Paylaş
Misal, Eskişehir Yolu...
Kentte, gün boyu yüzler, belkide binlerce insan, toplu taşıma kullanarak Eskişehir Yolu’ndaki Kentpark ve Cepa AVM’lerine ulaşmaya çalışıyor. Hele ki güzergah gereği AVM’lerin karşı yönündeyseniz (ODTÜ) bir Ankara Survivor’ı sizi bekliyor:
* Metrodan ODTÜ istasyonunda indiniz.
* Üst geçitten karşıya geçtiniz.
* Yolu genişletmek için feda edilen eni 1 metreden kısa kaldırımdan yaklaşık 100 metre yürümek zorundasınız, çünkü başka şansınız yok.
* Tabi bu esnada siz gibi kaldırımda yürüyen insanlar, kaldırımın ortasında yer alan direk ve ağaçlar nedeniyle sık sık ana yola inmek zorundasınız.
* Yoğun Eskişehir Yolu trafiğinde tabiri caizse kelle koltukta çaresizce ‘sembolik kaldırımı’ kullanmak zorundasınız.
* Araç haklarının insan haklarının önüne geçtiği Ankara’da, binlerce insanın kullandığı bu yaya yolu neden düzenlenmez?
* İnsan hayatını hiçe sayanlar daha kaç canı; kontrolünü kaybeden bir sürücünün, yoldan çıkan bir aracın, bir anlık dalgınlığın kurbanı edecek.
Metin ALTAY
SÖZÜ ÖZÜ
“Ankara çok enteresan bir başkent. Yayalar caddede yürüyor, otomobiller kaldırımda.”
(ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Richard Barkley)
Üst geçit göleti
Ankara’da etkili olan her sağanak yağış sonrası göle dönen yollara ve alt geçitlere alıştık. Ancak, okur Onur Nazlıaka’nın iletisindeki durum farklı...
ODTÜ’nün önündeki yaya üst geçidini fotoğraflayıp, gönderen okurumuzun haklı serzenişi şöyle:
“İşbu yaya geçidi, yağmur yağdığı zaman adeta minik bir göl halini alıyor. Üst geçitteki taşların yanlış döşenmesi nedeniyle, yağmur sonrası su birikiyor. Bölgede yayaların karşıya geçebileceği başka bir yer olmadığı için insanlar sıkıntı çekiyor. İnsan suyun içinde sek sek oynayarak, karşıya geçmeye çalışıyor.
Farabi’de park sorunu
Cinnah, Farabi ve Çevre Sokak’ta evi, işyeri olan araç sahiplerinin en büyük sorunu otopark... Farabi geniş bir sokak ama iki taraflı park yasağı var. En azından tek yönüne park izni verilsin o da olmadı mâkul bir ücretle araçların park etmesi sağlansın.
Ayhan A.
‘Güvenpark’ta meydan özlemi’ Hürriyet Sosyal’de
Okurlardan gelen iletiler üzerine geçen hafta gündeme getirdiğim, ‘Kızılay’ın kalbi Güvenpark’ın yeniden meydan olarak kente kazandırılması’ konusu, Hürriyet Sosyal’de de yankı buldu:
* mugi 54: Ne oldu Ulus Meydan projesi. 15 yıldır hâlâ yapılacak.
* ramazan durmuş: Her yer rant, her yer para... Caddeler ve bulvarlar otopark oldu, birilerine kaynak akıyor. Güvenpark’ta taksilere depo yapılan caddede karşıdan karşıya geçerken taksici esnafı hiç müsamaha göstermiyor. Yazık oluyor Ankaramıza.
* savaş koç: Melih Gökçek’in her seçim öncesinde Ulus ve Kızılay için meydan sözleri vardır. Krokiler hazırlar. Şuraları yıkacağız, şuraya alt geçit yapacağız, şurası park, burası kafe... Ama seçilince hiç oralara uğramaz. Sorulunca da, ‘yasal engeller var yapamıyoruz’ der. Peki niye araştırmadan söz verdin diye soran da olmaz ama balık hafızalılar hep unutur.
* ÖMER BUDAK: Ankara beton şehir oldu. Tamam bürokrasinin kalbi fakat bunun yanında neden şehir merkezinde Avrupa’daki, Amerika’daki gibi büyük parklar yapılmıyor. Bir tek Güvenpark vardı, dediğiniz gibi orayı da dolmuşlar, otobüsler ve çevik kuvvet istila etti. İnsanlar bu kadar araç ve beton içerisinde elektriklerini, streslerini atıp, nefes alabilecekleri bir ağaçlık yeşil alanı hak etmiyorlar demek ki...
* aka turk: Maalesef Ankara, son yılların hiç bir “şehircilik” ilkesi ile bağdaşmayan yapılaşma ve uygulamaları ile “meydansız” bir büyük “kasaba” görünümünde... Önceleri “mabetsiz” derlerdi şimdi ise “meydansız”... Şehir diyemiyorum, çünkü Ankara henüz “şehir” olabilecek asgari standarda ulaşabilmiş değil... Köy de diyemiyorum, çünkü köyde tarımsal bir üretim olur... Ankara’da o da yok.. yani Ankara büyük ve meydansız bir “mega-kasaba...”
Paylaş