Dr. Hüseyin H. Serdar

Normalleşme çabaları cesur adımlar

28 Mayıs 2020
Dünya devlerinin oynadığı satranca dahil değilken şimdi ülke olarak zor telafi edilir bedeller ödüyoruz.

 

Yaşlıların ve gençlerin içeride, diğer yaş grubunun dışarıda kalması, hafta sonları ve bayram günleri gelen sokağa çıkma yasağının devam etmesine, koronavirüs pandemisi için bir mücadele ve korunma metodu olmasına itirazımız yok.
Ama kabul edelim ki, hem kafalar karışık, hem yasak trafiği karışık.
Açık alanlarda yürüyüş yasak, çarşı pazar ve AVM’lerde dolaşmak serbest!..
İlginç...

*

Herkes canını koruma derdinde.

Yazının Devamını Oku

19 Mayıs ve tarihi geçmiş tartışmalarda boğulmayalım

22 Mayıs 2020
Bir haller oldu bize.

İfrat ve tefrit arasında bocalıyor, 70 yıl öncesinden başlayarak 100, hatta 200 yıl geriye giderek tarihe mal olmuş hadiseleri canhıraş bir şekilde tartışıyoruz.

AKLISELİMİ KAYBETMEK

Bunu da sükûneti, aklıselimi ve orta yolu kaybederek yapıyoruz.
Ya gereğinden aşırı ya da çok yetersiz tutum ve tavırlar alıyoruz.
Abartıyı ve görmezden gelmeyi seviyoruz efendim!..
*
Sevmek ne ki… En masum, en basit bir konuda bile birbirine giriyoruz.

Yazının Devamını Oku

Halk ‘EvdeKal’dı, Meyra arazide ağaç kesti

15 Mayıs 2020
Dünya bir anda yontulmuş taşlarla dolduğu için yontma taş devrine, cilalı taşlarla dolduğu için de cilalı taş devrine girmedi tabii ki…Bilinen o ki Milattan Önce 8000-5500 yılları arasında ki zamanlara göre hem daha sert, hem de daha düzgün taş aletler yapılmış, sonrasında da topraktan veya kilden yapılan kaplar ateşte pişirilmiştir. Bu dönem taş devridir…

Çağ açmak, çağ kapamak da kale kapısı açıp kapamak değildi elbet!..
Burada medeniyet farkı öne çıkar.
Bu zaman eşiklerinin nasıl oluştuğu ile de ilgilenmiyorum.

KORONAYLA GELEN

Yaklaşık altı aydan beri neredeyse tüm ülkeler koronavirüs salgını ile uğraşıyor.
Pandemi, ölüm, hastalık, pozitiflik, test, bağışıklık, entübe, yoğun bakım, karantina, izolasyon, sosyal ve fiziksel mesafe, maske, eldiven, tulum, dezenfektan, çamaşır suyu, sabun, su, el yıkama, hijyen, temizlik, öksürük, hapşırık, ateş, solunum sıkıntısı, 65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağı, şehirlerarası seyahat kısıtlaması, camilerin kapanması, minarelerden yükselen selalar, ekonominin çöküşü, işsizlik, durgunluk, kapanan işyerleri, keyifsizlik, gibi bir sürü şey.
Birkaç ay içerisinde bunların fazlasını yaşayan dünya artık eskisi gibi yoluna devam edebilir mi?

*

Yazının Devamını Oku

Allah rızası için Diyanet yap bir himmet

8 Mayıs 2020
Bazı zamanlar vardır ‘vererek’ yücelirsiniz.Şimdi öyle bir andayız.

Efendim Şehreküstü meydanında İl Müftülüğü vardı. 40 yıldan fazla bir sürede burada hizmetlerini sürdüren Bursa İl Müftülüğü’ne Yalova yolunda çok büyük ve değerli hazine arazisi tahsis edilerek muhteşem bir bina yapılmıştı.
Geniş, ferah, estetik, saray gibi bir bina 2017 yılında faaliyete geçmişti.

MEYDAN GENİŞLESİN

Bursa’nın tam merkezinde, tarihi bir alanda kalan eski bina ise kısa bir süre önce yıkıldı.
Yıkılır yıkılmaz bir tartışma başladı; yıkılan bina arazisine yeni bir yapının yapılmasın, Şehreküstü Meydanı genişlesin…

*

Aslına bakılırsa bu arazi meydana eklenirse meydan daha ferah, bina yapılırsa fırsat kaçırılmış olacak.

Yazının Devamını Oku

Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü

1 Mayıs 2020
İmalat, sanayileşme ve üretim olan her ortam tehlike ve risklere açık oluyor. Hatta eğitim, spor, eğlence, ibadet ve aktivite alanları yanında evlerimiz de yaşamı etkileyen sorunlarla dolu.Hayatın her alanı yaşam için risk ve tehlike içeriyor.

Daha güvenli, daha sağlıklı yaşamak için ‘kaderci’ anlayış yerine ‘tedbirler alan’ hayat anlayışına sahip olmak gerekiyor.
Yani öyle ‘saldım çayıra Allah kayıra’ ile olmuyor.
‘Yirmi yıldır bu işi yapıyorum, bana bir şey olmaz!’ demekle de insan güvende olmuyor…
Öyle olsaydı yılda 2 bin kişi iş kazasıyla hayatını kaybetmezdi!

*

Çalışanların sağlığını;
İşe uygun olması

Yazının Devamını Oku

Bugün bayram erken kalkın çocuklar

24 Nisan 2020
100 yıl dile kolay, yüz yıl…1299 yılında kurulan ve 1922 yılında hayata veda eden Osmanlı Türk cihan devletinin başkenti İstanbul, ‘itilaf devletleri’ tarafından 13 Kasım 1918‘de işgal edilmiş, 16 Mart 1920’de de Meclisi Mebusan basılmış, dağıtılmış ve bazı milletvekilleri tutuklanmıştır.

Bu olayın ardından 38 gün sonra Ankara’da yeni devletin Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920‘de açılmış ve tarihimizin dönüm noktasını oluşturmuştur.
Üzerinden 100 yıl geçti.
100 yıl önce, 100 yıl sonra gibi bir değerlendirme yapmaya bu köşe yetmez bize...
Osmanlı Devleti’nin küllerinden doğan devletimizin sonsuza kadar yaşamasını diliyoruz.

ÇOCUKLAR GİBİ NEŞELİ

Meclisin açılmasının coşkusunu çocuklar gibi sevinerek, neşe içerisinde kutluyoruz.
Bu arada dünyada ‘çocuk bayramı’ yapan ilk ülke olmanın gururunu da yaşıyoruz.

Yazının Devamını Oku

COVID-19’dan başka hastalıklar da var!

17 Nisan 2020
Yatıyor kalkıyor, hergün koronavirüsü konuşuyoruz.Aslında zor bir süreçten geçiyoruz.

Halkın bozulan ruh sağlığını güçlendirmek için ciddi çabalar göstermeli, yapıcı ve moral artırıcı yöntemler geliştirmeliyiz.
Pozitifliği, hastaları, izolasyonu, karantinayı, iyileşenleri, yoğun bakımları, ölümleri, definleri ve mezarlıkları anlatıyoruz.
Virüsün özellikleri, yayılma, bulaşı yapma gücü, hastalığın belirtileri, nereye nasıl müracaat edileceğini.
Korunmanın ne şekilde yapılacağını, maskeyi, gözlüğü, siperliği, eldiveni, tulumu, galoşu televizyonlarda kıran kırana tartışıyor ve yorumluyoruz.
Bir sürü istatistik ve grafik yayınlıyoruz.

*

Halkın kafası gereksiz bilgilerle mi dolduruluyor?

Yazının Devamını Oku

Hıfzıssıhha kurumları ile salgın yönetmek

10 Nisan 2020
Düğün, dernek, sünnetSinema, tiyatro, şenlik yok.Futbol, basketbol, voleybol Güreş, karate, judo yok.

Eldiven var, maske var, tulum var…
Tribün, salon, hipodrom
Seyirci, taraftar yok.
Slogan, tezahürat,
Alkış, küfür, kıyamet yok.

*

Panik var, korku var…

*

Yazının Devamını Oku