Paylaş
Çağ açmak, çağ kapamak da kale kapısı açıp kapamak değildi elbet!..
Burada medeniyet farkı öne çıkar.
Bu zaman eşiklerinin nasıl oluştuğu ile de ilgilenmiyorum.
KORONAYLA GELEN
Yaklaşık altı aydan beri neredeyse tüm ülkeler koronavirüs salgını ile uğraşıyor.
Pandemi, ölüm, hastalık, pozitiflik, test, bağışıklık, entübe, yoğun bakım, karantina, izolasyon, sosyal ve fiziksel mesafe, maske, eldiven, tulum, dezenfektan, çamaşır suyu, sabun, su, el yıkama, hijyen, temizlik, öksürük, hapşırık, ateş, solunum sıkıntısı, 65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağı, şehirlerarası seyahat kısıtlaması, camilerin kapanması, minarelerden yükselen selalar, ekonominin çöküşü, işsizlik, durgunluk, kapanan işyerleri, keyifsizlik, gibi bir sürü şey.
Birkaç ay içerisinde bunların fazlasını yaşayan dünya artık eskisi gibi yoluna devam edebilir mi?
*
İnsan, her şeyi hoyratça kullandı.
Tüketmekte sınır tanımadı.
Havayı gazlara, küllere, kimyasallara gark etti. Toprağı ve suyu tarım ilaçlarıyla kirletti…
Kirlettikçe kirletti…
Dereleri, ırmakları, gölleri, sulak alanları kuruttu.
Dağlar, tepeler, yaylalar, meralar, ormanlar ve yeşil alanları madencilerin doymaz hırslarına kurban etti.
Ozon tabakasında ki yırtık güneşin zararlı ışınlarının dünyaya yansımasına neden oldu, kanser ve daha birçok sağlık sorunu tetiklendi.
ÇEVRENİN SAĞLIĞI BOZUK
Yaşam için gerekli olan çevrenin sağlığı bozuldu…
Kirlilik, gürültü, atıklar, kimyasallar, radyasyon, elektromanyetik alanlar ve doğa tahribatı çevrenin ve insanın sağlığını bozmaya yetiyor.
Hele ticari kar uğruna tarım alanlarının kontrolsüz ve plansız bir şekilde sanayiye ya da madencilik faaliyetlerine açılması başlı başına büyük bir sorun olarak önümüzde durmakta.
RANT DÖNEMİ
Türkiye’nin her bölgesinde birbirine benzer çevre sorunları var.
Bu sorunlar kendiliğinden olmuyor elbette, her bakımdan güçlü olanlar bu sorunları yaratıyorlar.
Son yıllarda neredeyse her dereye, her ırmağa kurulan HES’lerin bölgenin doğal dengesini bozarak oluşturduğu problemlere ilave olarak madencilik faaliyetleri de tartışmaların merkezine oturdu.
Bu dönemde bölge insanının, köylülerin hakları, fikirleri, talepleri, itirazları yapıcı karşılık bulmuyor maalesef.
‘Hak haklının değil, hak güçlünün’ oldu!..
*
Tarım ve gıdanın başkenti diye caka sattığımız Bursa her geçen gün irtifa kaybediyor.
Bursa’da tarım denildiğinde iki ilçe hemen söylenir; Karacabey ve Yenişehir…
Karacabey taraflarında birinci sınıf tarım arazileri Organize Sanayi Bölgeleri için ‘vicdansızca’ önce feda, sonra talan edildi… Sanayi çok yere olur ama tarım her toprakta olmaz…
Yok edilen araziler tarım topraklarıydı, halkın sesi çıktı ama!..
YENİŞEHİR'İN ATEŞİ YÜKSEK
Yenişehir’de bugünlerde oldukça sıkıntılı. Herkesin ateşi yüksek…
Adeta ayaktalar. Köylüler, Çevre STK’ları ve siyasetçiler çevrenin tahrip edilmemesi için direniyorlar…
Ancak madencilerin baskısı da gün geçtikçe artıyor…
*
‘Millet EvdeKal’dı, firma fırsat bu fırsat arazideki ağaçları kesti..!
Yenişehir’in Kirazlıyayla köyünde kurşun ve çinko madenciliği yapan Lübnanlı Meyra Madencilik daha büyük araziye yayılmak, madeni ayrıştırmak için havuz yapmak amacıyla köylülerin yaşam alanları üzerinde tasarrufta bulunuyor.
‘KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR’
Arazileri ellerinden alınarak Meyra Maden Firması’na teslim edilen köylüler birkaç gündür şirketin iş makinalarına karşı adeta nefsi müdafaa yapıyorlar.
Biz uzun yıllar öncesinden ‘Köylü milletin efendisidir’ diye bilirdik.
Öyle değilmiş!..
O söz sadece belleklerde hoş bir anı olarak kalmış…
*
Kim ne derse desin, son yıllarda müthiş bir çevre talanı var.
Ormanlar kesiliyor, sahiller yağmalanıyor, SİT dereceleri değiştiriliyor, yeşil alanlar imara açılıyor… İnsanların sağlıklı bir şekilde yaşaması için gerekli olan hangi çevre elemanı varsa tahrip ediliyor…
*
Taş devri, tunç çağı, bakır çağı, demir çağı, sanayi devri, teknoloji devri derken şimdi ‘hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ sözünün hakkı verilecek ve ‘Covid-19 sonrası dönem’e gireceğiz. Belki de girdik…
İş ve özel yaşam, ilişkiler, eğitim, bilişim, dijital platformlar ve online olmak kavramları ile daha çok haşır neşir olacağız.
Yeni dönemde; çevreye ve insana saygı mecburen öne çıkacak!
Paylaş