Fatih Tekeci

Ankara’da yaya olmak zor. Hele ki kentin ana arterlerinden birindeyseniz.

Misal, Eskişehir Yolu...
Kentte, gün boyu yüzler, belkide binlerce insan, toplu taşıma kullanarak Eskişehir Yolu’ndaki Kentpark ve Cepa AVM’lerine ulaşmaya çalışıyor. Hele ki güzergah gereği AVM’lerin karşı yönündeyseniz (ODTÜ) bir Ankara Survivor’ı sizi bekliyor:
* Metrodan ODTÜ istasyonunda indiniz.
* Üst geçitten karşıya geçtiniz.
* Yolu genişletmek için feda edilen eni 1 metreden kısa kaldırımdan yaklaşık 100 metre yürümek zorundasınız, çünkü başka şansınız yok.
* Tabi bu esnada siz gibi kaldırımda yürüyen insanlar, kaldırımın ortasında yer alan direk ve ağaçlar nedeniyle sık sık ana yola inmek zorundasınız.

Ankara, meydan fakiri. Hatta en çok eleştiri alan konuların başında da ‘kent meydanı’ geliyor. Okurlar da çok sayıda ileti gönderiyor.

* Başkent’in ilk resmi planı olan Jansen Planı’nda ‘kent meydanı’ olarak tasarlanan Kızılay’ın kalbi konumundaki Güvenpark, bugün yayalardan çok dolmuş, seyyar satıcı ve polislere ev sahipliği yapıyor.
* İsminin kullanılmasını istemeyen bir okurumuz, Ankara Hürriyet’in geçen yıl eylül ayında sayfalarına taşıdığı ‘Güvenpark’ta neler oluyor’ başlıklı yazı dizisini hatırlatarak, şunları aktarıyor:

BİR YIL GEÇTİ TIK YOK

“Yazılanlar, verilen söz ve vaatler çabuk unutuluyor. Halbuki, ‘Güvenpark’ta neler oluyor’ başlıklı yazı dizinizin son bölümünde Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Melih Gökçek, dolmuş ve otobüs işgalinin, yalnızca yer altı otoparkı ile çözülebileceğini, yeni bir proje çizdirdiklerini ve birkaç ay içerisinde ihaleye çıkacaklarını kaydetmiş ve şöyle demişti:
‘Otobüs ve minibüsleri yer altına alacağız. Üst kısmı ise tamamen parkın devamı olacak, meydan gibi olmayacak ama yeşil alan olacak.’
Aradan koca bir yıl geçti, tık yok. Gerek Çankaya Belediyesi, gerekse meslek odaları, Güvenpark için düğmeye basmalı, Büyükşehir Belediyesi’ne bu konuda baskı yapmalı. Güvenpark bu kentin yaşil alanı olmalı, kente kazandırılmalı.”

KEŞMEKEŞİ NASIL ÇÖZECEKSİNİZ

Ankara’nın ‘otopark’ sorunu mâlum. ‘Bire tak, boşa al’, çözülemedi gitti.

Elinde sahte makbuz koçanıyla gezenler mi dersin.
Bitti derken hortlayan değnekçiler mi.
Hepsini geçtim, bazı resmi otopark görevlileri kendi tarifesini uygular olmuş.
Kim olursan ol gel ama çok durma.
Yani, ‘işine gelirse’ tarifesi.

* * *

Tıpkı, okur Ahmet Şükrü Gürhan’ın iletisinde aktardığı gibi:

3 SEÇENEĞİNİZ VAR

Ankara Valiliği’nin yanı başını (Hükümet Caddesi), kanalizasyon çalışması için kazan Büyükşehir Belediyesi ekipleri, Roma dönemine ait tarihi sütunlarla karşılaştı.

Sıra halinde bir tünel boyunca uzanan sütunların üzeri, kanalizasyon boruları döşendikten sonra hiçbir şey yokmuş gibi toprakla kapatıldı.

* * *

Ankara’nın, üzerindeki leyleği ile benimsediği ve hatta ismine ‘Belkıs Minaresi’ dediği valilik önünde yer alan Julyanus Sütunu kentle özdeşleşip, asırlara meydan okurken, Hükümet Caddesi’nde çıkan sütunlar görmezden gelindi. Sormak lazım:
* Ankara Valiliği’nin yanında bunlar yaşanırken, Ankara 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü ne yapıyordu?
* Büyükşehir Belediyesi, tarihi sütunlarla ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bilgi verdi mi?
* Kentteki tüm kurumlar, turizm çağrısı yaparken, tarihi eserlerin gömülmesi ne kadar mantıklı?

Tehlike ‘cep’te

Esenboğa Havalimanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşımı sağlayan Belko Air’in, Havaş seferlerinin iptal edilmesinin ardından sektörde tekel olduğunu ve bazı sıkıntılar yaşanmaya başlandığını anlatan okur Hasan Öztürk, sorunu şöyle aktarıyor.

* Havaş seferlerinin iptal edilmesiyle Belko Air, daha önce 5.25 TL olan bilet fiyatını 8 TL’ye çıkardı. Bu işin hesabını soran olmadı.
* Ancak asıl eziyet şimdi başladı. Kent merkezi-havalimanı arasındaki durak sayısı 3’e düşürüldü.
* Yani Pursaklar’dan otobüsle havalimanına gitmek isteyen biri, önce Ulus’a gidecek, oradan otobüse binecek.
* 10 kilometrelik yol, 45 kilometreye çıkacak.
* Ekstra ulaşım masrafı, üzerine bir buçuk saat zaman kaybı.
* En azından güzergah üzerindeki durak sayısı -her otobüs için olmasa da günün belli saatlerinde- artırılabilir.

İsminin yayımlanmasını istemeyen bir okur, başından geçen ‘randevu eziyeti’ni şöyle aktarıyor:

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokronoloji bölümüne rutin kontrole giden diyabet hastası babam için birkaç gündür muayene randevusu almaya çalışıyorum.
Fakülteye bağlı hastaneler, telefon ve internet üzerinden çalışan randevu sistemine sahip. Fakat hastane yönetiminin, işlemeyen bir sistemin hasta ve hasta yakınlarına hiçbir faydasının olmadığını bilmesi gerekiyor:
* 14 Ekim sabahı, hastanenin webrandevu.medicine.ankara.edu.tr adresli online sisteminden randevu almak istedim. Lakin, daha önceden kayıtlı olduğum sisteme giriş için yaptığım tüm denemelerim, bitmek bilmeyen ‘işleminiz devam ediyor’ uyarısı ile başarısız oldu.
* Bununla birlikte eş zamanlı olarak telefonla randevu sistemini aramayı sürdürdüm. Telefonumun ekran görüntüsünü paylaşıyorum. Sabah 08.00-08.31 arasında 508 3 508 numaralı hastane randevu hattını tam 103 kez aradım. Ya meşgul ya da düşürdüğüm hatta cevap veren olmadı. Sonuna dek çaldı ve kapandı.
* Ayrıca Endokronoloji polikliniğine bizzat gidip, ileri bir tarihe randevu almak istediğinizde sabah 08.00’de orada olup, sıraya girmeniz, eğer sıra gelirse randevu alabileceğiniz söyleniyor. Şehir dışından gelen hastaların halini düşünün. Yöneticilerden, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi polikliniklerinde nasıl randevu alabileceğimiz konusuna açıklık getirmelerini istiyorum.
NOT: Öğlene yakın saatlerde sisteme girebilir ya da telefona yanıt veren birine ulaşabilirsek, tüm randevuların dolduğu söyleniyor.

SUSUZLUKTA 26. GÜN

Kentin en işlek bölgesi ve merkezi konumundaki Kızılay Selanik 1 ve 2. caddelerin ‘kaldırım’ ve ‘yol’ sorunu halen çözülmedi.

Çankaya Belediyesi yapmak istedi, Büyükşehir Belediyesi ‘Yetki bizde’ diyerek engelledi.
Esnaf, baktı gelen-giden yok, kaldırım taşlarının bir bölümünü kendi döşedi.

* * *

Ankara Hürriyet’in defalarca gündeme getirdiği, esnafın ‘müşteriden’ daha çok ‘belediye ekiplerini’ beklediği Selanik 1 ve 2’yle ilgili Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen arasında geçtiğimiz günlerde bir diyalog geçti.

* * *

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kentin belediye başkanlarını Köşk’te kabul ettiği gün Alper Taşdelen’in Selanik’in akıbetini Başkan Melih Gökçek’e sorduğu, Gökçek’in ise, ‘Kış öncesi çalışmalar bitmiş olacak’ dediği belirtiliyor.

65 yaşın umudu Büyükşehir

‘Kotalı gaz satışı’ uygulamasını eleştiren ve bu yönde çok sayıda şikayette bulunan Ankaralıların son günlerde en çok dert yandıkları konuların başında ‘ön ödemeli doğalgaz sayaçlarının pil sorunu’ geliyor.

Burada Okur Yazar’a gelen mailler arasında ise ‘Başkentgaz’a ulaşamıyoruz’, ‘Arıza bildirimimi yaptım, 2 gündür bekliyoruz’ şikayetleri başı çekiyor.
Komşusunun ‘pil son’, kendisinin ise ‘pil az’ yazılı doğalgaz sayaçlarını fotoğraflayıp gönderen okur M.P., sorunu şöyle aktarıyor:

KAPAĞINI MI KIRALIM

“Başkentgaz, son dönemde ön ödemeli sayaçları kontrole gelmiyor. Bu sebeple sayaçların pilleri bitmek üzere. Benim sayacımda ‘pil az’ uyarısı varken, komşumun sayacında ‘pil son’ uyarısı görünüyor. Aramayı denedim, ancak dakikalarca beklememe rağmen bir cevap alamadım. Zaten arayıp ulaşanları da ciddiye alıp pil değişimine gitmedikleri konuşuluyor. (Hatta bu yönde internette çok sayıda şikayet var) İnsan haliyle sormadan edemiyor:
Başkentgaz’da hizmetin de mi pili bitti? Eğer öyleyse sayacımızın pili bittiğinde kapağını kırıp, kendi işimizi kendimiz mi halledelim?”