Hedefi CHP..
Önce Külliye’deki 30 Ağustos mönüsündeki “zencefilli suşi” ve “ejder suyuna” girişti...
Diyor ki:
“Eğer CHP böyle bir mönü yapsaydı 100 yıl bu halktan oy alamazdı...”
Sonra CHP parti okulunun düzenlediği kampa katılanlara girişti.
Kampta güne sabah yogası ile başlıyorlarmış ya, onlara da şunu söylüyor:
“Abiler ablalar siz bu fotoğrafla Yozgat’ı, Konya’yı, Erzurum’u falan nasıl alacaksınız?”
Ben bu hesabı anlamadım.
İkimiz de Türkiye bir an önce Esad’la görüşmeye başlamalı diyoruz.
Ama Optimar Araştırma Şirketi’nin anketine göre, kamuoyunun yüzde 59.6’sı Esad’la direkt görüşmelerin başlatılmasına karşıymış.
İdlib’de bombardımanın başladığı gün kamuoyuna şu çok muhtemel senaryoyu anlatabilir miyiz, şüpheliyim.
Ama hepimiz bilelim ki, önümüzdeki üç-beş yıl içinde karşımıza şöyle bir Suriye çıkabilir...
BİR: ESAD Türkiye sınırındaki toprakların tamamını almamış.
Maalesef sınırımızdaki 50 binden fazla silahlı cihatçıyı ağır bir bela olarak Türkiye’nin sırtına bırakmış.
İKİ: ESAD rejimi Kürtlerle fiilen anlaşmış. Tam olmasa da onlara yarı özerklik gibi bir statü vermiş.
ÜÇ:
Tosun, saf veya kendini uyanık sanan vatandaştan söğüşlediği parayı sizce hangi kurdan dolara çevirdi?
Bulamıyorsanız gelin küçük bir “Tosuncuk muhasebesi” yapalım.
BİR: Bu arkadaş mart ayı başında söğüşlediği paralarla yurtdışına kaçtı değil mi?
Ne kadar para çaldı?
500 milyon Türk Lirası.
İKİ: 2 Mart 2018 günü itibariyle dolar kuru 3.80 TL idi.
30 Ağustos töreni sırasında, Külliye’nin Sosyal Hizmetler Müdürü Seyit Başkonak “Yine sürprizlerimiz var” diyerek mönüdeki yenilikleri anlatmış.
Mönüdeki bir yemek dikkatimi çekti.
“Susamlı levrek simidi...”
İlk defa işitiyorum. Herhalde şefin spesiyalitesi.
İstanbul’a en tutkun yabancı kimdir? Kendi tanıdıklarımdan banko iki isim var.
Biri Bild gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Kai Diekmann...
Öteki de artık bütün dünyaya yayılan Soho House kulüplerinin kurucusu ve CEO’su Nick Jones... İşte o Nick Jones geçen hafta İstanbul’daki Soho House’da barın arkasına geçti...
Hayatımda ilk kez bir patron bana barmenlik yaptı... Ve barda çok güzel sohbet ettik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, annesinin ölümü dolayısıyla Fazıl Say’ı arayıp başsağlığı dilemesi bence çok önemliydi. Ama daha önemlisi aradığında sesi nasıldı, ne dedi, bunu merak ediyordum.
*
Dün bunu Fazıl Say’la konuşmak istedim.
Japonya’da turnedeymiş.
Size de havayı tam aktarabilmek için Fazıl Say’la yaptığım konuşmayı aynen aktarıyorum.
*
- İlk sorum şu oldu:
“Cumhurbaşkanı’nın sesi nasıldı?”
Sorunun tam cümlesi de şu:
“Biz Türkler Avrupa yolunda en büyük destekçilerimizden biri olan Joschka Fischer’i nasıl kaybettik...”
Şimdi dünkü fotoğrafa dönüyorum. Fotoğrafta gördüğümüz 4 kişi şunlar. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak... Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu... Adalet Bakanı Abdulhamit Gül... İçişleri Bakanı Süleyman Soylu...
Bu pozu “Dördüncü Reform Eylem Planı” toplantısından sonra verdiler. Pozla birlikte bir de şu sözü verdiler: “Reformlar hızlanacak...”
Ajansa konuşan adam, güya Afrin’de bir Özgür Suriye Ordusu mensubu...
İşte bu arkadaş, son günlerde sıkıntıdaymış...
Neymiş derdi biliyor musunuz... Maaşını Türk parası ile almak...
Demek ki bir de maaş alıyormuş...