Hem Ankara Büyükşehir Belediyesi hem de ilçe belediyeleri, düzenledikleri etkinliklerle coşkunun artmasını sağladılar.
Ülkenin birleştirici değerlerinin tartışma konusu olması yıllardır ülkemize fazlasıyla enerji kaybettirdi. Geniş katılımlı kutlamaların bu saçmalığın sona ermesine katkısı olacağı aşikar.
* * *
Şimdi önümüzde 100 yıl kutlamaları var. İlki 19 Mayıs 1919’un 100. yılıydı. İstanbul seçimleri iptal edilince siyasi gündem bu tarihi günü bir miktar perdeledi. En yakın tarih 27 Aralık... Maalesef Türkiye genelinde çok bilinen bir gün değil. 27 Aralık 1919 Atatürk’ün Ankara’ya gelişi...
18 Aralık’ta Sivas’tan hareket eden Ulu Önder, 27 Aralık’ta Ankara’ya ulaşmış ve bozkırın ortasında bir şehirden Cumhuriyet’in Başkenti’ne uzanan yolun temellerini atmıştı. Fransız zulmü altındaki şehrin seymenleri Dikmen’de Gazi Mustafa Kemal’i karşılamış, bir kaç yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti’ni kuracak liderlerini selamlamıştı.
* * *
Atatürk demek, Cumhuriyet demek. Ankara’dan bağımsız bir Cumhuriyet’i düşünmek de haliyle mümkün değil. 100. yıl dönümüne yaklaştığımız 27 Aralık’ı; 1932’de Atatürk’ün “Seymenlik Geleneğini ve 27 Aralık Ruhunu Yaşatın” talimatıyla kurulan Ankara Kulübü’nün Başkanı Metin Özarslan’la konuştuk. Öne çıkanlar şöyle:
Böylesi bir gündemde elbette yerel yönetimlerle ilgili değerlendirme yapmak zor, ilgi çekici de değil.
2014 yerel seçimlerinden 2019 seçimlerine uzanan 5 yılık süreçte neler yaşandığını, kaç seçime şahit olup darbe girişimi yaşadığımızı; son olarak aralarında İstanbul ve Ankara’nın belediye başkanlarının da olduğu istifa furyasını düşündüğümüzde böylesi gündemlere alışık olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz.
* * *
Hürriyet Ankara olarak her türlü siyasi konjonktürde doğru bildiğimizi söylemeye, kentten yana sormaya sorgulamaya devam ediyoruz. Kent yönetimleri uzun yıllardır yöneticileriyle özdeşleşti. Başkanının kişiliğini yansıtan kentler oluştu. Ortak akıl çalışmadı, kent kimliği oluşmadı. Bu yüzden de kentlerin vizyonu, belediye başkanlarının vizyonuyla sınırlı kaldı.
* * *
31 Mart seçimlerinde başta İstanbul ve Ankara olmak üzere başkanlıklardaki değişimler, yönetim biçimi açısından merak konusu oldu. Şu an için daha çok siyasi olan yorumlar muhtemelen 1 yıl sonunda idari değerlendirmelere yerini bırakacak. Başkanların kentleri idare etmedeki performansları, projeleri ve vizyonları puanlanacak. Başkent Ankara da değişimin yaşandığı en önemli iki kentten biri olduğu için bu değerlendirmeden nasibini alacak.
* * *
Ankara’daki yapılaşmadan memnun olan varsa çıksın söylesin. Düşünsenize kentin yakın zamana kadar en değerli mülklerinin olduğu Çukurambar’la ilgili dönemin Belediye Başkanı Mustafa Tuna, “Çukurambar öldü, Allah rahmet eylesin” demişti, Başkan Mansur Yavaş da son seçimde adaylığı sırasında aynı bölgedeki evinde sonradan yapılan bir gökdelen yüzünden perdesini açamadığını, plansızlık yüzünden tüm mahremiyetlerinin kaybolduğunu söylemişti.
*
Herkesin gözü önündeki Çukurambar böyle de kentin diğer bölgeleri farklı mı? Çayyolu, Ümitköy, İncek’de son yıllarda yapılan dev rezidanslarla iç içe müstakil evler; kentin 4 bir yanında noktasal yapılmış planlarla apartmanların arasında yükselen gökdelenler...
Tüm bunlara yenilerinin eklenmeyecek olması da bu görüntü kirliliğini maalesef kapatmayacak. Öte yandan ‘Bundan sonra ne yapılabilir?’ sorusuna yanıt aranması kaçınılmaz bir durum.
*
Bir şehrin kalitesinin artması, kentler arası yarışta var olmasının ilk şartı merkez ya da merkezlerinin canlı olmasından geçiyor. Merkezi canlı olmayan şehrin ne ekonomisi iyi olur, ne turizmi canlı olur, ne de dünya başkentleri arasına girer. Ulus bu kentin değil ülkenin var olduğu merkez, Kızılay, modern Ankara’nın merkezi. Son 10-15 yılda doğan çocukların kaçı Ulus’u, kaçı Kızılay’ı görmüştür bilemiyorum. 'İşi olmayanların sosyalleşmek için gitmediği Türkiye’nin başkentinin kalbi mi olur' diyerek sohbete başladık Atılım Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Şehir Plancısı Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin’le. Şahin bu şehir için kafa yoran ve bunu yıllardır istikrarlı bir şekilde yapan nadir insanlardan. ‘Zafer Hoca’ya Ulus nasıl kurtulur?’ diye sordum 11 maddede reçeteyi yazdı:
Temel atılmasından tamamlanmasına geçen süre 10 yılı aştı bu üç hatta.
Belediyenin başlayıp tamamlayamadığı metroları Ulaştırma Bakanlığı tamamladı ve Ankara’nın yılan hikâyesine dönen Sincan ve Çayyolu hatları 2014’te, Keçiören hattı da 2017’de hizmete açıldı.
* * *
Bu üç hattın temellerinin atıldığı tarihler göz önüne alındığında 2000’lerin ortalarında açılsaydı ve bir kaç hat daha Ankara’ya kazandırılabilseydi, şehir bu kadar otomobil merkezli olmayabilir, bu kadar katlı kavşağa da ihtiyaç duyulmayabilirdi.
Geçmişin hesabını bir kenara bırakıp, önümüze bakacak olursak...
* * *
Ankara’da 5 hatta 64 kilometrelik metro ağı var. New York’ta 380 kilometre, Moskova’da 340 kilometre, Paris’te 214 kilometre, Berlin’de 151 kilometre...
Çocuk Koruma Evleri’nin kapatılması Başkan Mansur Yavaş ile Mamak Belediye Başkanı Murat Köse arasında başlayan gerginlik, Grup Başkanvekili Mümin Altunışık’ın direktifiyle AK Parti Grubu’nun Meclis’i terkiyle son buldu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlarını davetinden bir gün önce yaşanan gerginlik neyse ki ertesi gün makul bir alana çekildi, kürsüden devam etti.
* * *
Yavaş yönetiminin 6’ncı Meclis toplantısını diğerlerinden ayıran en önemli özelliği muhalefetin tutumuydu. Şirket yönetimleri devrolunca, atamalar konusunda Yavaş’a yönelik engellemeler ortadan kalkınca onlar da rahatladı ve belki de ilk kez Meclis’teki çoğunluklarını hissettirdiler.
* * *
Mansur Yavaş cephesinde ise bireysel algı açısından sorun gözükmüyor. Hatta kendi çalışmalarına göre yüzde 60 civarında bir memnuniyet gözüküyor. Yani Başkan’ın seçimi rahat kazanmasını sağlayan bireysel algısıyla ilgili değişen bir durum yok. İmamoğlu’na kıyasla genel siyasetin hiç bir tarafında yok. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ilçe belediye başkanlarının kendisini ziyaret etmemesinden dert yanacak kadar ‘yerel’ odaklı gidiyor.
Sosyal medyada her paylaşımı yüz binlere ulaşıyor.
* * *
Bu seçimsiz dönemin tüm yönetim kademelerinde ‘çalışmak’ olması gereken önceliği, maalesef hayata geçirilebilmiş değil.
Gözler elbette İstanbul ve Ankara’da...
Her iki şehirde de 20 yılı aşkın sürenin ardından yaşanan iktidar değişikliği, sonrasında başkanların performansları ülkenin gelecek siyaseti açısından da dikkatle seyrediliyor.
* * *
İstanbul’da Ekrem İmamoğlu ikinci seçimin ardından belediye başkanı olmasından daha çok siyasi bir figür olarak kamuoyunda değerlendirilmeye tabi tutuluyor. Bunun avantajları olduğu gibi dezavantajları da var. Bu stresi nasıl yöneteceği, özellikle bir kesimin büyük umut bağladığı İmamoğlu’nun siyasi geleceğinin de belirleyicisi olacak.
* * *
Ankara’da ise durum İstanbul’dan biraz daha farklı, Başkent’e şöyle bir bakalım...
Hâlbuki...
Tarihi Ankara Kalesi, Hacı Bayram Camii ve çevresi, Roma Hamamı, Birinci Meclis ve daha birçok tarihi binalarıyla, dünyanın önde gelen şehirlerinin çoğundan daha fazlasına sahibiz.
Her ne kadar son yıllarda Hacı Bayram ve çevresi ile Hamamönü’nde bir takım çalışmalar yapılsa da Ulus’un bütününü kapsayan bir plana ihtiyaç olduğu açık.
Ulus-Sıhhiye arasında yolun yer altına alınması ve yayalaşma projesi ne aşamada, belirsiz.
Pek çok tarihi binanın yanı sıra Valilik Konağı da Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’ne (ASBÜ) verildi. Üniversiteye verilmesi elbette rahatsız edici bir durum değil, ama bütün olarak planlanmadığı sürece tıpkı Hacı Bayram-Hamamönü uyumsuzluğu riski taşıyacak.
* * *
Ankara’nın tarihi şehir merkezinin yeniden ele alınması için Sıhhiye’de hastaneler bölgesinin doğru değerlendirilmesi hayati önemde. Numune, Yüksek İhtisas gibi hastanelerin Bilkent’e taşımasının ardından bu binaların geleceği merak konusu. Merkezin rahatlaması açısından buralara yeni insan ve trafik yükü getirecek tercihler, merkezin daha da sıkışmasına neden olabilir.
Anadolu Ajansı’ndan servis edilen haberde, ‘Nikâhı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş kıydı. Çiftin nikâh şahitliklerini ise Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek yaptı’ diyordu.
* * *
Normal şartlarda olağan olan bir durum, günümüz siyasi konjonktüründe şaşırtıcı bir gelişme olarak algılandı. Bu işten galibiyet çıkaranlar da oldu, mağlubiyet olarak yorumlayanlar da. Ve daha neler neler...
Halbuki, Kayaalp milli güreşçimiz ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin sporcusu. Mansur Yavaş, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve nikâhı kıyması gayet normal. Ülkemizin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bayrağımızı dünyanın dört bir yanında dalgalandıran bir sporcunun nikâh şahidi olması gayet normal.