Ankara Hürriyet olarak biz de, bu hafta kutladığımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda bu görevimizi yerine getirmeye çalıştık.
Çünkü, bir yandan çocuklar neşe içinde stadlarda ve okullarda bayramı kutlarken, diğer yandan aynı stadların ve okulların çevresinde çalışmak zorunda kalan çocuklar vardı.
Küçük yaşta çalıştırılan çocuklar tüm dünyanın sorunu ve ülkemizde de buna karşı önlemler alınmaya çalışılıyor ancak, yoksulluğun önüne geçilemedikçe bu sorunun da kolay kolay önüne geçilemiyor. Dolayısıyla var olan bu problemimiz, yılın diğer zamanlarında kamuoyunda tartışılsa da medyada yer bulsa da, sıradanlaştığı için birçoğumuzun dikkatini çekmiyor.
YAN YANA KOYUNCA
Oysa, stadda rengarenk elbiseleri giymiş neşe içinde gözleri gülen bir çocuğun yanına, okulu önünde erik satmaya çalışan çocuğu ya da, çöplerin içinden kağıt toplamak zorunda kalan çocuğu yan yana koyduğunuzda, bu hafta olduğu gibi birçok insan arayıp o çocuklara yardım etmek istiyor.
Elbette bu büyük problem, günü kurtaran yardımlarla çözülemez ancak, çözüme yönelik adımların ilki de kamuoyunda yeterli duyarlılığın oluşmasından geçiyor.
Yoksulluktan bahsetmişken, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin Ankara’daki sosyal yardımlara ilişkin soru önergesine verilen yanıt da çarpıcı rakamlar ortaya koyuyor.
YOKSULLUK RAKAMLARI
Üç gün önce, kendilerine keyfi ceza yazıldığını öne süren taksiciler, Emniyet’i protesto ederken, Şoförler Odası’na da taksiciye sahip çıkmadığı gerekçesiyle tepki gösterdi.
Taksiciler, protesto gösterisinde “Polis, ’Yavaş gittik’, ’Kızılay’da bekleme yaptık’ gibi sudan bahanelerle sürekli bize ceza kesiyor. Artık isyan noktasına geldik” diyordu.
Taksiciler, hem polisi hem bağlı bulundukları odayı suçlasa da aslında gelinen nokta, Başkent’te hesapsızca dağıtılan plakaların sonucuydu.
Çünkü Ankara’da şu an kayıtlı 7 bin 700 taksi var ve bu yaklaşık her 600 kişiye bir taksi düştüğünün göstergesidir. Diğer illerle kıyasladığınızda çok çok üstünde.
YİĞİNER DE SÖYLEDİ
Zaten, yıllardır söyleneni Ankara Umum Otomobilciler ve Şoförler Esnaf Odası Başkanı Mehmet Yiğiner de eylemin ardından yaptığı açıklamada itiraf etti. Yiğiner, Ankara’da gereğinden fazla taksi bulunduğunu söyledi.
Trafikte gereğinden fazla bulunan taksiciler, ister istemez müşteri azlığında para kazanabilmek için kuralların dışına çıkmak durumunda kalıyor.
SORUMLU KİM
Bunun üzerine bazı hayvanseverler biz dahil haberi yayınlayan tüm basın kuruluşlarını “köpek katliamına sebep olmakla” suçladı.
Türk toplumunda son yıllarda giderek artan “sağduyu eksikliği” bu konuda da kendini gösteriyor.
Hayvanseverlerin tepkisini anlayabiliyoruz, kaldı ki; bir sokak köpeğinin dövülmesi, tecavüze uğraması, yakılması tüm bunlar akıl sağlığı yerinde olan hiç kimsenin tasvip etmeyeceği hareketler.
Ancak, ortada bir insan hayatı söz konusuysa, bu haberi de paylaşmak bizim görevimiz.
HİÇ KİMSE İSTEMEZ
Bugüne kadar, belediyeler olsun, hayvan koruma dernekleri olsun hepsinin sokak köpekleri sorununa yönelik çözümlerini her platformda sonuna kadar destekledik ve desteklemeye de devam ediyoruz.
Hiçbirimiz bir sokak köpeğinin dövülmesini, yakılmasını, tecavüze uğramasını istemeyiz.
Bitirilmeye çalışan metrolardan tutun da modifiye asfalta, köprülü kavşaklardan teleferiğe kadar irdelemediğimiz konu kalmadı.
Ancak, geçtiğimiz günlerde Anadolu Ajansı, Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) öyle bir istatistik derledi ki; ilgili ve yetkililerin tüm bu saydığım konulardan önce bu istatistik sonuçlarını masaya yatırması gerekiyor. TÜİK diyor ki, “Türkiye’de üç büyük il arasında en çok kazayı Ankaralı yapıyor.”
NEREDEYSE YAKALADIKTÜİK verilerine göre, Türkiye’de en çok trafik kazası İstanbul’da meydana gelse de nüfusa ve araç sayısına oranlandığında, 3 büyük il arasında en az kazanın yaşandığı şehir İstanbul. Türkiye genelinde 2010 yılında 116 bin 804 trafik kazası meydana geldi. Kazaların 11 bin 934’ü İstanbul, 9 bin 40’ı Ankara, 6 bin 827’si İzmir’de yaşandı.
Bir milyon nüfusa oranladığınızda ise trafik kazası sayısı Türkiye genelinde bin 584. Türkiye ortalamasını aşan Ankara’da ise bir milyon nüfusa bin 989 kaza düşüyor. Bu sayı, İzmir’de bin 729, İstanbul’da ise 900.
Bu gidişle Ankara trafik kazası sayısında 4.5 milyonluk nüfusuyla, 13 milyonluk İstanbul’u hiç oranlamaya gerek kalmadan salt rakamlarla sollayacak. Her yönden incelenesi bir durum. Peki bu kadar çok kaza neden oluyor?
BİR PROBLEM VAR AMA...Ankaralı sürücüler mi acemi? Yollarda mı bir anormallik var? Acaba bu kazaların kaçı çukurlarda slalom yaparken gerçekleşiyor. Ya da bu kazaların kaçına günü iki tur daha fazla yaparak kapatmak için çabalayan dolmuş şoförleri sebep oluyor.
Başkentli sürücüler çok mu hızlı; yoksa çok mu dikkatsiz?
Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürsel Dellal, “Ankara’da Ankara tavşanı kalmadığını biliyoruz. Varsa da sadece koleksiyoncuların elinde olabilir birkaç tane. Fotoğraf çekmek isteyenler, ‘Ankara tavşanı neye benziyormuş bir göreyim’ diyenler ne yazık ki bu isteklerine Ankara’da ulaşamayacak” demişti.
Dellal yanlış biliyor! Biz bulduk, ama müzede, içi doldurulmuş olarak. Maden Tetkik Arama Kurumu’nun Tabiat Tarihi Müzesi’nde Ankara Tavşanı’ndan bir tane var. Fotoğraf çekmek isteyenler, Ankara Tavşanı nasıl bir şeymiş görmek isteyenler gidip orada bakabilir.
Nereden baksan traji-komik bir durum; tüm dünyada bizim adımızla anılan Ankara tavşanından Çin’de yaklaşık 50 milyon varken ana vatanı olan Türkiye’de ve özellikle Ankara’da hiç kalmamış olması. Yanlış oldu, sadece müzede bulunması o da içi doldurulmuş halde.
Henüz örneği mevcut değil
Başka bir açıklamasında da Prof. Dellal, Ankara Keçisi’nin korunma altına alınması gerektiği uyarısında bulunmuştu.
Ankara keçisi popülasyonunun 1991-2008 yılları arasında yüzde 87 oranında azaldığına dikkati çeken Prof. Dr. Dellal, 1991 yılında 900 bin baş olan Ankara keçisi varlığının 2008 yılında 110 bin başa gerilediğini dolayısıyla tiftik üretiminde de 1,5 tondan 194 tona düştüğüne söylemişti.
Ancak, anlaşılan o ki; Ankara Keçisi’nin durumu sanılandan daha vahim. Çünkü Ankara Tavşanı bulabildiğimiz müzede, Ankara Keçisi’nin yeri boş kalmış. Anadolu’nun birçok bölgesinden içi doldurulmuş çeşitli hayvanların sergilendiği müze için Ankara Keçisi bulunamamış ve yerine “Henüz örneği mevcut değildir” uyarısı yazılmış.