Tek bir söz, muazzam gerilimleri, savaşın eşiğine gelen dengeleri değiştirir.
İşte örneği...
Yunanistan’ın üst üste Türkiye’yi kızdıran NAVTEX ilanları...
Ocak ayı başlarında Girit’teki Suda Hava Üssü’nde tatbikata hazırlanan savaş uçakları...
Derken...
- Sabah saatleri: 11 Ocak Pazartesi...
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nu ağırlıyor.
Ve elbette konu Kıbrıs, Yunanistan ve Ege...
İngiltere’den Avustralya’ya kadar bir soru büyüyor:
Uluslararası seyahatlerde hangi aşı geçerli kabul edilecek? İngiltere, ABD, Avrupa, Pfizer/BioNTech aşısını oluyorsa... Türkiye, Afrika ve Asya’nın büyük bölümü Çin aşısı oluyorsa... Nasıl bir eleme yapılacak? Aşılar arasında bir ayrım mı olacak? Yoksa yalnızca antikora mı bakılacak?
Cevap: “Elbette antikor testlerine bakılacak.”
Yani her 6 ayda bir antikor testi mi olacak?
Daha iki gün önce Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sözcüsü Margaret Harris şöyle dedi:
“DSÖ, aşı için bir onay makamı değildir. Aşılara her ülkenin aşı düzenlemeleriyle ilgili makamları karar verecek.”
Bu açıklama, önümüzdeki dönemde ülkeler arasındaki seyahatlerde bir “aşı izin krizi”nin habercisi olabilir mi?
Avustralya’nın en büyük havayolu şirketi Qantas, uçağa binecek yolculardan
Kongre binasına saldıran vandallar ortalığı kırıp dökerken, bir saldırgan doğruca Demokrat Temsilciler Meclisi’nin başkanı Nancy Pelosi’nin ofisine giriyor...
Ve işte dünya ajanslarına bu fotoğraf geçiyor.
Durdum, uzun uzun bu fotoğrafa baktım.
Her noktasını inceledim. O magandanın gözlerine baktım.
Postallarını masaya uzatmış...
Hoyrat, külhan, ukala bir bakış...
Ve “Beni çekin” diyen bir şımarıklık..
Hepimize küfreder gibi poz veren bir maganda.
Önceki hafta, Libya Kara Harp Okulu Komutanlığı’nın mezuniyet töreniyle başlayan çok önemli bir ziyaret gerçekleşti.
Harp okulu öğrencilerinin geçit töreninde, Libya Savunma Bakanı Selahaddin Nemruş, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Libya İçişleri Bakanı Fethi Başağa, Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Halid El Meşri’yle birlikte selam veriyordu.
Burası darbeci Hafter’in saldırısıyla 34 Libya harp okulu öğrencisinin şehit edildiği yerdi.
Verilen birlik mesajı bu nedenle doğrudan
Türkiye’nin bölgesine göre en kritik, en hassas, devletin gizli bilgilerini içeren kriptolarını yazarlar.
Dahası o kriptoların içeriğini belirler, bir sonuca doğru değerlendirip siyasi iradeye gönderirler.
Ketumdurlar... Titizdirler... Çoğu zaman susarlar... Yüzlerinde hep o mütevazı ifade vardır.
“Sakin güçtür”ler...
Cumartesi günü yazdığım gibi...
Onlar, “tarafları rencide etmeden çözüm bulma uzmanı”dırlar.
Diplomatlardan söz ediyorum.
Önceki gün T24’ten
Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesi...
İlçeye 90 kilometre uzakta, Sarıbal Mahallesi...
Toprağa kireçle çizilmiş bir tenis kortu. Poşu, şalvar, ellerinde raket. Tenis oynayanlar...
Muhteşem bir görüntü...
Karşılıklı keskin ve suçlayıcı açıklamalar olsa da...
Savaş gemileri karşı karşıya gelse, radarlar birbirine kilitlense, jet uçakları kanat kanada gelse de...
Alt tarafta...
Diplomasinin engin, derin ve ıssız sularında bir temas vardır.
İşte budur gerçek olan...
Bu girişi şunun için yaptım.
Ankara’dan bizim Uğur Ergan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamalarını öylesine güzel aktardı ki...
Kısa... Net... Öz... Açık mesajlarla dolu bir sohbet...
Vahşice katledilen Pınar Gültekin’in babası Sıddık Bey’e, bir CHP milletvekilinin telefon açtığı ve “şikâyetinden vazgeçmesi için” talepte bulunduğu iddialarını yazmıştım.
Pınar Gültekin’in babası bu talebi aynen geri çevirmiş.
Bu olayı ailenin avukatı Dr. Rezan Epözdemir’e soruyorum.
Aynen şu cevabı veriyor:
“Evet, Fatih Bey, yazınız doğrudur. Müvekkil (Pınar’ın babası Sıddık Bey) kendisine böyle bir telefonun ve talebin geldiğini söyledi. Hatta telefon numarasını gösterdi, WhatsApp profilinden de baktık. Gerçekten bir milletvekili. Sıddık Bey, kendisine gelen bu talebi refüze ettiğini de söyledi. Ayrıca bununla ilgili kendisiyle başka temaslar da olmuş. Dolayısıyla yazınız içerik itibarıyla doğrudur. Fakat arayan milletvekilinin ismini kendisi 4 Ocak’taki duruşma sonrasında açıklayacağını söyledi. Bu konuda benden bir hassasiyet rica etti. O nedenle kendisi duruşma sonucunda uygun görürse açıklayacaktır. Görüşmenin muhatabı ben olsaydım, ismi çekinmeden açıklardım. Sonuçta kadın cinayetleri ve şiddet Türkiye’nin kanayan bir yarasıdır. Böyle bir teklif hangi siyasetçiden gelirse gelsin kabul edilemez. Gayri ahlakidir. Fakat isim konusunda muhatap müvekkil olduğu için kendisi açıklayacağını ifade ediyor. Biz de bu iradeye saygı duyuyoruz.”
ÖZGÜR ÖZEL’DEN TELEFON
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel aradı ve aynen şöyle dedi: “Fatih Bey, sabah erkenden yazınızı okuduk ve Sayın Genel Başkanımıza sunduk. Kendisi bu olayın bütün detaylarıyla araştırılmasını istedi. Tabii bizim için böyle bir şey kabul edilemez. Bu nedenle 4 Muğla milletvekillerimizle bir videokonferans yaptık. 3’ü aileyi hiç tanımadıklarını söyledi. Birisi ise Pınar’ın babasına telefon açtığını ve taziye maksadıyla olduğunu ama böyle bir konuşma yapmadığını söyledi.”
Bu noktadan sonra