Telefonu açıp, ‘Alooo’ demeye gör.
Hattın ucunda hakim, savcı ya da polis...
Fonda telsiz sesi, ‘Adınız terör örgütü soruşturmasında geçiyor’, ‘Banka hesabınızı terör örgütü tarafından ele geçirilmiş’ dalavereleri.
Sonrası korku, panik, mağduriyet.
* * *
Bilgisayarı açsan, internet korsanları sırada bekliyor:
Okurdan gelen ileti şöyle:
“Türkiye’nin temalı en büyük yaşam projesi olarak lanse edilen ve satışları tüm hızıyla süren konutların toplamda 40 bin kişiyi barındıracağı söyleniyor. Böylesine bir projede şüphesiz en önemli konu alt yapı...
Uzun süredir yaptığım araştırma ve ASKİ’den de edindiğim bilgiler ışığında size yazıyorum. Sinpaş Altınoran projesinin şehir şebeke suyu alt yapısında önemli eksikleri var. Aslında bu konunun tek sorumlusu müteahhit.
Çünkü müteahhidin, konutları inşa ederken, suyun tüm konutlara yeterli basınçta ulaşabilmesi için asgari 10 bin tonluk depo yapması gerekiyordu. Ancak bu depo yapılmadı. Eğer konutlar bu şekilde teslim edilirse, çoğu dairenin su alamayacağı belirtiliyor. Ankara’nın en büyük projelerinden birinin, ev sahibi olma hayali kuran insanları böylesine önemli bir sorunla karşı karşıya getirmemesi lazım.”
RANDIMAN ALAMAZ
Okurdan gelen iletinin ardından konuyu ASKİ’den üst düzey bir yetkiliye sordum. Okurumuzun, ‘Su deposu yapılmalıydı’ cümlesini doğrulayan ASKİ yetkilisi, şu ifadeleri kullandı:
“Proje, mevcut haliyle şehir şebeke suyundan randıman alamayacak. Yani depo yapılması şart. Ancak bu durum, ASKİ’nin sorumluluğunda değil. Çünkü ASKİ olarak ana şebekede yeterli basınç oranına sahibiz. Toplu konut ve kooperatif gibi ada içi imalatlar tamamen müteahhit firmanın ve yönetimin sorumluluğundadır.”
O şikayetlerden biri, okur Onur Nazlıaka’ya ait:
“65 yaş ve üzeri ‘serbest Ankarakart’ sahibi vatandaşlar, ‘ücretsiz’ olmasına rağmen midibüslerden ve özel halk otobüslerinden yararlanamıyor. Halbuki bu hak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca verildi ve 4 Mart 2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı.
Hatta 65 yaş ve üzeri kişilerin bırakın serbest Ankarakart’ı, nüfus cüzdanlarını göstermeli dahi yeterli.
Ancak ne yazık ki Ankara’da bu duruma riayet edilmiyor. Bu da yetmezmiş gibi beyaz midibüsler ve özel halk otobüsleri, ücretsiz binmek isteyen yaşlı-başlı insanlardan zorla bilet parası alıyor, vermeyene hakaret edip, araçtan indiriyor.
EGO SUÇA ORTAK OLUYOR
EGO ise yapılan bu kural tanımazlığa ve suça ortak oluyor. Çünkü, bu konuda hiçbir duyuru yapmayarak, 65 yaş ve üzeri yolcuları kendi otobüslerinde taşıyıp, özel toplu taşımaya ikramda bulunuyor. EGO bir an önce denetimlere başlamalı. 65 yaş ve üzeri vatandaşı otobüse ücretsiz olarak bindirmeyen özel toplu taşıma araçlarına gerekli yaptırım uygulanmalı. Ayrıca yaşlılarımızın özel halk otobüslerine ücretsiz binme hakkının var olduğu, dört bir yana asılacak afişlerle tekrar tekrar duyurulmalı.”
Vale fobisi.
Gökdelenler, apartmanlar, restoranlar, kafeler...
Bunlar bir bölgeyi ortak kullanıyorsa, oranın muhakkak söz sahibidir ‘vale.’
Mesela Ankara’da ilk akla gelen yer:
Çukurambar.
* * *
Otopark sorunu mâlum.
Genişleyen yollar, üst geçitler, kavşaklar...
İş kaldırıma gelince ‘tık’ yok.
E haliyle yaya olmak da, yürümek de maharet istiyor.
Hoplayıp, zıplamaktan kaldırım cambazı olduk.
Resmen ‘ölümüne akrobasi...’
* * *
O işgallerden biri de kentin merkezi Kızılay’dan.
Okurlar soruyor: Ne olacak bu metronun hali.
Hem Çayyolu hem de Sincan metrolarının tam kapasite çalışmaması, güzergahlardaki EGO otobüslerinin seferlerinin iptal edilmesi, toplu ulaşımı zora soktu.
Okurlardan gelen sitem ve şikayet dolu iletiler şöyle:
KIRK KATIR MI KIRK SATIR MI
ANnkara’nın yıllardır hizmete girmesini beklediği yeni metro hatları (Çayyolu ve Sincan) bugünlerde vatandaş için tam bir eziyet. Mesela Çayyolu hattı:
* Metro seferleri başladı, otobüs seferleri kaldırıldı. Özel aracınız yoksa ve toplu ulaşıma mahkumsanız, iki seçeneğiniz var:
Paketteki en dikkat çeken maddelerden biri şuydu:
‘Ölümlü iş kazası yaşanan işyerlerinde işverenin primi artacak, kamu ihalelerinden men gündeme gelecek.’
* * *
Yeni iş güvenliği paketinin konuşulduğu gün okurumuz Mehmet Gürer’den gelen fotoğraf ise ‘iş güvenliği’ konusunda Türkiye’nin de bir fotoğrafıydı aslında.
* * *
Büyükşehir Belediyesi’ne iş yapan taşeron firmada çalışan ve asıl işleri peyzaj olan kadınlar, Anadolu Bulvarı’nda arıza yapan servis araçlarını yoğun trafikte itmeye çalışıyor.
Bacalardan tüten duman, kenti griye boyuyor.
E haliyle okurlar da soruyor:
Hava kirli mi?
* * *
Hava kalitesini düşüren bir başka neden de trafikteki araçlar.
Hele ki denetim ve uyarılara rağmen 10 numara yağ yakıp, egzozundan ‘kara bulut’ çıkaran ağır vasıtalar için söylenebilecek tek şey var:
Yürüyen zehir.