Paylaş
Futbolda topa kafayla vurmak yasaklansın mı...
* * *
Times gazetesi önceki gün çok ilginç bir yazı yayınladı.
İngiliz Futbol Federasyonu yeni “Coaching guidelines”ını yani takımı çalıştırma prosedürlerini hazırlıyormuş.
18 yaş altındaki genç oyuncuların kafayla topa vurmalarına sınır getirmeyi tartışıyormuş.
* * *
*Futbol Federasyonu ve Profesyonel Oyuncular Birliği’nin geçen ekim ayında yaptırdıkları bir araştırma şu sonucu vermiş:
Buna göre futbol oyuncularının ‘dementia’dan (bunama) ölme ihtimali öteki insanlara göre 35 kat fazlaymış.
*BBC’nin yayınladığı bir başka araştırmaya göre futbol oynayanlarda bunama normal insanlara göre 3.5 kat fazlaymış.
Alzheimer vakaları 5, Parkinson vakaları ise 2 kat fazla görülüyormuş.
Bunun ana nedeni de topa kafayla vurmak olarak belirlenmiş.
* * *
Ancak şimdilik kafa vurmanın tamamen yasaklanması söz konusu değil.
Çünkü bu oyunun temel unsurlarından biri.
Ancak genç oyuncuların kafayla oynama miktarlarına bir sınırlama getirilmesi söz konusu olabilir.
* * *
Bilmiyordum, dünyada bunun birinci adımı atılmış bile.
* Amerika Birleşik Devletleri 2015 yılında 10 yaş grubu gençlerde kafayla top oynamayı yasaklamış.
* İngiliz Premier League takımı Bournemouth da geçen ekim ayında 12 yaş altındaki oyuncularına yasaklamış.
* Ayrıca İskoçya Futbol Federasyonu da sınırlama getirmeye hazırlanıyormuş...
* * *
Anlayacağınız futbolda kafa atanlar karşı takıma gol atayım derken asıl kafayı kendilerine atıyormuş.
Dün Trump’ın demokratlara “Şeytan” ve “Ahlaksız” diyerek kafa atışını okurken aklıma takıldı.
Ona buna, önüne gelene kafa atanlar...
Acaba onlardaki bunama olasılığı normal insanlara göre kaç kat fazladır?
EN ÇOK GALATASARAYLILAR KAFA ATMAYA DİKKAT ETMELİ
TÜRKİYE’de futbolda gollerin kaçı kafayla atılıyor?
Süper Lig’in ilk 11 haftasında 260 gol atılmış. Bunların 50’si kafayla kaydedilmiş.
Kafayla en çok gol atan takım 8 golle Galatasaray olmuş.
Öteki yıllara ait istatistikler de aşağı yukarı benzer sonuç veriyor.
Gollerin yüzde 20’ye yakını kafayla kaydediliyor.
Bu da kafa atmanın kolay yasaklanacak bir hareket olmadığını gösteriyor.
KAFA ATILAN TOPUN AĞIRLIĞI KAÇ GRAM
FUTBOL maçlarına kullanılan topun standartları Uluslararası Futbol Birliği tarafından belirlenmiş durumda.
Buna göre:
Topun çevresi 68-70 santim olmak zorunda.
Ağırlığı ise maçın başında 410-450 gram arasında olmalı.
Ancak bu ağırlık doğal olarak maç boyunca artabiliyor.
Özellikle toprak sahada oynayanlar için çamurlu günlerde bu ağırlık 1 kiloya, hatta daha fazlasına da çıkabiliyor.
PERİNÇEK’İN ÇİNCİLİĞİ İŞTE BÖYLE DEPREŞTİ
AŞAĞIDAKİ başlık Türkiye’nin en Avrasyacı yayını Aydınlık’tan...
“Virüs salgınına karşı en güvenli ülke Çin...”
* * *
Haberden aynen alıyorum:
“Halk seferber edildi. 11 milyonluk bir şehri karantinaya almayı Çin gibi sosyalist bir ülke, Çin Komünist Partisi gibi bir disiplinli bir örgüt göze alabilirdi...”
* * *
Birden kendimi 70’lerde buldum...
Önde kızıl bayrak yürüyorum...
Ağzımda Enternasyonal...
“Se la lüttöö finalööööö...”
Bu nihai savaşımızdır...
Her ne kadar burjuvaziyi yok edemediysek bile... En azından koronavirüse karşı milleti şehir hapishanesine soktuk...
BÖYLE TENİS OYNAYAN POPÜLİST SİYASETÇİ Mİ, YOKSA...
CÜMLENİN “yoksa...”dan sonrasını tamamlamayı size bırakıyorum.
Ama önce şu fotoğrafa bakın...
Üzerinde güneş batmayan imparatorluğun seçimden muzaffer çıkmış popülist başbakanı Boris Johnson tenis oynuyor.Ne estetik değil mi... Bu fotoğrafa bakarken Soner Yalçın’ın geçen gün dağdaki kayak meselesi hakkında yazdığı yorum geldi.
“Dağda kayak yapmak veya tenis yerine futbol oynasaydı hiç bu laflar edilmezdi...”
Bence tenisi de böyle oynayan siyasetçi, futbol oynamıştan bile fazla alkış alabilir. Yani önemli olan dağda kayak veya tenis değil.... Onu nasıl oynadığın.
Arkadaş halk tipi tenis işte böyle oynanır...
Z KUŞAĞI ÖZGÜR KADININ YENİ ŞARKISI BU OLACAK
T24’te Tuğrul Eryılmaz’ın yazdığı magazin köşesinin Türkiye’deki en büyük iki müdaviminden biri benim. Öteki de Habertürk yazarı Serdar Turgut...
Eryılmaz her hafta yazısının sonuna bir müzik videosu koyuyor.
Bugüne kadar koyduklarının hepsi çok sevdiğim şarkılardı.
Bu hafta da “You Don’t Own Me” şarkısını koymuş.
Şarkıyı 1963 yılında Lesley Gore söylemişti.
Eryılmaz o eski versiyonunu koymuş.
Ancak bu şarkıyı son yıllarda “Suicide Squad” filminde kullanılan Saygrace versiyonu yeniden meşhur etti.
Şarkı filmde Harley Quinn karakterini oynayan Margot Robbie’yi gördüğümüz ilk sahnede dinlemiştik. O kadar güzel gitmişti ki...
* * *
Şimdi Harley
Quinn yeni filmi “Birds of Prey”le yeniden geliyor.
Londra’da baktım bütün devasa billboard’larda o vardı.
Bir tür kadın “Joker” olacak.
KADIN ‘JOKER’ ERKEKTEN KOPUNCA ÖZGÜRLEŞTİ
BENİM yeni rol modelim Harley Quinn...
İlk filmde Joker’e manyak gibi âşıktı.
O kendini uçuruma at deyince hiç düşünmeden atmıştı...
Şimdiki filmde ise Joker’den ayrılıp özgür kadın hareketinin lideri oluyor.
O nedenle ilk filmdeki “You Don’t Own Me” (Sen bana sahip değilsin) şarkısı kadın hareketleri bakımından daha da önem kazanıyor.
Bir önceki neslin şarkısı Gloria Gaynor’un “I Will Survive” şarkısındaki “Arkanı dön ve çek git” nakaratıydı...
Şimdi Harley Quinn’in yarı rap ritmiyle söylediği yeni nakarat geldi: “Bana bak aslanım... Sen benim sahibim falan değilsin... Ona göre...”
Tuğrul Eryılmaz’a söyleyeceğim de şu: “Arkadaş senin gibi seviyeli bir magazinci bu harika ayrıntıyı atlamamalıydı...”
Paylaş