Evde yaşamaya alıştık. Eşofman ve spor ayakkabı rahatlığıyla iş toplantıları yaparken, Zoom gibi dijital ortamlar hepimizin yeni plazaları oldu. Sağlıklı olduğumuz her zaman daha iyi gözükmenin yollarını aramaktan kendimizi alıkoyamadığımızı da bu süreçte gördük.
Peki bu durum ne kadar sağlıklı?
Biz doktorlar, sağlığı “ruhsal ve fiziksel açıdan iyi olma hali” diye tanımlarız. Konu estetik olduğunda da tanım aynıdır. Estetik, kişiye zarar vermeden iyi olma halinin korunmasıdır. Peki neden iyi gözükmek isteriz? Kendimiz için mi, yoksa yaşadığımız çevreye iyi gözükmek için mi?
Tabii ki hem kendimiz hem de yaşadığımız çevre için iyi gözükmek isteriz. Öncelikle kendimizi iyi hissederek dış dünya ile ilişkilerimizi daha sağlam kurarız. Mutluluğun ilk şartlarından biridir kişinin kendisini sevmesi. Bu nedenle her her şartta hep daha iyi olmak için uğraşırız.
YENİ NORMALDE İLGİ YÜZE KAYDI
Nasıl koruyabiliriz?
Egzama ya da kimyasal veya fiziki etkenlere bağlı olarak eller bu dönemde fazla yıpranmaktadır. Yeni estetik trendlerde ellere yapılan işlemlerle yaşlanmasının da durdurulması planlanmaktadır. İşte bu dönemde el estetiğimizi nasıl koruyalım...
Yazın güneşin etkisiyle ellerde güneş lekeleri meydana gelirken kışında eller suyunu kaybederek ince kırışıklar oluşur. Yaşın ilerlemesi ile de cilt altındaki yağ dokusunu azalırken ellerin genetiğinin etkisiyle yaşlanma başlar. Ellerini çok sık sabunla yıkayan ve özellikle ellerini direkt bulaşık deterjanı gibi temizlik malzemeleriyle temasta bırakmamızla yaşlanma hızlanır. Elleri deterjanlardan uzak tutmak gerekir. Çıplak elle çamaşır veya bulaşık deterjanın kullanılması yaşlanma ve yıpranmayı artırır.
Yaz ya da kış aylarında dışarıya çıkarken ellerin üzerine yüze uyguladığımız gibi güneş koruyucu kremler sürülmelidir. Elleri korumak için her yıkama sonrası özellikle yağ bazlı kremlerle ya da losyonlarla eller nemlendirilmelidir. Ellerin nemini iyi tutmak için çok soğuk havalarda dışarıya çıkarken soğuktan koruyucu eldiven takmak çok önemlidir. Geceleri yatarken saf zeytin yağı, vazelin gibi iyi nem sağlayan kremler ele uygulanmalı ve çok yıpranmışsa ellerde gerekirse koruyucu bir eldiven de giyilerek yatılabilir. Elleri çok sıcak ya da çok soğuk su ile yıkamakta yıpranmayı arttırdığından ellerin hijyenini sağlarken ılık su tercih edilmelidir.
Lazer uygulamalarında nelere dikkat edilmelidir?
Pandemi döneminde ellere Icon gibi uygulamalar yaparken daha dikkatli olmak gerekir. Ellerin kimyasallarla direkt teması lazer tedavisinde olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle el sırtındaki lekeleri hafifletmek ve anti-aging uygulamada Q-Switch lazer işleminin hem daha yumuşak hem de uzun süre de etkili sonuçları ellerde görülecektir.
Yazın güneşin etkisiyle ellerde güneş lekeleri meydana gelirken; kışın da eller suyunu kaybeder ve üzerinde ince kırışıklıklar oluşur. Yaşın ilerlemesiyle de cilt altındaki yağ dokusu azalır ve ellerde yaşlanma başlar.
Çok sık sabunla yıkamak, çamaşır, bulaşık deterjanı gibi temizlik malzemeleriyle direkt temasta bulunmak da ellerdeki yaşlanmayı hızlandırır. Bu nedenle elleri deterjanlardan uzak tutmak gerekir.
Hem yaz hem de kış aylarında dışarı çıkarken ellerin üzerine güneş koruyucu kremler sürülmelidir. Eller, her yıkama sonrası özellikle yağ bazlı kremlerle ya da losyonlarla nemlendirilmelidir.
Ellerin nemini kaybetmemesi için çok soğuk havalarda eldiven takmak da çok önemlidir. Geceleri saf zeytinyağı, vazelin gibi iyi nem sağlayan kremler uygulanmalıdır. Çok yıpranmışsa, geceleri koruyucu bir eldiven de giyilebilir.
Ayrıca çok sıcak ya da çok soğuk suyla yıkamak da ellerdeki yıpranmayı artırır, o nedenle hijyen sağlarken ılık su tercih edilmelidir.
Yüzünüzle uyumlu bakışlar
Yeni dönemde en çok istenen estetik uygulamanın gözlerde olduğunu söylersek kimse şaşırmaz. Pandemi dönemi bize daha etkili yani etkisini kısa sürede göreceğimiz ve uzun süre de bitmeyen kalıcı işlemlerin daha çok rağbet gördüğünü gösterdi. Özellikle küçük cerrahi uygulamalarla kalıcı sonuçlara ulaşmanın ne kadar güzel olduğunu bir kez daha anladık.
Bununla birlikte hızlı yapılan ve kalıcı sonuçlar alınan cerrahi işlemler birçok kişi için tercih edilmeye başlandı. 30-35 yaş sonrası yavaş yavaş yer çekiminin etkisi hissedilir. Kaşlar düşmeye başlar, göz altlarında boşluklar bazen de torbalanmalar oluşur.
Üst göz kapağındaki ve kaşlardaki düşüklük, şakaklardaki boşalmalar kişiyi mutsuz ya da daha ileri bir yaşta gösterir.
Bazen de genetik nedenlerle daha erken yaşlarda kaşlar düşüktür ve bu durum kişiye mutsuz ifade verir.
Yaşın ilerlemesi, kişinin genetik yapısı, kaşların yanlış alınması ya da fazla yapılan bazı uygulamalar kaşların şeklini bozar.
Kaşlar daha düşük ve gözler yorgun gözükür. Bununla birlikte kişide orta yüz dediğimiz yanaklarda sarkma ve boşalma gözükür.
Ben Balçiçek’te önce güçlü anne imajını, sonra iyi bir haberciyi, sonra da “Bu dünyada ben de varım” diyen bir genç kadını görüyorum.
Hepimiz üniversite yıllarında bir kariyere sahip olup sonra çocuk sahibi olmayı hayal etmişizdir. Ancak kariyer merdivenlerini çıktığımız dönemde çocuk sahibi olduğumuzda, acaba genç bir kadın olduğumuzu unutuyor muyuz? Maalesef öyle. Biraz kendimizi salıyoruz ve önceliklerimiz değişiyor.
Bu sözlerim kesinlikle estetik ameliyatlarla ilgili değil. Sadece kendimize iyi bakmak adına diyetimizi, sporumuzu, hobilerimizi erteliyoruz...
Sizi bilmem ama kendim dahil, etrafımdaki birçok kadında ben bunu gördüm.
Zaman zaman hepimizin hayatında öncelikler değişir. Ancak bu durumlar “zaman zaman” olmalı, kronik hale gelmemelidir.
Sürekli hale geldiğinde kadın ya da erkek için uzun vadede bu yaşam şekli çok yorucu ve yıpratıcı olur.
Genç kalmanın en büyük sırrı, mutlu olmayı bilmektir. Mutluluk kişinin kendisini sevmesiyle başlar. Kendisini seven kişi, beden ve ruh sağlığının bir bütün olduğunu bilmesinin yanı sıra onları korumaya özen gösterir.
Kadınlarda meme dokusu ortalama 15 yaşında olgunlaşır ve o yaştan sonra fazla değişiklik göstermez. Doğumlar, kilo alıp vermeler meme şeklinde tabii ki etkilidir. Ancak meme dokusunun asıl şeklini genetik miras verir. Anneden, büyükanneden ya da babadan gelen genlerin özelliğine göre göğüs şeklide tüm vücut genetiği gibi şekillenir.
Genç kızlık döneminden başlayarak, ergenlik ve sonrasında yetişkin olarak birçok kadın meme şeklinden memnun olsa da meme hacmi bazen değiştirilmek istenebilir. Küçük memeleri büyütmek, büyük memeleri ise küçültmek isteyebilir. Burada en önemli konu meme dokusunun yeterli diklikte olup olmamasıdır. Meme hacmi büyük ya da küçük olabilir. Eğer sarkma yoksa kadın onu bir şekilde idare edebilir. Ancak sarkık meme zamanla yerçekiminin de etkisi ile daha da sarkabilir ve bu kadınlarda birçok probleme neden olabilir.
Meme sarkıklığını kamufle etmek için postur bozulur. Özellikle iri ve sarkık meme, kişinin omuzlarının daha da aşağıya düşmesine neden olur. Bu sorunu sırtta kamburlaşma, omuzlarda düşüklük, boyun ve kol ağrıları sırasıyla takip eder. Özellikle genç kızlarda beden eğitimi derslerinden kaçış, sosyalleşmede sıkıntılar gibi bazı psikolojik sorunlarda görülebilir.
İri meme dokusunu baskılamak için çift katlı sütyenlerin takılması, çok dar iç çamaşırı giyerek göğüslerin kapatılması da diğer çözümler olarak görülebilir. Oysa meme büyüklüğü ve sarkıklığı fizyolojik olarak da istenen bir durum değildir.
Meme küçültme ameliyatlarında kullanılan teknik aynı zaman da göğüslerde dikliğinde de oluşmasını sağlar. Çoğu kez meme toparlama işlemi tek aşama yapılırken, bir miktar meme dokusu çıkarılır.
Ameliyat sonrası yaşam
Meme küçültme ameliyatı sonrası birey günlük hayatına mutlu bir şekilde hem sağlıklı hem de fit görünümle devam eder. Kişi istediği kıyafetleri rahat giyme özgürlüğünün yanında memelerinin omuzlara ve tüm bedene verdiği yükten kurtulmuş olur. Meme küçültme ameliyatları zaman zaman da ileri yaşlarda yapılabiliyor. Özellikle sırt ağrıları, diz ağrıları yaşayan kişilerde kemik dokuya yükünü azaltmak için yapılan bu ameliyatlar sonrası yaşam kalitesi artar. İyileşme süreci de hızlıdır.
Hangi kontroller yapılmalı?
◊ Yağ enjeksiyonu nasıl yapılır?
Yağ enjeksiyonu genellikle hafif bir anestezi altında yapılan bir işlemdir. Ancak çok kısıtlı bir bölge için yapılacağı zamanda lokal anestezi tercih edilebilir. Yağ dokusu vücudun herhangi bir bölgesinden alınarak birtakım işlemlerden geçirilir.
İlk önce mekanik olarak ya da yıkanarak yağ hücreleri içinde bulunan kan ve doku artıklarından ayrılır. Daha sonra saflaştırılan yağ hücresi vücutta istenen yere ince kanüllerle taşınır. Yağ enjeksiyonu için vücudun her bölgesinden yağ alınabilir. Bu işlem sırasında önemli olan yağ alındıktan sonra hızlı hazırlanıp, hava teması en aza indirilerek ihtiyaç duyulan bölgeye transfer edilmesidir.
◊ Hangi bölgelere yapılır?
Yağ enjeksiyonu ihtiyaç duyulan her bölgeye yapılabilir. Yaşın ilerlemesi ile yüzde boşluklar gözükebilir ya da erken yaşlarda göz altlarında ve yanaklarda çökmeler oluşabilir. Bu doku eksikliği olan tüm bölgelere rahatlıkla yağ enjeksiyonu yapılabilir. Yağ enjeksiyonu en çok yüzdeki boşlukları doldurmak için tercih edilir. Yağ transferi sonuçlarının memnuniyet verici olması nedeniyle de vücutta her bölgeye yapılabileceği fark edilir. Çünkü yaş alma süreci tüm vücudu etkiler. Eller yağını kaybeder ve damarlar ortaya çıkar. Dekolte bölgesi kurumaya başlar ve üzerinde ince kırışıklıklar oluşur. Boyun çizgileri derinleşir ve bu bölgelere yağ transferinin yapılması ile vücutta yeniden gençleşme gözükür. Bunun dışında yüzde belirgin bir çene ve
Estetik cerrahide yüze yapılan işlemlerde saçı dahil etmek, boynu dekolteye işleme almak ve sonrasında tüm vücut cildini değerlendirmek çok önemlidir. Son yıllarda sadece yüze değil, tüm vücuda iyi bakmanın gerekli olduğunu anladığımızdan bir bütün olarak vücudumuzu daha iyi göstermek için çabalamaya başladık.
Yüze yapılan yaşlanma karşıtı uygulamalarda ise ellerin unutulmasının hata olduğunu gördük ve elleri de vücudun ön plana çıkan bir bütünü olarak unutmamak gerektiğini anladık.
Bakım neden önemli?
Yüzümüz nasıl ki güneşle teması en fazla vücut bölgemiz olsa da ellerimizin kimyasallarla, kozmetiklerle ve güneşle teması yüzümüzden daha fazla oluyor. O yüzden de ellerimiz çok çabuk yıpranıyor ve yaşımızdan ileri gidebiliyor. Bu süreç ilk olarak çabuk kurumalar ve çatlamalar başlıyor. Ardından ince kırışıklar başlarken bir de bakıyoruz zaman içinde güneş lekeleri ellerimizin üzerinde belirginleşiyor. Her yazın sonunda yüzümüzde ve ellerimizde güneş lekelerinin daha da belirginleştiğini görmek bizi tedirgin edebiliyor.
Oysaki ellerimizi korumaya çocukluktan başlamak gerekir. Aslında yüze nasıl ki bol bol güneş koruyucu kremleri kullanıyorsak aynı şekilde bu koruyucuları burun üzerine fazla fazla sürerken el sırtına da sürmemiz gerektiğini unutmamak gerekiyor.
Çocukluktan itibaren bu alışkanlığı kazanmaya başlarsak zaman içerisinde günlük rutinimize giren yaz kış demeden yüze ve ellere güneş koruyucu sürerek güneşle temasını da kontrol altına alabiliriz.
Sadece güneş koruyucu sürmek yeterli mi?
Tabii ki hayır. Güneş koruyucu öncesi özellikle bu dönemde önem kazanan el hijyenimizde en fazla dikkat etmemiz gereken konulardan biri olarak ön plana çıkıyor. Bu nedenle el hijyeninde vücut pH dengesine yakın ve organik ürünler tercih etmek gerekiyor. Sık sık ellerin yıkanması ile de ellerdeki yağ dengesinin bozulmasından dolayı elleri iyi nemlendirmek ve üzerine gün içinde güneş koruyucu sürmek gerekiyor.