Ertuğrul Özkök

En maço sporcunun en gizli ikinci hayatı

19 Ocak 2020
20 Nisan 2017 günü Amerika Birleşik Devletleri’nde Boston Üniversitesi’ne ait bir kliniğe gelen iki kişi, ellerindeki kutuyu, imza karşılığında bir klinik yetkilisine devretti. Burası Boston Üniversitesi’ne ait bir binaydı.

Üniversitenin şehir merkezinde de klinikleri vardı, ama nedense kutuda getirilen nesnenin şehir dışında gözlerden uzak bu kliniğe bırakılması tercih edilmişti.

Kutu kliniğe ön kapıdan değil, arka tarafta, çok az insanın kullandığı bir kapıdan sokulmuştu.

Dahası, laboratuvara normal yoldan değil, hastanenin altındaki gizli bir koridordan getirilmişti.

O gün kliniğe getirilen kutunun içinde bir insan beyni vardı. Beynin kime ait olduğunu, laboratuvardaki 3 kişiden başka kimse bilmiyordu.

Bu üç kişi, başkalarının bilmediği bir bilgiye sahipti.

Kutu, 30 kilometre ötedeki bir hapishaneden getirilmişti. 2013 yılında bir arkadaşını öldürmek suçuyla hapishaneye giren birine aitti.

Ayrıca iki başka kişiyi daha öldürdüğüne dair iddialar da vardı.

Yazının Devamını Oku

Ey Filistin bu kaçıncı kazık, kaçıncı hançer

18 Ocak 2020
Samimi olun, sizin içinizden de gelmiyor mu cümle...

Benim gibi sizin de takılmıyor mu ta şuranıza...

“O Gazze ki, senin uğruna biz ne bedeller ödedik” demiyor musunuz...

*

Ey Filistin...

Nedir bu... Kaçıncı kazığın senin bu Türk milletine...

Dün yine... Bir tane daha...         

Kaçıncı hançerdir bu sırtımıza sapladığın...

*

Yazının Devamını Oku

Kadın avukatlar tacizci erkekleri savunmalı mı

17 Ocak 2020
Dün Amerika’nın merakla beklediği taciz ve tecavüz davasında gelinen ilginç noktayı anlatan bir yazı yazdım.

Ünlü film yapımcısı Weinstein’ın kendini savunmak üzere bir kadın avukatla anlaştığını anlattım.

Bu kadın avukatın ne kadar tuttuğunu koparan biri olduğunu anlatmak için de “Bir anlamda o durumdaki Amerikan erkeklerinin Kezban Hatemi’si” demiştim.

Dün Kezban Hatemi’den bir mesaj aldım.

Diyor ki: “Ben hayatım boyunca kadına şiddete karşı mücadele ettim, kadın haklarının savunuculuğunu yapıyorum.”

Ve kullandığım ifadenin, kamuoyunda kendisine karşı tepki uyandıracak nitelikte olduğunu belirtiyor.

*

Kezban Hatemi

Yazının Devamını Oku

Bir kadın bir kadına 'ama sen de yükselmek için seviştin' derse

16 Ocak 2020
Dün önüme gelen en çarpıcı fotoğraf buydu.

Yürüme aleti sayesinde ayakta durabilen erkek, bundan 2 yıl öncesine kadar Hollywood’un en güçlü ve kudretli yapımcılarından biri olan Harvey Weinstein...

*

Yanında dimdik yürüyen kadın ise bugünlerde adından çok söz ettiren avukatlardan biri olan Donna Rottuno...

Cinsel tacizle suçlanan ünlü erkeklerin bugünlerde en büyük savunucusu o. Bir anlamda o durumdaki Amerikan erkeklerinin Kezban Hatemi’si...

Geçen hafta mahkemeden çıkarken çekildi bu fotoğraf...

Adam iki yılda bu hale geldi.

Rottuno,

Yazının Devamını Oku

O MHP'li arkadaşı Urla müzikaline davet etsem

15 Ocak 2020
Tokyo Olimpiyatları’na gitme hakkı kazanan harika kadın voleybol takımımıza takan belediye başkanı var ya...

Hani şampiyon takımımızın oyuncularına “Dünya şampiyonu olsan ne yazar? Erkeklerin huzuruna böyle edep ve hayâ dışı vücut hatlarını belli eden elbiselerle çıkılır mı” diyen zat...

Tabii ki öfkeleniyorum, ama artık hayatta bir şeyi öğrendim.

Bu saçmalıklara gülüp geçmek daha iyisi...

*

Mesela Twitter hesabındaki profil fotoğrafına baktım...

Ooo, kadınlara “Vücut hatlarınız belli oluyor” diyen arkadaş, maşallah kendisi ‘slim fit’in kenarından dönmüş afili bir takım elbiseyle poz vermiş.

Kravat desen, İngiliz lordu...

Kadına

Yazının Devamını Oku

'Türkler Avrupa'ya gelmesin' deyip dünyayı Rusya'ya getirdin

14 Ocak 2020
Dün Moskova’daki tablo şu:

Libya konusu konuşuluyor.

Türk Dışişleri ve Savunma bakanları orada.

Türkiye’nin, desteklemek için asker gönderdiği Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin başbakanı Fayiz Es Serrac da orada...

Ama Libya’da Türkiye’nin düşman ilan ettiği Hafter de orada...

*

Bitmedi...

*

Türkiye’nin düşman ilan ettiği

Yazının Devamını Oku

Bu maç Türkiye'de kombineyi bitirir, televizyon satışını patlatır

13 Ocak 2020
Liverpool’un 1-0 kazandığı maç belki son dönemde izlediğimiz en güzel maç değildi... En heyecanlı karşılaşma da değildi ancak kesinlikle tarihi bir maçtı. Üstelik, en dengesiz gücü dengeleyecek iki teknik adamın, Jürgen Klopp ve Jose Mourinho’nun mücadelesine tanıklık ettik.

Cumartesi akşamı saat 22.30’da Tottenham-Liverpool maçı bittiğinde, kendimi bir anda, bir zamanlar, yazısını taşra baskısına yetiştirmek isteyen klasik spor yazarı telaşı içinde buldum. Çünkü, öyle bir maç seyretmiştim ki, bana, “Dünyada futbolun yeni bir 10 yılının açılışına tanık olduğum” duygusunu vermişti. Ve anki heyecanımı, hiç ertelemeden, hiç kaybetmeden yazmalıyım diye düşündüm. İşte bu yazı, o anın heyecanıyla yazılmıştır.

LIVERPOOL 'KILAVUZ FUTBOLU' DÖNEMİ AÇILDI

Tottenham-Liverpool maçı bugüne kadar seyrettiğimiz en güzel maç mıydı? Hayır. En heyecanlı maç mıydı? Hayır. Ama kesinlikle tarihi bir maçtı. Çünkü, futbolda son 10 yıldır bütün teknik direktörlere kulüplere hiç tartışmasız rol modeli olan Barcelona ekolünün yerini tamamen farklı konseptle futbol oynayan Liverpool ekolünün geçtiği maçtı. Maç sırasında Uğur meleke ile yazışırken bunu sordum şu cevabı verdi: “Evet, Barcelona kılavuz futbolunun 10 yılından sonra Liverpool kılavuz futbolunun 10 yılı başlıyor diyebiliriz.

<script src="https://embed.dugout.com/v3.1/sporarena.js" data-dugout-video="eyJrZXkiOiI0ZWpPb2MyQyIsInAiOiJzcG9yYXJlbmEiLCJwbCI6IiJ9"></script>

DENGESİZ GÜÇLERİN DENGELEYİCİ GÜCÜ

Dengesiz güçlerin maçıydı. Liverpool şaşırtıcı bir üstünlükle sahaya çıkıyordu. Bu üstünlük hem takımın oyunu, performansı ve kendine güveni ile sahadaydı. Hem de bütün bunların verdiği psikolojik üstünlük vardı. Liverpool Teknik Direktörü Jürgen Klopp 21’inci yüzyılın üçüncü 10 yılının takımını yaratmıştı. Ama bu, en dengesiz gücü dengeleyecek teknik yöneticilerin de maçıydı. mourinho birçok insana antipatik gelse de benim için bu yüzyılın en önemli 3 teknik direktöründen biri olarak yerini aldı. Maç boyunca iki teknik direktörü seyrederken içimden şu duygu geçti: “Bu iki insanın hata yapma oranı, İran’da füzelerin başındakilerden daha az gibi sanki.”

KLOPP VE MOURINHO'YU SEYRETMEK SALAH'I SEYRETMEKTEN ÖNEMLİ

Yazının Devamını Oku

Bu milleti uyutmayı mutlaka öğrenmeliyiz

12 Ocak 2020
Başlıktaki cümle kulağınıza ve gözünüze çok fena geldi değil mi...

Eminim bazılarınız “Zaten bu millet yıllardır uyutuluyor daha ne kadar uyutacaksın” gibi bir tepki verecek...

Hayır hiç öyle değil...

Biliniz ki milletçe yeterince uyutulmuyoruz, uyumuyoruz...

*

Nasıl mı fark ettim...

Ağır bir boyun fıtığı krizi ile yatağa düşünce başladığım bir kitapta okuduklarımdan sonra.

Kitabın adı

Yazının Devamını Oku