Paylaş
Masmavi gökyüzü ve güneş vardı ve Mülayim Bey o an büyük bir keyifle çocuklarını bekliyordu.
Güneşli bir günde çocuklarıyla sohbet edecek...
Ama nasıl olduysa oldu, Mülayim Bey, aniden masaya yığıldı kaldı.
Kısa bir şaşkınlık.
“Eyvah...”
Mülayim Bey’in sırtından kan sızıyordu. Hemen polisi aradılar.
Polis geldi ve daha ilk bakışta anons ettiler:
“Cinayet masası ve kriminal ekip istiyoruz.”
Polis ilk incelemede...
“Bu bir kurşun yarası” dedi.
Böylece cinayet masası dedektifleri devreye girdi:
- Mülayim Bey’i kim neden vursun?
- Düşmanı var mıydı?
- Şüpheli hareket eden aile üyeleri var mıydı?
İKİNCİ KURŞUN
Polis tam bu olayı soruştururken telsizlerden bir anons daha geçti:
“Heykel Atatürk Caddesi’nde saldırı. Yaralı var.”
Caddede yürüyen Eren Barış Yüksel, bacağına isabet eden bir mermiyle yere yuvarlanmıştı.
Ama Eren’in de etrafında ateş eden kimse yoktu.
Olay yerine en yakın polis bunu anons etti.
Telsizler bu anonsu geçerken...
Kriminal polis, Mülayim Bey’in vücudundan çıkan mermiyi özel mikroskop altında yorumluyordu:
‘YORGUN MERMİ’
Kriminal polis dilinde mermiler için değişik tanımlamalar var.
Bunlardan birisi de “yorgun mermi”...
Yorgun merminin anlamı şu:
“Çekirdek ağırlığına rağmen çarpma etkisini kaybetmiş mermi. Yani uzun mesafeden atılmış.”
LAZERLER KURULUYOR
Garip olan şuydu...
Bursa’da aynı bölgede, yarım saat arayla iki kişi bilinmeyen bir saldırgan tarafından vurulmuştu.
Ve ikisinde de “yorgun mermi” vardı.
İşte bu bilgi üzerine kriminal polis, bir ekip olarak olay yerinde çalışmaya başladı.
Bir ekip Eren’in bacağından vurulduğu yerde çalışıyor...
Diğer ekip, Mülayim Bey’in sırtındaki kurşun yarasının açısına göre vurulduğu masanın aynı noktasına bir lazer yerleştiriyordu.
LAZERİN GİTTİĞİ 1 KİLOMETRE
Mülayim Bey’in vurulduğu yerden santim açısıyla dikine yeşil lazer ışığı çalıştırıldı.
Evet arkadaşlar, buradan sonrasını DHA Bursa Muhabiri Gürkan Dural şöyle anlatıyor:
“Polis, 2 olay yeri arasındaki mesafenin kısa oluşunu ve aynı çaptaki 2 merminin belli uzaklıktan sonra yavaşlayan ‘yorgun mermi’ olmasını dikkate aldı. 108 güvenlik kamerasına ait görüntüleri inceleyen kriminal polis, 2 olay yerinde de lazer teknolojisiyle açı çalışması yaptı ve silahın ateşlendiği yerin 1 kilometre uzaklıktaki Mollaarap Mahallesi olduğunu ortaya çıkardı.”
Habere devam edersek...
Mahalleye gelen polis ekipleri yine aynı açıdan lazeri çalıştırınca, ateş edilen muhtemel evi belirledi.
Ve evin Ozan Keskin’e ait olduğu ortaya çıktı.
Polis, Ozan Keskin’e hiçbir şey hissettirmeden evin çevresinde önlem aldı.
Birkaç gün öylece beklediler. Aynı anda evin hemen dışında boş kovanlar bulundu.
Ertesi gün bir operasyonla Ozan Keskin kıskıvrak yakalandı.
Mahkemede son sözü şu oldu:
“Çok pişmanım. Biliyorum ki kimse bunu istemez...”
SERİ KATİL BENZETMESİ
Arkadaşlar...
Bu olaya bakarsanız...
Size öylece bir polisiye olay gibi gelebilir.
Ama bilmediğimiz şey şu:
ABD’de durduk yere insanlara uzaktan ateş edip öldürenleri düşünün.
Sonra...
Hollywood filmlerindeki seri katilleri...
Mesela 55 yıldır yakalanamayan ve 37 kişiyi öldüren Zodiac katilini...
Şimdi diyorum ki...
Elindeki silahla uzaktan insanları öldürüp zevk almaya başlayan bu katil...
Acaba yakalanmasaydı...
Kim bilir hangi masumların kanını dökecek, hangimizin içine ayrılık acıları düşürecekti...
O yüzden diyorum ki:
Sayın Bursa Emniyet Müdürü...
Sayın Cinayet Masası ve Kriminal polisleri... Bu cinayetin failini yakalamak size sıradan bir soruşturma olarak gelebilir. Çünkü her gün benzeri katilleri yakalıyorsunuz. Ama hayır... Bu öyle değil. Adam uzaktan insanları vurmaktan zevk alıyor.
Yani aslında siz, potansiyel bir seri katili yakaladınız.
İnsanlık adına teşekkürler.
Paylaş