Ama son dakika öyle bir haber geldi ki...
Tüylerim diken diken oldu. Herkes biliyor...
Muğla’da üniversite okuyan genç Pınar, eski sevgilisi Metin Avcı tarafından canlı canlı yakılıp üzerine beton dökülüp katledilmişti.
İşte tam onun hikâyesini yazıyordum ki...
Bir baktım CHP’nin bir Muğla milletvekili Pınar’ın babasını aramış.
Demiş ki:
- Tamam böyle bir şey yaşandı. O aile de perişan. Zaten cezasını çekecek. Gel sen davandan vazgeç... Zaten kamu davası devam edecek...
Babanın cevabı:
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın özellikle kapanış konuşmasındaki üslubu...
Muhalefetten gelen “sataşmalara” karşı, ilk kez bir “siyasi kıvraklık” göstererek keskin cevaplar veriyor.
Bir anlamda “teknokrat” yapısından “siyasi yapıya” evriliyor.
Fuat Oktay, daha önce muhalefetten gelen sataşmalara karşı istatistikler, tablolar, rakamlar göstererek cevap verirdi.
Oktay, polemikten kaçınmak için cevap verirken parti ve isim vererek kişiselleştirmezdi. Şimdi doğrudan isim veriyor...
Hatta “Franco benzetmesi” gibi keskin siyasi cevaplar veriyor.
Bu nedenle...
Oktay
“Sayın Bakan dedi ki...”
“Sayın Başbakan dedi ki..”
“Aman şunu şöyle yazın...”
Ama işin aslı öyle değildir.
O basın müşaviri kardeşlerim ellerinden geleni yapar. Kimi zaman mutsuz olurlar, kimi zaman başarılı...
Sonuçta basın müşavirliği zor iştir. Hepsine saygım o nedenle sonsuzdur.
Ama bu defa farklı bir olayla karşılaştım.
Tarım Bakanlığı Basın Müşaviri
İnsan nedense başına gelmeden çevre felaketini algılamıyor.
Sanıyorum o nedenle MGM bu haritayı ciddi bir uyarı olarak yayınladı.
Haritaya bakarsanız, Türkiye genelinde bir “kuraklık alarmı” var.
Elbette, bugünden yarına, “Öldük bittik, susuz kaldık” demiyorum. Ama risk var.
Dikkat edin...
Masmavi gökyüzü ve güneş vardı ve Mülayim Bey o an büyük bir keyifle çocuklarını bekliyordu.
Güneşli bir günde çocuklarıyla sohbet edecek...
Ama nasıl olduysa oldu, Mülayim Bey, aniden masaya yığıldı kaldı.
Kısa bir şaşkınlık.
Vay be...
Nasıl yani?
Şöyle diyor haber:
“Rodos ile Meis Adası arasında sefer yapan bir feribotta görevli olan bir kişi, seferler sırasında çektiği Yunan askeri gemilerine ait fotoğrafları, Rodos’taki Türk başkonsolosluğundan bir görevliye veriyordu.”
Böylece iki kişi gözaltına alınmış.
Casusluk iddiası bu...
Ama insan bunu okuyunca...
Biraz da Meis-Rodos-Türkiye arasındaki mesafeleri bilirse...
Oysa o salonda çalışıyor, o salonda uyuyordu.
Eviydi yani...
Ama artık yatıp kalktığı, çalıştığı o salon da kapanmıştı.
Ahmet’in hayalleri vardı.
Taraftar taşkınlıkları yüzünden cezalar gelirdi.. Ama bu defaki liste çok farklı. İnanılmaz bir şekilde listenin neredeyse tamamı kulüp yöneticilerinden oluştu.
Kimisi taşkınlıktan, hakaretten, kimisi pandemi kurallarına uymamaktan.. Peki niye? Aslında bu soru Futbol Federasyonu içinde de sorulmuş..
Kulislere düşen cevap da şöyle: “Maçlar seyircisiz oynanıyor. Tribünler boş. Amigolar yok. Küfür yok, ıslık yok. Tezahürat yok. Tribünler doluyken kulüp yöneticilerinin sözleri, tavırları arada kaynıyordu. Şimdi yöneticiler taraftar gibi tepki veriyor. Kurallara aykırı hareketleri dikkat çekiyor.”
Arkadaşlar bu yorumun Türkçe açıklaması şudur: “Taraftar olmayınca, kulüp yöneticileri amigolaştı.” TFF “maske takın” diyor takmıyorlar. Kurala göre takımlardan en fazla 20’şer kişi sahada olacak. Ama buna da uyulmuyor.
<div style="margin: 0 auto; max-width: 100%; min-width: 300px;"><div style="position: relative; padding-bottom: 56.25%; height: 0; overflow: hidden;"><iframe style="width: 300px; min-width: 100%; position: absolute; top: 0; left: 0; height: 100%; overflow: hidden;" src="https://embed.dugout.com/v2/?p=eyJrZXkiOiJuNnlCWHFtViIsInAiOiJzcG9yYXJlbmEiLCJwbCI6IiJ9" width="100%" height="400" frameborder="0" scrolling="no" allowfullscreen="allowfullscreen" data-mce-fragment="1"></iframe></div></div>
25 İDARECİ LİSTEDE
Doğrusu bu yorumlar üzerine biraz araştırma yapınca gerçek ortaya çıktı: “Disiplin Kurulu’na sevk edilen 25 isim var. Ve neredeyse tamamı idareci...”
· Ankaragücü 1 yönetici,