIT
KAPI VİZESİ NEDİR

15 yıldır Atina’da yaşayan, turizmci Mehmet Göktuğ İçten’i aradım. Ben sordum, o cevapladı:

1. Kapı vizesi nedir?

‘Hızlı vize’ diyebiliriz. Adı üzerinde sınır kapısında vize alınıyor. Yani vizeden muaf DEĞİLSİNİZ.

2. Normalde AB Schengen vizesi için birçok evrak topluyorsun. “KAPI” da olursa durum ne?

Bu yeni bir uygulama değil ki. 2012’de başladı. 2020’de pandemi patlak verince askıya alındı. O zamanlar 7 ada için geçerli idi. Şimdi 3 ada; Leros, Limni, Kalimnos daha eklendi. Şu an için hangi evrakların isteneceği net olmamakla beraber 2019’da istenen evraklar şunlardı:

* En az 6 aylık geçerliliği olan pasaport,

* 2 biyometrik fotoğraf,

* Bankada seyahati karşılayacak kadar para,

* Son 3 aya ait banka hesap dökümleri,

* Gidiş- dönüş feribot bileti ve otel rezervasyonu,

* Seyahat sağlık sigortası,

* Kimlik fotokopisi,

* Eksiksiz doldurulmuş başvuru formu

* Kapıda ödenecek vize ücreti (60 euro.)

Vize ücreti bence kaldırılmalıydı. Çünkü normal vize ücreti zaten 80 euro. Ayrıca bu işten karlı çıkan da Yunanistan. Bir milyona yakın turist gelecek. (2017’de en yüksek seviye 921 bin Türk turist idi.) Bu 10 ada Atina’dan ise Türkiye’ye daha yakın. 12-13 saatlik seyahat süresi sebebi ile Yunan turist pek tercih etmiyor. Ana karada yaşayanlar tatil için Adriyatik’e gidiyor. Dolayısı ile uygulamanın yeniden başlayacak olması geçimini turizmden sağlayan adalıları çok sevindirdi. Aynı durum Atina içinse bir heyecan yaratmadı.

3. Vize ne kadar geçerli olacak?

Daha önce tek girişli vize veriliyordu. Ama şimdi 7 güne çıkarıldı. İstersen 7 günü bir kerede kullan. Yani gir, 7 gün tatil yap ve dön. İstersen 3 gün kal, dön. Sonra bir daha git ve 4 gün daha kal. Sana kalmış. Ama altını çizelim: Kapı vizesi sadece adını verdiğimiz 10 Yunan adası için geçerlidir. Ana karaya yani Atina ya da Selanik’e ya da başka AB ülkelerine geçiş yoktur!

ADALARDA TATİL TÜRKİYE’NİN ÜÇTE BİR FİYATI

Yalan yok! Geçtiğimiz yaz bir hafta Sakız, bir hafta Midilli de tatil yaptım ve söyleyebilirim ki Çeşme- Alaçatı ya da Ayvalık- Cunda’da yapılabilecek 1 haftalık tatil parası ile 2 hafta gezdim. Hem de kura rağmen. Nedir bunun sebebi? İçten, diyor ki: “Öncelikle ana kara dahil tüm adalarda sabit fiyat politikası var. Yani su her yerde 50 cent (15 lira.) Bu konuda sıkı denetim var. Ayrıca plaja giriş- duş ücreti yok. Elbette ki Yunan adalarında da özel ve pahalı plajlar var ama yaygın kullanımı yok. Plaja gittiniz, havlunuzu koydunuz, şemsiyeyi açtınız. Kimse ‘Ne yapıyorsun kardeşim!’ diyemez. Oradaki bir işletmeden şezlong ya da şemsiye kiralamak isterseniz, 2-3 euro (60-90 TL.) Bazen işletmeler bir şeyler yiyip, içtiğiniz için o parayı da almıyor. Türkiye’de de aslında kanunlar bu yönde ama denetim az. Tüm bunları alt alta koyunca Yunan adalarında tatil yapmak bizim kıyılarda tatil yapmanın üçte bir fiyatına geliyor.”

HALK PLAJI İLE ÖZEL PLAJI KARŞILAŞTIRAMAZSINIZ

Gelelim bize. Tur Operatörleri Platformu sözcüsü Cem Polatoğlu, Türkiye’de hizmet sektörünün dünyada hiçbir ülke ile kıyaslanamayacağını belirterek, “Bodrum’da lahmacunu 500 liraya satan plaj ve karşılığında verilen lüks hizmet ile Midilli sahilindeki hamburgerciyi karşılaştıramazsın. Midilli’de lüks yatların yanaştığı beach ile Bodrum’da lahmacunun 500 lira olduğu beachi karşılaştırmalısın. Midilli’de sosyetenin uğrak yeri olan özel beachte hamburger-patatesin 130 Euro (yaklaşık 4 bin lira) olduğundan kimse bahsetmiyor. Yani elma ile elma armut ile armut toplanır. Karşılaştıracaksak bizdeki halk plajları daha uygun” diyor. Şöyle devam ediyor: “Yunan adalarında çoğu halk plajı taş. Yatırım pek yok, bakir. 24 saat hizmet diye bir şey yok. Aynı kalite, aynı hizmeti vermiyoruz. Ayrıca, ‘Aç kapıyı ben geldim’ diye de bir şey yok. Banka hesabını kontrol ediyor. Bir sürü evrak istiyor. Parası olmayana da basıyor reddi.”

TÜRK TURİZMİNİ KARALAMAYA ANT İÇMİŞ BİR GRUP VAR

Bodrum, Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği Başkanı Serdar Karcılıoğlu da son 4-5 yıldır bir grup insanın sürekli olarak tatil beldelerinin pahalılığından söz ettiğini, sürekli lahmacun örneği vererek Bodrum’u karalamaya ant içtiklerini söylüyor ve diyor ki: “Bodrum ve diğer sahil beldelerimizde 500 liraya lahmacun yiyip, bir şişe içkiyi binlerce liraya açtırabilecek ve ‘lüks’ hizmet alacağınız plajlar olduğu gibi her keseye hitap eden plajlar da var. Bu lüks mekanlara gidip, binlerce lira harcayıp, sonra da faturayı sosyal medyada paylaşıp, koca bir tatil beldesini kötüleyen insanlar ile ‘Yaşasın! Yaza komşudayız’ diyenler aynı kafadalar. Kusura bakmayın ama bu ikiyüzlülük. Maalesef bizde yabancı hayranlığı büyük. Yunanistan ise krizi fırsata çevirmiştir. Keşke biz de onların başardığı gibi ‘incoming’ yani gelen yabancı turist sayısını artıracak hamleler yapabilsek.”