Paylaş
Daha önce de söyledim; Süper Lig’de son senelerindeki en büyük değişimlerin başında, genç yerli hocalarla birlikte sahada bir planı olan takım sayısındaki düzenli artış geliyor. Bunun en iyi örneklerinden biri Recep Uçar. Kayserispor, ne oynadığını çok iyi bilen bir takım. Rakibine iyi çalışıyor, sahaya iyi yerleşiyor ve karşısındaki takımı zor durumda bırakıyor. G.Saray karşısında takımdan yeni ayrılan Thiam, sakat olan Cardoso ve Afrika Kupası’na giden oyuncular düşünülünce ciddi sayıda eksikleri vardı.
BASKI YAPMAKTA ZORLANDI
Okan Buruk ise İcardi-Kerem Aktürkoğlu-Ziyech’in yokluğunda özellikle ön tarafta rakibe göre oyuncu seçebilme lüksüne sahip değildi. Sahadaki 11, yetenek olarak yüksek hücum gücü vadetse de Halil’in arkasındaki üçlünün profili ve Ndombeleli orta saha ile hem toplu baskı yapmakta hem tempo yapmakta zorlandı.
Tam da bu yüzden duran toptan gelen Nelsson golü, aslında maçın G.Saray adına açılması ve geçiş oyunu fırsatı yaratması anlamına geliyordu. Hele hele Bahoken’in ilk yarı kaçırdığı penaltı sonrasında.
UÇAR’IN PLANLARI FARKLIYDI
Recep Uçar’ın planları ise farklıydı. Akıllı teknik adamın ikinci yarının başında yaptığı kritik hamle, maçın gidişatını değiştirdi. Ramazan sağa, Aylton sola geçince, G.Saray’ın hatalarından Portekizli ile üst üste iki pozisyon buldu Kayserispor ve ikincisinde beraberliği yakaladı.
İmdada, pazar günü El Clasico’da Araujo’nun Vini Jr.’a yaptığı penaltının bir benzerini Barış Alper’e yapan Hasan Ali yetişti. Maçın ilk düdüğünden beri karşı karşıya gelen Mertens-Bilal eşleşmesinin son galibi Belçikalı oldu ve Galatasaray’a üç puanı getirdi. Sarı kırmızılılar, sezonun büyük bölümünde olduğu gibi bir kez daha hayatta kalmayı bildi. Bu direniş ve yarışın içinde kalma becerisi, Okan Buruk ve öğrencilerini en iyi bildikleri nisan sonrası dönemde yarışmacı kılacak gibi gözüküyor.
Paylaş