Yıllardır tiyatro, müzikal seyrederim, çıkışta duygumu çoğu kez “Beğendim”, “Çok beğendim” veya “Pek olmamış”, “Sıkıldım” gibi kelimelerle ifade ederdim. Bu defaki duygum otomatik bir ifade ile geldi:
“Mutlu oldum...”
Uniq Hall’daki salondan ayrılırken oyunu birlikte seyrettiğim bazı insanlarla sohbet ettim.
Onlar da oyun hakkındaki duygularını aynı kelimeyle ifade ettiler.
İşte o nedenle oyun sırasındaki ve oyundan sonraki bu duygumu bugün sizinle paylaşmak, mümkünse size de bulaştırmak istiyorum.
Arkadaşlar hayatımda ilk defa bir oyunu izlerken “Mutlu oldum”...
Bakın
“Rejimi her yerde vururuz” diyor....
Manşetlere de öyle çıkıyor.
*
Yandaşlarının “Helal olsun”, karşıtlarının ise “Bizi savaşa sokacak” diyeceği türden bir cümle...
Evet “Fazla” bir cümle...
Ama manşetlerde görmediğimiz bir de eksik cümle var, ki o cümlenin hemen önünde telaffuz ediliyor.
Diyor ki Cumhurbaşkanı “Eğer rejim yeniden saldırırsa...”
Diyeceğim o ikinci cümlenin rasyonel, akılcı bir giriş cümlesi de var.
Yani yazının başlığı “Bir gün bir sahilde tek başına kalmak” anlamını taşıyor.
Terk edilmek yani...
Fransa bugünlerde işte böyle bir olayı konuşuyor.
Söz konusu kişi, 50’den fazla romanı yayınlanan ve Fransa’nın en konuşulan yazarlarından biri olan Gabriel Matzneff...
Daha düne kadar Fransız medyası, iş dünyası, edebiyat, sanayi ve siyasetçileri tarafından el üstünde tutulan bir yazardı.
Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Mitterrand’ın yakın arkadaşıydı...
Aşırı sağcı lider
Ne demiş Akıncı?
Guardian gazetesince “KKTC’nin Kırım gibi bir modelle Türkiye’ye ilhakı için ne düşündüğü” sorulmuş.
O da “İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım” demiş.
Bu sözleri bundan 3 yıl önce yazılmamak kaydıyla bana da söylemişti.
O gün bir şey daha anlatmıştı.
*
Evet KKTC
İnsanın karanlık yüzüdür ama kesinlikle bir Darth Vader değildir.
Çünkü ezik bir tarafı vardır. O nedenle en iyi oyuncu ödülünün ‘Joker’in bugüne kadar hiç görmediğimiz ezik ve haksızlığa uğramış tarafını anlatan filmde o rolü oynayan Joaquin Phoenix’e verilmesine çok sevindim.
Dünkü Oscar töreni için sabaha kadar uykusuz kalmama değen dört şeyden biri buydu.
Öteki üçünü de anlatacağım.
Joaquin Phoenix’in konuşması, belki de bu törenin tek yarı siyasi konuşmasıydı.
Ama öyle bir konuşma yaptı ki...
O sözlerin
Türkçe adı şöyle:
“Adem ile Havva’nın Yükselişi ve Düşüşü”(*)...
Harvard Üniversitesi öğretim üyelerinden Stephen Greenblatt yazmış...
*
Tektanrılı dinler, insanlığın hikâyesini hep Adem ve Havva ile başlatır.
Yani başlangıç hikâyesi bir kadın ve bir erkek arasındaki ilişki ile başlar.
Tabii ki en kuvvetli hikâye de tektanrılı dinlerin ilk kitabı olan Tevrat’ta yazılan hikâyedir.
Prof.
Futbolda topa kafayla vurmak yasaklansın mı...
* * *
Times gazetesi önceki gün çok ilginç bir yazı yayınladı.
İngiliz Futbol Federasyonu yeni “Coaching guidelines”ını yani takımı çalıştırma prosedürlerini hazırlıyormuş.
18 yaş altındaki genç oyuncuların kafayla topa vurmalarına sınır getirmeyi tartışıyormuş.
* * *
*Futbol Federasyonu ve Profesyonel Oyuncular Birliği’nin geçen ekim ayında yaptırdıkları bir araştırma şu sonucu vermiş:
Üzerinde “Mezopotamya ve Çanakkale’de ölen İngiliz topçu askerlerinin hatırasına” yazısı vardı.
* * *
O anıtın başında millet olarak geçmişimize bir kere daha baktım.
Bu ülkede hangi ailenin soyağacının gövdesine, köklerine doğru inseniz, o topraklarda kaybolup gitmiş bir ecdada ulaşırsınız.
Bazımız o ecdadımızın ölüp ölmediğini bile bilemez...
Bazımız öldüğünü bilir de...
Üzerinde adı yazan bir mezarını bile bulamaz...