Erman Toroğlu

Büyük başarı

23 Mayıs 2011
FENERBAHÇE zorlanmadan Sivasspor’u geçti. Bir, iki yerde zorlandı. Ama skor farkını ikiye çıkarınca rakiple dalga geçerek, hedefsiz ve gereksiz pas yapmaya başladılar. Ama gol yedikten sonra da hemen cevabını verdiler.İki takımdan birisinin hedefi varken, diğerinin olmayınca maçtan da keyif alınmıyor. Fenerbahçe seyircisi haliyle, skordan keyif aldı. Sonunda da şampiyon oldular.Şampiyonluk kolay gelmiyor. Bir sezon bütün takımlar, hakem hatalarından bahsettiler. Ama bunlar şartlı yapılmazsa, doğal hatalar olursa zaten sonunda herkese eşit hata yapılıyor ve ipi de hak eden göğüslüyor.

F.Bahçe’nin alternatif bir kadro yapısı var. Ama bu kadro sadece Süper Lig için geçerli ve başarılı olabilecek bir kadro. Şampiyonlar Ligi’nde çok zorlanırlar.

Daha ne yapsınlar

Sarı lacivertlilerin, bu kadar puan farkını kapattıktan sonra, şampiyon olmaları büyük başarı. Sivasspor’u tebrik etmeye hakkımız yok. Çıktılar, ellerinden geldiği kadar mücadele ettiler. Çünkü onlar bu sene Rıza Çalımbay’ın gelmesiyle kümede kalarak bence başarılı bir sezon geçirdiler. Onun için de zaten bu karşılaşmaya rehavetli çıktılar.Yağan yağmura rağmen Sivasspor sahasının zemini bayağı iyiydi. Hakem Fırat Aydınus zorlanmadan, düzgün bir maç yönetti. Zaten Aydınus, bu sezonun genelini başarılı geçirdi. Yalnız bir çift lafım var Aleks Taşçıoğlu’na. Bu Taşçıoğlu sanki safrakesesi taşı gibi. Eğer zamanında müdahale edilmezse, hem safra kesesine hem de vücudun geneline sirayet edebilir. Ben onu kafama kazıdım. Ama o, cin olmadan şeytan olanlardan. Bazılarına yedirebilir ama bu işi bilenlere zor yedirir.

BEĞENDiM
Karşılaşmada 7 gol atıldı. Hepsi de 4 Eylül Stadı gibi güzeldi.

BEĞENMEDiM
Futbolun kalitesini beğenmedim. Ama daha da önemlisi Süper Lig’de oynanan futbolun genelini hiç beğenmedim.

DİKKAT
F.Bahçe’nin de kalırsa Trabzonspor’un da Şampiyonlar Ligi’nde işleri çok zor.
Yazının Devamını Oku

Yıldırım ve diğerleri

19 Mayıs 2011
Yunus Yıldırım artistlik hareketlere düdük çalmıyor. Hatta daha da ileri gidip olanı da çalmıyor. Çünkü futbolculara şüphe ile bakıyor. Bazen kurunun yanında yaş da yanıyor. Ama diğerleri öyle mi? TÜRKİYE’ye gelen yabancı oyuncular ilk aylarında ikili mücadelelere kora kor griyorlar. Mümkün olukça da ayakta durmaya çalışıyorlar. Zaman geçtikçe, Türkiye’deki korkak ve eyyamcı hakemleri çözüyorlar. Sonra bu adamlar, olmadık akrobatik hareketlerle penaltı çalmaya başlıyorlar. Kimden çalıyorlar? Rakiplerinin emeklerinden. Mesela Alex, bu tarz bir oyuncu değildi. Ama aynı Alex’e bakın son zamanlarda hem ceza alanı içinde, hem de dışında enteresan işler yapıyorlar. Geçen hafta birinci penaltıda yaptığı gibi. Bunu Dia da yapıyor, diğerleri de. Trabzonlu Burak zaten hep yapıyor. Bu isimleri çoğaltabiliriz. Ama benim esas söylemek istediğim bu değil. Türkiye’de hakemler, Yunus Yıldırım ve diğerleri diye ikiye ayrıldı. Neden? Yunus Yıldırım artistlik hareketlere, hele inanmazsa ne ceza alanı dışı ne de içinde düdük çalmıyor. Hatta daha da ileri gidip olanı da çalmıyor. Neden? Çünkü futbolculara şüphe ile bakıyor. Bazen kurunun yanında yaş da yanıyor. Ama diğerleri öyle mi? Eyyam diz boyu. Hatta bel boyu. Bırakın penaltı çalmayı son 2 haftadır çok akıllı hakemler türedi. Bunların içinde FIFA hakemleri de var. Bazı takımlardan oyuncu eksiltemiyor. Neden? Çünkü onların yöneticilerinden ve başkanlarından korkuyorlar.

Aziz Yıldırım’dan korkuyorlar

MHK’yi korkutan bir kulüp başkanı; yani Aziz Yıldırım hakemi haydi haydi korkutur. Nasıl korkutur? Aziz Yıldırım’ın hedef gösterdiği Yunus Yıldırım’a MHK 145 hafta maç vermezse, diğer gücü yetmeyen hakemler de bu ağırlık karşısında eziliverirler. Bu gücü kaldıramazlar. Bu sene bitti. Ama seneye seçilecek Futbol Federasyonu kurullarında, yani disiplinde, tahkimde ve kurularda kulüpler bazında kıyasıya savaşlar olacak.

Galatasaray ve Beşiktaş boş bırakmaz

Galatasaray’ın ve Beşiktaş’ın Aziz Yıldırım’a bu kadar boş alan bırakacağını zannetmiyorum. Zaten Fenerbahçe bu seneki gibi bir ortamı bir daha zor bulur. Çünkü aynı Fenerbahçe, Trabzon ile istediği gibi oynadı. Bu konuda da Trabzon yönetimi bence sınıfta kaldı. Diyebilirsiniz ki, Trabzon yönetimi mi yanlış yaptı? Hayır yapmadılar. Onlar, son haftalara kadar fair play çerçevesinde oynadılar. Uyandıklarında iş işten geçmişti.

Kime göre penaltı?

TÜRKİYE’de penaltılar çok tartışılmaya başlandı. Bazılarında “size göre, bize göre” deniliyor. Ama “size göre, bize göre, bana göre, ona göre” olmayan bir şey var. Nasıl, “Milli Piyango alırsan ikramiye kazanma şansın doğar” sözü gibi “Ceza alanına girersen penaltı kazanırsın.” Giremezsen kazanamazsın.

Yerlerde sürünüyorlar

GEÇTİĞİMİZ yıllarda sezon sonu yaklaştıkça hakemlerin başarı grafikleri yükselirdi. Bu sene tam tersi oldu. Gittikçe düştüler. Yerlerde sürünüyorlar. Özellikle kırmızı kartlarda. Bakınız çok net bir şey söylüyorum. Her zaman da söyledim. MHK’de yalnız hakem kökenli insanlar olmamalı. İki tane futbol kökenli insan olmalı. Peki oraya gidip tarafsız olabilecek ve tarafsız gözlemcilik yapıp gereğinde müdahale edebilecek isimler var mı iki tane? Mecbursunuz bulup koymaya.

Trabzonspor’a haksızlık yapıldı mı?

TRABZONSPOR bağırıyor. Diyor ki; “Sivas’ta Fenerbahçe’ye fazla bilet veriliyor.” Ve TFF’yi göreve çağırıyor. Arkadaşlar, TFF’nin böyle bir yetkisi yok. Nasıl bir yetkisi var? Sen misafir takıma yüzde 5’ten az bilet vermeye kalkarsan o zaman TFF bu yüzde 5’i sana sağlar.
Ama yüzde 5’ten fazlası için TFF bir şey diyemez. Aynen İstanbul BŞB-Tabzonspor maçında olduğu gibi.
Ya da Buca-Trabzon maçında olduğu gibi. Mesela Olimpiyat Stadın’da 40 bin Trabzonlu vardı. Bu hususta yetkili taraf ev sahibi kulüp. Trabzonspor’un Sivasspor-Fenerbahçe maçında fazla Fenerli alınmasına tavır koyması için bir şart lazım.
Sivas’ta oynanan Trabzon maçında eğer Trabzonspor, Sivasspor’dan fazla bilet talep etmiş ve “hayır” yanıtı gelmişse Sivasspor-Fenerbahçe maçında fazla Fenerbahçeli alınmaması konusunda hak sahibi olur.
Eğer o maçta talep etmemişse şimdi söz söylemeye hakkı yok.

Büyük takımlar seni istemez Burak!

BURAK bu sene Trabzonspor’da tavan yaptı. Canla başla çalıştı. Diyebiliriz ki, amatörce oynadı. Buraya kadar hepsi tamam. Kendisini tebrik ederim. Ama öyle sarı kartlar gördü ki, tam amatör işi... Belki de takımına en çok lazım olacağı maçta yok. Pozisyon icabı kart görürsün, takımını mağlubiyetten kuratarırısın. Ama Burak’ın yaptığı gibi formanı çıkartıp kart görürsen ya da bu hafta alakasız bir yerde elle oynayıp görürsen bunun adı profesyonelik değil, amatörlük olur. Demek ki, Burak daha büyük takımlar için henüz hazır değil. Dünyada büyük takımlarda oynayan oyuncular, takımlarını böyle kartlarla eksik bırakmazlar. Bu takımlarda teknik direktörlük yapanlar da takımını bu tarz eksik bırakan oyuncuları istemezler ve transfer etmezler.
Yazının Devamını Oku

Karar ver Cüneyt Çakır

16 Mayıs 2011
ŞAMPİYONLUĞA gitmek ayrı bir olay, futbolcu için ayrı bir hırs, motivasyon...

O takıma çelme atmak istemek, farklı bir olay. Aslında futbolda bozmak, yapmaktan daha kolay. Bunun için de istek lazım, güç lazım. Maçın başında, Ankaragücü dirençli gibi gözüktü ama Cüneyt Çakır’ın yarattığı penaltıdan sonra sinirleri gerildi, bozuldular. Sonrasında bir eksik kalınca, olay bitti.
F.Bahçe gibi bir takımla 62 dakika eksik oynarsan, puan alma şansın zor olur. A.Gücü’nde iyi futbolcular var ama henüz takım olmuş değiller. Dikkat edin; sezon başında da F.Bahçe’de de aynı oyuncular vardı. Onlar da takım değildi. O meşhur Yeni Malatyaspor maçından sonra takım oldular ve bugünlere geldiler. Zaten bakın, Fenerbahçe kaç maçtır aynı kadroyla oynuyor. O zaman da başarı geliyor. Kenarda oturanlar da haddini biliyor. Allah var, Aykut da bu kadroyu iyi kullanıyor.
Aykut Kocaman, sezon başında bazı acılar çekti. Ama acı çekmeden de, başarı gelmiyor. Tabii burada bazı şeyleri tartışmak lazım. Mesela neyi? Fenerbahçe, Saracoğlu’nda en son golü Emenike’den yedi. Düşünün kaç maçtır gol yemiyorlar. Bu Fenerbahçe’nin çok iyi defans yaptığını mı gösterir yoksa, Türkiye’deki futbol kalitesini mi? Eğer Fenerbahçe, bu işi iyi yaparak, bu neticeyi almışsa, o zaman Şampiyonlar Ligi’nde çok iyi işler yapacaktır, demektir. Aksini siz düşünün.
İlk penaltı hatalıBir A.Gücü takımı düşünün, Alex’in attığı golde, barajı bile yanlış kuruyor. Cüneyt Çakır, FIFA hakemi ve Avrupa’da iyi maçlar yönetiyor. Ama bu Cüneyt Çakır, dün topla 4 defa çarpıştı. Alex’e verdiği 1. penaltı pozisyonun, penaltıyla uzaktan yakından ilgisi yok. Rakibin ayağı yerde. Alex, daha rakibin ayağı yerde basılı dururken, kendini atmaya başlıyor. Aynı Cüneyt Çakır, ikinci penaltıyı doğru veriyor. Kırmızı kart doğru mu? Bence doğru. Çünkü Niang, topu stop edip, kaleciyi geçtiği an, bir başka Ankaragüçlü oyuncunun Niang’a müdahale etme şansı yok. Ama aynı Cüneyt Çakır, 2. penaltının bir başka kopya pozisyonunda kaleci Özden’i atamıyor. Sebebi basit; verdiği 1. penaltı. Cüneyt Çakır’ın bir karar vermesi lazım. Bazı takımların hakeme de ihtiyacı olmaz. Dün akşam olduğu gibi. Ama sen hakemliğinde istikrarı yakala. İşin başında, kafana şeytanlar girmesin.

BEĞENDiM

Alex’i beğenmemeye imkan var mı?

BEĞENMEDiM

A.Gücü’nün mücadele mantığını...

Yazının Devamını Oku

İşte dik duruş bu

15 Mayıs 2011
Önümüzde seçim olmasına rağmen federasyon yönetimi dik bir duruş sergiledi. Bursa’da yaşananlar Türk futbolunda inşallah bir milat olur. Herkes kendine çeki düzen verir. Ve bu işte mutlak hapis cezaları çıkmalı.

ÖNÜMÜZDE hem Futbol Federasyonu hem de genel seçimler var. Ona rağmen federasyon yönetimi dik bir duruş sergiledi. Bursa-Beşiktaş maçı konusunda, bazılarına ters gelen ama bence doğru olan bir cezayı verdi.
Şimdi bazıları diyor ki; “Olay stadın dışında olmuştur, hatta uzağında olmuştur. Yalnız polisiye bir olaydır.”
Böyle düşünenler yanılıyor. Neden? Bursaspor kiminle oynayacak? Beşiktaş’la. Bursaspor seyircisi ne yapıyor? Stada gidip yerini alacağına, oynayacağı rakip takımın, yani Beşiktaş’ın otelini basmaya çalışıyor. Burada önlem alan, Beşiktaş’ı koruyan ve Beşiktaş’ın stada gitmesi için çalışan emniyet güçlerine saldırıyor. Hedef kim? Rakip takımın oteli.
Peki yorumlar nasıl? “Bu olaylar Bursaspor’u bağlamaz.”
İşte orada haklılar! Diyarbakırspor’u bağlar herhalde!
Peki biz İsviçre Milli Takımı’nı karşıladığımızda, daha uçağın kapısı açılır açılmaz onlara küfür etmedik mi? Otobüsün güzergahını değiştirip, yumurta atmadık mı?
İsviçre’yi unutmayın

UEFA bize kaç maç ceza verdi? 6 maç. Bu 6 maçın 3’ü bu olaylardan dolayıydı, statta yaşananlardan değil. Sonra ne oldu? “6 maç ceza, 3’e indi” denildi. İşte burada yine yanılıyoruz. UEFA, 3 maçlık cezayı affetmedi, erteledi. Dedi ki; “Bir sene zarfında aynı olayları yaparsanız, size bu 3 maç cezayı da giydiririz.” Bu erteleme sistemi bizde yok. Aslında konulsa iyi olur. Peki, Bursaspor şampiyonluğa gitseydi; Bursaspor seyircisi aynı olayları yapar mıydı? Tartışılır.

Yazının Devamını Oku

Finale yakıştı

12 Mayıs 2011
İYİ futbol oynamak için iyi stat lazım. Ama stadın beton kısmı, soyunma odaları değil. Öncelikle zeminin iyi olması lazım

Futbolculara bu kadar para veriyorsunuz, sonra Kayseri Kadir Has Stadı’nın bakla eksen bitmez zemininde futbol oynatmaya kalkıyorsun. Zeminin görüntüsü sadece yeşillikti.
Dün iki takım da zeminden dolayı büyük hatalar yaptı. Mesela, Beşiktaş’ın Quaresma ile attığı golde, İstanbul BŞB’li oyuncunun ayağı kaydı, düştü. Rüştü’nün, birkaç pozisyonda ayağı kaydı, gol olabilirdi. Dua etsinler büyük sakatlık olmadı. Daha da önemlisi iki takımın oyuncuları da iyi niyetliydi.
Öncelikle görüntü, İstanbul BŞB’nin fizik olarak daha iyi olduğu yönündeydi. Ama ilerleyen dakikalarda Beşiktaş’ın da fizik olarak oyundan düşmediğini gördük. Yani skorun da bu konuda itici bir takviyesi var. Maç 2-2 olunca, Beşiktaş’ın direnci de, temposu da arttı.
Belediye’nin golünü vermedi
Beşiktaş Guti oynadığı müddetçe, rakibinden bir eksik kaldı. Tayfur’un onda ısrarı, herhalde kamuoyuna Guti’yi daha iyi göstermek içindi.
İbrahim Akın, çıkana kadar etkili oynadı. Çıktıktan sonra İstanbul BŞB’nin hücum gücü çok azaldı. Hocası onu herhalde, fizik olarak oyundan düştüğü için almış olmalı.
Aurelio, alışmadığı yerde oynadı. Nitekim acemice bir penaltı yaptı.

Yazının Devamını Oku

Oynamadan kazandı

9 Mayıs 2011
KARABÜKSPOR, bu kadar baskıya rağmen çıktı futbolunu oynadı. İyi de mücadele etti. Ama Karabükspor’un kadro yapısı belli.

Kendi hatalarından golü yiyene kadar psikolojik olarak da iyi direndiler. Direnmeden öte Fenerbahçe’yi zorladılar. Ama forvette etkili adamları yok. Emenike, iyi bir hücumcu. Çok güçlü bir adam. Emenike gibi bir oyuncun varsa, yalnız hücumda etkili olmazsın, defansın çok rahat eder.
Dün Fenerbahçe golü attıktan sonra oyun tamamen Karabükspor defansının üstüne yıkıldı, hiç rahatlayamadılar. Aslında ikinci devreden itibaren Karabükspor hücumda etkisiz kaldı. Zaten yedikleri golde de defans hatası ondan geldi. Çok fazla baskı yersen, hata yaparsın. Bakınız Fenerbahçe’den fazla bahsetmedik. Niye? Çünkü F.Bahçe iyi futbol oynamadı. Yücel İldiz, F.Bahçe’yi iyi çözmüş. Alex’e iyi markaj yaparsan, Fenerbahçe’nin yarısı bitiyor. Bu maçta bile iyi oynamayan Alex, attığı pasla maçın skorunu belirledi.

Selçuk’u atmalıydı

Önde iki ekran, şampiyonluğa oynayan 2 takımı izliyorsunuz, futbol kaliteleri çok düşük. Bu sene zaten Spor Toto Süper Lig’in kalitesi düşük. Marka değeri de yerlerde sürünüyor. Böyle kısır futbolla, kısır heyecanlarla kendimizi avutuyoruz. Bu maçta hakemlik bence bir pozisyon vardı. Maçın başında Selçuk’un bariz gol şansından atılması gerekirdi. Akıllı (!)  hakem Bülent Yıldırım, pozisyona faul de vermeyince, iki işi bir arada halletti. İki no’lu yardımcı da yanlış bayraklar kaldırdı.
İki takım çekişiyor, zararı ufaklar görüyor. Burada şampiyonluğa oynayan takımlarla mücadele edeceklerin yapacağı tek şey var. İyi oynamak bir yana, özellikle iyi savaşmaları lazım ki dedikodunun içine girmesinler. Dün  Bucaspor da, Karabükspor da bence iyi mücadele ettiler.

BEĞENDiM

Karabük’ün oyunu bırakmamasını.

BEĞENMEDiM

Yazının Devamını Oku

Hakem kaçar mı

5 Mayıs 2011
Trabzon-Gaziantep maçının hakemi Cüneyt Çakır ve yardımcılarına soruyorum:

Yazı çıkınca paniklediniz

Ey Cüneyt Çakır, maçta bir olay olsa, aynı şekilde hakemlerini sahada bırakıp soyunma odasına mı kaçacaksın? Fener şampiyonluğu kaybedip, o alana gelse ve taraftarı da orada olsa yine aynı şeyi mi yapacaksın?

Havaş otobüsüne kaçmak yerine, “konuşmam yasak” desen olmaz mıydı...

TRABZONSPOR-G.Antepspor maçının 22. dakikası... Dany ile Burak ceza alanı yayı dışında mücadeleye giriyorlar. Türkiye’deki en çabuk, en süratli ve dikkatli oyunculardan biri olan Dany, pozisyona hakim oluyor. Burak, dört adım attıktan sonra kendini ceza alanı içine atıyor. Pozisyonun penaltıyla uzaktan yakından ilgisi yok.
Hakemin aldatmadan dolayı Burak’a sarı kart göstermesi, Dany’nin oyuna devam etmesi lazım. Bu sırada maç 0-0. Hakem Cüneyt Çakır, penaltıyı çalıyor, Dany’yi kırmızı kartla atıyor. Pozisyonun bütün günahını ve yükünü iki nolu yardımcı hakemin üzerine yıkıyor. Penaltı gol oluyor, Gaziantep en iyi oyuncusunu kaybediyor, maç 1-0 oluyor.
Dakika 49, maç 3-0 olmuş bile. Bu sefer net bir biçimde Trabzonspor defans oyuncusu Glowacki’nin kırmızıdan atılması lazım. Ama oyunda kalıyor.  Bunlar olmasa belki de maçı Gaziantep kazanacak. Trabzon’un Fener’le arasındaki puan farkı 3’e çıkacak. Fener bir maç mağlup olsa dahi şampiyon olabilecek. Yani Cüneyt Çakır ve yardımcıları şampiyonluğu köküne kadar etkileyecek kararlar veriyorlar.

O alanı Fener de kullanıyor

Yazının Devamını Oku

50 lira için değer mi hocam

3 Mayıs 2011
Verdikleri kararlarla 1 milyar Euro’luk Süper Lig’in kaderini belirleyen FIFA hakemlerinin yaptıklarına bakın..

Bu hakemlere 1000’er lira harcırah veriliyor. İsmi üzerinde harcırah. Bu parayı nereye harcayacaksın? Otele, ulaşıma ve yemeğe harcayacaksın. Taksiye binseniz ve 50 lira verseniz daha iyi olmaz mı? Size o parayı biriktirin diye vermiyorlar. Harcayın diye veriyorlar.

Trabzon-G.Antep maçını yöneten Cüneyt Çakır ve yardımcıları İstanbul’a dönüşte taksiyi değil Havaş’ı kullandı.

YILLARCA, “Hakem kimseye mahkum olmasın. Kimsenin karşısında ezilmesin. Saygıdeğer bir şekilde hareket etsin. Kimseden korkmasın” dedim. Bunun için de hep mücadele verdim. Sürekli de şunu söyledim; “Hakem özel hayatında giydiği kıyafetle, gittiği restaurant, cafe ve gece kulüpleriyle ve bulunduğu yerlerle en kaliteli şekilde yaşamalı.”
Sebebi basit. Oralarda bu hakemleri gören futbolcular, yöneticiler ve futbolseverler onlara daha farklı bakarlar. Ama kötü, şekilsiz ve kalitesiz yerlere girip çıkanlar daha bir farklı görülürler...
İnönü Stadı’na belediye otobüsüne binerek giden hakem triosu olduğunu bilirim, köfte, piyaz yiyerek maça çıkan hakemi de... Biz paramız yetmediği için misafirhanelere giderdik. Paramız ancak misafirhaneye gittiğimizde yeterdi.

Harcayın arkadaşlar

Şimdi ise hakemlere çok iyi paralar veriyorlar. Bir ay içinde dört maç idare eden Süper Lig hakemi her şeyi içinde olmak üzere 9 ila 13 bin lira arasında para kazanıyor. Bu parayı da Türkiye’de çok kimse kazanamaz.

Yazının Devamını Oku