“Kılıçdaroğlu’nun inadı İYİ Parti tabanında büyük tepki çekmiş ve Akşener’i bu açıklamaya götürmüştür...”
Akşener’in Kılıçdaroğlu’na şu sözleri çok keskindir:
“- Yenile yenile...
- Milletin ortak iyiliği için iyi niyetlerle oturduğumuz 6’lı Masa, artık potansiyel adayların tartışıldığı bir ortak akıl platformu olmaktan çıkmıştır.
Tek bir adayın tasdiki için çalışan bir noter masasına dönüşmüştür.
Ne kumar masasında ne de noter masasında olmayacağız.”
Akşener’in ifadeleri çok sert...
Bu da gösteriyor ki ip koptu.
Şimdi önümüzde bir “deprem gerçeği” var...
Elbette İstanbul’un tümü üzerine düşünülecek bir soru bu.
Dün bir bölümünü yazıp apartmanların altındaki “genişletilmiş vitrin” sorusunu ortaya atmıştım.
Altları dükkân olan dev apartmanlarda vitrinleri genişletmek için yapılanları sorgulamıştım.
Soruların biri de “Boğaziçi öngörünüm meselesi”ydi...
Beşiktaş, Sarıyer, Üsküdar ve Beykoz...
Sahil şeridi. Ve sahil şeridinin üzeri... Geri planları...
Bugün de
1- BEYOĞLU Belediye Başkanı bir sabah çıksa...
Yalnız İstiklal Caddesi’nde acaba kaç binanın altı vitrin için genişletilmiştir?
Vitrin için genişletmenin tek yolu var.
Ya binanın altındaki kolonları ve kirişleri traşlayacaksınız ya da bir kaç tanesini keseceksiniz...
Vitrini genişletmek için dolgu duvarları da kırıp açanlar var.
Acaba bu durumda olan bina sayısı ne kadar?
Bu, İstiklal Caddesi...
Bağdat Caddesi’nden Vatan Caddesi’ne kadar acaba İstanbul’da durum nedir...
ADIYAMAN’da apartmandan bozma otelin kolonlarını kesen adam...
Mal sevdasına kapılmış, gözü rantla kör olmuş adam...
Tarım arazisine imar izni veren sorumsuz...
Aldığı o izinle kazandığı yetmiyormuş gibi bir de çimentodan çalan ahlaksız...
Yapı denetimi adı altında önüne gelene para karşılığı “olur” veren düzenbaz...
Her devirde iktidar partisine yanaşıp rant peşinde koşan yerel mendebur...
Eğer biraz vicdanınız varsa şu fotoğrafa bakar mısınız?
Depremden kurtarılan çocuklara Çeşme’de gönüllü öğretmenler terapi yapıyorlar.
YERBİLİMCİLERİN büyük bir bölümü İstanbul’u işaret ediyor.
“Allah korusun, İstanbul’u vurursa...”
O nedenle birçok okurdan mesajlar alıyorum.
Önemli bir problemi işaret ediyorlar...
Boğaziçi Öngörünüm Yasası’na tabii olan Boğaz’ı gören evler...
Bu evler özel statüde olduğu için eğer yıkarsanız yerine yenisini yapamıyorsunuz.
Boğaz’ın kilometrelerce uzanan iki kıyısını düşünün...
Boğaz’ı gören evleri düşünün.
Çavuşoğlu bir gün bir köyde, bir enkaz başında... Ertesi gün depremin vurduğu İslahiye’de Nurdağı’nda.
Dünyanın değişik merkezlerinden gelen telefonları enkaz başlarından cevaplıyor...
Tek soru sordum:
- Sayın Bakan, 88 ülke doğrudan yardıma koştu. Bu müthiş bir insanlık dayanışması değil midir? Nasıl yorumluyorsunuz?
Bakan cevap veriyor:
- Evet, gerçekten öyle... Şu ana kadar 88 ülke doğrudan yardım yapıyor. 11 bin 302 yabancı personel bizzat sahada yardım organizasyonunun içerisinde yer aldı. Kargo uçaklarıyla dost ülkeler çadır gönderiyor. 222 bin çadır bulduk. 70 bin çadır gelmiş durumda. Bu dostlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Bunun iki temel nedeni var.
Birincisi bugüne kadar Türkiye dünyanın neresinde yardıma ihtiyaç duyulsa oraya ilk koşan ülke oldu. Bütün afetlerde yardımların ön sırasında olduk. Türkiye hep bir dost eli olarak görüldü. Bunun çok büyük etkisi var. Tabii bir de depremin boyutları görüldü. Bakın ben günlerdir sahayı geziyorum. Muazzam bir afettir bu...
Sevgili okur. Sana bir mektup gönderiyorum.
Melekler Takımı Oyuncusu 13 yaşındaki Mehmet Arif Altak’tan geliyor...
Virgülüne bile dokunmadan aktarıyorum:
1. ANNEM VE BABAM ÖĞRETMEN OLARAK HİZMET EDİYOR
“2009 yılında Mağusa’da dünyaya gözlerimi açtım. 20 yıldır Kıbrıs’ta annem fizik babam ise matematik öğretmeni olarak hizmet ediyor. İlkokulu Mağusa’da tamamlayıp her anne babanın arzuladığı kolej sınavlarına girerek başarılı oldum ve Mağusa Türk Maarif Kolejinde 8. sınıf öğrencisiyim.
Babamın annemin bugüne kadar yetiştirdikleri, okuttukları, etüt yaptıkları öğrencilerinin başarı hikâyeleriyle büyüdüm. Cerrah Simay ablayı, Birleşmiş Milletlerde görev alan Mertkan abiyi, dünyaca ünlü estetiysen Hasan abiyi, ortopedist Ramadan abiyi, mimar Merve ablayı ve daha adı aklıma gelmeyen babamın annemin öğrencisi olmuş hiç tanımadığım onlarca insanın başarı hikâyesi benim hayatımda işaret fişeği olmalarının yanında annem ve babamla hep gurur duymamı sağladı. Ben de onlar gibi başarılı olacak annemin babamın gurur kaynağı olacaktım. Sanırım oldum da.
Son zamanlarda annemi ve babamı çok kaygılı gördüm. Ablam ve bana hiçbir şey yansıtmamaya çalışsalar da bazı sıkıntılar olduğunu anlayabiliyorduk. Sanırım çalıştıkları işyerinde bazı sorunlar yaşıyorlardı. Anne babama
Defalarca yazdığım çevre, kaçak yapı ve imar meselesi...
Son dönemde sosyal medyada yine “İmar affı geliyor” türünden dedikodular başlamıştı. Bunun nedeni BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin verdiği bir kanun teklifiydi...
Kendimi bildim bileli her seçim öncesinde çıkar bu “imar affı” meselesi.
Kanunsuz yapılar, yönetmeliğe aykırı binalar. Denetimsiz betonlar, demirler.
Depreme dayanıklı olup olmadığı belli olmayan inşaatlar. Kaçak katlar.
Uyanık rantçılar...
Dahası. Ege’nin, Akdeniz’in en güzel sahillerine, cennet koylara yapılmış kaçak malikâneler, evler, otel bozması yapılar...
Destici