Paylaş
Üzerinde “Mezopotamya ve Çanakkale’de ölen İngiliz topçu askerlerinin hatırasına” yazısı vardı.
* * *
O anıtın başında millet olarak geçmişimize bir kere daha baktım.
Bu ülkede hangi ailenin soyağacının gövdesine, köklerine doğru inseniz, o topraklarda kaybolup gitmiş bir ecdada ulaşırsınız.
Bazımız o ecdadımızın ölüp ölmediğini bile bilemez...
Bazımız öldüğünü bilir de...
Üzerinde adı yazan bir mezarını bile bulamaz...
Yüz binlerce Türk ailesi için o Ortadoğu meçhul bir şehitler abidesidir...
* * *
Ve itiraf edemezseniz bile çok iyi bilirsiniz ki...
“Lawrence” filmindeki her şey yanlış değildir...
Gururunuza yediremeseniz bile şuranızda hissedersiniz ki...
Şam’daki o Türk esirlerinin hali zavallılıktan da ötedir...
Biçare bir imparatorluğun, batırılmış sondan bir önceki devletin enkazı o kahramanların üzerine yıkılmıştır...
* * *
Sekiz kahramanımızı daha uğurladık...
Dün sekiz ailenin yüreği, tıpkı 100 yıl önceki gibi yeniden yanıyordu...
Önümdeki İngiliz anıtına bir kere daha baktım...
Ve işte tam o an Lawrence’in Ortadoğu çöllerinde Osmanlı ordusunun sırtından hançerlenmesinden 8 yıl sonra yazdıklarını hatırladım.
* * *
Lawrence bu defa kendi milletine sesleniyordu... Yani İngilizlere...
İşte o İngiliz milletine diyordu ki:
“Bugün bana sorsanız size derim ki, bu 28 Arap eyaletinin topu bir tek İngiliz askerinin canına değmez...”
* * *
Mezopotamya anıtından uzaklaşırken benim aklımdaysa şu soru vardı:
Bir İngiliz’in canına değmeyen o lanetli coğrafya, sekiz Türk aslanının canına değer mi...
* * *
Yiğidim aslanım orada yatıyor...
Bunun cevabını vermek görevi orada yatmayanlara...
Biz yaşayanlara ait...
* * *
Duygusal destek mi istiyorsunuz...
Türk milleti olarak içimiz rahat olsun.....
Biz, inanç olarak kendimizi ait hissettiğimiz bu coğrafyaya karşı insani görevimizi fazlasıyla yaptık...
* * *
Hem de hiç karşılıksız...
BİZİM NUSRET HYDE PARK’IN KÖŞESİNDE KÜRSÜYÜ AÇMIŞ
BU fotoğrafı dün Londra’nın en zengin bölgelerinden biri olan Knightsbridge’de çektim. Nusret, Londra’daki ilk restoranını burada açıyor.
Burası ünlü Hyde Park’ın tam köşesindeki Sheraton Park Tower Oteli’nin altı.
Tam karşısında ünlü Mandarin Oriental Oteli var. Biraz aşağısında ünlü Harrods mağazası... Yani “creme de la creme” bir semt. Ve inşaat devam ederken duvarına bu panoyu çekmiş.
Nusret’in nasıl bir marka olduğunu çok rahatlıkla görüyorsunuz... Üstelik çok da modern duruyor.
Helal olsun sana Nusret...
30 KANSER TÜRÜ İÇİN EN CİDDİ GELİŞME
DÜN Londra’da bütün gazetelerin manşetinde aynı haber vardı.
*30 kanser türünde ölümleri çok azaltacak çok önemli bir gelişme sağlandı.
*Bir insanın ergenlik yıllarında gelebilecek kanser daha çocukluğunda fark edilip buna uygun ilaçlarla tedavi edilecek...
Böylece çocuklarda ve gençlerde, tabii ki ileriki yaşlarda da, basit DNA testleri ile bunu daha ilk anında yakalamak ve buna uygun ilaçlarla tedavi etmek mümkün olacak.
Biliyorum, çoğunuz diyor ki: “Her gün gazetelerde böyle umut verici haberler okuyoruz ama doğru çıkmıyor”.
Bu ne kadar ciddi?
Ne kadar ciddi olduğunu anlatayım.
O UMUT VERİCİ KANSER HABERİNE GÜVENELİM Mİ
*BİR: Önce bu bir araştırma değil... Araştırma fırtınası... Sadece bir araştırmacı veya araştırma grubunun buluşu değil. 37 ülkeden 1300 araştırmacının elde ettiği sonuçlar.
*İKİ: Bu araştırmacılar 37 ülkede insanda görülen 38 kanser türünden 2 bin 500 ayrı tümör tipini inceledi.
*ÜÇ: Bu örnekler üzerinde 47 milyon genetik değişim gözlemlendi.
*DÖRT: Bu araştırmalar sonucu 22 ayrı bilimsel araştırma yayınlandı.
*BEŞ: Bu araştırmacılardan Peter Van Loo elde edilen sonucu şöyle özetledi:
“Artık bir insanda kansere yol açan genetik değişmenin ne zaman ve nasıl başladığını bilebiliyoruz...”
BU KAREDEN SONRA HİÇBİR ŞEY AYNI OLMAYACAK
DÜNYA siyasetinde son yıllarda gördüğüm en çarpıcı fotoğraf bu...
*Amerikan Başkanı Trump, “Birliğin Durumu” konuşmasını yapıyor.
Arkada duran kadın Demokrat Parti Başkanı Nancy Pelosi...
*Bu fotoğrafın çekilmesinden kısa bir süre önce işte tam orada bir olay olmuş.
Trump konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldiğinde Pelosi elini uzatmış ama Senato’daki oylamada beraat edip kendine güveni artan Trump görmezden gelip geçmiş...
Kadının eli havada kalmış...
*Trump konuşmasını bitirirken, hemen arkasındaki ana muhalefet lideri Pelosi de cevabını şöyle veriyor: Elindeki Trump’ın konuşma metnini yırtıp atıyor...
Bu fotoğraf Amerikan siyaset tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı...
O andan sonra artık Amerikan kongresinde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak...
Ve Amerika, Trump döneminin sonuna kadar aynı bizdeki gibi sert bir kutuplaşmayı yaşayacak.
Paylaş