Bir gün 'Lungomare'de yapayalnız kalmak

‘LUNGOMARE’ İtalyanca sahil boyu demek...

Haberin Devamı

Yani yazının başlığı “Bir gün bir sahilde tek başına kalmak” anlamını taşıyor.

Terk edilmek yani...

Fransa bugünlerde işte böyle bir olayı konuşuyor.

Bir gün Lungomarede yapayalnız kalmak

Söz konusu kişi, 50’den fazla romanı yayınlanan ve Fransa’nın en konuşulan yazarlarından biri olan Gabriel Matzneff...

Daha düne kadar Fransız medyası, iş dünyası, edebiyat, sanayi ve siyasetçileri tarafından el üstünde tutulan bir yazardı.

Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Mitterrand’ın yakın arkadaşıydı...

Aşırı sağcı lider Le Pen de onun çok iyi dostuydu...

*

Ölenler öldü ama yaşayanlar şimdi onu yapayalnız, tek başına bıraktı.

Nedeni de “pedofili”...

Yani küçük yaştaki çocuklarla seksi anlatmak ve övmek...

Haberin Devamı

Oysa Nazilerle işbirliği yapan Celine’i bile hâlâ büyük yazar olarak bağrına basan Fransız entelijansiyası, bu olay patladığında onu da desteklemeye devam ediyordu.

Ne olduysa, Amerika’da “MeToo” hareketi başladıktan sonra oldu.

Fransa’da bir savcı onun hakkında 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Ve Matzneff bir anda tek başına yapayalnız bırakıldı.

Bir gün Lungomarede yapayalnız kalmak

Fransa Kültür Bakanlığı ona verdiği iki devlet nişanını geri almaya hazırlanıyor.

Yazarlar Birliği onu aforoz etti.

Yazarlar, siyasetçiler, sanatçılar, arkadaşları yapayalnız bıraktı.

Ve şimdi İtalya’da küçük bir sahil kasabasında adını ve yerini vermediği bir otel odasında tek başına yaşıyor.

Halkın içine çıkamıyor.

Ancak geceleri el ayak çekildikten sonra sahile çıkıp yürüyor.

Ve bir zamanlar kendisini destekleyen herkese dümdüz gidiyor.

*

Dün New York Times’ta yayınlanan bu fotoğrafına bakarken önüme bir başka haber düştü.

Sudan, eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir’i Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne teslim edeceğini açıklamış.

*

Zamanın ruhu tahminimizden hızla değişiyor.

Herkesin “zamanın yeni ruhunu” yeniden okumasını gerektirecek bir yüzyıl bu...

Haberin Devamı

Bir gün Lungomarede yapayalnız kalmak

136 KİLOLUK ADAM TECAVÜZ EDEMEZ Mİ

AMERİKA’daki Harvey Weinstein davasında çok ilginç sahneler yaşanıyor.

Tecavüz ve tacizle suçlanan ünlü yapımcının avukatları çok ilginç savunmalar yapıyorlar.

Mesela mağdur olarak dinlenen kadınlardan biri “Otelde beni yatağa itip üzerime çullandı” deyince savunma avukatlarından biri şunu söylemiş:

“Müvekkilim o tarihte 300 pound ağırlıktaydı. Bu ağırlıkta bir insan bir kadının üzerine nasıl öyle atlayabilir?”

İDDİA: KİME, NEREDE,  NASIL TECAVÜZ ETTİ

Asia Argento:

1997’de Cannes Festivali sırasında tecavüz.

Rose McGowan:

1997 Sundance Film Festivali sırasında tecavüz.

Ashley Judd:

Kendisini reddedince hakkında karalama.

Haberin Devamı

Paz de la Huerta:

2010 yılında New York’ta iki kere tecavüz.

Ambra Battilana Gutierrez:

2015’te elle taciz.

TACİZ SUÇLAMASINDA BULUNAN ÖTEKİ ÜNLÜLER

Angelina Jolie

Gwyneth Paltrow

Rosanna Arquette

Lea Seydoux

O YÜRÜTEÇ KENDİNE ACINDIRMAK İÇİN Mİ

Bir başka ilginç tartışma da Weinstein’ın duruşmalara gelirken kullandığı yürüteçle ilgili.

Amerikan basını bunu “kendine acındırmak ve jüriyi etkilemek için” kullandığını söylüyor.

Şu sıralar tecavüzden dolayı hapiste olan Bill Cosby de duruşmalar başlamadan önce kör olduğunu iddia etmişti.

Weinstein’ın avukatları ise bu yürütecin sahte olmadığını, müvekkillerinin trafik kazasında ağır yaralandığı için bunu kullandığını söylüyorlar.

Haberin Devamı

ÜYELİ KULÜBÜN KAPISINDA RASTLADIĞIM İKİ EFSANE

GEÇEN hafta Londra’nın çok ünlü bir kulübünün daha kapısından girerken çok iyi tanıdığım çok ünlü iki insana rastladım.

Biri “Cats” ve “Phantom of the Opera” müzikallerinin bestecisi Andrew Lloyd Webber’di...

Öteki ise iletişim ve reklam dünyasının tartışmasız bir numarası Martin Sorrell...

Martin Sorrell Londra’da bir geneleve girerken görülmüş ve bu günlerce tartışılmıştı. Buna rağmen hâlâ bu sektörün bir efsanesi olarak kabul ediliyor.

Ama iletişim, sanat ve eğlence sektöründe nehirler köprülerin altından öylesine hızla akıyor ki... Bazen nehrin kenarındaki insan olmaktan çıkıp köprünün üzerindeki çaresiz insana dönüşebiliyorsunuz.

Haberin Devamı

Şimdi yazacağım şeyleri işte öyle hayali bir nehrin üzerinde düşündüm.

KÖŞE YAZARLARI OUT ‘İNFLUENCER’LAR İN

YİRMİNCİ yüzyılın en fiyakalı mesleklerinden biriydi köşe yazarlığı...

Egoyu kulaklardan fışkırtan, “Bütün dağları ben yarattım” duygusunu, yaz sıcağında meşrubat gibi insan ruhuna içiren bir meslekti...

Ne yazık ki dijital çıktı... Ama mertlik bozulmadı... Sadece kendini mert sananların mostrası dağıldı...

Londra’da birçok iletişimci ile konuştum. Hepsinin söylediği şu:

“Artık köşe yazarlarına değil, ‘influencer’lara bakıyoruz...”

Yani “etkileyen insanlara”...

Çoğu, iletişim faaliyetlerinde köşe yazarlarının isimlerini defterlerinden silmişler. Onlardan sadece “influencer” olanlar kalmış.

Onların çoğu da siyaset yazanlar değil, hayatın öteki alanlarında yazan insanlar.

O yüzden kendini hâlâ âlemin kralı veya kraliçesi sanan köşe yazarlarına seslenmek istiyorum.

Üzgünüm arkadaş... Güzellik konularında yazan Görkem Karman sizden daha önemli...

Turizm ve kültürün büyük hikâye anlatıcısı Saffet Emre Tonguç sizden daha önemli...

Bir gün Lungomarede yapayalnız kalmak

CEM YILMAZ, ÇAĞAN IRMAK FİLMİNDE NE ROLÜ OYNAYACAK

CEM Yılmaz’ın 22 Mart 2018 günü attığı bir tweet çok dikkatimi çekmişti.

“Çağan Irmakın yeni filmi yarın sinemalarda. İyi seyirler, nice güzel filmlere...”

Meğer içinde büyük Çağan Irmak sevgisi varmış.

Önceki gece şunu öğrendim.

Cem Yılmaz, Çağan Irmak’ın bir filminde oynayacakmış.

Filmde baba rolündeymiş.

Ve çekimler 15 Haziran günü başlayacakmış...

KÖŞEBAŞI KEBAPÇISI’NDA BAŞLAYAN OLAY

Cem Ylmaz haberini öğrendiğimde 2016 yılında Hürriyet’te yayınlanan bir haberi hatırladım.

Cem Yılmaz o yılın ocak ayında Köşebaşı Kebapçısı’nda Çağan Irmak’la buluşmuştu.

Yanında Ozan Güven de vardı.

O gün böyle bir ihtimali ima etmişlerdi.

İki harika isim yan yana... Çok sevindim.

Herhalde bundan sonra sıra bir Nuri Bilge Ceylan filmine gelir.

Yazarın Tüm Yazıları