Paylaş
Hâlbuki...
Tarihi Ankara Kalesi, Hacı Bayram Camii ve çevresi, Roma Hamamı, Birinci Meclis ve daha birçok tarihi binalarıyla, dünyanın önde gelen şehirlerinin çoğundan daha fazlasına sahibiz.
Her ne kadar son yıllarda Hacı Bayram ve çevresi ile Hamamönü’nde bir takım çalışmalar yapılsa da Ulus’un bütününü kapsayan bir plana ihtiyaç olduğu açık.
Ulus-Sıhhiye arasında yolun yer altına alınması ve yayalaşma projesi ne aşamada, belirsiz.
Pek çok tarihi binanın yanı sıra Valilik Konağı da Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’ne (ASBÜ) verildi. Üniversiteye verilmesi elbette rahatsız edici bir durum değil, ama bütün olarak planlanmadığı sürece tıpkı Hacı Bayram-Hamamönü uyumsuzluğu riski taşıyacak.
* * *
Ankara’nın tarihi şehir merkezinin yeniden ele alınması için Sıhhiye’de hastaneler bölgesinin doğru değerlendirilmesi hayati önemde. Numune, Yüksek İhtisas gibi hastanelerin Bilkent’e taşımasının ardından bu binaların geleceği merak konusu. Merkezin rahatlaması açısından buralara yeni insan ve trafik yükü getirecek tercihler, merkezin daha da sıkışmasına neden olabilir.
İşte tam da burada kritik bir bilgiyi paylaşmakta fayda var. Cumhuriyetin ilk üniversitesi olan Ankara Üniversitesi’nin ünlü Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’ni (DTFC) bilmeyen yoktur.
10 bin civarında öğrencisiyle bulunduğu kampüse sığmayan, öğrencilerin hepsi gelse adım atacak yeri olmayan o tarihi güzel bina. Ve arkasında İbn-i Sina ile Yüksek İhtisas hastaneleri.
* * *
Yüksek İhtisas’ın Bilkent’e taşınmasıyla birlikte 1983 yılında üniversiteye tahsis edilen ve Yüksek İhtisas tarafından kullanılan bina boşaltıldı. Ankara Üniversitesi yönetimi (edindiğim bilgiye göre) 10 bin öğrencisiyle dar bir alana sıkışmış kalmış DTCF’yi, kendisine tahsisli olan ve boşaltılan Yüksek İhtisas’la birleştirme niyetinde. Böylece üniversiteye tahsisli alanda hem de kentin merkezinde öğrencilerin rahatça eğitim göreceği bir kampüs oluşacak, tarihi kent merkezi çalışmaları başladığında da bir değer olarak karşımıza çıkacak.
* * *
Üniversite ile Sağlık Bakanlığı arasındaki yazışmalarda da bakanlığın, Yüksek İhtisas’la ilgili bir tasarrufunun olmadığı belirtilse de, henüz bina Ankara Üniversitesi’ne teslim edilmiş değil. Sıhhiye’deki hastaneler bölgesinin boşaltılmasıyla birlikte üniversite hastanelerinin kaldığı bölgenin dar kampüsler de sıkışmış üniversitelere verilmesi bölgenin kaderini de değiştirme şansı tanıyacak. ASBÜ’ye tahsis edilen tarihi binalar düşünüldüğünde -yaşayan binalara dönüşüp tarihi kent merkezini desteklediği sürece itirazımın olmadığını yinelemekte fayda var- Ankara Üniversitesi’ne tahsisli alanların üniversitede kalması şehirden yana bir hareket olacaktır.
Paylaş