Can Bartu

Bravo Daum’a

21 Eylül 2004
Ben <B>Daum’</B>u kötü antrenör diye değil, sahaya sürdüğü kadro ve oyun anlayışı nedeniyle, bazı şeyleri göremediği için eleştirdim, uyardım. <B>Daum’</B>un da güzel bir konuşması var, <B>‘Kendi kendimi yenilemeye çalışıyorum’</B> diyor, bu doğru.* F.Bahçe daha önce de kazanıyor, ama ağır eleştirilere hedef oluyordu. F.Bahçe’de ne değişti de Malatyaspor karşısında iyi futbol sergileyip övgü aldı?

Futbolda kötü oynarken de kazanmak önemli, ancak kötü oyunun çok uzun süre devam etmemesi lazım. Bakıyorum, şöyle böyle 1.5 senedir F.Bahçe kötü oynuyordu. Bunun dışında iyi oynama mentalitesi de yoktu. Dört tane ileride adam, ortaya yardım etmiyor. Dört tane de geride adam oyuna katılmıyor. Şimdi bu Malatya maçında değişti.

Bundan önceki maçlara şöyle bir bakalım. Geri dörtlü topu rakibe bırakıyor, sonra peşinden koşuyordu. İkili mücadeleye girmiyor, topa sahip olmak için rakibin hata yapmasını bekliyordu. Rakibe topu kullanma şansı veriyordu. İyi oynamamasının bir sebebi de buydu. 15-20 topta Luciano, Servet kafaya çıktılar. Ümit sağ tarafı, ikinci devre de Deniz sol tarafı müthiş kullandı. Deniz bir de gol attı. Bundan önce rakip ceza sahasına girdiğinde F.Bahçeliler seyrediyordu. Malatyaspor karşısında her top geldiğinde 5-6 F.Bahçeli 18 içindeydi.

Futbol böyle oynanıyor, böyle de oynanması lazım. Bunun için de insanın Einstein olması gerekmiyor.

Doğrular yapılınca

Ben Daum’u kötü antrenör diye değil, sahaya sürdüğü kadro ve oyun anlayışı nedeniyle, bazı şeyleri göremediği için eleştirdim, uyardım. Daum’un da güzel bir konuşması var, ‘Kendi kendimi yenilemeye çalışıyorum’ diyor, bu doğru.

Milli Takım’da oynamış, eni iyi oyunculardan biri olmuş, 90 dakika her tarafa basmış, orta sahaya dinamizm getiren bir oyuncu olan Serkan’ı ya sağbeke koyuyor ya da kenarda bekletiyordu. Ne yapılmak istendiği belli değildi. Bu ortadan kalktı. Doğru kadrolu bir F.Bahçe, futbolu da iyi oynadığını gösterdi. Şimdi sakatlık olmadığı zaman bu takımın üstünde oynamamak lazım.

Artık ‘Eyvah’ yok

F.Bahçe’ye eleştiriler yapılıyor, ama bu eleştirilerin sonucunda para kazanan biz değiliz. Takım kazandığı zaman yücelecek ve para kazanacak olan Daum. Bize kimse yıldız kondurmayacak. Biz takımın iyi olmasını istiyoruz. Nitekim Daum da itiraf etti ve ‘Güzel oynadık’ dedi. Fizik olarak kötü değil F.Bahçe, futbolu yanlış oynuyordu. Bundan önce de 90 dakika gösterdiği mücadeleyle bunu gösteriyordu. Ama şimdi topu da kullanmaya başladı ve bu da keyif veriyor. F.Bahçe iyi oynarken de yenilebilir, ama ‘Şansımız yoktu’ dersiniz. Ama kötü oynarken yenilirseniz, ‘Eyvah, önümüzdeki hafta ne yapacağız?’ diye düşünürsünüz.

Şimdi Malatya maçında bu güzel futbol ve oyun anlayışı planlı mı yapıldı, kendiliğinden mi oldu bilmiyorum. Sahada devamlı rakibini boğan, topu kazanan, sürekli akın yapan, çok sayıda gol pozisyonuna giren bir F.Bahçe ortaya çıktı.

Manchester maçı gerçek ölçü olacak

* F.Bahçe, Sparta Prag karşısındaki futboluyla ve aldığı sonuçla Şampiyonlar Ligi için umut verdi mi, hedeflediği noktaya ulaşır mı? F.Bahçe’nin grubunu değerlendirir misiniz?

F.Bahçe, Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk maçını kazanıp, 0 puan kompleksinden kurtuldu. Galibiyete rağmen bana umut vermemişti., Malatya maçında oynadığı futbolla ise fikrim değişti. Çünkü Malatyaspor karşısında bir futbol takımı gibi oynadı.

Futbol enteresan bir oyundur. F.Bahçe, Manchester United’ı 1-0 yenmişti ve o maçta İngiliz takımı 90 dakika tek kale oynamıştı. Şimdi normal şartlarda M.United ve Lyon’un F.Bahçe’den iyi oynadıkları kesin. Ama önemli olan sahada maçı kazanmak. İyi olduğunu sahada göstermen gerekiyor.

F.Bahçe akıllı, iyi planlamış şekilde, bir bütün içinde oynarsa kimseye kolay kolay yenilmez. Yenilse bile başabaş oynar.

Carew’de tuhaflık var

* Beşiktaş, ligin ilk 6 haftası sonrası zirveden 10 puan geride kaldı. Beşiktaş neden istenilen futbolu sergileyip sonuçları alamıyor?

Bir kere Beşiktaşlılar şunu bilecek; iyi futbol iyi futbolcu, büyük futbol takımı da büyük futbolcuyla oluşuyor. Beşiktaş büyük diye bazı oyuncuları aldı ki, bunlar standarttı. Siyah beyazlı kulüp transferde bir sürü para harcayıp, o formayı giyemeyecek oyuncular almış. Beşiktaş forması ağırdır, öyle her önüne gelene, ‘Gel bu formayı giy’ diyemezsin. Bu beklentilerine yanıt verememesinin birinci nedeni. İkincisi, Carew’in bu kadar sık sakatlanmasını ben anlayamadım. Norveçli futbolcunun sakatlanmasında bir tuhaflık var. Üstelik Beşiktaş, Carew’den faydalanmak için de bir şey yapmıyor. Üçüncüsü, solbek Juanfran. Beşiktaş neden solbek alır, bunu anlamak da mümkün değil. Hani olağanüstü bir futbolcu olur da -Roberto Carlos gibi- alırsın. Ara sıra Milli Takım’da oynayan bir bek alınmış, o da hazır değil. Onu da Del Bosque istemiş ondan almışlar. Herhalde o da kötü oyuncu istemez, ama bu kadar kötü oynamasını anlamadım. Herhalde hazır değil. Onun hazırlanmaması da eksiklik.

Sergen gibi müthiş bir silah var elinde ve o da çıkıp mükemmel oynadı. Yalnız bu takım Pancu’yu, A. Hassan’ı da kazanmak zorunda. Bunlar yıldız oyuncular ve kenarda oturmaları yanlış. Del Bosque, 6 yıldız olan takımda 2’sini oynatmazsam ne olur diye düşünüyor, ama hata yapıyor.

Hagi, Saidou’ya şans vermeli

* G.Saray’da Saidou neden kadroya alınmıyor, bu futbolcu konusundaki değerlendirmeniz nedir?

G.SARAY oturmuş bir takım görüntüsünde. Yalnız G.Saray’da da teknik direktör Hagi’nin bir inadı var. Saidou 3 aydır ‘Hazır değil’ denilerek kadroda yok. Bu futbolcu nasıl hazır değil, adam kalp ameliyatı olsa, 3 ayda hazır olur. Hagi, ‘Her futbolcudan faydalanmak isterim’ diyor, ama bu futbolcuya hiç şans vermiyor. Bir ifadeye göre, Saidou’yu Hagi almadığı için, oynatmak da istemiyormuş. Ben buna inanmıyorum. Saidou iyi bir orta saha oyuncusuydu, ama Hagi onu hiç kullanmıyor ve ben de bunu anlamıyorum. Bir iki maçta denesin, bakalım ne olacak. Conceiçao hazır değil. Ergün yorgun. Adam 6 senedir, kulüp takımı, Milli Takım her türlü maçı fevkalade iyi oynadı. Biraz da onun dinlenmesi lazım. Dinlenmesi demek Ergün’ün kötü olduğu anlamına gelmez. Bilakis onun bir süre dinlenmesi daha sonra dinamik dönmesi demek.
Yazının Devamını Oku

İşte böyle

19 Eylül 2004
<B>FENERBAHÇE, </B>ligin en iyi takımlarından Malatyaspor karşısında çok değerli bir galibiyet aldı, hem de iyi oynayarak... Ama ilk 20 dakika, tanınmayacak derecede kötü oynayan, yadırgadığımız bir Fenerbahçe seyrettik. Sinirli, topu kullanamayan, üst üste pas hataları yapan bir takım vardı sahada. Fakat, 20’inci dakikadan sonra Fenerbahçe gerçek kimliğini buldu ve sezonun en iyi futbolunu oynadı. Bu güzel oyununun sonucunda da daha devre biterken 5-6 tane net gol pozisyonu buldu. Gerçi bunlardan sadece biri gol oldu ama, bu o kadar önemli değil. Önemli olan, mücadele etmek, topu iyi kullanmak ve pozisyonlara girmek. Sen bu kadar güzel oynarsan, gol nasıl olsa gelir.

Fenerbahçe’nin ikinci yarıdaki görüntüsü çok daha iyiydi. En önemlisi defans ikili mücadeleye girdi. Yani, rakiplerinin üstüne bastı. Onlara pas yapma şansı tanımadı. Hem gol şansı vermedi, hem de topu kullandı. Fenerbahçe, oyuna öyle asıldı ki, bu sezon hiçbir maçta olmadığı kadar, rakibine ezici üstünlük sağladı.

Serkan dinamizm kazandırdı

Bundan önceki maçlarda Fenerbahçe, rakiplerinin topu almasını bekliyor, onların peşinden koşuyordu. Doğal olarak topa sahip olamadığı için de gereksiz yere yoruluyordu. Ama dünkü maçta, rakibinden önce topa sahip olmaya çalıştılar. Fenerbahçe’nin bu kadar iyi olmasının en büyük nedeni orta sahaya müthiş bir dinamizm getiren Serkan’dı. Bu oyuncu çok iyi oynamamasına rağmen, çalışkanlığıyla orta sahayı canlandırdı, hücuma olağanüstü katkıda bulundu. Evet, Aurellio da çok çalışıyor belki ama, o sürekli geriye oynuyor. Ama Serkan ne yapıyor, hem top kazanıyor hem de kaptığı toplarla çok çabuk bir şekilde hücuma kalkıyor. Tuncay da iyi gününde olunca, Fenerbahçe bu sezon ilk defa 5-6 kişiyle birden hücum yaptı. Çok adamla, aralarında hiç boşluk bırakmadan gol aradılar ve bunun neticesini de üç golle aldılar. Fenerbahçe çok daha farklı bir skorla kazanabilirdi ama, Fevzi hem mükemmel kurtarışlar yaptı hem de şanslı günündeydi.

Kaleci Rüştü mükemmeldi

Fenerbahçe dün, iyi bir futbol takımı gibi oynadı. Geçen maçlardaki gibi, orta sahayı bir tek Aurellio’ya bırakmadı. Serkan, Tuncay, Ümit ve sık sık geriye yardıma gelen Nobre, orta sahada Malatya’ya nefes aldırmadı. Bir de tabii ki kaleci Rüştü’yü unutmamak lazım. Fenerbahçe 1-0 mağlup durumda iken, öyle güzel bir kurtarış yaptı ki, maçın kaderini değiştirdi. Eğer bu pozisyon gol olsaydı, Fenerbahçe’nin işi çok zor olacaktı. Tebrik etmek lazım. Her kaleci böyle yapamaz.

Hakemler hakkında yazmayı pek sevmem ama İsmet Arzuman’a değinmeden geçemeyeceğim. Fenerbahçe’nin aleyhinde çok yanlış düdükler çaldı. Mutlak penaltıları vermedi. Belki kötü niyetli değildi ama, onun bu tutarsız kararları, futbolcuları ve taraftarları tahrik etti.
Yazının Devamını Oku

Futbolu unutanlar

16 Eylül 2004
F<B>ENERBAHÇE</B>’nin kazanması, 3 puan alması, para kazanması güzel, ama ya oynadığı futbol? Sorarım size böyle bir futbolla ne kadar, kaç kere kazanabilirsiniz? Sürekli kaleciye geri pası ver, dan-dun vur, toplar rakibin santrafının göğsünde erisin.

F.Bahçe’nin orta sahası yok. Aurelio bir şey yapamıyor. Alex gibi elinde önemli bir koz var, F.Bahçe onun üzerine top oynamıyor. Allah’tan bir karambol oldu, Alex nefis bir asist yaptı da Van Hooijdonk golü attı. F.Bahçe’de Serkan diye bir futbolcu var, Daum inat olsun diye oynatmıyor. Bu adam kiminle inatlaşıyor? Daum’a göre Serkan topu kazanıyormuş da pas veremiyormuş. Söyleyin bana F.Bahçe dün kaç tane iki pas yapabildi, kim doğru dürüst pas verebildi? Böyle skandal olur mu?

Böylesi beklenmez

F.Bahçe’nin bu galibiyetinde Sparta Praglı futbolcuların sahaya yabancılığının ve seyirci baskısından etkilenmesinin de büyük rolü vardı. Futbol anlayışıyla iyi görüntü veren Çek takımı futbolcuları, dış sahada oynamanın acemiliğini çektiler, 1-0’lık yenilgiye de razı gözüktüler.

Kalede Rüştü hiçbir topa çıkamıyor. Her kenar topta gol pozisyonu. Kaleci dediğin, hele Rüştü gibi bir fiziğe sahipse, 18’e hakim olmalı. F.Bahçe’de o kadar uzun boylu adam var, hava topu alamıyor, defans pozisyon hatası yapıyor, rakibi durduramıyor. Atılana kadar Servet iyi mücadele etti, biraz da Ümit. Elle tutulur oyuncu arıyorum, bir tane yok. Böyle bir seyirci, böyle bir tezahürat, bu kadar imkan, böyle bir Fenerbahçe beklenir mi?..

Torbadan çıkan

Fenerbahçe kim oynayacak diye tombala çekiyor. Durup dururken bu sefer de kısmete Deniz çıktı. Olmadık oyuncular sahaya sürülüyor. Serhat bir türlü topu önüne alamıyor. Hep taç çizgisinde. 82 dakika oyunda kaldı. Daum, ne doğru dürüst takım yapıyor, ne de oyunu görüyor.

Ne güzel futbol, ne bir tane organize pozisyon. Top kontrolü de yok. Bu kadar pısırık, bu kadar geri pasıyla bu kadar dan-dun futbolla nereye kadar gider. Bu kadar iyi oyuncu alındı, kenarda oturuyorlar. Fenerbahçe’de futbolcular futbol oynamayı unuttu. Bu antrenörle bu takım düzelmez. Seyirciye kadro yaptırsan, dün akşamki kadro sahaya çıkmaz, böyle kötü oynamaz.
Yazının Devamını Oku

Daum kaosu

14 Eylül 2004
Fenerbahçe iyi bir takım tertibiyle S.Prag karşısında çok iyi netice alabilir, ama bu kafayla giderse tehlikeli. Takımın orta sahası yok. Kimin nerede oynayacağı belli değil. * Fenerbahçe, A.Sebat’ı 4-1 yendi, ama eleştirildi. Sarı lacivertliler, yarın Sparta Prag karşısında nasıl oynamalı?

F.Bahçe
kötü oynadığı, yanlış işler yaptığı, sahayı parselleyemediği, topu kullanamadığı, maça ağırlığını koyamadığı için eleştiriliyor. Oysa kadroya bakıyorsunuz, piyasanın en iyi oyuncularına sahip. Ayrıca geçen seneki kadroya takviyeler yapılmış. Buna rağmen topu kullanamayınca, meşin yuvarlağı sürekli rakibe verip, doğru dürüst bir akın yapıp gol pozisyonu üretemeyince tepki çekiyor. Herkes onlardan iyi futbol bekliyor, F.Bahçe’nin böyle oynamaması lazım.

F.Bahçe iyi bir takım tertibiyle S.Prag karşısında çok iyi netice alabilir, ama bu kafayla giderse tehlikeli. Orta sahada yalnız Aurelio’ya bel bağlamak, yardım sağlamamak hata. Geride Ümit’e güvenip oyuna girmeyen, artı rakibe topu aldırtıp sonra onların hata yapmasını bekleyen defansla bu iş zor. Avrupalı çok çabuk gelir rakip sahaya, topu da çok çabuk kullanır.

Fenerbahçe’de orta saha yok

Yapılan uyarılara rağmen Daum’un kurduğu bir takım var. Mesela, kendi sahasında oynarken tek santrforla çıkıyor. Ne alakası var, sen kendi futbolunu rakibe kabullendireceksin. Deplasmanda tek santrfor oynayabilirsin, ama kendi sahanda hücumu sen oynayacaksın. Orta sahayı kalabalık tutacaksın. Ne var ki, gözüken gidişat bunun yine böyle olmayacağı yönünde. Takımın orta sahası yok. Kimin nerede oynayacağı belli değil, F.Bahçe kaos içinde gibi gözüküyor.

Volkan, KÜSMEYİP ÇALIŞACAK

* F.Bahçe’de kale kime teslim edilmeli?

Rüştü,
Milli Takım’ın da kalecisi, Türkiye’nin en iyisi, hatta dünyanın en iyi kalecilerinden biri. Barcelona’da oynamış veya oynamamış olması önemli değil, çünkü o çalıştı ve idman yaptı. Şimdi Volkan, onun gelişinden, kendisinin yedeğe düşmesinden neden alınıyor ki? Bilakis, ondan yararlanıp bir şeyler öğrenmesi lazım.Volkan daha çok genç, kendini geliştirir. Volkan şimdiden küser ve çalışmazsa bu iş olmaz. Kendine de yazık eder.

Del Bosque’yi şaşırttılar

* Beşiktaş, Sakaryaspor karşısında iyi oynadı mı? Bu galibiyet onlara neler kazandırdı?

Beşiktaş
iyi oynamadı. Beşiktaş’ın morale, kendine güvene ihtiyacı vardı, galibiyetle onları kazandı. Bundan sonra ne olacak bunu göreceğiz. Beşiktaş’ın en büyük şanssızlığı, yöneticiler aldıkları oyuncular için antrenöre iyi oyuncular dedi. Antrenör de bunlara baktı, acaba formsuz mu diye onlarda ısrar etti. Del Bosque’nin takımı kuramamasının nedeni, Beşiktaşlıların tam bir tanıtım yapamamasından. İspanyol çalıştırıcı şimdi futbolcularını tanımaya başladı. Zaten bir sürü oyuncu alındı, ama bunların çoğu Beşiktaş’ta oynamaz. Şimdi antrenör kimin nerede oynayacağını bulmaya başladı. Beşiktaş daha iyi olacak. İbrahim Akın da ayrı bir kazanç. Yalnız Juanfran konusunu anlamıyorum. Adam alındı da, neden oynatılmıyor?

Hakan sisteme uyar

* Hakan Şükür’ün Milli Takım’ın Yunanistan maçında oynatılmaması doğru muydu? Hakan dönemi bitti mi?

Hakan
dönemi neden bitsin? Şimdi ben anlamıyorum bu ‘Bıraksın’ çığırtkanlıklarını. Neden bıraksın? Sorun Hakan’da değil, ilk 11’de sahaya çıktığında Milli Takımın oynayacağı futbolda. Her topu şişirerek oynarsanız olmaz. Hakan’ın istediği topları kenardan atarak ondan randıman alırsınız. Yoksa topu Hakan’a boyuna şişir,

adam da üstüne binsin. Hakan da yıpransın orada. Ayrıca Hakan’a göre sistem olmaz, takımın sistemi vardır. Hakan da bu sistemden en fazla faydalanan adamdır. Aynı şeyi Beşiktaşlılar da yapıyor. Uzun boylu Carew geldi. Carew’le oynayacaksın, ama öyle değil. Geriden, sağ-sol bekin, stoperin şişirdiği toplarla oynamayacaksın. Eğer Milli Takım’da sırtı kaleye dönük diye Hakan’ı oynatmayacaksanız, o zaman Tuncay’ı koyacaksın. Zaten Hakan’ın o topları alması için kaleye arkası dönük olmalı.

G.Saray’ın kadrosu iyi

* Hagi’nin dediği gibi eski G.Saray ruhu döndü mü?

Galibiyetlerle
döndürülebilir, ama kazanınca ve kazandıkca. Önemli olan kötü oynarken kazanmak. Şu anda 1 yenilgiyle devam ediyor G.Saray, demek ki şampiyonluk yarışında var. Trabzonspor, Fenerbahçe yarışın ne kadar içindeyse G.Saray da o kadar içinde. Ayrıca sezon daha yeni başladı, yol çok uzun. G.Saray’ın elinde kötü oyuncular yok, yeter ki yerli yerinde oynatılsın.
Yazının Devamını Oku

Uyum yoktu

9 Eylül 2004
<B>YUNANİSTAN </B>dün akşamki görüntüsüyle bizi zorlayacak takım değildi. Ancak Milli Takımımız ya hazır değildi, ya da bir tedirginlik içindeydi. Futbolcuların birbirleriyle bağlantıları yoktu. Aslında yetenekli, çabuk, süratli oyuncularımız var. Normalde bunlar birşeyler yapardı. Ama gelin görün ki, dün gece ne doğru dürüst topu kullanabildiler, ne de pozisyonları değerlendirebildiler. Devamlı kendilerini yere attılar.

Nihat, Emre ne yaptılar sahada? Bir varlık gösteremediler. Onların daha etkili olması beklenirdi. Birebirde kolay adam geçen Gökdeniz sahada yoktu. O müthiş çabukluğunu gösteremedi. Sahadan mı korktu, oynadığı oyundan, sistemden mi keyif almadı, anlamak mümkün değil.

Geride Servet boğuştu. Serkan her topa bastı. Daum inşallah onu F.Bahçe’de de görür. Ümit sağ bekte donuktu. Asıl önemlisi, oyunda bir planımız yoktu. Yine de bazı insanlar yapacakları şeyi biliyordu. Deniz sol bek oynuyor, ileri kaçıyordu, ama ileri attığımız topu kullanamadık ki. Kullanamayınca da takımın özellikleri ortaya çıkmıyor.

Üç forvetle oynuyoruz. Neyiz biz? Fatih, Gökdeniz, Nihat ileri konulmuş ama birbirleriyle alakaları yok. Herkes ‘Ben en büyüğüm’ havasında. Top az ileriye gitti mi, el hareketleri, sitemler. Takımımızda birlik yok. Yardımlaşma yok. Uyum yok. Herkes kendine göre mücadele ediyor, ama o da kendileri için. Egoları için oynadılar.

Kaybetmemek de güzel

Yunanistan karşısında ne uzun top, ne de kısa pas yapabildik. Böyle bir oyunla, böyle bir anlayışla böyle bir bütünlüğün olmadığı takımla yine de çok sayıda pozisyona girdik. Gökdeniz’in Deniz’in kaçırdığı gol pozisyonları var. Tabii rakip de pozisyona girdi. Yunanlılar yan toplardan, hava toplarından etkili oldu.

Kötü bir takım da çıkartmadık sahaya, ama Tuncay Şanlı oyuna alınabilirdi. Süratli bir futbolcu. Fatih hep kaleye arkası dönük oynuyor, halbuki Tuncay topu önüne alıp giden oyuncu. Bize böyle oyuncu lazımdı. Son dakikada Hamit’i oyuna aldık. Uzatmanın son 1.5 dakikasında Nihat’ın yerine Serhat’ı sahaya sürdük. Bu nasıl anlayış bunu da anlamak mümkün değil. Şunun altını bir kez daha çizmek gerek; takımda bir çekingenlik ve kendine güvensizlik var. Bu takıma özgüveni kazandırmak lazım.

Yunanistan yenilmeyecek bir takım değildi, hazır da değildi. Ama en hazır olmayan takım biz gözüküyoruz. Milli Takımın bu maçı kazanması lazımdı. Hele böyle bir Yunanistan’ı bulmuşken, ama kaybetmemesi de güzel. Yoksa yenilgi, oyunumuzu, oyuncumuzu, antrenörümüzü ve federasyonumuzu bozardı.
Yazının Devamını Oku

Daum'un çorbası

31 Ağustos 2004
Pierre van Hooijdonk siteminde haklı. Tuncay ile Serhat kanatlarda var ile yok arasında. Yanında mutlaka bir santrfor olmalı. Verkaç yapmalı, topu indirmeli, sürekli pozisyona girmeli... Van Hooijdonk forvette çok yalnız kaldığını söylüyor. Fenerbahçe’nin oyun sisteminde böyle bir sıkıntı görüyor musunuz?

FenerbahçE
’nin oyun sisteminde tabii ki sıkıntı var. Ortada sanki bir çorba var. Daum ne yaptığını bilmiyor ve takımını çorbaya çevirmiş. Hooijdonk’un rahatsızlığı Şampiyonlar Ligi için. Daum orta sahaya bir oyuncu daha aldı. Arkadaki dörtlü, oyuna katılmıyor. Bunların önünde Fabiano ile Aurelio oynadı. Aurelio çok koşuyor ama üretken değil. Topu hücumda kullanacak arkadaşa vermek yerine geriye veriyor. Yetenekleri kısıtlı. İyi niyeti mükemmel, çalışkanlığı da var. Ne gollük bir pas, ne de heyecan veren bir oyuncu. Demek ki, bu kadar çalışkan bir adamın yanında topu bilenler oynamalı. Bunu da Daum yapacak. Birbirlerine yardım etmiyorlar. Orta alana yardım gelmediği için oyun çorbaya dönüyor.

Hooijdonk burada haklı. Yanında tam bir santrfor olacak. Verkaç yapacak, topu ona indirecek bir oyuncu lazım. Tuncay ile Serhat kanatlarda var ile yok arasında oynuyor. Böylece Hooijdonk tabii ki, kendini yalnız hissediyor.

Şampiyonlar Ligi

Şampiyonlar Ligi’ndeki sıkıntıyı dile getirmiş olabilir. Bu durumda yanında ya Tuncay, ya da Nobre’yi kullanacaksın. Alex’i de oyun kurucu olarak kullanmak zorundasın.

Fenerbahçe’de şu anda Ümit Özat ile Servet mükemmel oynuyor. Her türlü mücadeleye giriyorlar. Benim anlamadığım bir nokta var. Servet iyi ise, geçen yıl neden kullanmadın? Adamı son 5 dakikada oynatıyordun. Madem senin için değerliydi, neden bunu geçen sene kullanıp, hazırlamadın? Neden Tomas’a boşuna para verdirdin? Bu sene birden bire çıkıp ben Servet’i oynatacağım dedin. Haa, Servet hata yapmayacak mı? Tabii ki, yapacak. Ama şu anda takımın en iyi oyuncusu. Bu yeteneği bir sene evvel neden görmedin? Üstelik geldiğinde Milli Takım’da oynuyordu.

Ümit Özat nerede istersen oynuyor. Uzun toplar atıyor. Pozisyona giriyor, şut atıyor, pozisyon hazırlıyor. En azından iki ayağını da iyi kullanıyor. İstediği yere top atıyor. Allah nazardan saklasın, fevkalede terbiyeli ve profesyonel bir oyuncu. Bu Fenerbahçe için şanstır. Bu kadar uğraşıp Fabiano’yu aldılar. Arkasından ileri gidiyor, geri gelmiyor dediler.

Futbolcu keyif almalı

Aynı şey Önder Turacı’nın başında. Gerekirse bir oyuncunun görev alanı değişebilir. Fenerbahçe orta sahasına 2-3 kişi az. Eğer karşı takıma üstünlük kurmak istiyorsan, bunu yapmalısın. Topu kullanamazsan, topun sahibi olamazsan, oyundan soğursun. Futbolcular oyundan keyif almalı. Ama bu tarz oyunla keyif alman mümkün değil. Yeteneklerini gösteremiyorlar. Bunun için çok büyük takım olmasına gerek yok.

Hoca doğru, futbolcu yanlış

Beşiktaş bir türlü düzelemiyor. Del Bosque için kazan kaynıyor yorumu yapabilir miyiz?

Beşiktaş
yönetimi değerli bir hoca aldı. Tamam tecrübeli bir isim ve Real Madrid’i çalıştırdı. Buna bağlı olarak her takımda olan oyuncuları yıldız diye aldılar ve yeni antrenörlerine de öyle lanse ettiler.

Bunlar Beşiktaş’ı bir yerlere taşıyacak isimler değil. Beşiktaş sıradan bir takım haline geldi. Şimdi de büyük işler bekliyorlar. Antrenör henüz takımın omurgasını oturtamadı. Hem alınan oyunculardan bir şeyler bekliyor, hem de ötekileri deniyor. Daha çok mücadele etmesi, kenetlenmesi gerekiyor.

Antrenör iyi

Antrenörü doğru almışsın, futbolcuyu yanlış seçmişsin. İbrahim Akın daha ilk maçından kendini belli etti. Her şeyini veriyor, yetenekli, süratlı ve iyi topa vuruyor. Bir de Beşiktaş takımının oynadığı sistem yanlış. Bu antrenörün işi ama benim sezgim, Ronaldo’nun libero oynaması gerekli. Ronaldo’yu 3-5-2’de libero olarak oynatmalısın. Aynı hatayı Fenerbahçe de yapıyor. Luciano da aynı özellikte bir oyuncu. Ronalda libero oynadığı taktirde oyunu iyi süzüyor. Eğer savunmayı üçlerse, defansı toparlar. Bir de ne olursa olsun Cordoba’yı kazanmalısın. Sergen’i oynatmalısın. Hazır olmamasına rağmen Sergen oyunda kendini gösterdi, bir çok pozisyon üretti.

İbrahim Toraman ön libero olarak deneniyor. Antrenöre yanlış referans verdiğin için şaşırıyor. Bildiğini yapamıyor. Bunun böyle gitmeyeceğini basın daha önce yazdı. Eğer kulüp bunu evvelden görüp başka oyuncular alsaydı, şimdi başka Beşiktaş olurdu. Yaptıkları hatayı düzeltemediler. Bir değil, birkaç oyuncuya ihtiyaçları var ama zaman geçti.

Havayı yakalamalı

Ellerindeki oyuncularla bu ligi sürdürmek zorunda. Orta Anadolu takımları nasıl gidiyorsa, Beşiktaş da öyle gidecek. Ancak ve ancak İnönü’deki büyük bir seyirci desteği ile konsantre olacak ve öyle toparlanacak.

Havayı yakalaması gerekiyor. Artık futbolcular o formanın gücünü ortaya koymalı.

Şahsiyetli düdükler

Hakemler az konuşulmaya başladı. Bu devam edecek mi?

Hakemler
üzerinden prim yapan adamlar var bu ülkede. Onlar belki bunu meslek olarak seçmişler, bundan menfaatleniyorlar ama hakemler de strese giriyor ve maçı iyi idare edemiyorlar. Daha çok gençlere görev veriliyor. Şahsiyetli düdük çalıyorlar. Bu işin sonu gelmez. Herkes yine uğraşacak ama onlar kulak asmamalı. Bunda basın da çok dikkat etmeli. Onlar da insan, onlar da gazete okuyor ve etkileniyor. Onların da siniri var. Kafaları rahat olmalı.

Rahat olsalar, iyi maç yönetirler. Hakemler üzerinde fazla miktarda oyunlar oynanıyor, bundan sonra da oynanacak. Tabii ki, kontrol altında olacaklar. Ama basın tarafından değil, MHK tarafından kontrol altında tutulmaları gerekiyor.

Bir daha deneyelim mantığıyla olmaz. Bu kangrene yol açar. İdareci kendini kurtarmak için hakeme saldırıyor, futbolcunun hedefi hakem oluyor. Yorumcu hakemi etkiliyor.

Lider Hasan Şaş

* G.Saray kazanmaya devam ediyor. Sarı kırmızılı takımın bu futbolu ve kadrosu şampiyonluk için yeterli mi?

G.Saray
, Sakaryaspor karşısında 1-0 yenik başladığı oyunda çok iyiydi. Bütün hakimiyeti ellerine aldılar. Çabuk ve isabetli toplar kullandılar. Hani bir lider aranıyor ya. Bu takımın lideri Hasan Şaş. Ama nasıl Hasan Şaş? Böyle değil. Sinirli değil, gergin değil. Eğer basit oynarsa, büyük işler yapar. Serbest bırakacaksın Hasan Şaş’ı. Fizik olarak iyi, iki ayağını da iyi kullanıyor ama ne hikmetse topa vurmuyor.

Conceiçao için yapılan eleştiriler doğru değil. İyi bir oyuncu. Tek başına daha ne kadar oynayabilir ki. Hagi sağ bekte bir orta saha oyuncusu kullanıyor. Cihan orta alandan geldi. Hagi’nin kafasında ne var bilmiyorum. Ergün Türkiye’nin en iyi ve yetenekli sol kanat oyuncusu. 7 senedir dinlenmeden oynuyor. Ne kadar daha sürer bilemem. O da bir insan.

Hagi polemiği

Bana göre orta sahada Saidou’nun kullanılması gerekir. Ama ortada yok. Volkan da orta alanda oynatılmalı. Bütün bunlara rağmen Galatasaray orta sahası hem Fenerbahçe’den hem de Beşiktaş’tan daha çok top kullanabilen oyunculardan oluşuyor. Daha oturmadılar ama daha iyi olacaklar.

Hagi gitsin mi, kalsın mı polemikleri artık bırakılmalı. Galatasaray takımı Hagi’yi seçmişse, ona bu garantiyi vermeli. İkide bir gündeme gelirse, futbolcu da Hagi’yi dinlemez.
Yazının Devamını Oku

Yanlış seçimler

29 Ağustos 2004
<B>KAYSERİSPOR </B>karşısında alınan galibiyet tabii ki çok güzel ama, önümüzdeki günlerde başlayacak Şampiyonlar Ligi maçlarını düşünürsek, Fenerbahçe’nin hala önemli eksiklerinin olduğu bir gerçek. Takımda öncelikle gözüken sıkıntı şu; Luciano ne kokuyor, ne bulaşıyor. Ne defansa yardım edebiliyor, ne de orta sahaya... Üstüne üstlük kazandığı topları da kullanamıyor. Yani, bir garip oynuyor. Servet ve Ümit’i Allah nazardan saklasın. Zaten defansı bu iki oyuncu ayakta tutuyor. Ümit hem iyi savunma yapıyor, hem de hücuma diğer bütün defans oyuncularından daha fazla katkı yapıyor. Servet ise her topa yetişiyor, mücadeleden yılmıyor.

Orta sahada Aurelio olumlu işler yapmıyor ama, çok koşuyor. En azından varını yoğunu ortaya koyuyor. Öyle bir Fenerbahçe tablosu ile karşı karşıyayız ki, bireysel becerisi olmayan Aurelio bile iyi bir oyuncu olarak sivrilebiliyor.

Prova yapar gibiydi

Daum,
Kayseri’de Şampiyonlar Ligi maçlarının bir provasını yapar gibiydi. Ama provadaki seçimleri de yanlıştı. Daha önce hiç oynamayan Önder Turacı’yı kalktı sağ beke koydu. Maç tecrübesi fazla olmayan Önder’in bir diğer şanssızlığı da arkasında Luciano’nun oynamasıydı. Adamını kaçırdığı anlarda yeterli yardım göremedi. Bu yüzden de fazla etkili olamadı.

Kayserispor’un sağ kanadı çok kötüydü. Tuncay, oradan en az 15 kere kaçtı. Ancak, ya rakip defansı iyi takip edemediğinden ya da bireysel beceri eksikliğinden olsa gerek, fırsatları iyi değerlendiremedi. Tabii bunda çok koşmasının ve pasların kötü olmasının da büyük payı vardı. Takımda ileriye süratle çıkabilen tek oyuncu da buydu.

Her takım böyle olmaz

Fenerbahçe dün öyle bir rakiple oynadı ki, hem defansı çok kötüydü, hem de çok centilmen. Başka hiçbir Anadolu takımı, ne böyle savunmasında açık verir, ne de yumuşak oynar. Sert oynarlar, adamın gözünün yaşına bakmazlar.

Fenerbahçe’nin dünkü maçtaki bir diğer eksiği de Alex’i kullanamamasıydı. Karşılarında son derece kötü savunma yapan bir takım olmasına rağmen, Brezilyalı’dan yeterince faydalanamadılar. Halbuki biraz yardımlaşmalı oynayıp Alex’i doğru pozisyonlarda topla buluşturabilseler, çok daha kolay kazanırlardı.

Yazımın başında da belirttiğim gibi, Fenerbahçe’yi pek yakın bir süre içinde Şampiyonlar Ligi’nde kritik maçlar bekliyor. Türk futbolunu Avrupa’da temsil edecek bir takımın daha oturaklı olması lazım, ama maalesef görüntü hiç de öyle değil. Allah’tan Hooijdonk gibi klas bir adam var da, kritik anlarda ortaya çıkıp takımı kurtarıyor. Dün, Kayserisporlu Gökhan, bütün defansı ipe dizer gibi geçerek yakaladığı pozisyonu gole çevirebilseydi, maçın seyri çok daha farklı olurdu. Eğer o gol olsaydı, skor 1-1 olacak, dolayısıyla da Kayserispor morallenecek ve daha dirençli oynayacaktı. Nitekim maçın kırılma noktası da bu oldu.
Yazının Devamını Oku

Tehlikeli oyun

24 Ağustos 2004
Fenerbahçe’de çok yetenekli oyuncular var ama düzgün organize edilmiyor. Daum 1.5 yıldır ısrarını sürdürüyor. Komik duruma düşüyor, herkes ona kahkaha ile gülüyor.
  • * Fenerbahçe’nin mevcut kadrosu hem Türkiye’de, hem de Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olabilir mi? Bu yükü taşır mı?

    FENERBAHÇE
    ’nin şu an sahip olduğu kadro her üç cepheyi de taşır. Yeter ki organizasyon iyi yapılsın. Oyuncular yerli yerinde oynasın. Öyle inatla, kadro kurulmaz. İlk üç haftadaki futbolun dünyada yeri yok. Daum 1.5 yıldır aynı şeylerde ısrar ediyor. Artık komik duruma düşmeye başladı. Tenkit edilmiyor, kahkahalarla gülünüyor.

    Böyle bir oyun tarzı ile Fenerbahçeli oyuncuların ne kapasitesi, ne yetenekleri sahaya yansımaz. En kötüsü futbolcular oyundan soğursa olur. Sahada robot gibi futbol oynanmaz. Bir çok yetenekli oyuncu var ama düzgün organize edilmiyorlar.

    Sahadaki diziliş yanlış. Oyuncular yanlış yerlerde oynatılıyor. Bunlar Fenerbahçe’ye zarar verir. Buna kimsenin hakkı yok. Kaprisle takım gitmez.

    Sağ bekte Serkan Balcı oynuyor. Kaç kere söyledik. Bu adam orta alan için alındı. İki tane milli takım sağbeki var, ikisi de kulübede oturuyor. Aurelio o kadar çok koşuyor ki, ne yaptığını şaşırmış. Tuncay ile Serhat gibi yetenekler, şişirme toplarla hücuma katılıyor. Arkası dönük forvet devamlı yıpranır. Forvet şişirme toplarla hücuma katılınca oyundan soğuyor, yoruluyor. Bunu yapacak bir çok oyuncu var.

    Fabiano alındı, çok ofansifmiş. Ümit Özat nerede oynayacağını şaşırdı. Esas yeri stoper ama her yerde oynuyor. Tebrik etmek lazım. Belki yüzde yüz iyi oynamıyor ama görevini sürekli yapıyor.

    Alex güzel söylemiş. ‘Ben defans oyuncusu değilim’ demiş. Zaten bunu gelmeden önce herkes biliyordu. Ona göre oynatacaksın. Becerisi olan bir adam. Çok büyük dinamizm beklemeyin ondan. İstanbulspor maçında çok net pozisyonlar hazırladı. Çok muhteşem de bir gol attı. Fenerbahçe topun hakimi olarak rakibini yenmeli. Rakip Fener’in peşinden koşmalı. Fenerbahçe rakipten daha iyi oyunculara sahip ama oyun sistemi ile rezil duruma düşüyor. Daum hala inat ediyor, böyle devam edersen Fener’i uçuruma sürüklersin. Bu da Şampiyonlar Ligi’ne yansır ve senin kariyerini etkiler.

    RÜŞTÜ TARTIŞILMAZ

    * Rüştü Reçber yeniden Fenerbahçe’ye dönüyor. Bu transfer sarı lacivertli kulübe ne getirir, ne götürür?

    RÜŞTÜ’
    nün gelmesini kulüpte ve kamuoyunda istemeyenler var. F.Bahçe’nin, maçı çevirebilecek, iyi ve kaliteli bir kaleciye ihtiyacı var. Bu demek değildir ki, Volkan kötü. Rüştü gelir mi, gelmez mi bilemem ama öncelikle F.Bahçe’nin oyun sistemi tartışılmalı. Ama burada en büyük sorun Rüştü’de. F.Bahçe bu kaleciyi getirebilir, iyi oynamaması halinde yedek de kalabilir. Eğer iyi çalışırsa zaten kaleye geçecek. Rüştü tartışılmaz Türkiye’nin en iyi kalecisi. Anladığım kadarıyla orada da iyi çalışıyor. Diğer tarafdan bir sene oynamadığı halde milli formayı giyiyor. Eskisinden daha fazla çalışmak mecburiyetinde. Zaten F.Bahçe’den camiaya rahatsızlık vererek ayrıldı. Barcelona gibi bir kulübe gitmesini F.Bahçeliler istemiyordu. Bu kez çok dikkatli olması lazım. Biraz idmanı sevmeyen bir oyuncu. Daum’un ona müsamaha gösterip gösteremeyeceğini bilemem. Ama Rüştü’nün gelmesini en çok isteyenlerden birisi Daum. Takımı neden bozsun ki. Bütün iş antrenörün elinde. Yönetim de müsaade etmeyeceğine göre, Rüştü büyük sorun olmaz.

    Hakemleri çok beğendim

    * Bu hafta ligde genç hakemler görev yaptı. Üç büyüklerin maçlarını yöneten hakemleri nasıl buldunuz?

    BU hafta yeni hakemleri çok beğendim. Hepsi fevkalede iyi yönetim gösterdiler. Cesur ve kişilikli görüntüleriyle gelecek vaadettiler. Artık hakemleri tartışmamalıyız. Eğer MHK dürüst ise, dürüst atamalar yapıyorsa, bu hakemlere destek vermeliyiz.

    Genç hakemleri keyifle izledim. Kararlı, bilgili ve yüksek kondisyonlarıyla umut verdiler. Türkiye artık hakemleri değil, başka şeyleri konuşmalı. Futbol artık değişiyor. Sistemler, taktikler, oyuncular konuşulmalı. En az konuşulacak şey hakemlerdir. Onlar da hata yapabilir, bundan önce yaptılar, bundan sonra da yapacaklar. Eğer bir hakem sürekli kötü yönetim gösteriyorsa, bunu MHK zaten görecek ve gerekli önlemi alacaktır. Golleri bıraktık, hakemleri konuşuyoruz. Dünyada bu kadar hakem konuşulmuyor.

    Sergen’e ÖZEN

    * Lucescu, Sergen’e övgüler yağdırdı. Rumen teknik adam ‘Sergen, Ortega, Alex ve Felipe’den iyi oyuncu’ yorumu yaptı. Buna katılıyor musunuz?

    HERKESİN
    bir görüşü var. Sergen mükemmel bir oyuncu. Ama Sergen yeteneklerini kullanmayan bir oyuncu. Sergen’in her şekilde kazanılması lazım. Beşiktaş takımına çok faydalı olabilecek bir oyuncu. Alt yapıdan gelmiş ve büyük işler yapmış bir isim. Zorla antrenman yaptıracaksın, sabah akşam meşgul olacaksın. Bunları Sinan Engin yaptı. Antrenmanlarda ilgi gösterirseniz, şevki artar, kendine güveni gelir. Del Bosque alışmış bir çok yıldızla çalışmaya ama burası Türkiye ve burada öyle değil. Birilerinin ona anlatması gerekir.

    Evvela Sergen’in kendisinin futboldan keyif almasını sağlayacaksınız. O zaman hem Beşiktaş, hem Sergen, hem de Del Bosque kazanır.

    Dünya’nın hiç bir yerinde böylesine önemli bir yıldıza bu kadar saradan insan muamelesi yapılmaz. Ona ayrı bir özen göstermelisin. Antrenmanda çalışan oynar mantığı olmaz. Ne demek çok çalışan oynar. Kaliteli oyuncuyu güzel idman yaptırıp, moral verip sahaya çıkarmak gerek.

    Beşiktaş iyi bir takım kurmak istiyorsa, ki iyi bir kadrosu var. Carew, Tümer, Juan Fran, Okan, İbrahim Üzülmez, Pancu, İbrahim Akın yetenekli oyuncular. Sistemin oyuncu karakterine göre yapılması gerekiyor. Del Bosque zamanı iyi kullanmalı.

    BALİÇ BEYİN Mİ?

    * Hagi, Baliç’e övgüler yağdırdı ve orta alanda aradığım ismi buldum dedi. Galatasaray, liderini buldu mu?

    BALİÇ
    çok iyi bir oyuncu. Ameliyatlar geçirdi ve yeni yeni istikrarı yakalamak üzere. Galatasaray takımını sırtlayacak bir oyuncu değil. Baliç beyin değil. İyi topa vuran, rakibi ekarte eden bir özelliğe sahip. İyi oynaması ve kazanılmsı çok güzel ama Galatasaray’ın eksiğini kapatacak özellikte değil. Hagi, 10 numara diyorsa, kendine göre 10 numarayı düşünmeli. Hem oynayacak, hem de oynatacak oyuncu lazım Hagi’ye. Elinde orta alan elemanları var. Hagi bunları kazanamadı. Saido ortada yok. Conçeiçao iyi niyetli ama henüz yeterli değil. İstedikleri sahaya yansıtamıyor. Cihan orta alan oyuncusu ve sağ bekte oynuyor. Volkan’ı kazanmak gerek. Adam piyasada yok. Rize maçında sonradan oyuna aldı. Biraz fazla şans tanınırsa, iyi olacak. Galatasaray’ın elinde daha iyi olabilecek isimler var ama Hagi bunları beğenmiyor. Tabii ki kendine göre haklı olabilir. Belki de idmanlarda kendilerini gösteremiyorlar. Ligin henüz başındayız. Bu sorunları çözmek Hagi’nin elinde.

    ADALET NEREDE?

    * Trabzonspor Ligi’in zirvesinde. Fatih ile Gökdeniz takımınını sırtlıyor ama milli takımda yedek soyunuyor. Yanal’ın bu tercihi doğru mu?

    Gökdeniz
    ile Fatih milli takıma seçildi. Türkiye’nin en iyi orta alan oyuncularından biri olan Hüseyin ise kadroya çağrılmadı. Denizli’de her ikisi de yedek soyundu. Fatih’in milli takımda direkt oynaması gerekiyor. Gökdeniz ise gözün kapalı oynamalı. Bunlar seyirciye sempatik olmak için Trabzon’da oynayacak. Ersen Martin, Denizli’deki maçta oynadı. Ama orada Timuçin unutuldu. Ersun Yanal politik işler yapmaya çalışıyor. Beni sükutu hayala uğratmaya başladı. Milli takımda Gökdeniz oturuyor, Serhat oynuyor. Neyi deniyorsun. Böyle bir adalet olur mu?

    Kafama takılan bir nokta var. Bu Federasyon kendi statüsünü değiştirmeli. Şeref Tribünü’nde bir çok devlet erkanının olduğu yerde Milli Takım Teknik direktörünün ne işi var. Gider kendine ayrılan yerde oturur. Bu görgüsüzlüktür. Daha önce Şenol Güneş’e de yapıldı. Haluk Ulusoy tek adamdı ya. Ama böyle bir şey olmaz. Federasyonun çalışan adamı en ön sırada oturamaz. Orada farklı insanlar oturmalı. Orada tişort ile oturamazsın kardeşim.
Yazının Devamını Oku