Paylaş
YERBİLİMCİLERİN büyük bir bölümü İstanbul’u işaret ediyor.
“Allah korusun, İstanbul’u vurursa...”
O nedenle birçok okurdan mesajlar alıyorum.
Önemli bir problemi işaret ediyorlar...
Boğaziçi Öngörünüm Yasası’na tabii olan Boğaz’ı gören evler...
Bu evler özel statüde olduğu için eğer yıkarsanız yerine yenisini yapamıyorsunuz.
Boğaz’ın kilometrelerce uzanan iki kıyısını düşünün...
Boğaz’ı gören evleri düşünün.
Buralarda oturan insanlar evlerini “depreme dayanıklı” hale nasıl getirecekler?
Şu anda Öngörünüm yüzünden dokunamıyorlar.
Tadilat yasak.
Şu anda, bir deprem anında mecburi enkaz halindeler...
BOĞAZİÇİ SABIKASI
Tabii şunu da biliyoruz. Yıllarca Boğaz’ın o güzelim kıyılarını talan edip evleri doldurdular. Her fırsatı yakalayan, Boğaz’ı gören bir kat çıktı. Milyarlarca liralık rantlar, vurgunlar oldu...
Bunlar yapılırken kimsenin gözü depremi görmedi... Vahşi bir rant işgali yaşandı...
Hâlâ yaşanıyor.
O nedenle Boğaz gören evlerde zaten kaçak tadilatlar yapıldığı için “Öngörünüm Yasası” çok kesin geldi.
Ama şimdi önümüzde bir “deprem riski” var...
Ölümcül Boğaziçi problemi dediğim, işte budur...
BAKAN KURUM’DAN ÇİMENTO VE DEMİR FİYATLARINA ÖZEL TAKİP
ÇEVRE, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’u afet bölgesinde izliyorum. Enkazlar arasında, çadırlarda geziyor... Yüzlerce uzmanla birlikte tespit yapıyor.
Bir yandan acılar ve gözyaşı.
Öte yandan Kurum’un omuzlarındaki o soru:
- Tarihin en büyük inşaat projesi nasıl yetişecek?
Düşünsenize...
Gözyaşı ve acı arasında milyonlarca insanın geleceğini planlayacaksınız.
Bir enkazda, bir çocuğun ölüm haberi. Bir annenin çığlığı... Bir bakan olarak bunları paylaşacaksınız.
Sonra dönüp çalışacaksınız...
Zemin etüdü çalışmaları. Akademisyenler...
Enkazlar kaldırılırken siz fay hatlarının uzağında bir yerleşim hesaplıyorsunuz.
Acılar ve gelecek aynı anda...
İşte benim izlediğim ve merak ettiğim bu...
Bir karar vereceksiniz.
Sonuçta milyonlarca insana ev yapacaksınız. Yaşam alanları kuracaksınız.
İşte bu noktadaki en büyük soru:
- Çimento, demir ve nakliye üzerinden fırsatçılık yapanlara karşı ne yapılacak?
Bakan Kurum bu nedenle öncelikle çimento ve demir fiyatlarına yöneliyor. Özel ekipler kuruluyor...
Ve bunun çok kısa bir zaman diliminde yapılması gerekiyor.
Fay hatlarından uzakta ama alışılmış şehir yaşamı ve ticaretini de tümüyle dışlamayan bir yerleşim demektir bu.
Bunların, yollarını ve altyapısını da düşünürseniz...
Muazzam bir inşaat projesidir bu...
Tabii bu projeyi yürütecek olan Bakanlık da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı...
Önceki gün enkaz arasında gezen ve sonra basına konuşan Murat Kurum’un yüz ifadelerine baktım.
Elbette yorgun... Ama gençliğin ve TOKİ tecrübesinin de verdiği bir güven ve inanç var...
Tabii bu bir bakanın ya da bir bakanlığın yapabileceği bir iş değildir.
Topyekûn bir devlet projesi olmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücü buna yeter.
Paylaş