Engin Kehale

Abdullah Avcı genlerine dönüş

30 Ekim 2023
0-0 hayal kırıklığı görülebilir ama gidişatta umutlu bakılacak noktalar var.

Karagümrük maçı gösterdi ki Trabzon, Abdullah Avcı ile tekrar dönüşüm sürecine girecek. 11’ler benzer olsa da oyun evrilecek ve bunun için zamana ihtiyaç var. Geçiş döneminde olumlu ve olumsuz yanlardan bahsetmek mümkün.

Önce olumlu yanlar... Takım savunması anlamında ciddi bir iyileşme süreci görüyoruz. Karagümrük’ü kalesi ve çevresine, sayılmayan bir gol dışında hiç getirmedi Trabzon. Berat-Mendy’nin bunda payı büyük. Zaten Avcı, oyun kurulumunda iki stoperi ve Berat ile bir üçlü kurarak topun ve oyunun güvenliğini tutmak istemişti. İkinci nokta, rakip ceza sahasında çoğalma becerisi. Karagümrük karşısında, özellikle plana sadık kalınan ilk yarım saatte ceza sahası koşularını iyi yaptı Trabzonspor.

Olumsuz yönlerin başında topun hızlanması var. Bunu, bir iki pas istasyonunu atlayarak ya da daha tempolu pas yaparak geliştirebilirsiniz fakat bunların yanında topu hızlı taşıma becerisine sahip oyuncu ihtiyacı var. Trezeguet’in dün maç önünde sakatlanması bu anlamda büyük şanssızlık.

Diğer bir konu -ki kabullenmesi taraftar için çok kolay olmayacak- Onuachu performansı. Nijeryalı sahada hiç beklenmedik işler yapabilme becerisine sahip. Eminim hiç öngörülmeyen birçok pozisyonu gole çevirecek ancak net pozisyonları atamadığına da şahit olacağız. Set oyununda takımı ön tarafa çekme becerisini kesinlikle geliştirmeli. . Golsüz 90 dakika, hayal kırıklığı olarak görülebilir fakat gidişatta umutlu bakılacak noktalar var. Hepsinin yanında, Atatürk Olimpiyat Stadı’ndaki herhangi bir maçı atmosferden bağımsız değerlendirmek epey zor.

<iframe width="760" height="450" src="https://www.youtube.com/embed/3HtUP2bBhp0" title="Beşiktaş&#39;ta 50 tane kupa kaldırırım! | Kuntz ya da Montella ne fark eder? | Beşiktaş&#39;ı bekleyeceğim" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture; web-share" allowfullscreen></iframe>

Yazının Devamını Oku

Rüya gibi bir ilk yarının ardından nefesimiz bitti

25 Ekim 2023
Şampiyonlar Ligi’nde nasıl mücadele edilir ilk devre bunu kusursuzca gösterdik.

Galatasaray, tarihinin en iyi ilk yarılarından birisini oynamasına rağmen yakaladığı pozisyonları değerlendiremeyince sahadan boynu büyük ayrıldı. Skor, kimseyi yanıltmasın. Başımız dik, oyunumuz rakibi kendi sahasına hapseden nitelikteydi. Ne yazık ki bu seviyeler, atanla atamayanı daha rahat ayrıştırabiliyor..

iCARDi-KEREM ŞUT YAĞDIRDI 

OPTA’nın veri toplamaya başladığı 2003-2004 sezonundan beri, Bayern Münih Şampiyonlar Ligi’nde ilk kez bir takım karşısında ilk 45 dakikada kalesinde 16 şut gördü. Bu 16 şutun 12’si İcardi (7) ve Kerem Aktürkoğlu’ndan (5) geldi. Yanlış olmasın, 16’dan bir önceki rekor 15 ya da 14 değil. 13 ile Real Madrid. Bundesliga’da en son bu rakamdan fazla şut yediği ilk yarı 2008 yılında Wolfsburg mücadelesi.

RiSKLi VE CESUR PLAN 

Okan Buruk riskli, bir o kadar da cesur bir plan ile sahadaydı. Önde orta sahaları da prese katarak 6’lı bir baskı, geride ise Bayern’in kenarları, Musiala ve Kane ile 4’e 4 bir oyun. Saha içinde birçok kez bu ayrımı gördük. Öndeki baskı o kadar iyi işledi ki Galatasaray Alman ekibinin birebir beceriyle yarattığı birkaç tehlike dışında kalesinde organize hiç tehlike görmedi ilk yarıda.

Kerem, Ulreich’ın çıkardığı volesindeki beceresinin çok daha azını diğer pozisyonlarda gösterse ya da Kazımcan rakibi unutup sonra erken hamle yapmasa soyunma odasına önde gitmemiz kaçınılmazdı.

NEYE UĞRADIKLARINI ŞAŞIRDILAR 

Sarı kırmızılılar, Avrupa devini önce sağ kenar odaklı çapraz paslar, sonrasında Kerem’in savunma arkası koşularıyla o kadar zor durumlara soktu ki Tuchel ve öğrencileri neye uğradıklarını şaşırdılar. Bu kadar hırpalanmış bir ilk yarının ardından Bayern’in tepki vermesi kaçınılmazdı. Öyle de oldu. Dengede giden bir ikinci yarıda Kane’in son vuruş becerisi ile önce skoru, sonra oyunu ve 3 puanı aldılar.

Yazının Devamını Oku

Skor değerli ama oyun daha da gelişmeli

24 Ekim 2023
Abdullah Avcı’nın şampiyon yaptığı Trabzonspor kadrosu ile bugünkü arasında büyük fark var.

Stadın tellerine asılan pankartta belirtildiği gibi: “Yeni gelmedim, geri geldim” diyerek başlamıştı Abdullah Avcı’nın ikinci Trabzonspor macerası. Alanyaspor karşısında gördük ki bordo mavili renklere gönül verenlerin, geri gelme kadar yeni gelmeye de ihtiyacı var. Şampiyon ekibin bugünkü Karadeniz fırtınası ile arasındaki en büyük fark, baskın oyun ile durağan oyunun birbirine karışması. Takımın, pas oyunu yapmaya çalışırken verimsiz bir yapıya bürünmesi.

SADECE 4 FAUL 

Bordo mavililerin Alanyaspor karşısındaki durağan oyununu bir istatistik ile açıklamak gerekirse, bu sanırım rakibinin faul sayıları olur. 8 maçta 107 faul yapan Ömer Erdoğan’ın öğrencileri, Trabzonspor karşısında sadece 4 faul ile karşılaşmayı tamamladı. İlk 25 dakikada topa hâkim olan ancak Visca’nın ceza sahası dışından şutları dışında üretmekte zorlanan Avcı’nın öğrencileri, tribünlerin sabırsızlığıyla birlikte tedirgin olmaya başladı. 25. dakikada Mehmet Can, 27’de Berat, 29’da Mendy’nin üst üste üç top kaybı ile Akdeniz temsilcisi Uğurcan’ın kalesini yokladı. Oğuz Aydın, son pası ya da vuruşu doğru yapsa soyunma odasına önde gitmeleri işten bile değildi. Aynı Oğuz Aydın, ikinci yarının 9. dakikasında yanlış geri pasıyla Trabzonspor’un golünün hazırlayıcısı oldu. Gol ile üzerindeki stresi atan bordo mavililer, etkili bir 15 dakikayla son haftaların en iyi maç içi pasajlarından birini sergilediler ancak uzun sürmedi. Maçın son 20 dakikası, Pepe oyuna girip enerjiyi artırana kadar topun ve oyunun hâkimi Alanyaspor’a karşı kaleyi savunmakla geçti.

<iframe width="740" height="450" src="https://www.youtube.com/embed/8c2zQQkwGhI" title="&#39;The Godfather&#39; Montella | Fit bir Arda Güler ile şampiyon oluruz | Kerem, atletizmde derece yapar" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture; web-share" allowfullscreen></iframe>

Yazının Devamını Oku

Kusursuzluğun peşinde

23 Ekim 2023
Fenerbahçe sanki hiç ara vermemiş gibiydi. Hücumu ayrı, savunması ayrı iyiydi.

Milli maç dönüşleri zordur derler. Fenerbahçe, sanki hiç ara verilmemiş gibi başladı maça. İnanılmaz bir 45 dakika oynadılar. Hücumu ayrı, savunması ayrı iyiydi. Rakibin sıfır şutuna karşı 5’i isabetli 11 şut. Ceza sahasında 27 defa topla buluşup, rakibinin bu alanda sadece 1 kez topa dokunmasına izin vermek. Tertemiz bir baskınlık. Takımın saha içerisinde yaptıklarını övmeden önce, kenardaki başarının hakkını verelim. Sarı lacivertliler, oyun/alan alışkanlığı ve akışkanlığı çok yüksek bir takım. Toplu kadar topsuz yaptıkları işler de aynı derecede verimli. İlk 45 dakika sadece İrfan Can Kahveci’yi çeken bir kamera olsa, rakip savunmanın dengesini bozmak için stoper bek arasına yaptığı koşulardan kameramanı yorulurdu.

SZYMANSKi, DE BRUYNE GiBi

Birkaç ay önce, Roberto Martinez’in Kevin De Bruyne için söylediği bir betimlemeye denk gelmiştim. İspanyol, şöyle diyordu: “Geçmiş dönemlerde, yaratıcı oyuncuların oyunun temposunu yavaşlatmadığına pek şahit olamıyorsunuz. De Bruyne, bu yüzden modern zamanların istediği 10 numara kriterlerine kusursuz uyuyor.” Bu cümlelerin benzerleri, Sebastian Szymanski için geçerli. Polonyalı ilk yarıyı üç başarılı müdahale (tackle), 8’de 7 başarılı ikili mücadele ile tamamladı. En az golcülüğü kadar önemli rakamlar.

HÜCUM 6’LISININ 5’i ORADAYDI

Topla verimliliğe gelelim... İlk golü aslında geçiş oyunundan attı Fenerbahçe. Biraz daha dikkatli bakıldığında, ön taraftaki beceri öne çıkıyor. İsmail’in müdahalesinin ardından sırasıyla Dzeko, İrfan Can, Tadic ve son dokunuş Szymanski. Fred dışında hücum 6’lısından 5’i pozisyona dahil. İkinci golde, Burak Yılmaz’ın hatalı uzaklaştırmasına kadar Tadic ve Fred dışında 9 oyuncunun dahil olduğu, 15 paslı bir hücum var.

BU SERi KOLAY BOZULMAZ

İkinci yarıya iyi başlayan ve golü bulan Hatayspor, kısa süreli bir tedirginlik yaratsa da İrfan Can Kahveci’nin serbest vuruşu sonrasında, zaten ilk yarıda bitmiş oyunun sonunu getirmek kaldı İsmail Kartal’ın öğrencilerine. Bakalım oyundaki kusurlarını en aza indiren bu takım, maç sonuçlarındaki kusursuzluğuna ne kadar daha devam edebilecek? Görüntü, bu seriyi bozmanın hiç ama hiç kolay olmayacağı yönünde.

<iframe width="760" height="450" src="https://www.youtube.com/embed/8c2zQQkwGhI" title="&#39;The Godfather&#39; Montella | Fit bir Arda Güler ile şampiyon oluruz | Kerem, atletizmde derece yapar" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture; web-share" allowfullscreen></iframe>

Yazının Devamını Oku

Bir Vincenzo Montella filmi: İtalyan işi

13 Ekim 2023
Bir teknik direktör olarak, oyuncularınızı kafanızdaki plana inandırdığınız derecede güçlüsünüzdür.

Vincenzo Montella, Hırvatistan karşısında sadece maç önü açıklamalarıyla doğru orantılı bir oyun oynatmakla kalmadı. Aynı zamanda öğrencilerini ve kamuoyunu da kâğıt üzerindeki stratejisine ikna etti. Sahaya çıkan kadroda, Süper Lig’den 8 oyuncu bulunuyordu ki bu son maçlarda pek denk geldiğimiz bir durum değil. Ayrıca Fenerbahçe’den 4, Galatasaray’dan 3 isimle birbirini tanıyan isimlerden kurulu bir 11 vardı.

BİZ BÜYÜRKEN HIRVATİSTAN KÜÇÜLDÜ

Plan netti. Önde merkezi koruyarak, 6 oyunculu bir baskıyla topu Hırvatistan’ın beklerine yönlendirmek ve oyunu kalemizden uzak tutmak. Bu 6 oyuncuyu da ikiye bölmek lazım. Kerem-Barış Alper koşup rakip savunma hattının yerleşimini dağıtan ikili. Kalan 4’lü ise bozucu ve pasör oyuncuların kusursuza yakın bir karışımı. İlk düdükle birlikte farkımızı hissettirdik. Sahadaki düzen verimli olunca, oyunda biz büyürken Hırvatistan küçüldü. 2. dakikada Barış Alper ile başlayan ataklarımız, 5-9-13. dakikalarda benzer kontralarla devam etti. 30. dakikada ise Brekalo’nun kaptırdığı top, Hırvatlar ne olduğunu anlayıncaya kadar kalelerine gol olarak döndü.

HELAL OLSUN SANA İSMAİL YÜKSEK

İkinci yarının ilk 15 dakikası, maçı koparacak şansları elde ettik. Önce Kerem’in son pası veremeyişi, sonrasında Barış Alper’in kaçırdığı pozisyo. Ardından 62’de İrfan Can’ın kafası, 64’te Hakan’ın şutu. Fişi çekip eve dönebilirdik. Dalic’in 63’te yaptığı üç değişiklikle oyunun gidişatı değişti ve kalemizde tehlikeler görmeye başladık. Samet ve Uğurcan’ın savunma hamlelerine Montella’nın enerji enjekte eden değişiklileri eklenince üç puanı hanemize yazdırmayı başardık. Bir adama özel iki cümle yazmak lazım... Transfer dönemi bittiğinde Fenerbahçe’nin zayıf karnı gibi gözüküyordu. Günler geçtikçe sadece takımının değil, Milli Takım’ın da vazgeçilmezi olma yolunda ilerliyor. Sertliği ve top kapma becerisi zaten elit seviyede. Pas tercihlerinde de mükemmel oynayınca, sahanın yıldızı oldu. Helal olsun sana İsmail Yüksek!

Yazının Devamını Oku

Avrupa’nın en iyi defansı Fenerbahçe’de

9 Ekim 2023
İsmail Kartal’ın takımının savunması olağanüstü boyutta. Avrupa’nın 10 büyük ligi ve Süper Lig’de F.Bahçe’den az gol beklentisi veren bir takım yok. 8 maçta rakiplere verilen gol beklentisi 3.6.

Fenerbahçe, bir takımdan bekleyeceğiniz tüm özelliklere sahip. Atletizm deseniz var. Fiziksel kalite yüksek. Oyun zekâsı ve yaratıcı oyuncunun azı yok fazlası var. Üst seviye kariyer sahibi profiller mevcut. Bu profiller hem de lider oyuncu. Hepsi birleşince ve doğru kurguda sahada olunca, 8’de 8 ile lige başlayan bir takım ortaya çıkıyor.

Kasımpaşa karşısında, sahne Dzeko ve İsmail’indi. Genç forvet adaylarına tavsiyemdir. Bosnalıyı izleyin. Not alın. Uygulayın. Hem toplu hem topsuz oyunda. İlk golde İsmail’e atması gerektiği yeri söyledi. Kendini Sadık ile eşleştirip çapraz koşusuyla zaten pozisyona bir adım önde başladı ve bitirdi. Penaltıda pası yine İsmail’den aldı ancak aslında topu istemedi ve pas arkasına geldi. Buna rağmen doğru dokunuşla Yasin’i çaresiz bıraktı. İki nokta daha önemli... İlki İsmail Kartal’ın dokunuşları. Dün Ferdi’yi oyun kurulumunda merkeze çekmesi, takımın zaman zaman Manchester City gibi 3-2-5 dizilmesi. Yine Pep’in takımı gibi saha içerisinde oyuncuların yer değiştirerek oynaması ve bununla paralel mükemmele yakın saha içi dağılımı.

iNANILMAZ BiR YARIŞ OLACAK

İkincisi ise aslında ilk konuyla doğru orantılı olarak savunma becerisi. Sarı lacivertliler, rakibi kendi kalesine getirmiyor. Getirdiği anlarda da kaliteli şut çektirmiyor. Avrupa’nın 10 büyük ligi ve Süper Lig’in istatistiklerine baktığımızda, Opta verilerine göre rakiplerine Fenerbahçe’den az gol beklentisi veren bir takım yok. 8 maçta rakiplere verilen 3.6 gol beklentisi (maç başı 0.45), gerçekten olağanüstü bir başarı. Gidişata bakılırsa bizleri sezon sonuna kadar iki takımlı, inanılmaz heyecanlı bir şampiyonluk yarışı bekliyor.

<iframe width="760" height="450" src="https://www.youtube.com/embed/mtP8YckIGaY" title="Zehra Güneş &amp; Gabi kavgası: &#39;Maç hazırlığımızın bir parçası&#39; | Baklava, Türk tatlısı mı? | Guidetti" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture; web-share" allowfullscreen></iframe>

 

Yazının Devamını Oku

Türkiye'nin Brighton'ı Adana Demirspor

7 Ekim 2023
Trabzonspor, ne yapacağı ya da ne yapamayacağı çok belli bir takım haline geldi. Futbolun tek bir amacı var.

Karşı kaleye gidip, topu ağlara rakibinden fazla yollamak. Bordo mavililer, topu kendi savunmasından rakip ceza sahasına nasıl götüreceği konusunda planlarını çok iyi uygulayabilen bir ekip olmadı sezon başından beri. Bardhi’yi orta sahanın sağ içine çekmek de fayda etmedi.

TRABZONSPOR'UN TAM TERSİ

Adana Demirspor ise tam tersi. Murat Sancak’ın en büyük başarılarının başında, nasıl oynayacağı net bir takımı, doğru kurgularla, doğru teknik adamların yönetimine verme becerisi geliyor. Bir nevi Türkiye’nin Brighton’ı diyebiliriz. İngiliz ekibi kadar topa sahip olma odaklı değiller ama net bir şekilde tempo oyununu ligimizde en iyi uygulayan ekip. Montella’nın ardından Kluivert ile oyun yapısının değişmemesi, dolayısıyla sürdürülebilirlik önemli.

TÜM YÜK ONUACHU'DAYDI

İlk yarı, tam da yukarıda bahsettiğim oyun profillerine paralel geçti. Oyunun hızını artıran, topu kısa al verlerle kenarlara taşıyan mobil Adana Demirspor, topu kaybettiği anda şiddetli baskı yaptı. Trabzonspor ise topa basıp, rakip kaleye yaklaşmakta zorlandı. Akdeniz temsilcisi, bu 45 dakikada 26 kez rakip ceza sahasında buluşurken rakibinde bu rakam sadece 6’da kaldı. Üretim konusunda tüm yük Onuachu’nun omuzlarındaydı. Bordo mavililer bir duran top dönüşünde geri dönüşte tembel kalınca, ekipçe bunu iyi değerlendiren ev sahibi Nani ile golü buldu.

TEMPOYU TÜM MAÇA YAYAMIYOR

Kluivert’in takımının zorlandığı konu, bu oyunu aynı tempoda tüm maça yayabilmek. İkinci yarı Trabzon oyun üstünlüğünü alınca, Hollandalı teknik adam 63. dakikada üç oyuncu değişikliği hakkını birden kullandı. Bjelica’nın 72. dakikaya kadar beklemesi, hataydı. Bordo mavililer belki kontrolü aldı ama gol şansı üretmekte zorlandı. Bjelica, her maç benzer denemelerle aynı sonuçları beklemekten vazgeçmek durumunda. Eksiklerin geri dönmesi kısa vadede ilaç olacaktır fakat temel sorunlar devam ettikçe rekabetçi olmak bir o kadar zorlaşacak gibi gözüküyor.

Yazının Devamını Oku

Konyaspor’un hatalarıyla maçı kazandı

2 Ekim 2023
Uğurcan’ın kendi kalesine attığı gol ve Oğulcan’ın kırmızısı Beşiktaş’a 3 puanı getirdi.

Kendinizi bir Beşiktaş taraftarının yerine koyun. Galatasaray-Ankaragücü maçının başına geçmiş. İlk yarıda sarı kırmızılılar 18 şut, rakip ceza sahasında 27 topla buluşma. Sonra Fenerbahçe-Rizespor maçını açmış. İlk yarıda sarı lacivertliler 9 şut, rakip ceza sahasında 28 topla buluşma. Kendi takımının maç saati geldiğinde, heyecanla ekranın başına oturmuş... Siyah beyazlılar, ilk yarı boyunca sadece 2 şut atabilmiş. Rakip ceza sahasında sadece 7 kez topla buluşabilmiş.

HAFTA iÇi AĞIR YENiLGi ALMIŞ TAKIM REAKSiYONU YOKTU

Tabii ki de rakipler farklı. İç saha/ deplasman etkeni var. Konyaspor, oyunun temposunu düşürmeyi bilen bir takım ki onların da ilk yarı performansı 1 şut, rakip ceza sahasında 2 topla buluşma. Beşiktaş’ta birçok eksik var. Yine de Rosier dışında sahadaki performans, hafta içerisinde ağır bir yenilgi almış takım reaksiyonundan çok uzaktı.

İki takım da 4-4-2 ile maça başladı. Şenol Güneş Muleka’yı Aboubakar’a yaklaştırmış, kenarları Rashica ve Zaynutdinov’a teslim etmişti. Aleksander Stanojevic ise Ahmet Oğuz’u ön tarafa atarak Masuaku’yu durdurmayı planlamış, Moreno’nun sol kenardan birebirlerine güvenmişti. Savunmalar iyi gözükse de iki takımın hücum performansı, Süper Lig’den çok bir TFF 1. Lig maçını andırıyordu.

UĞURCAN’IN KENDi KALESiNE ATTIĞI GOL GiDiŞATI DEĞiŞTiRDi 

Soyunma odalarına bu şekilde gidilir diye düşünürken Uğurcan Yazğılı’nın kendi kalesine attğı gol, Beşiktaş adına maçın tüm gidişatını değiştirdi.

Şenol Güneş, ikinci yarıda tekrar 4-3-3’e dönerek Bakhtiyar Zaynutdinov’u sol içe aldı. Sonrasında da genç Demir Ege’i buraya monte ederek Kazak oyuncuyu sol beke çekti.

Oğulcan’ın kırmızı kartıyla iyice rahatlayan siyah beyazlılar, Aboubakar’ın solo golüyle fişi çekti. Kamerunlu, artık her maç repertuvarından başka bir gol vuruşunu sahneliyor. Galibiyet, yangını biraz söndürmüş olsa da rakipleri bu kadar yanıyorken daha taşınması gereken çok fazla su var.

Yazının Devamını Oku