Doğan Hızlan

Ali Rıfat Çağatay

1 Mayıs 2022
Müzik çevrelerinde çoğunlukla İstiklal Marşı’nın ilk bestecisi olarak bilinen, özellikle ‘Tereddüt’ adlı eser ile tanınmış, yenilikçi bir müzik adamı olduğu hafızalarda yer etmiş olan besteci, udi, çellist, şef, notist Ali Rıfat Çağatay’ın yayın hayatı, üzerinde durulmamış bir konudur.

Çağatay’ın yazıları, hem çoğunlukla çeşitli gazete ve dergi sayfaları arasında kaldığından hem de yazıların önemli bir kısmı eski harflerle basılmış olduğundan, ardından gelen nesillerce bilinmemektedir. Oysa yaşadığı çağın dönüşüm ruhunu benimseyen, Doğu ile Batı’ya bütünleştirici bir biçimde yaklaşan ve yaklaşımını deneysel çalışmalarıyla Türk müziği sahasına yansıtarak mevcut müzik hayatını geliştirmeye uğraşan Çağatay, bu uğraşısını yalnızca müzik besteciliği ve icracılığıyla değil, yazılarıyla da çağdaşlarına ve gelecek nesillere iletmiştir.



Bu kitapta ise, Ali Rıfat Çağatay’ın elde mevcut tüm yayınları bir araya getirilerek ilgililerine sunulmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde çeşitli resmi görevlerde bulunan ve orta kademede bir bürokrat olan Ali Rıfat Çağatay’ın tespit edilen ilk yayını 1895, son yayını ise 1934 tarihlidir. Aldığı eğitimin ve mesleğinin sonucu olarak, Çağatay’ın özellikle müziğin teknik konularını işleyen ilk yazıları, bugünün okuyucusuna karmaşık gelebilecek bir üslup ile yazılmıştır. 40 yıla yayılan yazı hayatı esnasında, Türk alfabesinde, imlasında, kelime dağarcığında, yazı üslubunda köklü değişikliklerin gerçekleştiğine tanık olan Çağatay elbette zaman geçtikçe, dönemin ruhuna uygun olarak dilde ve üslupta sadeliğe yönelmiş olsa da son yazılarının kelime dağarcığının bile bugünün okuyucusuna yabancı kalması mümkündür.

İçindekiler:

Sunuş

Ali Rıfat Çağatay

Yazının Devamını Oku

Sevdiğiniz ve seveceğiniz romanlar üzerine…

30 Nisan 2022
Nice romanı okurken, kahramanlarının, olayların peşinde sürükleniriz. Ama o romanı ne kadar anladık, edebiyat tadı alabildik mi? Yazarını ne kadar tanıyoruz, diğer eserleri arasında bu romanın yeri nedir? Eleştirmenlerin, araştırmacıların çabası işte bu alanda önemli bir işlevi yerine getirir.

Jale Özata Dirlikyapan’ın hazırladığı ‘Mesafeyi Aramak- 2010’lu Yılların Romanları Üzerine Yazılar’ kitabı okura eleştirmenlerin bakış açısını veriyor. Sunuş’ta çalışmasının ana hatlarını açıklıyor Dirlikyapan: “Romanları incelemenin, anlamlı, bütünlüklü bir bakışla roman ile okur arasındaki ilişkiye derinlik katmanın pek çok yolu var. Kimi durumlarda yazarın
niyetinin karşısına metnin niyetini çıkarmak, kimi zamanlarda da
bu iki yaklaşımın kesişim noktalarını okur niyetiyle analiz ederek metni ‘çok niyetli’ bir
anlamlandırma pratiğinin nesnesi kılmak mümkün. Farklı kuramsal yaklaşımların, farklı öznel durumların; kimi zaman
bu ikisinin sessiz bir işbirliğiyle iç içe geçmesinin ulaşmak istediği ortak hedef, romanı kat kat açmak, romanın ‘varsayılan’ örtülerini kaldırmaktır.
Farklı yazarların, Türkiye’de son 10 yıl içinde yayımlanmış romanlardan biri üzerine derinlemesine düşünmelerini ve bu kitap hakkında yorumlarını yazmalarını hayal ettim. Onların metinlerden oluşan bir derleme hazırlama fikri, yaklaşık üç yıldır aklımdaydı. Yazıların ‘romancı’ya değil de tek bir romana odaklanmasını özellikle istiyordum. Yazılar o tek yapıtın performansına dönüşmeliydi. Bu kitapta 15 roman üzerine farklı kuramsal yaklaşımlar ve farklı bakış açılarıyla hazırlanmış 15 yazı bulunuyor.”
Dirlikyapan’ın kitabının içerik düzeni şöyle: Önce romanın adı, daha sonra yazarın ve üzerine yazanın adı yer alıyor.


Yazının Devamını Oku

Dünden bugüne Kudüs

29 Nisan 2022
Murat Kargılı’nın önemli bir kitabını tanıtacağım:

‘Souvenir of Jerusalem - Kudüs Hatırası’

Türkçe ve İngilizce dillerinde yayımlandı.

‘Sunuş’ yazısını IRCICA Genel Direktörü Prof. Dr. Halit Eren yazmış:

“Yeryüzünün başlıca kutsal şehirlerinden biri olarak bilinen Kudüs’ün tarihte en uzun süre emanet edildiği yönetim olan Müslümanların döneminde, devlet tarafından olduğu kadar bireylerin de kurdukları vakıflar ve diğer teşekküller marifetiyle hem çağlar ötesinden gelen medeniyet mirası korunmuş hem de yeni mimari eserler inşa edilerek şehir ve kültür sürekli geliştirilmiştir.

Tarihin en uzun barış dönemlerinin yaşandığı, inançların bütün renkleriyle bir arada müşterek bir hikâye yazdığı devirlerin hatırasını bugüne taşıyan belgelerdeki şahitliklerin önemi büyüktür.

Bu koleksiyonlar Kudüs’ün geçmişini ve bugüne kalan medeniyet mirasını anlamamıza yardımcı olmakta, araştırmacılar tarafından bilgi kaynağı olarak kullanılmaktadır.

Elinizdeki kitap

Yazının Devamını Oku

Lezzet çeşitlendirmeleri

28 Nisan 2022
Burak Aziz Sürük – Cengiz Çakıt’ın yazdıkları ‘Telezzüz’ün başında Çiğdem Simavi’nin girişi yer alıyor:

“Sofra kültürü ve yemek tarifleri çok küçük yaşlarımdan itibaren en sevdiğim konular arasındadır. Bu nedenle mutfakla ilgili her şeyi yakından ve büyük bir hazla takip ederim. Seyahatlerimde mutlaka yerel tatların servis edildiği lokantalara gider, beğendiğim tarifleri not alırım.”

Kitap kahvaltı ile başlıyor, sonra da diğer tarifler sıralanıyor. Bilinen yemekleri yapmanın dışında yeni yemekler arayanlar için bu kitap yararlı bir kaynak.

Tarifler:

Kahvaltı

Çorbalar

Salatalar

Başlangıçlar

Yazının Devamını Oku

Tufan Türenç’i kitaplarıyla anmak

26 Nisan 2022
Basın dünyasının ustalarının anılarına çok önem veririm. Portreler, tespitler, yorumlar yalnız kuşakdaşları için değil genç kuşaklar için de yararlıdır. Kaybettiğimiz arkadaşımız Tufan Türenç’in biyografisini gazetelerde okudunuz. Uzun yıllar birlikte, aynı gazetede çalıştık. Günlük gazetenin çerçevesini aşan biriydi. Müzikten tiyatroya kadar sanat etkinliklerini bilerek izlerdi.

Günlük gazeteye yalnız siyasetin değil sanatın, yaşamın da sızmasını sağlardı.

Onun ardından en güzel vefa örneği, unutmadığımızın göstergesi kitaplarını okumak olacaktır. Onları hatırlatmak istiyorum.

BÂBIÂLİNİN ÖTEKİ YÜZÜ

Her gün gazetenizi alıp okumaya başladığınızda, ardındaki yoğun çalışmaları, gerilim içindeki günlük yaşamı düşünmezsiniz. Tufan Türenç işin mutfağına sokuyor okurunu.

Ünlü adların serüvenleri, davranışları, yaşamın temposunda dostluklar, eleştiriler...

Saint Benoit’nın Çanları

Yazının Devamını Oku

Dinlerken okuyun

24 Nisan 2022
Her zaman iyi bir klasik müzik dinleyicisinin iyi bir müzik kitabı okuru olmasını da salık veririm. Amacım dinlediğinizden daha çok zevk almanız.

Üzerine yazacağım kitap, kütüphanenizde kuşaktan kuşağa kalacak bir müzik tarihi.

“Besteciler, Yaşamları ve Eserleri”

Ön kapak fotoğrafı Wolfgang Amadeus Mozart (1756 – 1791).

Arka kapakta Maurice Ravel’in bir sözü:

“Bugüne kadar yaşadığım tek aşk ilişkisi müzikle oldu.”

Antonio Vivaldi, Clara Schumann, George Gershwin.

Birçok besteciyi dinliyoruz, müzik tarihindeki yerleri nedir, hangi besteleri tanınmıştır, öğreniyoruz.

James Naughtie

Yazının Devamını Oku

Yemeklerden yemek beğen

23 Nisan 2022
M. Sabri Koz’un hazırladığı ‘Geçmişten Günümüze Milli Yemek Kültürümüz’ kitabında 70’i aşkın yazarın, edebiyatçının yazıları bir araya getirilmiş. Yazılar dünden bugüne değişen lezzet anlayışımızı yansıtıyor, okuyucuya edebiyat tadı veriyor.

Ramazanda iftar sofralarının çeşitliliği hepimizin iştahını kabartır. O kadar çok yemek kitabı yayımlanıyor ki meraklısı kaynaklar arasında seçim zorluğu çekebilir.

Ayrıca son yıllarda birçok kent kendi mutfağını yaşadıkları farklı şehirlerde de tanıtıyor. Böylece “Eski ağza yeni taam” sözü doğrulanmış oluyor.

Peki, yemek kültürümüz neleri içeriyor? Değişik dönemlerde neler yendi? Hangi yemek kitapları bu konuda bilgimizi arttırıyor?

M.Sabri Koz’un hazırladığı ‘Geçmişten Günümüze Milli Yemek Kültürümüz’, meraklısı olmasak da evimizde bulunması tavsiye edilecek kitaplardan.

Sunuş’ta kitabın niteliğine dair notlar da var:

“İnsanın yiyecek ve yemekle ilişkisi var oluşuyla yaşıt. Bir şeyler ‘yeme’yi öğrenmek tabii bir şey olduğu kadar bunu ‘yemek’ düzeyine çıkarmak da insanın özel gayretleriyle ulaştığı bir sonuç, bir gelişme, bir yaşama biçimi, bir insan-coğrafya ilişkisi.

1980’lerde başlayan ve yaygınlaşan, yerel yemek yarışmaları, yemek konulu bilimsel toplantılar, kitaplar, makaleler, bildiriler büyük bir koleksiyon oluşmasına yol açtı.”

Yazının Devamını Oku

Hayatımda güzel bir gün

22 Nisan 2022
Her şey Yeni Levent Anadolu Lisesi’nden bir davetle başladı.

Yeni açılacak kütüphaneye benim adımı vereceklerini söyledi yetkililer.

Böyle onursal bir çağrıya Yemen’de olsam kuşun kanadına biner gelirdim, yürekten ‘Evet’ dedim.

Bazı günler insanın biyografisinde büyük harflerle yazılmalı, ben de böyle bir gün geçirdim.

Açılışa Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in geleceğini belirttiler, ben eski kuşaktan bir İstanbullu olarak, devletin ilgisi her zaman beni mutlu eder.

Okula girer girmez beni Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ile İstanbul Valisi Ali Yerlikaya karşıladı. Elbette İstanbul Milli Eğitim Müdürü, okulun müdürü onlarla birlikteydi.

Bu tür ödüllendirmelerin yalnız alana değil, bu töreni seyredenlere de bir mesaj olduğu kanısındayım. Bir mesleğe, bir sevgiye, hele kitaba kendinizi adarsanız mutlaka sizi takdir eden, ödüllendiren bir kurum, o kurumu temsil edenler çıkar.

Hazırlıkları, düzenlemeyi gördükçe, yaşadıkça tören protokol açısından gerçekten çok başarılıydı diyebilirim. Böyle toplantılarda içerik kadar biçim de önemlidir, hatta zaman zaman öne geçer.

Yazının Devamını Oku