Paylaş
Yaşlıların ve gençlerin içeride, diğer yaş grubunun dışarıda kalması, hafta sonları ve bayram günleri gelen sokağa çıkma yasağının devam etmesine, koronavirüs pandemisi için bir mücadele ve korunma metodu olmasına itirazımız yok.
Ama kabul edelim ki, hem kafalar karışık, hem yasak trafiği karışık.
Açık alanlarda yürüyüş yasak, çarşı pazar ve AVM’lerde dolaşmak serbest!..
İlginç...
*
Herkes canını koruma derdinde.
Bayramda bile gönül rahatlığıyla sarılıp kucaklaşamadık, el öpemedik.
Olan çocuklarımıza oldu, büyüklerin elini öpemediler, harçlık alamadılar.
Ramazanda teravih, bayram namazı yasak.
Tadı tuzu yoktu bayramın.
Yaradan bir daha böyle bayramlar yaşatmasın...
COVID-19 TABLOSU AĞIR
Koronavirüs nedeniyle 6 ay içerisinde dünyada 346 bin kişi hayatını kaybetmiş.
5 milyon 468 bin hasta tespit edilmiş.
2 milyon 253 bin kişi de hastalığı yenmiş.
*
Peki, Türkiye’de durum ne?
Mart, Nisan, Mayıs; 3 ayda 1 milyon 900 bin test çalışılmış.
159 bin kişide COVID-19 pozitif çıkmış.
121 bin 600 hasta iyileşmiş.
4 bin 400 kadar yurttaşımız hayatını kaybetmiş.
Çok acı...
Bir enfeksiyon etkeni adeta biçiyor insanları.
Bağışıklığı zayıf, akciğer, şeker, kalp ve damar hastalığı ve siagara, alkol, madde kullanımı olanları kolaylıkla etkisi altına alan virüs en çok İstanbul, Ankara ve İzmir’de etkisini hissettirdi.
YA VİRÜS, YA EKONOMİ
Virüs canları biçerken iktisadi, ticari, sosyal, kültürel, turistik ve sportif yaşamı da perişan etti.
İşsizlik, durgunluk ve iflas haberleri kimseyi şaşırtmıyor.
Dükkan ve ev kiralarının ödenmesinde sorunlar yaşandığı, bankalara kredilerin aksadığı, çek ve senetlerle ilgili problemlerin de can yaktığı biliniyor.
*
Devletin veya hayırseverlerin yaptığı yardımlar da bir yere kadar.
Kim ne derse desin ülke olarak zorlanıyoruz.
Bu kötü tabloyu acilen değiştirmeli, yeni bir kalkınma hikayesi yazmalı,
Üretim
Üretim
Üretim
İlla da üretim ile çıkmalı bu girdaptan.
*
* Tarım, hayvancılık ve sanayii ön almalı.
* Abuk sabuk vergiler kaldırılmalı.
* Üretici için kredi, sigorta, akaryakıt ve enerji teşvikleri gelmeli, halk moral bulmalı.
* Bir yandan devlet, diğer yandan da vatandaş yatırım yapmalı.
* İş alanı açmalı, ithalatı sınırlayarak yerli üretimi teşvik etmeli.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk ile yaptık bunu;
Yine yapabiliriz!
Başka bir yolu var mı?..
NORMALLEŞEREK İŞE DÖNÜŞ
Yılı yarıladık sayılır.
Haziran başından itibaren işe dönüş süreçlerini başlatıp ‘normalleşme’ için tutarlı adımlar atacağız.
Karar bu...
Zira esnaf batıyor!..
Günü birlik çalışıp, evlerini geçindirenler aylardır işsiz...
*
Evden çalışmalar bitecek.
Hasta ve engellilerin durumu yeniden değerlendirilecek.
Dört elle işe başlayacağız.
*
Sokaklara, caddelere, imalathanelere, fabrikalara dolacağız yine.
Arı gibi çalışmalı, üretmeliyiz...
Ama virüsün de şakası olmadığını unutmayacağız;
1. El temizliği ve hijyenine özen göstereceğiz,
2. Havalandırmaya dikkat edeceğiz, klima bakımı yaptıracağız, dış ortam havası kullanacağız,
3. Temas etmeyeceğiz, dokunmayacağız, sarılmayacağız ve tokalaşmayacağız,
4. Fiziksel mesafeleri koruyacağız. En az 1,5 metre kuralını uygulayacağız,
5. Maske ve eldiven takacağız,
6. Ortam temizliği ve dezenfeksiyonunu sürdüreceğiz,
7. Kalabalık yerlere uğramayacağız.
BU BİR UYARIDIR
Normalleşme süreci ile cesur adımların atıldığı bir çok faaliyetin başlatıldığı bir ortamda önlemleri ihmal edenleri uyaralım;
Kendinizin öldüğünüzü asla fark etmeyeceksiniz. Lakin sevdiklerinizin kaybına neden olarak, vicdan azabıyla yaşayabilecek misiniz?..
YA KORONAVİRÜS, YA EKONOMİ
Devlet, işverenler ve çalışanlar tüm önlemleri alacak, hayat yeniden canlanacak.
Yoksa virüs değil ama ekonomi milleti perişan edecek!..
Ya korona, ya ekonomi...
*
Salgının biraz abartıldığı, çeşitli senaryoların yazıldığı, virüs üzerinden dünya devlerinin paylaşım savaşı yaptığı ve ilginç tartışmaların devam ettiği bir ortamda önce sağlık demeliyiz.
Yüzyılda bir yaşanan bir olayla karşı karşıya kalan insanlar olarak korku ve panik tablosunu da aşmış bulunuyoruz.
Bundan sonra sanırım basit düşünüp, basit yaşayacağız...
Paylaş