Denizkurdu Tatbikatı’nda o kadar çok şey yaşadık gördük ki... Tatbikatın o muazzam etkisi. Bir de son dönemde yapılan bazı eleştirilere karşı Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın cevabı...
Özellikle de Atatürkçülükle ilgili saldırılar...
Aksaz Deniz Üssü’nde bir akşam Bakan Akar’la uzun bir sohbet yaptık.
Bunları pazartesi günü aktaracağım...
Sabah 09.00’da Türk donanmasının en önemli üslerinden biri olan Marmaris Aksaz’dan demir alıyoruz.
Atışlı ve çok önemli bir tatbikat bu.
Sualtı komandoları... Denizaltı avı... Hedeflerin vurulması... Havadan atış. SİHA vuruşu.
Bir ara 4 hücumbotun hedef halindeki bir enkaz gemiyi ateş altına almaları vardı ki...
Yer gök inledi.
Salihreis Fırkateyni Oruçreis’le birlikte Doğu Akdeniz’de doğalgaz araması yapan gemimize 80 gün koruma yapmıştı.
Hatta bu gemilerimiz tacize yeltenen bir Yunan gemisini de püskürtmüştü...
1) Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu çantasında pozitif bir dosyayla gitti. Sıcak görüşmeler oldu. Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in Çavuşoğlu’nu Girit’teki evine davet etmesi Ankara’daki gerilimi tümüyle bitirdi. Çavuşoğlu da Yunanistan’dan gelen bir heyeti Antalya’ya davet etmişti.
2) Aşıların karşılıklı olarak tanınıyor olması Ege’deki turizm kapılarını açacak gibi görünüyor.
3) Önümüzdeki dönemde daha yakın ve sıcak görüşmeler bekleniyor...
KAHVALTIDA DÜNYA TURU
Çavuşoğlu, Başbakan Miçotakis’le görüşmeden önce Türkiye’den gelen gazetecilerle sohbet etti...
Mısır’la gelişen ilişkilerden Afganistan’a, Polonya’ya sattığımız insansız hava araçlarından Filistin’e, Rusya’dan gelecek turistlerden Suriye’ye ve tabii ABD ile ilişkilere kadar tam bir dünya turu oldu.
Çavuşoğlu’nun verdiği cevaplar kadar, tarzına, sorulara olan hâkimiyetine ve özgüvenine dikkat ettim.
Mesela Yunan Dışişleri Bakanı
Yunanistan’a doğru havalanırken önüme Yunan medyasından bazı haberler geliyor...
Sert manşetler...
“Türk Bakan bir medya ordusuyla geliyor...”
Sanki sefere çıkmışız gibi bir karşılama havası var.
Oysa uçakta bambaşka bir hava. Daha ilk dakika Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gülerek yanımıza geliyor.
Espriler... Sıfır gerginlik...
“Yunan medyası çok sert bir hava estiriyor”
1- TELAFİ EĞİTİMİ BU HAFTA NETLEŞECEK
Sordum:
- “Sayın Bakan herkes merak ediyor. Telafi eğitimi ne zaman başlayacak? Yüz yüze mi yoksa uzaktan mı olacak?”
Bunun kararı kabine toplantısı ve sayın Cumhurbaşkanımızın takdiriyle bu hafta başı netleşecek. Tabii Sağlık Bakanlığı’nın ve diğer ilgili bakanlıkların görüşleri de var. Tek başımıza alacağımız bir karar değil.
- Peki sizin görüşünüz nedir? Milli Eğitim Bakanlığı ne düşünüyor?
Biz telafi eğitiminin haziran ayı başında başlamasını ve yüz yüze olmasını istiyoruz. Çünkü burada çocukların akademik eğitimlerinin telafisinden çok, onların psikolojik ve fiziksel telafileri bizim için önemli. Akranlarıyla oynamayan, evlere kapanan çocukları özgüvenleri açısından ruhsal olarak geliştirmeliyiz. Bu da yüz yüze olur.
2- OKULLARI EYLÜLDE AÇMAYI PLANLIYORUZ
Bakan Selçuk bu konuda kesin konuştu:
“Cide İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, Kumluca Mahallesi’nde devriye gezerken, çaya düşen karacayı fark etti. Ekipler, çaya girip, karacayı yakalayarak, sudan çıkardı. Yaralandığı anlaşılan karaca tedavi edilmek üzere veterinere götürüldü. Burada tedavisi tamamlanan karaca, Jandarma Çevre, Doğa ve Hayvanları Koruma Timi ile Cide Milli Parklar Şefliği ekipleri tarafından tekrar doğaya bırakıldı...”
“Ohh” dedim...
İşte benim jandarmam. Dikkat ettim. Bir de jandarmanın “çevre doğa ve hayvanları koruma timi” varmış.
Daha da mutlu oldum, derken...
Üzerime bir devlet ilanı yıkıldı... Gözlerime inanamadım...
Haber şöyle:
“Tarım ve Orman Bakanlığı, 12 ilde toplamda 115 adet yabankeçisi, dağkeçisi, kızıl geyik ve karacanın avlanması için ihale açtı.”
Allah Allaaaah...
Eski başkanlardan bir isimle konuşuyorum.
“Mustafa Cengiz aday olmayacak” diyor. “Fatih Terim bıraksın” diyor.
Bir dönem başkan yardımcılığı yapan, GS’nin mali yapısı ve stat için müthiş çalışmaları olan Işın Çelebi ile konuşuyorum.
Açıktan şöyle diyor:
- Ben bu ülkede 5 yıl ekonomi bakanlığı yaptım. Galatasaray’da başkan yardımcılığı yaptım.
Kulübün mali yapısı için çok şeyler yaptık. Ama şimdi bakıyorum. Bir kavga, bir çatışma, bir parçalanma görüntüsü.
Soruyorum:
- Peki ne yapılmalı?
SERPİL’in içindeki kuşku giderek büyüyordu.. “Acaba çocuğumda bir şey mi var?” Melih 2 yaşına geldiğinde Serpil önce eşine sordu:
“Sence bizim oğlumuzda bir değişiklik mi var?”
- Nasıl yani?
- Ne bileyim yaşıtlarına göre biraz yavaş büyüyor gibi.
Baba kestirip attı:
- Nereden çıkarıyorsun bunu. Yok öyle bir şey...
O öyle demişti ama