Ben Daum’u kötü antrenör diye değil, sahaya sürdüğü kadro ve oyun anlayışı nedeniyle, bazı şeyleri göremediği için eleştirdim, uyardım. Daum’un da güzel bir konuşması var, ‘Kendi kendimi yenilemeye çalışıyorum’ diyor, bu doğru.
* F.Bahçe daha önce de kazanıyor, ama ağır eleştirilere hedef oluyordu. F.Bahçe’de ne değişti de Malatyaspor karşısında iyi futbol sergileyip övgü aldı?
Futbolda kötü oynarken de kazanmak önemli, ancak kötü oyunun çok uzun süre devam etmemesi lazım. Bakıyorum, şöyle böyle 1.5 senedir F.Bahçe kötü oynuyordu. Bunun dışında iyi oynama mentalitesi de yoktu. Dört tane ileride adam, ortaya yardım etmiyor. Dört tane de geride adam oyuna katılmıyor. Şimdi bu Malatya maçında değişti.
Bundan önceki maçlara şöyle bir bakalım. Geri dörtlü topu rakibe bırakıyor, sonra peşinden koşuyordu. İkili mücadeleye girmiyor, topa sahip olmak için rakibin hata yapmasını bekliyordu. Rakibe topu kullanma şansı veriyordu. İyi oynamamasının bir sebebi de buydu. 15-20 topta Luciano, Servet kafaya çıktılar. Ümit sağ tarafı, ikinci devre de Deniz sol tarafı müthiş kullandı. Deniz bir de gol attı. Bundan önce rakip ceza sahasına girdiğinde F.Bahçeliler seyrediyordu. Malatyaspor karşısında her top geldiğinde 5-6 F.Bahçeli 18 içindeydi.
Futbol böyle oynanıyor, böyle de oynanması lazım. Bunun için de insanın Einstein olması gerekmiyor.
Doğrular yapılınca
Ben Daum’u kötü antrenör diye değil, sahaya sürdüğü kadro ve oyun anlayışı nedeniyle, bazı şeyleri göremediği için eleştirdim, uyardım. Daum’un da güzel bir konuşması var, ‘Kendi kendimi yenilemeye çalışıyorum’ diyor, bu doğru.
Milli Takım’da oynamış, eni iyi oyunculardan biri olmuş, 90 dakika her tarafa basmış, orta sahaya dinamizm getiren bir oyuncu olan Serkan’ı ya sağbeke koyuyor ya da kenarda bekletiyordu. Ne yapılmak istendiği belli değildi. Bu ortadan kalktı. Doğru kadrolu bir F.Bahçe, futbolu da iyi oynadığını gösterdi. Şimdi sakatlık olmadığı zaman bu takımın üstünde oynamamak lazım.
Artık ‘Eyvah’ yok
F.Bahçe’ye eleştiriler yapılıyor, ama bu eleştirilerin sonucunda para kazanan biz değiliz. Takım kazandığı zaman yücelecek ve para kazanacak olan Daum. Bize kimse yıldız kondurmayacak. Biz takımın iyi olmasını istiyoruz. Nitekim Daum da itiraf etti ve ‘Güzel oynadık’ dedi. Fizik olarak kötü değil F.Bahçe, futbolu yanlış oynuyordu. Bundan önce de 90 dakika gösterdiği mücadeleyle bunu gösteriyordu. Ama şimdi topu da kullanmaya başladı ve bu da keyif veriyor. F.Bahçe iyi oynarken de yenilebilir, ama ‘Şansımız yoktu’ dersiniz. Ama kötü oynarken yenilirseniz, ‘Eyvah, önümüzdeki hafta ne yapacağız?’ diye düşünürsünüz.
Şimdi Malatya maçında bu güzel futbol ve oyun anlayışı planlı mı yapıldı, kendiliğinden mi oldu bilmiyorum. Sahada devamlı rakibini boğan, topu kazanan, sürekli akın yapan, çok sayıda gol pozisyonuna giren bir F.Bahçe ortaya çıktı.
Manchester maçı gerçek ölçü olacak
* F.Bahçe, Sparta Prag karşısındaki futboluyla ve aldığı sonuçla Şampiyonlar Ligi için umut verdi mi, hedeflediği noktaya ulaşır mı? F.Bahçe’nin grubunu değerlendirir misiniz?
F.Bahçe, Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk maçını kazanıp, 0 puan kompleksinden kurtuldu. Galibiyete rağmen bana umut vermemişti., Malatya maçında oynadığı futbolla ise fikrim değişti. Çünkü Malatyaspor karşısında bir futbol takımı gibi oynadı.
Futbol enteresan bir oyundur. F.Bahçe, Manchester United’ı 1-0 yenmişti ve o maçta İngiliz takımı 90 dakika tek kale oynamıştı. Şimdi normal şartlarda M.United ve Lyon’un F.Bahçe’den iyi oynadıkları kesin. Ama önemli olan sahada maçı kazanmak. İyi olduğunu sahada göstermen gerekiyor.
F.Bahçe akıllı, iyi planlamış şekilde, bir bütün içinde oynarsa kimseye kolay kolay yenilmez. Yenilse bile başabaş oynar.
Carew’de tuhaflık var
* Beşiktaş, ligin ilk 6 haftası sonrası zirveden 10 puan geride kaldı. Beşiktaş neden istenilen futbolu sergileyip sonuçları alamıyor?
Bir kere Beşiktaşlılar şunu bilecek; iyi futbol iyi futbolcu, büyük futbol takımı da büyük futbolcuyla oluşuyor. Beşiktaş büyük diye bazı oyuncuları aldı ki, bunlar standarttı. Siyah beyazlı kulüp transferde bir sürü para harcayıp, o formayı giyemeyecek oyuncular almış. Beşiktaş forması ağırdır, öyle her önüne gelene, ‘Gel bu formayı giy’ diyemezsin. Bu beklentilerine yanıt verememesinin birinci nedeni. İkincisi, Carew’in bu kadar sık sakatlanmasını ben anlayamadım. Norveçli futbolcunun sakatlanmasında bir tuhaflık var. Üstelik Beşiktaş, Carew’den faydalanmak için de bir şey yapmıyor. Üçüncüsü, solbek Juanfran. Beşiktaş neden solbek alır, bunu anlamak da mümkün değil. Hani olağanüstü bir futbolcu olur da -Roberto Carlos gibi- alırsın. Ara sıra Milli Takım’da oynayan bir bek alınmış, o da hazır değil. Onu da Del Bosque istemiş ondan almışlar. Herhalde o da kötü oyuncu istemez, ama bu kadar kötü oynamasını anlamadım. Herhalde hazır değil. Onun hazırlanmaması da eksiklik.
Sergen gibi müthiş bir silah var elinde ve o da çıkıp mükemmel oynadı. Yalnız bu takım Pancu’yu, A. Hassan’ı da kazanmak zorunda. Bunlar yıldız oyuncular ve kenarda oturmaları yanlış. Del Bosque, 6 yıldız olan takımda 2’sini oynatmazsam ne olur diye düşünüyor, ama hata yapıyor.
Hagi, Saidou’ya şans vermeli
* G.Saray’da Saidou neden kadroya alınmıyor, bu futbolcu konusundaki değerlendirmeniz nedir?
G.SARAY oturmuş bir takım görüntüsünde. Yalnız G.Saray’da da teknik direktör Hagi’nin bir inadı var. Saidou 3 aydır ‘Hazır değil’ denilerek kadroda yok. Bu futbolcu nasıl hazır değil, adam kalp ameliyatı olsa, 3 ayda hazır olur. Hagi, ‘Her futbolcudan faydalanmak isterim’ diyor, ama bu futbolcuya hiç şans vermiyor. Bir ifadeye göre, Saidou’yu Hagi almadığı için, oynatmak da istemiyormuş. Ben buna inanmıyorum. Saidou iyi bir orta saha oyuncusuydu, ama Hagi onu hiç kullanmıyor ve ben de bunu anlamıyorum. Bir iki maçta denesin, bakalım ne olacak. Conceiçao hazır değil. Ergün yorgun. Adam 6 senedir, kulüp takımı, Milli Takım her türlü maçı fevkalade iyi oynadı. Biraz da onun dinlenmesi lazım. Dinlenmesi demek Ergün’ün kötü olduğu anlamına gelmez. Bilakis onun bir süre dinlenmesi daha sonra dinamik dönmesi demek.