Doğan Hızlan

Yaşadığını yazmak

5 Kasım 2019
Faruk Şüyün’ün hazırladığı “Mahallem İstanbul” başlıklı Adnan Özyalçıner kitabını okudum.

İyi bir yazarın hayatla edebiyat arasındaki bağlantıyı nasıl ustaca kurduğunu fark ettim. Elbette onun şimdiye kadar yayımlanan bütün kitaplarını okudum ama iyi yazarları her okuyuşunuzda yeni özellikler keşfedersiniz.

Kitabın ilk özelliği onun yaşamını kendi ağzından okurken, kenar mahalle dediğimiz yerlerin ve insanlarının derin dünyasını tanıdık, tanıklığın edebiyattaki önemini de bir kez daha onayladık.

1950 Kuşağı’nın, benim kuşağımdan bir yazarın hayatını, edebi tarihini/tarihimizi anılarımın eşliğinde okudum. Kuşağımızın bütün serüvenini, dostluklarımızı, edebiyata başlamamızı sevgiyle kaleme getirmiş.

Göz önündeki İstanbul’u yazanlar çoğunlukta, görkemli olmayan İstanbul’u yazmak zor. Şimdi onun yazdığı yerleri dolaşıyorsunuz, oraları tanıyorsunuz, eğer onu okumadıysanız eksik, yanlış tanırsınız, o semtlerin lezzetini alamazsınız.

Şüyün, nerelerde konuştu TÜYAP Onur Yazarı ile.

Cağaloğlu’ndaki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin lokalinde, Büyükada’da nerelerden söz edilecekti. Karagümrük’ten, Beyazıt’tan, Eyüp’ten.

Hazırlayandan bir cümle:

“Adını bir çırpıda söyleyecekti Adnan bey; ‘Mahallem İstanbul’.

Yazının Devamını Oku

Tangonun başvuru kitabı

3 Kasım 2019
Her alanın kurucuları, ona dair tarihin içinde özel bir yere sahiptirler.

Türk tangosunun kurucusu Necip Celâl Andel de bu adlardan biridir.

Ertuğrul Sevsay’ın hazırladığı kitap, önemli bir başvuru niteliği taşıyor.

İki ciltten oluşan kitabın kapağı, çalışmanın ne kadar kapsamlı olduğunu gösteriyor:

Türk Tangosunun Kurucusu

Necip Celâl Andel

Sanatı, Hayatı, Yaşadığı İstanbul*

Kitap ithaflarını önemserim.

Yazının Devamını Oku

‘Hoş Sadâ’ üzerine

2 Kasım 2019
Bazı kitaplar vardır ki o konuda bir kitaplık kuruyorsanız mutlaka onu bulundurmalısınız. Bu tür kitaplardan biri de İbnülemin Mahmut Kemal İnal’ın ‘Hoş Sadâ’sıdır.

Kitabın başında şu açıklama yer alır: “Sekiz forması İbnülemin Mahmut Kemal İnal tarafından yazılan bu eser, evrakı arasında çıkan vesikalara dayanılarak ve birçok ilâveler yapılmak suretiyle Avni Aktuç tarafından tamamlanmıştır.”

Kitabın içerik sıralaması:

* Soluk Hatıralardan Yankılanan Nağmeler

* Takdim

* İbnülemin Mahmut Kemal İnal

* Hayatı, Şahsiyeti ve Eserleri

* Üstad İbnülemin Mahmut Kemal İnal

* Üstad İbnülemin’e Dair

Yazının Devamını Oku

Kitabın başkenti İstanbul

1 Kasım 2019
TÜYAP 38 yıldır İstanbul’da kitap fuarı düzenliyor.

Benim gibi ilk fuardan bugüne kadar gelişimi izlediyseniz, hem kurum hem Türkiye adına gönenirsiniz.

Fuarların bir başka havası vardır, küçük çocuklardan ileri yaşlardaki ziyaretçilere kadar, ellerinde kitap poşetleri, paketleriyle gezenlerin görüntüsü sizi bir başka dünyaya götürür. Küçük çocukların cıvıltıları yarının okurlarının sesi olarak gelir bana.

Fuarlar sadece kitap alma yerleri değildir. Bütün yayın dünyasını bir mekânda izleyeceğiniz, yazarlarıyla buluşacağınız, söyleşilerde yeni bilgiler edineceğiniz yerlerdir.

Fuar bir yılın dökümünü sunduğu gibi, yeniliklerin de habercisidir. Yıllar önce küçük standlarda yapılan imza günleri bugün geniş salonlara taşmıştır. Bu görüntü hem yazarların kitap satışlarının artışını hem de okur ilgisinin yoğunluğunu sergilemektedir.

Bu yılın teması benim için de heyecan vericidir.

Tema “1950 Kuşağı”dır. Benim de mensup olduğu bu kuşak gerçekten de edebiyat tarihimizde kendine özgü bir yer sağlamıştır.

Üstelik benim için ayrı bir önemi vardır.

Öykücüler ilk kitaplarını 1959’da yayınlamışlardır, 2009’da 50. yıl baskıları yapılırken

Yazının Devamını Oku

Kalem tutkunlarının buluşma günü

31 Ekim 2019
Kalem sevenler, koleksiyonerler bu yıl da Penfest’te buluşacaklar.

2-3 Kasım tarihleri arasına gerçekleştirilecek festivalin bu yılki mottosu:

‘Kalemin Ucunda İstanbul’.

İkinci kez Çırağan Sarayı’nda Markakalem.com tarafından düzenlenen buluşmanın açılışında geçen yıl kalem meraklısı olanlar konuşma yapmışlardı.

Adlarını vereyim de bu yıl da onları orada görebilirsiniz:

Nabi Avcı

Buket Uzuner

Feridun Andaç

Koray Şerbetçi

Yazının Devamını Oku

Nutuk’u okumadan Cumhuriyet’i anlayamazsınız

29 Ekim 2019
CUMHURİYET BAYRAMI haftasında bir rejimin kuruluşunu, onun oluşum sürecini, bir liderin bugüne gelinceye kadar geçirdiği siyasi/toplumsal aşamaları ancak Nutuk’tan öğrenebilirsiniz.

İlk baskısının dilini, yazım temposunu da çok beğenirim. Kişi tasvirlerinin de başarılı olduğu kanısındayım.

Cumhuriyet, onun liderinin temel kitabı okunmadıkça anlaşılmaz.

Atatürk’ün Cumhuriyet sonrası kültür alanında gerçekleştirdiği devrimleri, o zaman daha doğru algılanır.

Şimdi o kadar çok baskısı var ki herkes okuyup anlayabilir, ondan sonra Cumhuriyet’e dair kitaplar ve Atatürk üzerine çalışmalar yapılabilir.

Artık Cumhuriyet üzerine eskisi gibi romanlar yazılmıyor, hele şiire hiç girmiyor.

İki nedeni olabilir bence.

Birinci neden, kitapların çoğu o günleri yaşayan, Cumhuriyet rejiminin kuruluşu içinde bulunan kişiler tarafından birinci ağızdan yazılmaları. Bazıları da belgelere, bilgilere dayanılarak kaleme alındı.

İkincisi bunun düzyazıda, incelemede yazılmasını tercih ediyorlar. İçine edebiyatın özelliğini katmıyorlar. Şiire gelince, sanırım o şiirsel coşku bitti.

Yazının Devamını Oku

Notaların birleştirdiği hayatlar

27 Ekim 2019
Aynı meslekten olanların mesleklerini icra ettikleri zamanın dışında, evdeki hayatları nasıldır? Birbirleriyle meslekleri üzerine fikir alışverişinde bulunurlar mı? Aynı işyerinde çalışanların eve dönüşleri nasıl bir atmosfer yaratır?

Müzisyenler için böyle bir durum da vardır. Aynı orkestrada çalışabilirler, biri şef biri solist olabilir.

Doktorlar için durum nasıldır? Edebiyatçılar için akşam yemeği nasıl geçer?

Birbirlerine anlatacakları çok şey olabilir mi yoksa tekdüze saatleri tüketmekle mi yetinirler?

Gazeteciler için farklı bir dünya olabilir mi? O kadar renkli bir meslek ki bence akşam evlerinde buluştuklarında birbirlerine anlatacakları çok şeyler vardır.

Avukatlar ne yapar, gündelik yaşamlarından kesitler mi sunarlar birbirlerine.

Bu konuyu gündemime getiren bir müzik dergisinin kapağındaki fotoğraf ve yazı oldu:

BBC Music dergisinin kapağında ünlü mezzosoprano Magdalena Kozena ile ünlü şef Simon Rattle’ın birlikte çekilen bir fotoğrafları var.

Yazının Devamını Oku

Müzik, hayatınızı güzelleştirir

26 Ekim 2019
Klasik müziği seviyorsunuz, peki kaç besteciyi tanıyorsunuz? Bestecilerin hayat hikâyelerini biliyor musunuz? Yeni bestecileri keşfetmek istemez misiniz? Müzik üzerine müzisyenlerin, eleştirmenlerin, başka sanatçıların, edebiyatçıların söylediklerini merak eder misiniz? Bütün bu soruların yanıtlarını, fazlasını tek bir cilt kitapta bulacaksınız. Üstelik yalın bir üslupla, kolay anlaşılır bir dille, tatlı tatlı okuyacağınız, herkesin yararlanacağı bu kitabın adı: ‘Klasik Müzik’.

Ana bölümleri sıralayınca Alfa Yayınları’ndan çıkan ‘Klasik Müzik’ kitabının kapsamının genişliğini fark edeceksiniz: Erken Müzik (1000-1400), Rönesans (1400-1600), Barok (1600-1750), Klasik (1750-1820), Romantik (1810-1920), Milliyetçilik (1830-1920), Modern (1900-1950), Çağdaş...
Kitabın editörü sahnede gördüklerimizin gerçek hayatın bir yansıması olduğunu yazdıktan sonra bakın ne diyor: “Klasik müziğin özünde de tüm müziklerde olduğu gibi tutku vardır. Geçmişin önemli eserlerinin yüzyıllardır varlığını koruması, çağdaş bestecilerin bunların güzelliğiyle boy ölçüşebilecek eserler üretmeye çalışması, milyonlarca kişinin bu eserleri bugün de çalıp dinlemeyi sevmesi ve kendinden geçmesi bu nedenledir.”
Sayfa düzeni birçok bilgiyi özet halinde öğrenmenizi sağlıyor. Müziğin tarihini, o tarihi yaratanları, öncüleri, en önemli eserleri o sayfada yer alıyor. Elbet biyografilerini de okuyabilirsiniz.
Teknik deyimler de kısa notlarla açıklanıyor.
‘Müzik, güldüren
bir bilimdir’
Müzik hakkındaki özlü sözler müziği sevmeniz, dinlemeniz, hayatınızın her anında sizin yanınızda olmasını sağlar: “Müzik güldüren, şarkı söyleten ve dans ettiren bir bilimdir.”

Yazının Devamını Oku